A abideler ve asar-ı atika: anıt ve abideler abluka: bir devletin dışarı ile olan ilişkilerini zor kullanarak kesmek acele itiraz: verilen kararın tefhim yada tebliğinden itibaren belirli bir süre içerisinde ( genellikle bir hafta ) yapılması gereken, kanunda açıkça sayılan itiraz türüdür. itiraz üzerine kararı veren makam değil itiraz mercii bir karar verir. (CMUK. 304) acenta: ticari mümessil ticari vekil, satış memuru veya müstahdem gibi bir sıfatı olmaksızın bir sözleşmeye

Bu konu 8868 kez görüntülendi 21 yorum aldı ...
Hukuk Sözlüğü 8868 Reviews

    Konuyu değerlendir: Hukuk Sözlüğü

    5 üzerinden | Toplam: 0 kişi oyladı ve 8868 kez incelendi.

  1. #21
    Dygsuz - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik Tarihi
    30.07.2008
    Mesajlar
    10.793
    Konular
    3263
    Beğendikleri
    0
    Beğenileri
    3
    Tecrübe Puanı
    1047
    @Dygsuz

    Standart

    V

    vabeste :bağlı

    vakfiye :vakfedenin vakfa ilişkin bildirimini ve hakimin tescilini kapsayan belge

    vakıf :tesis; başlı başına bir varlığı bulunmak üzere bir malın belirli amaca tahsisi

    varaka: belge; yazılı kağıt

    varant :rehin senedi; umumi mağazaya tevdi edilen mallara ve tahıla ilişkin rehin hakkını gösteren ve bu mallar üzerinde herhangi bir alacaklı yararına bu hakkın yaratılmasını sağlayan senet

    varîd :gelen; vasıl olan; gerçek olan; varolan

    vâridât: gelirler; devlet(kamu)gelirleri

    vâris :mirasçı

    vasıl olmak :ulaşmak, erişmek

    vasi: Kanunun öngördüğü durumlarda, küçük veya kısıtlı kişilerin haklarını korumak üzere mahkeme tarafından atanan kanuni temsilci.

    vatandaşlık : Bir hakiki şahsı bir devlete bağlayan hukuki bağdır.

    vaz' :koyma; konulma (yürürlüğe koyma)

    vazıyed etme: bir şeye veya bir işe el koyma

    vaziyet :durum; hal

    vecîbe :borç

    veçhile bu) yönden; böylece; uyarınca

    vefa hakkı: hak sahibine, sattığı şeyin mülkiyetinin kararlaştırılan bedel karşılığında tekrar kendisine devrini, tek taraflı irade beyanı ile isteme yetkisi veren hak

    vehle :öncesi; baş tarafı; dakika; an

    vehle-i ûlâ: ilk başlangıç; birdenbire

    vekalet Sözleşmesi: Kişinin, bedelli veya bedelsiz olarak, bir işi yürütmeyi veya yerine getirmeyi başkası adına üstlendiği sözleşme.

    vekil: Vekalet sözleşmesi gereği, müvekkil tarafından ve onun adına işlem yapmakla yetkilendirilen kişi.

    velayet: Ana ve/veya babanın, reşit olmamış çocukları üzerindeki (kanundan doğan) eğitim ve terbiye hak ve yetkisi.

    velev lsa bile; hatta; ister; isterse

    veli: Velayet hakkına sahip bulunan ana ve/veya baba.

    verese: mirasçılar

    vergide adalet ilkesi: herkesin mali gücüne göre vergiye tabi tutulmasıdır

    vesayet: Küçük veya kısıtlıların haklarının korunması amacıyla özel hukuk tarafından düzenlenen ve bir kamu hizmeti niteliğini taşıyan kurum.

    vesait :vasıtalar; araçlar

    vezâif :vazifeler; görevler

    vicahî :yüze karşı; tarafın yüzüne karşı

    vikaye :koruma

    vuku bulmak: olmak; oluşmak; meydana gelmek

    vücut bulmak: doğmak; yapılmış olma

  2. #22
    Dygsuz - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik Tarihi
    30.07.2008
    Mesajlar
    10.793
    Konular
    3263
    Beğendikleri
    0
    Beğenileri
    3
    Tecrübe Puanı
    1047
    @Dygsuz

    Standart

    Y

    yabancı : bir devletin ülkesinde oturan ve o devletin uyruğunu iddia etmek hakkı olmayan kimselerdir.

    yalamuk :çam ağacının reçineli kabuğu; soymuk

    yapı imar hukukunda) karada ve suda, sürekli veya geçici, resmî veya özel yeraltı ve yerüstü inşaatı ile bunların ilave, değişiklik ve tamirlerini içine alan sabit ve hareketli tesisler

    yapı alacaklısı ipoteği: bir yapıyı yapanların, o yapıdan doğan alacaklarını teminat altına almak için koydurdukları gayrimenkul rehni

    yapı kullanma izni :iskân belgesi

    yapı malikinin sorumluluğu:bir binanın veya diğer yapı eseri malikinin, bunların çürük yapılmasından veya korunmasındaki kusurundan dolayı sorumlu tutulması

    yapı ruhsatı :inşaat izni; inşaat ruhsatı

    yargı: Hukuk kurallarının bağımsız ve tarafsız mahkemelerce belli bir olaya uygulanmasıdır.

    yayla :çevresi dik bayırlarla çevrili, düz ve yüksek yer; genellikle yüksek platolarda yer alan, insanların serinlemek ve hayvanlarını otlatmak için yaz aylarında gidip kaldıkları yer

    yaylak: : Bir veya birkaç köy ya da beldeye, ayrı ayrı veya ortak olarak, yaz mevsimini geçirmeleri ve hayvanlarını otlatmaları için tahsis edilen veya öteden beri bu amaçla kullanılagelen arazi. hayvanların yayılıp otlamasına uygun yer; otlak

    yed :el ;elinde bulundurma

    yed'i istirdat: mal üzerindeki yitirlmiş egemenliği, tasarruf gücünü geri almak, yeniden ele geçirmek

    yediemin :uyuşmazlık konusu şeyin saklanması ve idaresi kendisine verilen kişi; güvenilir kişi; yediadl

    yekûn :toplam

    yeni arazi teşekkülü: Kimsenin mülkiyetinde olmayan yerlerde birikme, dolma, kayma ya da kamunun malı olan akarsuların yatak veya seviyelerinin değişmesi gibi olaylarla oluşan toprak parçası.

    yeniden değerleme: Vergi matrahının hesaplanmasıyla ilgili ekonomik kıymetlerin takdir ve tespiti; paranın değer kaybı gözönüne alınarak, bilançolardaki stoklar, sabit varlıklar gibi kalemlerde düzeltmeler yapılması.

    yerleşme alanı: imar Plânı sınırı içindeki yerleşik ve gelişme alanlarının tümü

    yeşil alan :şehir imar plânlarında toplumun yararlanması için ayrılan ve üzerinde inşaat yapılması mümkün olmayan ve ileride veya şimdiden park, çocuk parkı vb. hizmet alanı olarak ayrılmış alan

    yönetim planı: Kat Mülkiyeti Kanunu'na göre anagayrimenkulün yönetimini düzenleyici hükümler içeren ve bütün kat maliklerini bağlayan sözleşme

Etiketler

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajinizi Degistirme Yetkiniz Yok
  •  

Giriş

Giriş