PERİ BACALARININ OLUŞUMU Vadi yamaçlarından inen sel suları ve rüzgarın, tüflerden oluşan yapıyı aşındırmasıyla ‘Peribacası’ adı verilen ilginç oluşumlar ortaya çıkmıştır. Sel sularının dik yamaçlarda kendine yol bulması, sert kayaların çatlamalarına ve kopmalarına neden olmuştur. Alt kısımlarda bulunan ve daha kolay aşınan malzemenin derin bir şekilde oyulması ile yamaç gerilemiş, böylece üst kısımlarda yer alan şapka ile aşınmadan korunan konik biçimli gövdeler ortaya çıkmıştır. Daha çok

Bu konu 3914 kez görüntülendi 2 yorum aldı ...
PERİ BACALARI 3914 Reviews

    Konuyu değerlendir: PERİ BACALARI

    5 üzerinden | Toplam: 0 kişi oyladı ve 3914 kez incelendi.

  1. #1
    -
    - - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)

    Standart PERİ BACALARI

    PERİ BACALARININ OLUŞUMU
    Vadi yamaçlarından inen sel suları ve rüzgarın, tüflerden oluşan yapıyı aşındırmasıyla ‘Peribacası’ adı verilen ilginç oluşumlar ortaya çıkmıştır. Sel sularının dik yamaçlarda kendine yol bulması, sert kayaların çatlamalarına ve kopmalarına neden olmuştur. Alt kısımlarda bulunan ve daha kolay aşınan malzemenin derin bir şekilde oyulması ile yamaç gerilemiş, böylece üst kısımlarda yer alan şapka ile aşınmadan korunan konik biçimli gövdeler ortaya çıkmıştır. Daha çok Ürgüp civarında bulunan şapkalı peribacaları konik gövdeli olup, tepe kısımlarında bir kaya bloku bulunmaktadır. Gövde tüf, tüffit ve volkan külünden oluşmuş kayaçtan; şapka kısmı ise lahar ve ignimbirit gibi sert kayaçlardan oluşmaktadır. Yani şapkayı oluşturan kaya türü, gövdeyi oluşturan kaya topluluğuna oranla daha dayanıklıdır. Bu peribacasının oluşumu için ilk koşuldur. Şapkadaki kayanın direncine bağlı olarak, peribacaları uzun veya kısa ömürlü olmaktadır. Kapadokya Bölgesi’nde erozyonun oluşturduğu peribacası tipleri; şapkalılar, koniler, mantar biçimliler, sütunlar ve sivri kayalardır. Peribacaları en yoğun şekilde Ürgüp- Uçhisar- Avanos üçgeni arasında kalan vadilerde, Ürgüp-Şahinefendi arasında, Nevşehir Çat kasabası civarında, Kayseri Soğanlı vadisinde ve Aksaray Selime köyü civarında bulunmaktadır.

    JEOLOJİK OLUŞUM
    Kapadokya Bölgesi’ndeki Erciyes, Hasandağı ve Göllüdağ jeolojik devirlerde aktif birer volkandı. Volkanların püskürmeleri Üst Miyosen’de (10 milyon yıl önce) başlayıp, Pliosen’e (2milyon yıl önce) kadar sürmüştür. Neojen gölleri altındaki yanardağlardan çıkan lavlar, platoda, göller ve akarsular üzerinde 100-150m. kalınlığında farklı sertlikler halinde tüf tabakasını oluşturmuştur. Bu tabakanın bünyesinde tüften başka tüffit ignimbirit tüf, lahar, volkan külü, kil, kumtaşı, marn aglomera ve bazalt gibi jeolojik kayaçlar bulunmaktadır. Ana volkanlardan püsküren maddelerle şekillenen plato, şiddeti daha az olan küçük volkanların püskürmeleriyle sürekli değişime uğramıştır. Üst Pliosen’den başlayarak -başta Kızılırmak olmak üzere- akarsu ve göllerin bu tüf tabakasını aşındırmaları nedeniyle bölge bugünkü halini almıştır.

    GÖREME
    Nevşehir’e 10km. uzaklıktaki Göreme, Nevşehir-Ürgüp-Avanos üçgeni arasındaki etrafı vadilerle çevrili bölgede yeralır. Göreme kasabası’nın eski adları “Korama, Matiana, Maccan ve Avcılar”dır. Göreme ile ilgili 6. yüzyıla ait bir belgede ilk olarak ‘Korama’ adına rastlanıldığından dolayı en eski adının bu olduğu düşünülmektedir. Bu belgede Aziz Hieron’un 3. yüzyıl sonlarında Korama’da doğduğu, Malatya’da 30 arkadaşı ile birlikte şehit olduğu ve elinin kesilerek annesine; Korama’ya getirildiğinden bahsedilmektedir. Koramalı Şehit Aziz Hieron’un, Göreme Açık Hava Müzesi içinde yeralan Tokalı Kilise’de oldukça büyük boyutta resmedilmiş bir tasviri bulunmaktadır. Göreme ve çevresinin Roma Dönemi’nde Venessalıların (Avanos) nekropol alanı olarak kullanıldığı düşünülmektedir. Gerek Göreme’nin merkezindeki anıt gibi büyük peribacasının içine oyulmuş iki sütunlu Roma mezarı, gerekse civarında yeralan çok sayıdaki mezarlar bu görüşü desteklemektedir. Orta çağın ilk evrelerinde hıristiyanlar için önemli bir dini merkez olan Göreme, 11. ve 13. yüzyılda Aksaray yakınlarındaki Mokissos’a bağlı bir piskoposluk merkeziydi. Göreme ve çevresinde çok sayıda manastır, kilise ve şapel bulunmasına karşın yapılış tarihleri hakkında yeterli bir kitabe bulunmamaktadır. Bu nedenle bu dini yapılar daha çok ya ikonografik açıdan ya da mimari özelliklerine göre tarihlenebilmektedir.

    ÜRGÜP
    Nevşehir’in 20km. doğusunda olan Ürgüp Kapadokya Bölgesinin en önemli merkezlerindendir. Göreme’de olduğu gibi tarihsel süreç içerisinde çok sayıda isme sahip olmuştur. Bizans Döneminde Osiana (Assiana), Hagios Prokopios; Selçuklular Dönemi’nde Başhisar; Osmanlılar zamanında Burgut kalesi; Cumhuriyetin ilk yıllarından itibaren de Ürgüp adıyla anılmıştır. Ürgüp ve civarındaki ilk yerleşim antik adı Tomissos olan Damsa Çayı’nın doğusundaki Avla Dağı etekleridir. İngiliz Arkeolog Ian Todd’un burada yaptığı yüzey araştırması sonucunda çok sayıda obsidiyenden ve sileksten Paleolitik Dönem’e ait aletler bulmuştur. Daha geç dönemlere ait en önemli kalıntılar ise Ürgüp kasaba ve köylerinde bulunan Roma Dönemi’ne ait kaya mezarlardır. Bizans Döneminde de önemli bir dini merkez olan Ürgüp, köy, kasaba ve vadilerindeki kaya kiliselerin ve manastırların piskoposluk merkeziydi. 11. yüzyılda Ürgüp, Selçuklular’ın önemli kentleri Konya’ya ve Niğde’ye açılan önemli bir kale konumundaydı. Bu döneme ait iki yapı kentin merkezindeki Altıkapılı ve Temenni Tepesi Türbeleri’dir. Bir anne ve iki kızına ait olan ve 13. yüzyılda yaptırılan ‘Altı Kapılı Türbe’, altı cepheli, her cephesinde kemerli pencereli ve üstü açıktır. Ürgüp’ün Temenni Tepesi’nde bulunan iki türbeden birinin, 1268 yılında Vecihi Paşa tarafından yaptırılan ve halk arasında ‘Kılıçarslan Türbesi’ olarak da anılan Selçuklu Sultanı IV. Rüknettin Kılıçarslan’a, diğerinin ise III. Alaaddin Keykubat’a ait olabileceği düşünülmektedir. Ancak araştırmacılara göre bu olasılıklar oldukça zayıftır. 1515 yılında Osmanlı topraklarına katılan Ürgüp, 18. yüzyılda Osmanlı Sadrazamı Damat İbrahim Paşa’nın kadılık makamını doğduğu kent olan Nevşehir’e (Muşkara) bağlaması nedeniyle ilk kez ikinci planda kalır. Şemsettin Sami 1888-1900 yıllarında yazdığı Kamus-ül Alam adlı tarih ve coğrafya ile ilgili eserinde Ürgüp’te 70 cami, 5 kilise ve 11 kütüphane olduğunu belirtir. Ürgüp ilçe merkezinde yer alan Tahsinağa İlçe Halk Kütüphanesi, Türkiye'de ilk defa 1957 yılında Kütüphane Müdürü Mustafa Güzelgöz'ün büyük çabalarıyla Ürgüp'e bağlı köylere " merkepli gezici kütüphane" hizmetini başlatmıştır. Bu çalışmalar Türkiye'deki yayınlanan gazetelerde manşetlerdedir. O yıllarda Amerika'da "bütün dünya ülkelerinde yaratıcı insanlar" tespit edilmesi için çalışmalar yapılmakta idi. Türkiye'den de Mustafa Güzelgöz seçilerek yarışmaya katılır. Elemelerden sonra Mustafa Güzelgöz yaptığı çalışmalardan dolayı dünya birinciliğini kazanır. Amerika Büyükelçiliği Tahsinağa kütüphanesine bir Jeep hediye eder, gezici kütüphane hizmetleri bu araçla verilmeye başlanır. Ürgüp Müzesi 1971 yılında açılan müze Ürgüp civarından ele geçen fosil örneklerinin dışında Prehistorik, Eski Tunç Çağı, Hitit, Frig Pers, Hellenistik, Roma, Bizans ve Osmanlı Dönemi eseri mevcuttur. Müze de ayrıca yörenin mahalli kıyafetlerinin, eşyalarının ve silahlarının bulunduğu etnografik seksiyonu da vardır. Ürgüp Müzesi’ne bağlı ören yerleri Mustafapaşa Aios Vasilios, Manastır Vadisi Kiliseleri, Yeşilöz (Aziz Theodor Kilisesi ve Pancarlık Kilisesidir. Aziz Theodore (Tağar ) Kilisesi Ürgüp-Kayseri yolundan 8.5km. sonra sağa dönülüp 8km. daha gidildiğinde Ürgüp ilçesinin Yeşilöz köyüne ulaşılır. Buradaki kilise ‘T’ planlı, merkezi kubbelidir. (Kubbe çöktüğünden camla kapatılmıştır. ) Üst katta bulunan galeriye bir merdiven sayesinde çıkılmaktadır. Bu nedenle Kapadokya kiliseleri içinde tek örnektir. Genelde resimleri iyi korunmuş olan kiliseyi üç sanatçı kendi stillerine göre farklı zamanlarda süslemiştir. Aziz Theodore adına yapılmış olan Tağar Kilisesi, 11-13. yüzyıllara tarihlenmektedir. Sahneleri: Deesis, Müjde, Doğum, Peygamberlerin görünümü, Havarilerin görünümü, İsa Çarmıhta, Melekler Gabriel ve Michael, madalyonlar içinde aziz tasvirleri. Pancarlık Kilisesi Ortahisar kasabasının güneyinde, Ürgüp-Mustafapaşa yolunun sağındaki Pancarlık vadisindedir. Düz tavanlı tek nefli ve tek apsislidir. Kilisedeki duvar resimleri daha çok yeşil zeminlidir ve oldukça iyi korunmuştur. İlk bakışta kiliseyi iki farklı sanatçının farklı zamanlarda boyadığı düşünülse de sahneler ve tüm yazılar ayrı ayrı incelendiğinde aynı sanatçı tarafından süslendiği anlaşılmaktadır. Zengin İncil siklusunu içeren kilisede sahneler frizler halinde birbirini takip etmekte, frizin her iki yanını madalyonlar içinde aziz tasvirleri sınırlamaktadır. Pancarlık Kilisesi 11. yüzyılın ilk yarısına tarihlenmektedir. Sahneler: Peygamberlerin görünümü, Müjde, Ziyaret, Bakireliğin ispatı, Beytüllahim’e yolculuk, Doğum, Üç müneccimin tapınması, Joseph’in ikinci rüyası, Mısır’a kaçış, Masum çocukların katliamı, İsa’nın mabete takdimi, Elizabeth’in takip edilişi, Vaftizci Yahya’nın görevlendirilmesi, Vaftizm, İsa’nın denenmesi, Kana düğünü, Şarap mucizesi, Balık ve ekmeklerin çoğaltılması, Havarilerin tanrı yolunda görevlendirilmesi, Şeytan çarpmış adamın iyileştirilmesi, Cüzzamlı adamın iyileştirilmesi, Sakat kadının iyileştirilmesi, Jairus’un kızının iyileştirilmesi, Balıkların çoğaltılması mucizesi, İsa ve Samarralı kadın, Başkalaşım, İsa Golgota yolunda, İsa çarmıhta, İsa’nın cehenneme inişi, İsa’nın göğe yükselmesi, Melek Gabriel ve Michael ve madalyonlar içinde aziz tasvirleri. Kırk Şehitler Kilisesi Ürgüp’ün Şahinefendi köyünün yaklaşık 1km. uzağındadır. Dik bir yamacın eteğindeki peribacasının içine oyulan Kırk Şehitler Kilisesi, 2 apsisli ve 2 nefli ender örneklerdendir. Beşik tonozlu nefler kemerli 2 sütunla desteklenmiştir. Kilisenin kolay ulaşılabilen freskleri hemen hemen yok olmasına karşın her iki nefin üst kısmındaki freskleri oldukça iyi korunmuştur. Güney nefteki David tasvirinin karşısında yer alan yazıt, kilisenin hem adını hem de 1216/17 yıllarına tarihlendiğini belirtmektedir. Sahneleri: Deesis, Müjde, Doğum, Üç müneccimin tapınması, İsa’nın mabete takdimi, İsa çarmıhta, İsa’nın göğe çıkışı, Meryem’in ölümü, kuzeydeki nefte kırk şehitler ve diğer aziz tasvirleri


    Konu Bilgileri       Kaynak: www.azeribalasi.com

          Konu: PERİ BACALARI

          Kategori: İç Anadolu Bölgesi

          Konuyu Baslatan: -

          Cevaplar: 2

          Görüntüleme: 3914


  2. #2
    Vuslata Hasret - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik Tarihi
    12.10.2009
    Mesajlar
    8.961
    Konular
    4260
    Beğendikleri
    0
    Beğenileri
    0
    Tecrübe Puanı
    756
    @Vuslata Hasret

    Standart

    Çok güzel bir Paylaşımda bulunmuşunuz..bir kapadokyalı olarak size teşekkürü borç bilirim ve teşekkur ederim..


    [Linkleri Görebilmek İçin Üye Olmanız Gerekmektedir. Üye Olmak İçin Tıklayın...]
    Konu Vuslata Hasret tarafından (19.10.2009 Saat 00:02 ) değiş;tirilmiş;tir.

  3. #3
    vuslati - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik Tarihi
    09.03.2010
    Mesajlar
    72
    Konular
    30
    Beğendikleri
    0
    Beğenileri
    0
    Tecrübe Puanı
    646
    @vuslati

    Standart Cevap: PERİ BACALARI

    Kırıkkale İli Hasandede Beldesinde de küçük çapta peri bacaları vardır.

Etiketler

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajinizi Degistirme Yetkiniz Yok
  •  

Giriş

Giriş