http://img709.imageshack.us/img709/3299/22ki81.th.gif Beyin hakkında Beynin sevdiği renkler var mı? Beyin huzur açısından en çok mavi ve yeşilin tonlarını sever. Kırmızı, agresifliği artırır. Bu nedenle yatak odalarına kırmızı koymayın. Çalışma odalarına kırmızı koyun ki, beyniniz sürekli dinamik olsun. İyi bir uyku çekmek için yatak odalarında pastel yeşilleri ve eflatunları tercih edin. Sarı ve portakal renk de, dinamik ve üretkenliği artıran renklerdir. Hayatlarında yeşil rengi çok

Bu konu 4960 kez görüntülendi 10 yorum aldı ...
Beyin hakkında bilgiler 4960 Reviews

    Konuyu değerlendir: Beyin hakkında bilgiler

    5 üzerinden | Toplam: 0 kişi oyladı ve 4960 kez incelendi.

  1. #1
    -------------------------------------
    ------------------------------------- - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)

    Standart Beyin hakkında bilgiler


    [Linkleri Görebilmek İçin Üye Olmanız Gerekmektedir. Üye Olmak İçin Tıklayın...]

    Beyin hakkında
    Beynin sevdiği renkler var mı?

    Beyin huzur açısından en çok mavi ve yeşilin tonlarını sever. Kırmızı, agresifliği artırır. Bu nedenle yatak odalarına kırmızı koymayın. Çalışma odalarına kırmızı koyun ki, beyniniz sürekli dinamik olsun. İyi bir uyku çekmek için yatak odalarında pastel yeşilleri ve eflatunları tercih edin. Sarı ve portakal renk de, dinamik ve üretkenliği artıran renklerdir. Hayatlarında yeşil rengi çok tercih edenlerin, huzurlu kişiler olduğu bilinir.

    * Beyin sağlığı için yararlı vitaminler neler?

    B12, belki de beynin sevdiği tek vitamindir. Bu vitamin, hafızayı güçlendirir. Eksikliği halinde, bir demans hastalığı yaşanır. B12 eksikliği beyin hasarı oluşturduğu zaman, bunun geriye dönüşü yoktur. B12, sinir sistemi için en önemli vitamindir. Eksikliği, kansızlık da yapabilir ve bu nedenle beyin hasarı oluşabilir. B12 vitamini, kırmızı ette bulunmaktadır. Çok fazla kırmızı et yemeyenlerin, mutlaka B12 desteği almaları gerekir.

    SAĞ SANAT, SOL DİL!

    * Beynin sağ yarım küresi ile sol yarım küresi arasındaki bağlantı nasıl kurulur?

    Bu iki yarım küre, önemli bağlantı yolları ile aralarında sürekli haberleşirler. Ancak bazen, beynin tam orta hattına bir kitle oturur ve bu kitle bağlantı yollarını sekteye uğratır.

    * Beynimizin hangi tarafının baskın olduğunu nasıl anlayabiliriz?

    Genellikle beynin sağ yarım küresi sosyal başarı, organizasyon, felsefe ve sanat ile alakalıdır. Sol yarım küre ise matematik ve dil öğrenme ile alakalıdır. Bu konuda bilimsel bir test olmamakla birlikte, şu yöntemi uygulayabilirsiniz: Karşımızdaki kişinin yakalaması için havaya bir cisim atın. Refleks olarak cisme hangi koluyla hamle yaparsa, o kolun karşı tarafı baskın tarafıdır. Bazıları bazen sağı, bazen solu tercih eder. Bunlara, farklı beyin ameliyatları yapılır.



    * Kadın ve erkek beyni arasında fark var mıdır?

    Kadın ve erkek beyni arasında; hem anatomik, hem de fonksiyonel olarak hafif farklılıklar vardır. Gramaj olarak kadın beyninin ağırlığı çok hafif düşüktür. Beyin merkezlerindeki kıvrımların bile farklı olduğunu görebiliriz. Kadında ana dili konuşma, yeni bir lisan öğrenme ve iyi bir aksanla bu dili konuşma yeteneği erkeğe göre daha üstündür. Erkek üç bin kelime ile dil konuşurken, kadının kelime kapasitesi 10 bin kelimeyi geçmektedir. Kadın, sosyal alanlarda daha başarılıdır. Organizasyon, zor durumların altından kalkma ve soğukkanlılık konularında kadınlar daha güçlüdür. Buna karşın, matematik yeteneği erkekte biraz daha gelişmiştir. Kadın, yön bulma ve iki arabanın arasına geri geri girme konularında erkeğe göre daha az gelişmiştir. Ancak tekrar yoluyla bu açığını kapatabilir. Bu farklılıklarda genetik faktörler ve salgılanan farklı cinsiyet hormonlarının yanı sıra, sosyal yaşamda yüklenilen farklı görevler de rol oynamaktadır.

    * Beynin kaç gram olduğuyla zeka ölçülebilir mi?

    Zeka beynin gramıyla değil, işlevi ile alakalıdır. İşlev, sonradan geliştirilebilir. Bu; beynin eğitimiyle alakalıdır. Samsun'da kargaların, kırılsınlar diye kırmızı ışıkta bekleyen arabaların ön tekerleklerinin altına cevizleri bıraktıklarına, yeşil ışık yandığında da kırılmış cevizleri topladıklarına tanık oldum. 'Kuş beyinli' lafının tarihe karışması lazım! Bir yazıda da hortumlarıyla boya fırçasını kavrayıp, tablo yapan fillerin varlığını okumuştum. Her şey eğitim, beyin jimnastiği, odaklanma ve başarmayı istemekle alakalı. Beyne ne kadar yeni görev yüklerseniz, o kadar üstesinden gelecektir. Eğer yeterince isterseniz, kanserli hücreleri bile beyin gücünüzle yok edebilirsiniz.



    * Beynin her bölgesi ayrı bir iş mi yapar?

    Beynin ön bölümü kişilikle alakalıdır. Orta bölgede kolları ve bacakları oynatan merkez, hemen yanında ise duyulandıran merkezler vardır. Beynin yan bölümlerinde ise konuşma, duyduğunu anlama, hesap yapma, okuma, sesi ve müzik yorumlama merkezleri bulunmaktadır. En arka bölüm ise, görme fonksiyonları ile ilgilidir. Bu bölüm; ışık, renk, cisim ve hareketi yorumlar. Hipofiz bezi en ortada ve altta yer alır ve çeşitli hormonlar salgılar. En hayati merkez olan beyin sapı, solunumu ve dolaşımı ayarlar. Beyincik ise belirgin olarak denge ile alakalıdır. Ayrıca, görme yollarıyla da bağlantı kurar. Bu bölgelerin birindeki arıza, kademeli olarak diğer bölgelerin düzgün çalışmasını da engeller.Beynin yarısıyla yaşamak hayret edilecek şey değil!

    * Beyinlerinin sadece yarısıyla hayatlarını sürdüren insanlar var. Bunu nasıl başarıyorlar?

    Beynin bir tarafını doğuştan kaplamış olan bir hastalık, zamanla kendi fonksiyonlarını karşı tarafa da yükler. Hastalıklı taraf, beynin sağlam yarısının da iyi çalışmasını engelleyeceği ve devreleri karıştıracağı için mutlaka ameliyatla çıkartılmalıdır. Gazetelerde yer alan, 'Beyninin yarısı ile spor yapıyor ve eğitim görüyor' şeklindeki haberleri, çoğu insan hayretler içinde kalarak okuyor. Oysa, bunların hayret edilecek bir tarafı yoktur. Hastalıklı yarım küre çıkartılırken, orta hatta yakın planda yerleşmiş önemli bağlantı yolları korunmaktadır. Bu, çok incelikli ameliyat teknikleri ile başarılmaktadır. İhtiyaç halinde beyne yeni ve karmaşık görevler yüklenebilir. Bu görevleri yerine getirecek temel merkezler arasındaki haberleşme bağlantılarını kusursuz, hızlı ve koordineli bir şekilde devreye sokacak denetleyici ve düzenleyici merkezler de oluşturulabilir.Ezberlenen bilgi ve şifreler beynin verimini artırır!

    * Beynimizin yüzde kaçını kullanıyoruz?

    Beynin eğitilmesi; yeni fonksiyonların, yeni devrelerin ve kısa yolların gelişmesine yol açar. Müzik eğitimi, sportif aktivitelerle kazanılacak komplike kas koordinasyonları, bulmaca çözmek, kitap okumak, hafızayı artıran ezberler yapmak, şifreleri akılda tutmak ve yabancı dil öğrenmek gibi egzersizler beynin verimini artırır. Bunlar; kişiye yaratıcılık da kazandırır. Sanıldığı gibi; beynin yüzde 20'sini kullanmıyoruz. Aslında belki de yüzde 100'ünü kullanıyoruz. Ancak hangi merkezlerin hangi merkezlerle ve hangi sırayla birbirleriyle haberleştiğini çözmeye çalışıyoruz. İnanılmaz bir sistem var. Bugünün en gelişmiş bilgisayarları bile, beyindeki entegrelerin yerini alacak durumda değil. Bunların özelliklerini hala çözmeye çalışıyoruz. Tüm bunlar, fonksiyonel MR başta olmak üzere bazı özel görüntüleme sistemleri ile de doğrulanmaktadır.


    Konu Bilgileri       Kaynak: www.azeribalasi.com

          Konu: Beyin hakkında bilgiler

          Kategori: Sağlık Kütüphanesi

          Konuyu Baslatan: -------------------------------------

          Cevaplar: 10

          Görüntüleme: 4960

    Konu Dygsuz tarafından (25.12.2009 Saat 21:13 ) değiş;tirilmiş;tir.

  2. #2
    K€M@L - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik Tarihi
    25.08.2008
    Mesajlar
    151
    Konular
    1
    Beğendikleri
    0
    Beğenileri
    0
    Tecrübe Puanı
    575
    @K€M@L

    Standart

    allahım akıl ikir ihsan etsin...

  3. #3
    aZaT07 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik Tarihi
    27.04.2009
    Mesajlar
    1.746
    Konular
    156
    Beğendikleri
    0
    Beğenileri
    0
    Tecrübe Puanı
    816
    @aZaT07

    Standart

    [QUOTE=Maralim_45;94940][IMG]
    [Linkleri Görebilmek İçin Üye Olmanız Gerekmektedir. Üye Olmak İçin Tıklayın...]
    [/IMG]


    Beynin sevdiği renkler var mı?

    Evet vardır. Beynin en sevdiği renk : Kendi rengidir. Yani kremin pembeye kaçan tonu....................

    * Beyin sağlığı için yararlı vitaminler neler?

    Özellikle b komplex, Folik asit ve karbonhidratlar...

    SAĞ SANAT, SOL DİL!

    * Beynin sağ yarım küresi ile sol yarım küresi arasındaki bağlantı nasıl kurulur?

    Bu iki yarım küre, önemli bağlantı yolları ile aralarında sürekli haberleşirler. Ancak bazen, beynin tam orta hattına bir kitle oturur ve bu kitle bağlantı yollarını sekteye uğratır.

    * Beynimizin hangi tarafının baskın olduğunu nasıl anlayabiliriz?

    Solaklar solu, sağlar sağ lopu daha çok kullanılır denilmesine rağmen Beynin genelde sol lopu kullanılır. Sağ lopun %01'ini bile kullanabilenler diğerlerinden biraz daha becerikli kişilerdir.

    Kadınların beyni erkeklerden hafif

    * Kadın ve erkek beyni arasında fark var mıdır?

    Evet vardır. Erkeklerin beynine nazaran kadınların beyinleri daha hafif olmasına rağmen erkekleri anında kontrol altına alabilirler. Bir bayanın karşısında erkeğin beyni pek çalışmaz

    * Beynin kaç gram olduğuyla zeka ölçülebilir mi?

    Bence bunu ölçmeye çalışmayın. Beynin zedelenmesine neden olabilirsiniz. Bu da sizin için hiç iyi olmaz....

    Ön bölüm kişiliği belirler arkası görmeyi düzenler

    * Beynin her bölgesi ayrı bir iş mi yapar?
    Beynin ön bölümü kişilikle alakalıdır. Orta bölgede kolları ve bacakları oynatan merkez, hemen yanında ise duyulandıran merkezler vardır. Beynin yan bölümlerinde ise konuşma, duyduğunu anlama, hesap yapma, okuma, sesi ve müzik yorumlama merkezleri bulunmaktadır. En arka bölüm ise, görme fonksiyonları ile ilgilidir. Bu bölüm; ışık, renk, cisim ve hareketi yorumlar. Hipofiz bezi en ortada ve altta yer alır ve çeşitli hormonlar salgılar. En hayati merkez olan beyin sapı, solunumu ve dolaşımı ayarlar. Beyincik ise belirgin olarak denge ile alakalıdır. Ayrıca, görme yollarıyla da bağlantı kurar. Bu bölgelerin birindeki arıza, kademeli olarak diğer bölgelerin düzgün çalışmasını da engeller.



    Beynin yarısıyla yaşamak hayret edilecek şey değil!

    * Beyinlerinin sadece yarısıyla hayatlarını sürdüren insanlar var. Bunu nasıl başarıyorlar?

    Beynin bir tarafını doğuştan kaplamış olan bir hastalık, zamanla kendi fonksiyonlarını karşı tarafa da yükler. Hastalıklı taraf, beynin sağlam yarısının da iyi çalışmasını engelleyeceği ve devreleri karıştıracağı için mutlaka ameliyatla çıkartılmalıdır. Gazetelerde yer alan, 'Beyninin yarısı ile spor yapıyor ve eğitim görüyor' şeklindeki haberleri, çoğu insan hayretler içinde kalarak okuyor. Oysa, bunların hayret edilecek bir tarafı yoktur. Hastalıklı yarım küre çıkartılırken, orta hatta yakın planda yerleşmiş önemli bağlantı yolları korunmaktadır. Bu, çok incelikli ameliyat teknikleri ile başarılmaktadır. İhtiyaç halinde beyne yeni ve karmaşık görevler yüklenebilir. Bu görevleri yerine getirecek temel merkezler arasındaki haberleşme bağlantılarını kusursuz, hızlı ve koordineli bir şekilde devreye sokacak denetleyici ve düzenleyici merkezler de oluşturulabilir.

    Ezberlenen bilgi ve şifreler beynin verimini artırır!

    * Beynimizin yüzde kaçını kullanıyoruz?[QUOTE]

    Milyonda birini bile kullanamıyoruz......
    DeĞeR VeRDiĞiN iNSaN SeNiN DeĞeRiNi BiLMiYoRSa;
    BıRaK KeNDi DeĞeRi iLe KaLSıN !!!!!!!!!!

  4. #4
    Aydın - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik Tarihi
    01.11.2009
    Mesajlar
    221
    Konular
    53
    Beğendikleri
    0
    Beğenileri
    0
    Tecrübe Puanı
    100
    @Aydın

    Standart

    maralim, en sevdiğim konulardan birine değinmişsin. ellerine sağlık.
    aşşağıda kendi yazdığım bir makaleyi (alıntı değil!) ekliyorum izninle..
    bu konu ankara'da benim de konuşmacı olarak katıldığım bir konferansata prof.dr. şenol dane'nin bir sunumundan yararlanarak hazırlanmıştır.


    serebral lateralizasyon

    serebral lateralizasyon santral sinir sisteminin iki tarafı arasındaki anatomik veya fonksiyonel farklılıklar anlamına gelmektedir. hemisferlerden birinin diğerine göre daha ağır olması anatomik bir lateralizasyon, el tercihi fonksiyonel bir lateralizasyon olarak kabul edilmektedir.

    serebral dominans

    serebral hemisferlerin bir takım spesifik nörolojik fonksiyonların kazanılması, icrası ve kontrolünde farklı yetenekler göstermeleri veya farklı yetenekler için birinin diğerine üstünlüğü olarak tarif edilir. örneğin motor konuşma merkezi (broca alanı) ve duyusal konuşma merkezi (wernicke alanı) insanların çoğunda sol hemisferde bulunmaktadır. insanlarda sözel fonksiyonlar için sol hemisfer, sözel olmayan ve uzamsal fonksiyonlar için ise sağ hemisfer dominanttır.

    el tercihi - cinsiyet ilişkisi

    geschwind, galaburda ve behan el tercihinin in utero (ana rahminde) testosteron seviyeleri ile ilişkili olduğunu ileri sürmüşlerdir. bu teoriye göre, in utero yüksek testosteron seviyeleri solaklığa sebep olmaktadır. bu araştırmacılar, testosteronun sol hemisfer gelişmesini baskılayarak onun dominantlığını ortadan kaldırdığını yani dominantlığın soldan sağa geçmesine sebep olduğu önermektedirler.

    aynı araştırmacılar solaklarda sadece ana rahmindeki gelişim esnasında değil, erişkin hayatta da kan testosteron düzeylerinin sağlaklardan daha yüksek olduğunu rapor etmişlerdir. başka araştırmacılar da onları destekler şekilde anormal dominansa (sağlak olmayan, solaklar ve iki elliler) sahip kişilerde kan testosteron seviyelerinin standart dominansa (sağlaklar) sahip kişilere göre daha yüksek olduğunu göstermişlerdir. bu konuda yapılan çok sayıda çalışma, erkeklerin kadınlara göre daha fazla oranlarda solak olduğunu ortaya koymuştur. erkeklerde sol ellilik insidansı kadınlara göre 1.314 kat fazladır. ayrıca bu çalışmalarda, solak kadınlarda da testosteron seviyesi, sağlak kadınlardan yüksek bulunmuştur.

    el tercihi ve genetik

    el tercihi ile ilgili olarak 2 genetik model ileri sürülmüştür. bunlar:

    1-annett' in "'right shift"' (sağa kayma) teorisi. bu teoriye göre el tercihi aslında şans dağılımı gösteren boy, kilo gibi sürekli bir değişkendir. sağa kaymayı sağlayan right shift (rs+) genidir. bu gen sol hemisfer avantajına ve sağlaklığa sebep olmaktadır. annett bu teorisini bir kitapla ayrıntılı olarak ortaya koymuştur.

    2-mcmanus teorisi: mcmanus annett' in süreklilik teorisini reddetmiş. elliliğe sebep olan genleri d ve c genleri olarak ifade etmiştir. d geni sağlaklığı belirlerken, c geni şansa bağlı olarak sağlaklık ya da solaklığa sebep olabilmektedir.

    yukarıda sözünü ettiğimiz el tercihi ile cinsiyet arasındaki ilişki de ellilikle genetik bağlantı arasındaki ilişkiyi güçlendirmektedir. tekyumurta ikizlerdeki solaklık oranının çift yumutra ikizlerdeki solaklık oranından daha fazla bulunması, annet'in teorisini destekler görünmektedir. ayrıca aynı cins ikizlerin normal topluma kıyasla daha fazla oranda solak içerdiği bulunmuştur.

    genetik ile ellilik arasındaki ilişkiyi kuvvetlendirecek başka çalışmalar da vardır. bazı çalışmalarda siyahlarda solaklık oranının beyazlara kıyasla anlamlı daha fazla olduğu rapor edilmiştir.

    el tercihine (dominansına) benzer şekilde göz, kulak ve ayak dominansları da bildirilmiştir.

    el tercihi göz tercihi ilişkisi

    araştırmalarda, sağ elliler arasında sağ gözlüler oranının sol elliler arasındaki sağ gözlüler oranından fazla olduğu rapor edilmiştir. benzer şekilde, sol göz dominansı oranlarının tam sağlaklarda % 36.1, mix sağlaklarda % 23.3 ve tam solaklarda % 67.6 ve mix solaklarda % 67.6 olduğu belirlenmiştir. sağlakların % 29' unun, solakların ise % 61' inin sol göz dominansına sahip olduğu benzer çalışmalarda bulunmuştur. bunun gibi, sağlakların % 85' inin sağ göz, % 11' inin sol göz ve % 4' ünün her iki göz dominansına sahip olduğu, solakların ise % 67' sinin sağ göz, % 22' sinin sol göz ve % 11' inin her iki göz dominansına sahip olduğu bulunmuştur.

    bu çalışmaların sonuçlarına göre el tercihi ile göz tercihi arasında bire bir olmayan, aşikâr ancak zayıf bir ilişkinin varlığını söylemek mümkündür. bu ilişkilerden yola çıkarak göz tercihinin kazanılmış bir faktör olup el tercihinden etkilendiğini ve el tercihine göre şekillendiğini iddia eden yazarlar da olmuştur.

    göz tercihi - cinsiyet ilişkisi

    9480 erkek ve 8899 kadın ile ilgili cinsiyet-göz tercihi ilişkisi araştırmasında, kadınlarda sol gözlülük insidansı erkeklere göre 1.153 kat daha fazla olarak bulunmuştur. buna göre kadınların sol göz dominansı varlığı ancak bunun istatistiksel olarak anlamlı olmadığı belirtilmektedir.

    el tercihi, göz tercihi ve hastalıklarla ilişkisi

    lateralite çalışmalarında, immün hastalıklar, migren ve gelişimsel öğrenme bozuklukları ile anormal dominansın ilişkisi de incelenmiştir. yapılan bir çalışmada otizmli çocuklarda sol ellilik, sol gözlülük ve çapraz (crossed) el-göz dominansı oranlarının normal topluma göre daha fazla olduğu bulunmuştur. yine şizofren toplumda iki ellilik, sol gözlülük ve çapraz dominans oranının normal topluma kıyasla daha yüksek olduğu bulunmuştur.

    ilginç bir biçimde, bedenin sol tarafındaki immün yanıtın da daha güçlü olarak ortaya çıktığı belirlenmiştir. zona hastalığının bu nedenle tek taraflı oluştuğuna ilişkin çalışmalar yayınlanmıştır. ayrıca otoimmün hastalıkların solaklarda daha fazla oranda görüldüğü rapor edilmiştir. bu son bulgu, solaklarda immün sistemin daha fazla çalışmasına atfedilmiştir.

    gözde kayma derecesi

    iki türk araştırmacı (dane ve gümüştekin) tarafından göz tercihinin skorlanmasına imkan veren basit ve kolay bir yöntem geliştirilmiş ve bu yöntem göz tercihinin sağlak solak şeklinde kesikli değişkenler olmayıp dinamik ve sürekli değişkenler olabileceği fikrini doğurmuştur. bu yöntemle yapılan çalışmada, toplam kayma derecesi sağlaklarda solaklara kıyasla daha uzun olarak bulunmuştur. bunun solaklardaki uzamsal ve sözel olmayan zekâ avantajının sebebi olabileceği iddia edilmiştir.

    reaksiyon zamanı

    solak sporcularda reaksiyon zamanının daha kısa (daha avantajlı) olduğu ve bunun da solakların sporda daha başarılı olmalarının bir sebebi olabileceği yorumu yapılmıştır.

    cinsiyet, göz tercihi ve göz içi basıncı ilişkisi

    erkeklerde, sağ ellilerde ve sağ gözlülerde sağ göz içi basıncının sol göz içi basıncından yüksek olduğu saptanmıştır. ayrıca, hem sağ hem de sol göz içi basınçları solaklarda sağlaklara kıyasla anlamlı daha yüksek olarak bulunmuştur. bir başka çalışmada ise göz içi basıncı açısından cinsiyet farkı bulunmuştur. hem sağ ve hem de sol göz içi basınçları kadınlarda aynı yaş erkeklere göre daha yüksek olarak bulunmuştur.

    bazı anatomik asimetriler

    sağlaklarda sağ, solaklarda ise sol kraniofasial mesafe (kafatasının her iki kenarının orta hatta olan uzaklığı) nin daha küçük ve dar olduğunun tespit edilmesi, bu anatomik asimetrinin insanlarda kulak asimetrisi ile ilişkili olduğu, bunun da beynin yanallaşmasına etki ettiği düşüncesini gündeme getirmiştir. yapılan bazı çalışmalarda, bu düşünceyi destekler nitelikte, sağlaklarda sağ kulak ve solaklarda sol kulak avantajı olduğu bulunmuştur. ayrıca şizofrenlerde bu işitme asimetrisinin azaldığı ve hatta tersine döndüğü görülmüştür.

    doğumdan önceki bebeğin normal pozisyonu, baş aşağıda ve sağ yüz kısmı dışa bakacak biçimdedir. dolayısı ile dışarıdan gelecek uyarımlara karşı sağ kulak algılama önceliğine sahiptir. bu pozisyonun da yukarıda sözü edilen dominansinin oluşmasında etkili olduğu düşünülmektedir.

    bunlardan başka, bu güne kadar tıp literatüründe, doğuştan kör olanlarda şizofreni hastalığının hiç görülmemiş olması, görmenin beynin yanallaşmasına etkisi ve bunun da bazı psikiyatrik hastalıklara etkisinin araştırılmaya değer bir soru olarak ortaya sürülmesine yol açmıştır.

    hemisferlerin baskın oldukları işlevler

    sol hemisfer
    soyut (tasarımsal)
    analitik l
    rasyonel
    mantıklı
    aritmetik
    inisiyatif
    aktif, neşeli
    sözcük algılama
    tekil, detaycı
    zaman kavramı gelişmiş
    sempatik aktivite

    sağ hemisfer
    somut
    bütünsel
    irrasyonel
    duygusal, sanatsal, sezgisel
    geometri
    imajinatif, yaratıcı
    irritable
    ses algılama
    çoğul, bütüncü
    anı yaşayan
    parasempatik aktivite

    dislateralite

    işlevler hemisferler arasında iyi dağılmış ve baskınlıklar yeterince gelişmiş ve hemisferler arası bağlantı iyi ise, kişi iyi lateralize kabul edilir. bunların uyumlu, dengeli, iyi performanslı, ruhsal ve fiziksel sağlığının iyi yönde etkilendiği varsayılır. böyle olmadığı durumda yani lateralite bozukluğu durumunda, dislateralite durumundan sözedilir. bununla beraber hiç kimse %100 sağ elli veya %100 sol elli değildir. ayrıca hemisferler arası blokajların neden olduğu dislateralite tabloları da görülebilir.

    dislateralitenin neden olabileceği sorunlar:

    özellikle okul çağında sık görülen;
    -odaklanma zorluğu
    -geç kalma
    -son dakikada yetişme
    -sınav endişesi
    -organize olamama,
    -konuşma bozuklukları
    -yazma bozuklukları
    -zayıf gramer
    -okuma zorluğu
    -not tutma zorluğu
    -yaşıt arkadaş edinememe
    -çekingenlik
    -katılımcı olmama
    -unutkanlık
    -sık kazalara uğrama
    -beceriksizlik, sakarlık

    lateralizasyon testleri:

    bir kişinin ne oranda lateralize olduğu değişik hareket alışkanlıklarıyla değerlendirilebilir. bunun için standartlaştırılmış şu testler yapılır:

    1-göz testleri
    2-kulak testi
    3-yazan el
    4-alkış
    5-kol bağlama
    6-el bağlama
    7-parmak bağlama
    8-yürüyüşe başlama
    9-merdiven çıkma
    10-bacak bacak üstüne atma

    bunlara ek olarak, cebe eşya koyma, tekme atma ve top yakalama testleri de kullanılabilir. her bir hareket sağ-sol baskınlığa göre puanlanır ve kişinin lateralite skoru belirlenir.

    dislateralizasyon nedenleri: engellenmiş solaklık

    6-12 yaş döneminde daha çok öfke eğilimi, kıskançlık, hiperemotivite, disleksia, düz çizgi çizememe, hesap yapamama ve odaklanma zorluğu gibi sorunlara yol açabilmektedir. 18-20 yaş döneminde ise, anksiyete, taşikardi, konstipasyon gibi fonksiyonel rahatsızlıklara neden olabilir.
    40-45 yaşlarındaysa atopik egzama, psöriyazis, mide ülseri, diyabet gibi daha organik sorunlara yol açabileceği öönerilmektedir.

    dislateralizasyon nedenleri: lateralizasyonun santral blokajı

    bu durumda sol hemisfer aktivitesi azalmış belirgin derecede azalmıştır. oluşum nedenleri:a- kraniyal, servikal veya koksiks travmaları, psişik travmalar, geçirilen hastalıklar (viral hepatit, tüberküloz); b- ilaçlar ve toksik maddeler: nöroleptikler, antidepressanlar, anafranil, benzodiazepin, eroin, tütün; c- mesleksel nedenler (sağ hemisferi aktive eder): müzisyen, ressam, aktör

    lateral blokajın sonuçları

    minör blokajlarda, odaklanma zorluğu, hafıza problemleri, uyku bozuklukları ve yorgunluk gibi belirtiler görülürken, orta düzeyde blokaj, irritabilite, hafif depresyon, menstrüasyon problemleri, fonksiyonel bozukluklar ve fonksiyonel sterilite, ereksiyon sorunu, astım, egzema, kabızlık gibi durumlarla ilişkili olabilir. derin blokajda ise, derin depresyon, ciddi uyku bozukluğu, hafıza kaybı gibi yukarıdaki durumların ağır formları görülebilir.

    sonuç

    lateralite bozukluğu, toplumda yaygın olarak görülen ve çoğu zaman sebebi tam olarak anlaşılamamış birçok hastalığın hazırlayıcısı ya da sebeplerinden biri olarak karşımıza çıkabilen klinik bir sorundur. buna rağmen günümüz kilnik tıp uygulamalarında bu konu neredeyse hiç bilinmemekte ve tanı-tedavi algoritmalarında yer almamaktadır. oysa lateralite, dikate alındığında, basit ve pratik uygulamalar ile birçok hastalık için iyileştirici sonuçları olan düzeltilebilir bir bozukluktur.

  5. #5
    Emine - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik Tarihi
    14.08.2008
    Mesajlar
    20.276
    Konular
    10681
    Beğendikleri
    0
    Beğenileri
    13
    Tecrübe Puanı
    100
    @Emine

    Standart

    ama ben kirmiziyi cok severim ben akrasifmiyim yaws cok
    benim yatak odasinin rengi krem ve kahve rengi oylede guzel uyuyorumki

  6. #6
    BeeLaa - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik Tarihi
    04.10.2009
    Mesajlar
    224
    Konular
    12
    Beğendikleri
    0
    Beğenileri
    0
    Tecrübe Puanı
    535
    @BeeLaa

    Standart

    Alıntı Emine Rumuzlu Üyeden Alıntı
    ama ben kirmiziyi cok severim ben akrasifmiyim yaws cok
    benim yatak odasinin rengi krem ve kahve rengi oylede guzel uyuyorumki
    sen yine iyisin
    bende beyinde kalmadi
    rengsiz goruyom herseyi

  7. #7
    Nazlımcan - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik Tarihi
    26.11.2009
    Mesajlar
    1.908
    Konular
    111
    Beğendikleri
    0
    Beğenileri
    0
    Tecrübe Puanı
    591
    @Nazlımcan

    Standart

    Beynim tatilde Ne düşüneceğimi bile unuttum

  8. #8
    Aydın - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik Tarihi
    01.11.2009
    Mesajlar
    221
    Konular
    53
    Beğendikleri
    0
    Beğenileri
    0
    Tecrübe Puanı
    100
    @Aydın

    Standart

    Alıntı Nazlımcan Rumuzlu Üyeden Alıntı
    Beynim tatilde Ne düşüneceğimi bile unuttum

    en güzeli senin durumun nazlımcan )

  9. #9
    Nazlımcan - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik Tarihi
    26.11.2009
    Mesajlar
    1.908
    Konular
    111
    Beğendikleri
    0
    Beğenileri
    0
    Tecrübe Puanı
    591
    @Nazlımcan

    Standart

    Alıntı aydın Rumuzlu Üyeden Alıntı
    en güzeli senin durumun nazlımcan )
    Teşekkür ederim Aydın seninde cevabın çok samimi ama gerçeğim bu bende tereddütsüz yazdım.

    Eleştirmeden, kınamadan tek kelime ile tebessüm ettirdin, sağol


  10. #10
    BeeLaa - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik Tarihi
    04.10.2009
    Mesajlar
    224
    Konular
    12
    Beğendikleri
    0
    Beğenileri
    0
    Tecrübe Puanı
    535
    @BeeLaa

    Standart



    Beynimi Kaybettim
    Hükümsüzdür
    αşk вι kυм ѕααтι gιвι∂ιя.kαℓρ ∂σℓαяkєη вєуıη вσşαℓıя

Etiketler

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajinizi Degistirme Yetkiniz Yok
  •  

Giriş

Giriş