Duygu Dünyası
Kılıç Ali:
“Kin, garez, hele intikam bilmediği, nefret ettiği şeylerdi. Çok sabırlı bir insandı.”
Azerbaycan Büyükelçisi İbrahim Abilev:
“[Büyük taarruza kadar] M. Kemal Paşanın gösterdiği tahammül ve sabır, korkunç bir şeydir.”
Şevket Süreyya Aydemir:
“Af ve hoşgörüyü ahlak edinmişti.”
F. R. Atay:
“Kurtuluş Savaşı hainlerini bile affetmesi insan zaaflarına karşı feylezofça davranışının eseridir. Bir gün barışmayacağı bir düşmanı, bir gün bağışlamayacağı bir suç yoktu diyebilirim. Not defterime aldığım en güzel sözlerden biri şudur: ‘Ben onları affederim, çünkü kalbim vardır. Onlar beni affetmezler, çünkü kalpsizdirler.’”
Hikmet Bayur:
“Sevmek, sevilmek, gönül almak konularında çok duyguluydu.”
R. Eşref Ünaydın:
“Arkadaşlarından birinin ölmesine, canından bir parça alınmış gibi sızlanırdı.”
Dr. Mim Kemal Öke:
“Arkadaşlarının sıhhati üzerine titrerdi. Bilhassa Maarif Vekili Necati’nin ölümünden sonra yanındakilerin sıhhatine karşı fevkalade bir titizlik göstermeye başlamıştı. (..) Biraz da kendi sıhhatine ehemmiyet verse ne olurdu.”
İ. Habip Sevük:
“Dikkat ediyorum, kurbanlar kesilirken Paşa bakamıyor, kafasını sağa sola çeviriyor yahut ayaklarının ucuna bakıyor. Bilmem kaçıncı kurbanda, yanındaki zata doğru eğildi, ‘ben kurbana bakamam’ dedi.”
Y. K. Karaosmanoğlu:
“Atatürk mesut bir adam değildi. İnsanlığın ters kaderini değiştirmek, imkan dünyasının sınırlarını kendi sınırsız hülyalarına göre genişletmek isteyen bütün ideal fedaileri, bütün gerçek kahramanlar ve gerçek evliyalar gibi bedbaht ve mustaripti. Zira hakikat ile hayalin, irade ile imkanın dinmek bilmeyen ezeli muharebesi onun ruhunda da cereyan ediyor, ruhunu kasıp kavuruyordu.”