Şems-i Tebrizin 40 Kuralı Birinci kural : Yaradanı hangi kelimelerle tanımladığımız , kendimizi nasıl gördüğümüze ayna tutar.Şayet Allah dendi mi öncelikle korkulacak,utanılacak bir varlık geliyorsa aklına,demek ki sen de korku ve utanç içerisindesin çoğunlukla.Yok eğer,Allah dendi mi evvela aşk,merhamet ve şefkat geliyorsa aklına , sen de bu vasıflardan bolca mevcut demektir. İkinci kural : Hak yolunda ilerlemek yürek işidir,akıl işi değil.Kılavuzun daima yüreğin olsun,omzun üstünde ki

Bu konu 5672 kez görüntülendi 5 yorum aldı ...
Şems-i Tebrizi'n 40 Kuralı 5672 Reviews

    Konuyu değerlendir: Şems-i Tebrizi'n 40 Kuralı

    5 üzerinden | Toplam: 0 kişi oyladı ve 5672 kez incelendi.

  1. #1
    Dygsuz - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik Tarihi
    30.07.2008
    Mesajlar
    10.793
    Konular
    3263
    Beğendikleri
    0
    Beğenileri
    3
    Tecrübe Puanı
    1047
    @Dygsuz

    Standart Şems-i Tebrizi'n 40 Kuralı

    Şems-i Tebrizin 40 Kuralı

    Birinci kural : Yaradanı hangi kelimelerle tanımladığımız , kendimizi nasıl gördüğümüze ayna tutar.Şayet Allah dendi mi öncelikle korkulacak,utanılacak bir varlık geliyorsa aklına,demek ki sen de korku ve utanç içerisindesin çoğunlukla.Yok eğer,Allah dendi mi evvela aşk,merhamet ve şefkat geliyorsa aklına , sen de bu vasıflardan bolca mevcut demektir.

    İkinci kural : Hak yolunda ilerlemek yürek işidir,akıl işi değil.Kılavuzun daima yüreğin olsun,omzun üstünde ki kafan değil.Nefsini bilenlerden ol silenlerden değil !

    Üçüncü kural : Kur'an dört seviyede okunabilir.İlk seviye zahiri manadır.Sonra ki batıni manadır.Üçüncü batıninin batınisidir.Dördüncü seviye o kadar derindir ki kelimeler kifayetsiz kalır tarif etmeye.

    Dördüncü kural :
    Kainatta ki her zerre de Allah'ın sıfatlarını bulabilirsin,çünkü o camide , mescitte,kilisede , havra da değil , her an her yerdedir.Allah'ı görüp yaşayan olmadığı gibi , O'nu görüp ölen de yoktur.Kim O'nu bulursa sonsuza dek O'nda kalır.

    Beşinci kural: Aklın kimyası ile aşkın kimyası başkadır.Akıl temkinlidir.Korka korka atar adımlarını."Aman sakın kendini " diye tembihler.Halbu ki aşk öyle mi ?Onun tek dediği :"Bırak kendini ko gitsin!"
    Akıl kolay kolay yıkılmaz.Aşk ise kendini yıpratır,harap düşer.Halbuki hazineler ve defineler yıkıntılar arasında olur.Ne varsa harap bir kalpte var!

    Altıncı kural: Şu dünyada ki çatışma,önyargı,ve husumetlerin çoğu dilden kaynaklanır.Sen sen ol kelimelere fazla takılma.Aşk diyarında dil zaten hükmünü yitirir.Aşk dilsiz olur.

    Yedinci kural :Şu hayatta tek başına inzivada kalarak,sadece kendi sesinin yankısını duyarak,Hakikat'i keşfedemezsin.Kendini ancak bir başka insanın aynasında tam olarak görebilirsin.

    Sekizinci kural:Başına ne gelirse gelsin,karamsarlığa kapılma.Bütün kapılar kapansa bile,sonunda O sana kimsenin bilmediği gizli bir patika açar.Sen şu an da göremesende dar geçitler ardında nice cennet bahçeleri var.Şükret!İstediğini elde edince şükretmek kolaydır.Sufi, dileği gerçekleşmediğinde de şükredebilendir.

    Dokuzuncu kural : Sabretmek öylece durup beklemek değil,ileri görüşlü olmak demektir.Sabır nedir ? Dikene bakıp gülü,geceye bakıp gündüzü tahayyül edebilmektir.Allah aşıkları sabrı gülbeşeker gibi tatlı tatlı emer,hazmeder.Ve bilirler ki; gökte ki ayın hilalden dolunaya varması için zaman gerekir.

    Onuncu kural : Ne yöne gidersen git,-Doğu,Batı,Kuzey,Güney- çıktığın her yolculuğu içine doğru bir seyahat olarak düşün.Kendi içine yolculuk eden kişi sonunda arzı dolaşır.

    On birinci kural : Ebe bilir ki sancı çekilmeden doğum olmaz,ana rahminden bebeğe yol açılmaz.Senden yepyeni ve taze bir sen zuhur edebilmesi için zorluklara,sancılara hazır olman gerekir.

    On ikinci kural :
    Aşk bir seferdir.Bu sefere çıkan her yolcu ,istese de istemese de tepeden tırnağa değişir.Bu yollara dalıpta değişmeyen yoktur.

    On üçüncü kural : Şu dünya da semadaki yıldızlardan daha fazla sayıda sahte hacı,hoca,şeyh,şıh var.Hakiki mürşid seni kendi içine bakmaya nefsini aşıp kendinde ki güzellikleri bir bir keşfetmeye yönlendirir.Tutupda ona hayran olmaya değil.

    On dördüncü kural : Hakk'ın karşına çıkardığı değişimlere direnmek yerine,teslim ol.Bırak hayat sana rağmen değil,seninle beraber aksın."Düzenim bozulur,hayatım alt üst olur"diye endişelenme.Nereden biliyorsun hayatının altının üstünden daha iyi olmayacağını?

    On beşinci kural : Allah içte ve dışta her an hepimiz tamama erdirmekle meşguldür.Tek tek her birimiz tamamlanmamış sanat eseriyiz.Yaşadığımız her hadise atlattığımız her badire eksiklerimizi gidermemiz için tasarlanmıştır.Rabb noksanlarımızla ayrı ayrı uğraşır çünkü beşeriyet denen eser,kusursuzluğu hedefler.

    On altıncı kural : Kusursuzdur ya Allah, O'nu sevmek kolaydır.Zor olan hatasıyla sevabıyla fani insanları sevmektir.Unutma ki kişi bir şeyi ancak sevdiği ölçüde bilebilir.Demek ki hakikaten kucaklamadan ötekini,Yaradan'dan ötürü yaratılanı sevmeden,ne layıkıyla bilebilir,ne layıkıyla sevebilirsin.


    On yedinci kural: Esas kirlilik,dışta değil içte,kisvede değil kalpte olur.Onun dışında ki her lekene kadar kötü görünürse görünsün,yıkandı mı temizlenir,suyla arınır.Yıkamakla çıkmayan tek pislik kalplerde yağ bağlamış,haset ve art niyyettir.

    On sekizinci kural : Tüm kainat olanca katmanları ve karmaşasıyla insanın içinde gizlenmiştir.Şeytan dışımızda bizi ayartmayı bekleyen korkunç bir mahluk değil,bizzat içimizde bir sestir.Şeytanı kendinde ara;dışında , başkalarında değil.Ve unutma ki nefsini bilen Rabbini bilir.Başkalarıyla değil sadece kendisiyle uğraşan insan,sonun da mükafat olarak Yaradan'ı tanır.

    On dokuzuncu kural :
    Başkalarından ilgi,saygı ve sevgi bekliyorsan,önce sırasıyla kendine borçlusun bunları.Kendini sevmeyen birinin başkasını sevmesi mümkün değildir.Sen kendini sevdiğin halde dünya sana diken yolladı mı,sevin.Yakında gül yollayacak demektir.

    Yirminci kural : Yolun ucunun nereye varacağını düşünmek beyhude bir çabadan ibarettir.Sen sadece atacağın ilk adımı düşünmekle yükümlüsün.Gerisi zaten kendiliğinden gelir.


    Yirmi birinci kural : Hepimiz farklı sıfatlarla sıfatlandırıldık.Şayet Allah herkesin tıpatıp aynı olmasını isteseydi,hiç şüphesiz öyle yapardı.Farklılıklara saygı göstermemek,kendi doğrularını başkalarına dayatmaya kalkmak,Hakk'ın mukaddes nizamına saygısızlık etmektir.

    Yirmi ikinci kural : Hakiki Allah aşığı bir meyhaneye girdi mi orası ona namazgah olur.Ama bekri aynı namazgaha girdimi orası ona meyhane olur.Şu hayatta ne yaparsak yapalım,niyetimizdir farkı yaratan,suret ile yaftalar değil.

    Yirmi üçüncü kural : Yaşadığımız hayat elimize tutuşturulmuş rengarenk ve emanet bir oyuncaktan ibaret.Kimisi oyuncağı o kadar ciddiye alır ki ağlar,perişan olur onun için.Kimisi eline alır almaz şöyle bir kurcalar oyuncağı , kırar ve atar.Ya aşırı kıymet verir , ya kıymet bilmeyiz.
    Aşırılıklardan uzak dur.Sufi ne ifrattadırne tefritte.Sufi daima orta yerde...

    Yirmi dördüncü kural : Madem ki insan eşref-i mahlukattır,yani varlıkların en şereflisi,attığı her adımda Allah'ın yeryüzünde ki halifesi olduğunu hatırlayarak ,buna yakışır soylulukta hareket etmelidir.İnsan yoksul düşse,iftiraya uğrasa,hapse girse,hatta esir olsa bile,gene de başı dik,gözü pek,gönlü emin bir halife gibi davranmaktan vazgeçmemelidir.

    Yirmi beşinci kural :
    Cenneti ve cehennemi illa ki gelecekte arama.İkisi de şu an da burada mevcut.Ne zaman birini çıkarsız,hesapsız ve pazarlıksız sevmeyi başarsak, cennetteyiz aslında.Ne vakit birileriyle kavgaya tutuşsak;nefrete,hasede ve kine bulaşsak,tepetaklak cehenneme düşüveririz.

    Yirmi altıncı kural :
    Kainat yekvücud, tek varlıktır.Herşey ve herkes görünmez iplerle birbirine bağlıdır.Sakın kimsenin ahını alma;bir başkasının hele hele senden zayıf olanın canını yakma.Unutma ki dünyanın öte ucunda tek bir insanın kederi,tüm insanlığı mutsuz edebilir.Ve bir kişinin saadeti herkesin yüzünü güldürebilir.

    Yirmi yedinci kural : Şu dünya bir dağ gibidir, ona nasıl seslenirsen o da sana öyle aksettirir.Ağzından hayırlı bir laf çıkarsa,hayırlı laf yankılanır,Şer çıkarsa sana gerisin geri şer yankılanır.
    Öyleyse kim ki senin hakkında kötü konuşur,sen o insan hakkında kırk gün kırk gece güzel sözler et.Kırk günün sonunda göreceksin herşey değişmiş olacak.Senin gönlün değişirse dünya değişir.

    Yirmi sekizinci kural : Geçmiş zihinlerimizi kaplayan bir sis bulutundan ibaret.Gelecek ise başlı başına bir hayal perdesi.Ne geleceğimizi bilebilir,ne geçmişimizi değiştirebiliriz.Sufi daima şu anın hakikatini yaşar.

    Yirmi dokuzuncu kural :
    Kader hayatımızın önceden çizilmiş olması demek değildir.Bu sebepten,"ne yapalım, kaderimiz böyle"deyip boyun bükmek cehalet göstergesidir.Kader yolun tamamını değil,sadece yol ayrımlarını verir.Güzergah bellidir ama tüm dönemeç ve sapaklar yolcuya aittir.Öyleyse ne hayatının hakimisin,ne de hayat karşısında çaresizsin

    Otuzuncu kural : Hakiki sufi öyle biridir ki başkaları tarafından kınansa,ayıplansa,dedikodusu yapılsa,hatta iftiraya uğrasa bile,o ağzını açıpta kimse hakkında tek kelime kötü laf etmez.
    Sufi kusur görmez kusur örter.

    Otuz birinci kural : Hakk'a yakınlaşabilmek için kadife gibi bir kalbe sahip olmalı.Her insan şu veya bu şekilde yumuşamayı öğrenir.Kimi bir kaza geçirir,kimi ölümcül bir hastalık,kimi ayrılık acısı çeker, kimi maddi kayıp...Hepimiz kalpteki katılıkları çözmeye fırsat veren badireler atlatırız.Ama kimimiz bunda ki hikmeti anlar ve yumuşar; kimimiz ise ,ne yazık ki daha da sertleşerek çıkar.

    Otuz ikinci kural : Aranızda ki perdeleri tek tek kaldır ki Allah'a saf bir aşkla bağlanabilesin.Kuralların olsun ama kurallarını başkalarını dışlamak yahut yargılamak için kullanma.Bilhassa putlardan uzak dur,dost.Ve sakın kendi doğrularını putlaştırma.İnancın büyük olsun ama inancınla büyüklük taslama !

    Otuz üçüncü kural :
    Bu dünyada herkes bir şey olmaya çalışırken sen HİÇ ol! Menzilin yokluk olsun.İnsanın çömlekten farkı olmamalı.Nasıl ki çömleği tutan dışında ki biçim değil içinde ki boşluk ise,insanı ayakta tutan da benlik zannı değil hiçlik bilincidir.

    Otuz dördüncü kural :
    Hakk'a teslimiyet ne zayıflı ne edilgenliktir demektir.Tam tersine,böylesi bir teslimiyet son derece güçlü olmayı gerektirir.Teslim olan insan çalkantılı ve girdaplı sularda debelenmeyi bırakır;emin bir beldede yaşar.

    Otuz beşinci kural : Şu hayyat ancak tezatlarla ilerleyebiliriz.Mümin içinde ki münkirle tanışmalı,Allah'a inanmayan kişi ise içinde ki inananla.İnsan-ı kamil mertebesine varana kadargıdım gıdım ilerler kişi.Ve ancak tezatları kucaklayabildiği ölçüde olgunlaşır.

    Otuz altıncı kural :
    Hilden,desiseden endişe etme.Eğer birileri sana tuzak kuruyor,sana zarar vermek istiyorsa,Allah da onlara tuzak kuruyordur.Çukur kazanlar o çukura kendileri düşer.Bu sistem karşılıklar esasına göre işler.Ne bir katre hayır karşılıksız kalır,ne bir katre şer.O'nun bilgisi dışında yaprak bile kıpırdamaz.Sen sadece buna inan !

    Otuz yedinci kural :Allah kılı kırk yarark titizlikle çalışan bir saat ustasıdır.O kadar dakiktir ki sayesinde her şey tam zamanında olur.Ne bir saniye erken,ne bir saniye geç.Her insan için bir aşık olma zamanı vardır;bir de ölmek zamanı.

    Otuz sekizinci kural :Yaşadığım hayatı değiştirmeye,kendimi dönüştürmeye hazır mıyım ? diye sormak için hiçbir zaman geç değil.Kaç yaşında olursak olalım,başımızdan ne geçmiş olursa olsun,tamamen yenilenmek mümkün.
    Tek bir gün bile öncekinin tıpatıp tekrarıysa,yazık !
    Her an her nefeste yenilenmeli.Yepyeni bir yaşama doğmak için ölmeden önce ölmeli.

    Otuz dokuzuncu kural : Noktalar sürekli değişse de bütün aynıdır.Bu dünyadan giden her hırsız için bir hırsız daha doğar.Ölen her dürüst insanın yerini bir dürüst insan alır.Hem bütün hiçbir zaman bozulmaz.Her şey yerli yerinde kalır,merkezinde...Hem de bir günden bir güne hiçbir şey aynı olmaz.
    Ölen her sufi için bir sufi daha doğar.

    Kırkıncı kural :Aşksız geçen bir ömür beyhude yaşanmıştır.Acaba ilahi aşk peşinde mi koşmalıyım,yoksa dünyevi,semavi ya da cismani diye sorma!ayrımlar ayrımları doğurur.AŞK'ın hiçbir sıfat ve tamlamaya ihtiyacı yoktur.


    Konu Bilgileri       Kaynak: www.azeribalasi.com

          Konu: Şems-i Tebrizi'n 40 Kuralı

          Kategori: Tasavvuf

          Konuyu Baslatan: Dygsuz

          Cevaplar: 5

          Görüntüleme: 5672


  2. #2
    korkut76 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik Tarihi
    23.05.2009
    Yaş;
    50
    Mesajlar
    89
    Konular
    49
    Beğendikleri
    0
    Beğenileri
    0
    Tecrübe Puanı
    0
    @korkut76

    Standart

    Emeyine saglik teşekkür paylaşimin için.

  3. #3
    Sehrabanu - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik Tarihi
    17.04.2009
    Mesajlar
    430
    Konular
    47
    Beğendikleri
    0
    Beğenileri
    0
    Tecrübe Puanı
    619
    @Sehrabanu

    Standart

    tskler duygusuz
    semsi tebrizinin mezarını konyada minlerce insanın ziyaret etdiyini gorunce çok gururlanmışdım...
    GÜNAH BENİM KİME NE.....???????

  4. #4
    SONALPEREN - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik Tarihi
    26.07.2010
    Mesajlar
    31
    Konular
    5
    Beğendikleri
    0
    Beğenileri
    0
    Tecrübe Puanı
    0
    @SONALPEREN

    Standart

    arkadaşlarımla bir güzergah çizmiştik tarih ve zaman ayarlamasınıda yaptıktan sonra
    ilk ankaraya efendi dedemize niyaz edip destur aldıktan sonra konya devam ettik hz mevlanayı ziyaretettik akabinde aşk denince benim aklıma ilk gelen zatlardan olan hz şemse gitmek istedik amma kabrini bilmiyorduk yaklaşık 3 saat boyunca her gördüğümüze sorduk bilenler bile söylemediler kendimce günümüzdebile şems düşmanlığı devammı ediyor diye düşündüm velhasıl bulduk sultanın kabri diye geçen biryeri oradamıydı değilmiydi bilemiyeceğim amma
    nedense orada daha fazla duygusal ve daha fazla coşkulu bir hale kapıldık ayrılması çok zor gelmişti

  5. #5
    ŞiMaL - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik Tarihi
    10.12.2009
    Mesajlar
    21.656
    Konular
    10831
    Beğendikleri
    0
    Beğenileri
    2
    Tecrübe Puanı
    100
    @ŞiMaL

    Standart

    Teşekkürler

  6. #6
    tufany - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik Tarihi
    02.04.2013
    Mesajlar
    4
    Konular
    0
    Beğendikleri
    0
    Beğenileri
    0
    Tecrübe Puanı
    0
    @tufany

    Standart Cevap: Şems-i Tebrizi'n 40 Kuralı

    Çok güzel ve özel bir paylaşım. Teşekkür ediyorum. Ayrıca böylesi büyük insanların mezarı olmaz. Onlar zaten her an konuşabileceğin kadar yakınında olurlar. Yeter ki ne konuşmak istediğini ve kiminle konuşmak istediğini belirle. Saygımla...

Etiketler

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajinizi Degistirme Yetkiniz Yok
  •  

Giriş

Giriş