Çorum Tarihi http://www.corum.bel.tr/images/content/S_Kule_gec10-2.jpg ÇORUM ADININ ÖYKÜSÜ Çorum adının bugünkü konuma geçişinin öyküsü çeşitlidir. Önceleri kent büyük bir zelzele ve sel felaketine uğramış, yer ila yeksan olmuştur. Bundan sonra kent halkı Müslüman dinini kabul etmiş, ancak Danişmend Ahmet Gazi'nin kuşatması sırasında Bizans valisi Nestor ile anlaşan yerli halk bu kez Hıristiyan dinini kabullenerek, Ahmet Gazi'ye oyun oynamışlardır. Sel ve zelzele felaketinin

Bu konu 33262 kez görüntülendi 7 yorum aldı ...
Çorum 33262 Reviews

    Konuyu değerlendir: Çorum

    5 üzerinden | Toplam: 0 kişi oyladı ve 33262 kez incelendi.

Konu: Çorum

  1. #1
    Dygsuz - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik Tarihi
    30.07.2008
    Mesajlar
    10.793
    Konular
    3263
    Beğendikleri
    0
    Beğenileri
    3
    Tecrübe Puanı
    1050
    @Dygsuz

    Standart Çorum

    Çorum Tarihi




    ÇORUM ADININ ÖYKÜSÜ

    Çorum adının bugünkü konuma geçişinin öyküsü çeşitlidir. Önceleri kent büyük bir zelzele ve sel felaketine uğramış, yer ila yeksan olmuştur. Bundan sonra kent halkı Müslüman dinini kabul etmiş, ancak Danişmend Ahmet Gazi'nin kuşatması sırasında Bizans valisi Nestor ile anlaşan yerli halk bu kez Hıristiyan dinini kabullenerek, Ahmet Gazi'ye oyun oynamışlardır. Sel ve zelzele felaketinin gelişiyle ilgili bir yakıştırma yapılarak yerli halka CÜRÜMLÜ adı verilmiştir. Daha sonra isim ÇORUMLU olarak değiştirilmiştir.

    Bir başka öykü ise, Danişment Ahmet Gazi'nin fetihten sonra Çorum ve havalesine Türkmenlerin Alayuntlu neslinden oymağını reisleri İlyas bey'le yerleştirdiği ve Çorum'lu adının daha sonra Çorum olarak değişmesi sonucu ilin isimin kalmış olmasıdır.


    Evliya Çelebiye göre ise kentin adınını Çorum ve Çevri-Rum deyişlerinin değişmesi sonucudur. Türklerin Anadolu'ya yerleşmesi sonrası, Türkmen boylarının Çorum ve yöresini otlak ve yayla olarak kullanması yerli halkın (genelde hıristiyan'dır) göçe zorlanmış olması Evliya Çelebiyi bir bakıma haklı çıkarır gibi olmaktadır.

    Çorum'a yarleşen Türkmen boylarının en önemli işlevlerinden birisi 1. ve 2.haçlı seferlerine karşı koymaları ve haçlı ordularını hırpalamış olmalarıdır.



    Çorum'un Tarihi

    Çorum ili Karadeniz bölgesinin İç Anadolu'ya açılan kapısıdır. Beşbin yıllık tarihi geçmişe sahiptir. Hititlerin başkenti Hattuşa Boğazkale ilçesindedir. Alaca ilçesi Alacahöyük ve Ortaköy ilçesindeki Şapinuva'da Hitit medeniyetinin çok değerli kalıntıları vardır.Çorum tarihi varlığı yanında eşsiz doğa güzelliklerine sahiptir. Kargı, Abdullah, İskilip, Bayat ve Osmancık yaylaları önemli piknik ve dinlenme alanları olup,Çatak Milli Tabiat Parkında kayak tesisi mevcuttur.


    KÜLTÜR VE TURİZM FAALİYETLERİ OLGUSU İÇİNDE İL VE ÇEVRESİNİN YERİ

    Eski ve köklü bir kültür yapısına sahip olan Çorum birçok medeniyetlere beşiklik etmiştir. Tarihi paleolitik devre kadar uzanan ilde, M.Ö. 4000'li yıllardan itibaren aralıksız iskan edildiği görülür. Çorum, pekçok uygarlıkların kalıntısını saklayan açık hava müzesi durumundadır. Anadolu'nun yerli kültür sanat geleneğini devam ettiren kentin en önemli Turizm merkezi Hititlere başkentlik yapmış olan BOĞAZKÖY'dür.

    İlin Kültür ve Turizm yönünden odak noktasını oluşturan Boğazköy ve Hititlere ait diğer kent kalıntıları ile tarihi yapılar turizmi canlı tutan etkenlerdir. İl'in önemli olan diğer özelliği Karadeniz Bölgesi'ni İç Anadolu'da bulunan turizm merkezleri ile diğer turistik merkezlere bağlayan yol üzerinde geçit durumunda bulunan İlimiz turizm açısından gerekli yatırımları beklemektedir.


    Çorum Anadolu'nun yerli kültür ve sanat geleneğini devam ettiren, çeşitli uygarlık kalıntılarını saklayan açık hava müzesi özelliğini taşır. Çorum ve çevresi aslında tümüyle arkeolojik kazılar sonucu Çorum ve yöresinin tarihi geçmişini aşağıdaki biçimde sıralayabiliriz.


    Konu Bilgileri       Kaynak: www.azeribalasi.com

          Konu: Çorum

          Kategori: Karadeniz Bölgesi

          Konuyu Baslatan: Dygsuz

          Cevaplar: 7

          Görüntüleme: 33262


  2. #2
    Dygsuz - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik Tarihi
    30.07.2008
    Mesajlar
    10.793
    Konular
    3263
    Beğendikleri
    0
    Beğenileri
    3
    Tecrübe Puanı
    1050
    @Dygsuz

    Standart



    PALEOLİTİK ve NEOLİTİK DEVİRLER (Yontma ve Cilalı Taşa Geçme Devri):

    Çorum'da dağınık ve az sayıda bulunan bazı taş aletler, bu bölgede yontma taş çağında (Paleolitik) insanın da yaşamış olduğunu ve yine bu çevredeki münferit buluntular Cilali Taş Devrinde (Neolotik) yerleşimin varlığını gösterir.
    KALKOLOTİK DEVİR (Maden-Taş Çağı): M.Ö. 5000-3000

    Çorum ve çevresinde ilk yerleşim M.Ö. 4000 yıllarında kalkolotik dönemin 4. aşamasına rastlar. Yörede kazısı yapılan merkezlerin hemen hepsinde kalkolotik çağa ait kap, kacak ve bakırdan yapılma malzeme ele geçmiştir. Her antik yerleşimin altında kalkolotik bir döneme rastlanılması doğal bakırın yörede varlığına bağlanabilir.

    Ayrıca yörede diğer zengin maden yataklarının bulunması teknoloji evrimini çabuklaştırmıştır. Böylece zengin etnik guruplara ve krallıkların ortaya çıkarmasına neden olmuştur. Bu devir eserlerine Alacahöyük, Büyük Güllücek, Boğazköy, Eskiyapar, Kuşsaray'da rastlanmıştır. Yerleşimler bu dönemden itibaren devamlılık göstermiştir.



    TUNÇ ÇAĞI (Maden Devri) M.Ö. 3000-1200

    Çorum İlinin antik tarihinde en önemli dönem Tunç çağıdır. Saf bakırlı yetinmeyip, maden filizlerinin arıtılması ve arıtılan madenlerle alaşım yapılması insan yaşamının en önemli evrelerinden biridir. M.Ö. 3000 yıllarına kadar süren bu dönem üçe ayrılır Eski, Orta, ve Genç devirleridir.






    Eski Tunç Devri (M.Ö. 3000-2000)

    M.Ö. 3000 yıllarında Anadolu'da etrafı surlarla çevrili kent devletlerinin yaşadığı bilinmektedir. Çorum ve çevresinde etrafı surlarla çevrili pek çok kent devletinin varlığı yapılan arkeolojik kazılarla belirlenmiş durumdadır. Başlangıçta nadir eşyanın yapımında kullanılan Tunç, halka kadar inmiş değildi. Eski Tunç 1. evresinde bazen bakır devir de denmektedir.

    Bu devre 500 yıl kadar sürmüştür. Bu sürenin sonunda Tunç eşyalarının yapımı ve kullanımı bollaşmaya ve halka maledilmeye başlar. Bu dönemde Eski Tunç 11. dönemi denir. 2500-2300 yılları arasındadır.
    Alacahöyük bu dönemin en zengin kent beyliklerinden biri olarak karşımıza çıkar. Eski Tunç 111. döneminde (2300-2000) Anadolu çok sayıda kent beyliklerinden oluşan oldukça renkli etnik bir görünüm sunan kavimler topluluğu halindedir.

    Anadolu'da bu devrede henüz yazı bilinmediğinden,bu yörede bu denli zenginlik beylikleri kurulmuş olan Hitit'lerin çivi yazılı belgelerinden, öğrendiğimize göre Hattilerdir. Bu dönemde yaşayan kavmin Anadolu'daki ismi en eski bilinen yerli kavmi olduğu karşımıza çıkmaktadır.


    Orta Tunç Devri

    Orta Tunç Devri Anadolu'da Asur Ticaret Kolonilerinin ve Eski Hitit Devletinin ortaya çıktığı dönemdir. Eski Tunç çağından yazının çıkmasıyla ayrılır.

    ASUR TİCARET KOLONİLERİ ÇAĞI (M.Ö. 1950-1850)

    M.Ö. 11. bin yılı başlarında Anadolu zengin ve o çağın bayındır ülkelerinden biridir. Anadolu'nun bu durumunu bilen Mezopotamyalılar Asur Devletinin önderliğinde bir ticaret ilişkisi içine girdiler. Ticaretin devamlılığının sağlanması için Asurlular bazı Anadolu kentlerinin yanına 9 tane pazar kenti "KARUM"lar kurmuşlardır.

    Boğazköy'de Hattus Karum adıyla kurulan kent bu ticaret merkezlerinden biriydi. Bu kurumlar Asur'a bağlı olup, tüccarlar ve ticarethane ve yol güvenliği için yerli beylere vergi ödüyorlardı. Bu ticaret ilişkileri Anadolu'yu kültürel, ekonomik ve politik yönden etkilemiş M.Ö. 11. bin yıllarından Anadolu yazıyı tanıyarak Tarihi Çağlarına girmiştir.
    Bu çağ sanatında silindir, damga, mühürler, tabletler, insan ve hayvan heykelcikleri ile hayvan biçimli içki kapları (rython) özellik taşır. Çanak Çömlek sanayii, çarkın kullanılmasıyla büyük gelişme göstermiştir. Anadolu'da yaşamakta olan sanat, yerli gelenek ve görenekler mezopotamyadan gelen etkilerle gelişmiş yeni bir ruh ve boyut kazanarak daha sonraki Hitit sanatının temelleri atılmıştır.






    HİTİT ÇAĞI M.Ö. 1650-1200

    Asur Ticaret kolonileri dönemi Anadolu'da sosyal ve siyasal yeni görünüşlerin doğmasını sağlamış, beyliklerle yönetilen Anadolu'da mezopotamya'daki gibi merkezi devlet fikri gelişmiş ve iç mücadelerle başlamıştır.

    Hint Avrupalı bir kavim olan ve M.Ö. 1850'lerde Anadolu'ya gelen Hititler; önceleri Anadolu'nun yerli halkı yanında paralı asker olarak çalışmışlardır.

    Asurluların Anadolu'dan çıkmak zorunda kalmaları sırasındaki mücadelelerde askeri ve idari yönden temayüz ederek devlet idaresini ellerine almışlardır. Anadolu'nun yerli halkıyla kaynaşan Hititler, Anadolu'daki beylikleri birleştirip, siyasi birlik sağlayıp Hitit Devletini kurmuşlardır. Bu devletin kurucusu Labarna, başkenti Çorum İli Boğazkale İlçesi Boğazköy (Hattusas)dür. Hititlerin adı Anadolu'nun yerli kavmi olan Hattilerden gelmektedir.

    Hitit tarihi M.Ö. 1650-1450 eski krallık ve M.Ö. 1450-1200 Hitit İmparatorluk Devri olmak üzere iki safhada incelenir. Hititler Anadolu'da hakimiyeti kurduktan sonra Suriye'ye seferler yapmışlardır. Mısır'la yaptıkları Kadeş Savaşı sonrası, tarihteki ilk yazılı anlaşma olan Kadeş Anlaşmasını yapmışlardır.
    Hitit Devletinin kuruluşundan itibaren sanattaki mezopotamya'lı unsurlar kaybolmaya başlayıp, Anadolu'nun yerli sanatıyla birleşmiştir. Sanatta boyutlar büyümüş anıtsal ve monimental eserler ortaya çıkmıştır. Büyük Mabetler, Saraylar, Sosyal Yapılar, kaya kabartmaları ve ortosdadlarla önceki sanattan ayrılır. M.Ö. 1200 yıllarında deniz kavimleri gücü ve kuzeyden Kaşka saldırılarıyla zayıflayan Hitit Devleti yıkıldı. Başta Boğazköy olmak üzere bütün Hitit şehirleri yakılıp talan edildi.


    FRİG ÇAĞI

    Hitit Devleti'nin yıkılışından sonra Anadolu'da 300 yıllık bir karanlık devir yaşanmıştır. M.Ö. 800 yıllarında Asur kaynaklarından "Muşki" olarak geçen Frigler, merkezi gordion olmak üzere Kızılırmak yayı içindeki bölgede bir devlet kurarak tarih sahnelerine çıkmışlardır.

    Friglerin Çorum İlindeki önemli yerleşme merkezleri Pazarlı, Boğazköy, Alacahöyük ve Eskiyapar'dır. Bu çağın önemli bir özelliği de, demirin uygarlığa bu çağda girmesi ve Demir Çağına Friglerle başlanmasıdır. M.Ö. I!. Yüzyılın ilk yarısında Kimmerler tarafından yıkılan Frigler; Kültür ve sanattaki etkinliklerini M.Ö. 330'da Büyük İskender'in Anadolu'yu ele geçirmesine kadar devam etmişlerdir.






    FRİG SONRASI

    Kimmerlerin Frig devletinin yıkılmasından sonra Çorum ve çevresi İran'da bir devlet kuran Med'lerin daha sonra da Pers'lerin hakimiyetinde kalmıştır. M.Ö. 276'da Trakya üzerinden geldikleri sanılan Galatlar, Çorum ve çevresinde Hitit ve Friglerden sonra en çok iz bırakan devlettir. Konfedarasyonla yönetilen galatların, Çorum ili dahilindeki merkezleri Tavium, İskilip Avkat ve Nefes Köydür.

    Roma İmparatoru Julius Cesar zamanında bu bölgede Romalıların eline geçmiş ve M.S. 395'te Roma İmparatorluğunun ikiye ayrılmasından sonra Çorum ve civarı Roma (Bizans) İmparatorluğu'nun hissesine düşmüştür. Bu devirde Çorum'un adının Yonkinya olarak görmekteyiz.

  3. #3
    Dygsuz - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik Tarihi
    30.07.2008
    Mesajlar
    10.793
    Konular
    3263
    Beğendikleri
    0
    Beğenileri
    3
    Tecrübe Puanı
    1050
    @Dygsuz

    Standart

    Hitit Dini
    Hitit dini çok tanrılı bir dindir; panteonun (tanrılar ailesi) içinde binlerce tanrı ve tanrıça vardır ve bunların pek çoğu diğer kavimlerin dinlerinden alınmıştır.
    Hititler’ de tanrılar tıpkı insanlar gibidir. Fiziki şekilleri insan gibi olduğu kadar ruhen de onlarla aynı olup insanlar gibi yerler içerler kendilerine iyi bakıldığı sürece insanlara iyilik ederler; ancak ihmal edildikleri zaman hemen intikam almaya insanları en acımasız yöntemlerle cezalandırmaya hazırdırlar. Bir Hitit metni insanlarla tanrıları birbirleriyle kıyaslamakta ve tanrı- insan ilişkilerini bey - hizmetçi ilişkilerine benzetmektedir.
    Hitit devletinin panteonu Anadolu ve Suriye şehirlerinin çeşitli yerel panteonlarının zamanla bir araya getirilip birleştirilmesinden oluşmuştur.
    Hitit devletinin başlangıcından itibaren baş tanrı fırtına tanrısıdır (Teşup). Kozmik dönemi (kainatı) sağlayan krallığı ve ülkenin düzenini koruyan fırtına tanrısıdır. Kral efendisi adına ülkeyi yönetir.

    Siyasal yapısı itibariyle Hitit Devleti Kral ve üyeleri kraliyet ailesinden gelen kişilerden oluşan politik bir kurumdu. Yönetimin politik organı Panku’dur (İmparatorluk Meclisi). Herhangi bir politik sorun olduğunda Panku Kral tarafından toplantıya çağırılmaktaydı.
    Hitit Kraliyet ailesi dışarıya karşı kapalı bir topluluk değildi. Krallık kalıtsaldı ancak Kral olabilecek birinci ve ikinci dereceden erkek olmaması durumunda birinci dereceden bir prensesin eşi de Kral olabilirdi. Kral tarafından belirtilen veliahdın Panku’nun onayını aldıktan sonra bağlılık yemini etmesi gerekiyordu. Krallık yanında kurumsallaşmış bir Kraliçelik de vardı. Kraliçenin politik hayatta önemli görevler üstlendiği III. Hattuşili’nin eşi Puduhepa’nın icraatlarından anlaşılmaktadır. Ancak Hitit devlet yapısında Kral mutlak güçtü.

    Hitit İmparatorluğu’nun Yapısı
    Siyasal yapısı itibariyle Hitit Devleti Kral ve üyeleri kraliyet ailesinden gelen kişilerden oluşan politik bir kurumdu. Yönetimin politik organı Panku’dur (İmparatorluk Meclisi). Herhangi bir politik sorun olduğunda Panku Kral tarafından toplantıya çağırılmaktaydı.
    Hitit Kraliyet ailesi dışarıya karşı kapalı bir topluluk değildi. Krallık kalıtsaldı ancak Kral olabilecek birinci ve ikinci dereceden erkek olmaması durumunda birinci dereceden bir prensesin eşi de Kral olabilirdi. Kral tarafından belirtilen veliahdın Panku’nun onayını aldıktan sonra bağlılık yemini etmesi gerekiyordu.
    Krallık yanında kurumsallaşmış bir Kraliçelik de vardı. Kraliçenin politik hayatta önemli görevler üstlendiği III. Hattuşili’nin eşi Puduhepa’nın icraatlarından anlaşılmaktadır. Ancak Hitit devlet yapısında Kral mutlak güçtü.

    Kadeş Savaşı ve Barış Antlaşması

    M.Ö. 1274 tarihinde II. Ramses ile Muvattalli arasında Kadeş önünde büyük bir meydan savaşı yapılmış ve Kadeş Barış Antlaşması ile sonuçlanmıştır. Bu antlaşmaya bağlı olarak II. Ramses savaştan önce aldığı yerleri boşaltmış Kadeş Şehri Hititlere kalmıştır.
    Kadeş Barış Antlaşması sırasında orduda çıkan bir isyanda Muvattalli öldürülmüştür. Antlaşma onun yerine geçen III. Hattuşili tarafından imzalanmıştır. (M.Ö.1269) Bu antlaşma dünya tarihinde eşitlik ilkesine dayanan en eski antlaşmadır. Antlaşma çivi yazısıyla gümüş plakalar üzerine Akadca olarak yazılmıştır. Ayrıca Kralın mührünün yanında Kraliçenin mührü de vardır.
    Bu antlaşmanın gümüş levhalara kazınmış olan asıl metinleri kayıptır. Mısır’da tapınakların duvarlarına kazınan antlaşmanın bir nüshası da Boğazköy (Boğazkale) kazılarında kil tablet olarak bulunmuş olup Istanbul Arkeoloji Müzesinde sergilenmektedir.
    Kadeş antlaşmasının Hattuşa’da bulunan çivi yazılı tabletinin büyütülmüş kopyası New York’ta Birleşmiş Milletler Binasında asılıdır.

    Kadeş Antlaşması Metni
    “Mısır Memleketi Kralı Büyük Kral Kahraman Ra-maşe-şa mai Amana’nın Hatti memleketlerinin büyük Kralı Hattuşili ile iyi dostluklarının kardeşliklerinin ve büyük krallıklarının devamı için yaptıkları antlaşmadır.
    Bunlar Mısır memleketi Büyük Kralı bütün memleketlerin kahramanı Mısır memleketi Kralı Büyük Kral kahraman Minmua-rea’nın oğlu Mısır memleketi Kralı Büyük Kral kahraman Min-pahirita’rea’nın torunu Rea-Maşeşta-Mai Amana’nın Hatti memleketi Kralı Büyük Kral Murşili’nin oğlu Büyük Kral Hatti memleketi Kralı kahraman Şuppiluliuma’nın torunu Büyük Kral Hatti memleketi Kralı kahraman Hattuşili’ye söylediği sözlerdir.
    Aramızda daima olarak iyi kardeşlik ve iyi sulh kurdum. Mısır memleketi ile Hatti memleketi arasındaki münasebetlerde iyi kardeşliğin ve iyi sulhun tesisi için şunları söylüyorum: İşte Mısır memleketi ile Hatti memleketi arasındaki münasebete gelince ezelden beri tanrı onlar arasında düşmanlığa müsaade etmediğinden antlaşma ebedidir. Büyük Kral Mısır memleketi Kralı Rea-Maşeşa Mai Amana güneş ve fırtına tanrılarının münasebeti gibi öyle edebi bir münasebet tesis etti ki o aralarında daima düşmanlık yapmağa mani olur.
    Mısır memleketi Kralı büyük Kral Rea-Maşeşa Mai Amana gümüş bir tablet üzerine kardeşlik Hatti memleketi Kralı büyük Kral Hattuşili ile bugünden itibaren aramızda iyi sulh ve iyi bir kardeşlik tesisi için bir muahede yaptı. O benim kardeşimdir ben de onun kardeşiyim ve onunla daima sulh halindeyiz. Bize gelince: Bizim kardeşliğimiz ve sulhumuz evvelce Mısır memleketi arasındaki sulh ve kardeşlikten daha iyi olacaktır.
    Bak Mısır memleketi Kralı Büyük Kral Rea-Maşeşa Mai Amana Hatti memleketi Kralı Büyük Kral Hattuşili ile sulh ve kardeşlik halindedir.
    Bak Mısır memleketi Kralı Rea-Maşeşa Mai Amana’nın oğulları Hatti memleketi Kralı Büyük Kral Hattuşili’nin oğulları ile ve kardeşleri ile sulh ve dostluk daimidir. Onlar da bizim gibi kardeş ve sulh halindedir.
    Mısır memleketiyle Hatti memleketi arasındaki münasebete gelince: Onlarda bizim gibi daima kardeşlik ve sulh halindedirler.
    Mısır memleketi Kralı büyük Kral Rea-Maşeşa Mai Amana istikbalde her hangi bir şey almak için Hatti memleketine girmeyecektir. Hatti memleketi Kralı Büyük Kral Hattuşili de istikbalde herhangi bir şey almak için Mısır memleketine girmeyecektir.
    Bak Güneş ve Fırtına tanrılarının Mısır memleketi ile Hatti memleketi için getirmiş oldukları ilahi nizam onlar arasındaki sulh ve kardeşliktir düşmanlık değildir. Bak Mısır memleketi Kralı; Büyük Kral Rea-Maşeşa Mai Amana bugünden itibaren iyi durumu muhafazada sebat edecektir. İşte Mısır memleketi Hatti memleketi ile daimi sulh ve kardeşlik halindedir.
    Eğer yabancı bir memlekette bir düşman Hatti memleketine gelirse ve Hatti memleketi Kralı Büyük Kral Hattuşili bana “Ona karşı koymak için bana yardıma gel” diye bir haber gönderirse Mısır memleketi Kralı Büyük Kral Rea-Maşeşa Mai Amana piyadesini süvarisini gönderecek onu öldürecek Hatti memleketi için ondan intikam alacak.
    Eğer Hatti memleketi Kralı Büyük Kral Hattuşili tâbi beylerine kızarsa onlar ona karşı bir kusurda bulunursa Mısır memleketi Kralı Büyük Kral Rea-Maşeşa Mai Amana’ya haber gönderirse Mısır memleketi Kralı piyadesini ve süvarisini ona gönderir. O kimlere kızmışsa onları imha eder.
    Eğer dış memleketlerden yabancı bir düşman Mısır Kralı kardeşin Rea-Maşeşa Mai Amana’ya ve Mısır memleketine karşı gelirse ve onun kardeşi Hatti memleketi Kralı Hattuşili’ye “Ona karşı koymak için bana yardıma gel” diye bir haber gönderirse Hatti memleketi Kralı Hattuşili piyadesini süvarisini gönderecek ve benim düşmanımı öldürecek.
    Eğer Mısır Kralı Rea-Maşeşa Mai Amana tâbi beylerden birine kızarsa onlar ona karşı birleşirlerse ve ben Hatti Kralı kardeşim Hattuşili’ye “Haydi” dersem Hatti memleketi Büyük Kralı Hattuşili piyadelerini ve harb arabalarını gönderecek o kimlere kızmışsa onların hepsini mahvedecek.
    Bak Hatti memleketi Kralı Hattuşili’nin oğlu babası Hattuşili’nin bir çok senelerinden sonra Hattuşili’nin yerine Hatti memleketi Kralı olacak. Eğer Hatti memleketinin asilzadeleri ona karşı birleşirlerse Mısır memleketi Kralı Büyük Kral Rea-Maşeşa Mai Amana piyadelerini ve harp arabalarını Hatti memleketinin hatırı için onlardan intikam almak üzere gönderecek. Hatti memleketinin Kralının ülkesinde asayişi temin ettikten sonra memleketleri Mısır’a dönecekler.
    Eğer bir asilzade Hatti memleketinden kaçarsa böyle bir adam Mısır memleketi Kralı Büyük Kral Rea Maşeşa Mai Amana’ya iltica ederse vazifesini yerine getirmek için ister Hatti memleketi Kralı Hattuşili’ye ait olsun ister ayrı bir şehre ait olsun onu yakalayacak ve onu Hatti Kralı Büyük Kral Hattuşili’ye iade edecektir.
    Eğer bir asilzade Mısır memleketi Büyük Kralı Rea-Maşeşa Mai Amana’dan kaçarsa ve böyle birisi Hatti memleketine Hatti memleketi Kralı Büyük Kral Hattuşili’ye gelirse onu yakalayacak kardeşi Mısır memleketi Kralı Büyük Kral Rea-Maşeşa Mai Amana’ya iade edecektir.
    Eğer bir adam veya iki üç adam Hatti memleketinden kaçarsa Mısır memleketi Kralı Büyük Kral Rea-Maşeşa Mai Amana’ya gelirse Mısır memleketi Kralı Büyük Kral onları yakalayacak ve kardeşi Hattuşili’ye iade edecek. Mısır Kralı ve Hatti Kralı kardeştirler bu sebepten onları bu kabahatleri için şiddetle cezalandırmasınlar onların gözlerinden yaş akmasın bu şahıslardan karıları ve çocuklarından intikam alınmasın.

  4. #4
    Dygsuz - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik Tarihi
    30.07.2008
    Mesajlar
    10.793
    Konular
    3263
    Beğendikleri
    0
    Beğenileri
    3
    Tecrübe Puanı
    1050
    @Dygsuz

    Standart

    MİLLİ MÜCADELE DÖNEMİNDE ÇORUM

    Çorum’da Milli Mücadele hareketi üç bölüm halinde açıklanabilir.


    19 Mayıs 1919’ dan Önce Çorum

    İttihat ve Terakki Partisinin kökü olan Vatan ve Hürriyet Cemiyetinin kurulmasında Çorum’lu Doktor Mustafa Cantekin’in büyük rolü olmuştur. Çorum’da İttihat ve Terakki Partisinin kurulmasında Edebiyat öğretmeni Münüf Kemal, Yüzbaşı Selahattin öncülük etmişlerdir.

    I.Dünya Savaşından önce meydana gelen genel karışıklık Çorum’da da görülmüş Hürriyet ve İtilafçılar Avukat Kamil ve Avukat Sabit öncülüğünde faaliyete geçmişlerdir. Bu zamanda İttihat ve Terakki Partisi dağılmıştır.

    19 Mayıs 1919’dan 23 Nisan 1920’ye Kadar Geçen Olaylar

    Gazi Mustafa Kemal Paşa’nın Samsun’a çıktığı sırada ülkenin içinde bulunduğu karışıklık ortamı Çorum’da da yaşanmaktaydı. Bu zamanda Çorum Ankara’ya bağlı bir sancaktır. Bu sancağın yönetiminde Ankara Valisi olan Muhiddin Paşa’ya bağlı Samih Fethi bulunmaktaydı. Padişah taraftarı olan bu kişiler Milli Mücadele hareketine cephe almışlardı. Atatürk, Ali Fuat Cebesoy’u görüşmek üzere Havza’ ya davet etti.

    Ali Fuat Cebesoy, Sungurlu - Çorum - Merzifon yolunu uygun görerek 16-17 Haziran’ da Çorum’a gelmiş ve burada misafir olmuştur. Onu takip ederek Çorum’a gelen Ankara Valisi Muhiddin Paşa, Muhtasarrıf Samih Fethiyle görüşerek Ali Fuat Cebesoy’u tutuklamak istemiş ancak başarılı olamamıştır.

    Atatürk Erzurum Kongresini yaptıktan sonra, kongre yapmak üzere Sivas’a geldiği sırada, Çorum’da bulunan Samih Fethi bir takım engellemeler yapmak istemişse de başarı gösterememiştir. Çorum Sancağından Sivas Kongresine katılmak üzere, Mehmet Tevfik Efendiyle Çorum Lisesi Fransızc a Öğretmeni olan Dursun Bey temsilci olarak gönderilmiştir.

    Cumhuriyetin İlanına Kadar Çorum’da Geçen Olayların Ana Hatları

    Gazi Mustafa Kemal’ in her sancaktan beş kişi seçilmesine dair genelgesine uyularak Çorum’dan seçilen beş kişi, ilk T.B.M.M.’ ni kurmak üzere Ankara’ya gönderildiler. Bu sırada Çorum’a Mutasarrıf Vekili olarak Haymana Kaymakamı Cemal Bey atanmış ve Çorum’a gelişinden bir gün sonra Ankara’da T.B.M.M. açılmıştır.

    Milli Mücadele hareketinin başlangıcı ve en zor zamanında Çorum bir taraftan Çapanoğullarının, öte yandan Pontusçuların tehdidi altında bulunuyordu. Çorum halkının Milli Mücadele hareketine bağlılığı sayesinde, Çapanoğulları isyanı daha fazla genişlemeden söndürülmüştür.

    Çorum Milli Mücadelede en çok şehit veren illerden olup, merkez ve ilçelerinden İstiklal Savaşına katılan 1510 kişi İstiklal Madalyası ile onurlandırılmıştır.

    ÇORUM’DA İKİ-ÜÇYÜZ SENE EVVELE AİT BAZI OLAĞAN ÜSTÜ HADİSELER




    Hicri 960-1247 seneleri zarfında Çorum’a ait ve olağan üstü sayılan bazı hal ve hadiseleri not olarak aşağıya naklediyorum. Bunlar, bir yazma tarih kitabından alınmıştır. Bu kitap III. Selim devrine kadar umumi malumatı muhtevidir. Kitabın başındaki mukaddimeye nazaran Yusuf Bin Abdullatif’in Şeccetuul-Ahbar isimli olduğu anlaşılmaktadır. Naklettiğim notlar kitabın son dört sahifesine muhtelif kalemlere sıra gözetmeksizin dercedilmiş haldedir ve oldukça itina ile yazılmış olduğu görülmektedir.

    Bu kitabı bana Yaşar Leblebicioğlu göstermiştir ki babası merhum Ragıp efendinin kitapları arasında bulunmuştur.



    Notlar:



    1-1127 tarihinde Revkır namında ben şahim deyü bir emir namına bir kimse huruç edip karyelerde Mecidözü kazasında şahlık iddia eden namezhep olan melunun üzerinde Çorum paşası ile Çorum ahalisi üzerine çıkıp beş on ademimizi şehit ettiler. Sonra Sarı Mustafa namında bir yiğit gidip bieyyi hal bulup venk edip ol melunu tevabii ile başların kesip Çorum’a getürdü.



    2-Nefsi Çorum’da vaki olan zelzele mahi cemazilahrinin oltıncı gecesi Pazar gecesi idi. Çarşı, Pazar, yapı, mescitler ve mescitler haraboldu tarih 986 hışmı ilahi.



    3-Nefsi Çorum Kalesine mübaşeret(Başlandı) olundu sene 960



    4-1104 senesinde mahi seferin 18. gecesi Leylei Çarşamba idi. Bir azim zerzele olmuştur ki nice şehirler karyeler harap olmuştur. Fi 18 şehri seferülhayır lisene erbeamie ve elf vakitler de beynel işaiyeyn idi.



    5-Nefsi Çorum’da 1136 senesinde mahi cemazilevvelinin 28. Çarşamba sabah yeri ağırırken Sivas mütesellimi olan Rişvan oğlu 200 miktarı atlı ile dere bağ semtine gelip bir bölük yayan adam irsal edip Baki efendinin odasında gafilin yatarken mamalizade Ömer paşayı kurşun ile pencereden vurup sonrada boğazlamışlardı. Gaflet olunmıya sene 1136 fi 28 ca.



    6-Nefsi Çorum’da 1202 senesinde mahi Receb’in 20. günü Çarşamba günü idi. Kanunisaninin 28. günü ziyade mübalağa ile yel esüp evlerin pencerelerinden içeri kar topu tolu oldu. Dükkanların dahi içleri doldu. Ve duvarlar yıkıldı. Irkat ile kar çektirdiler. Pir tekkesi yanında sokaklarda kar duvar boyunca oldu. Bir kişi dahi ahır deliğinden çıkmışta evinin kapısını güçlükle açmış, yel bir gün bir gece esdi. Allahuazimuşşan son encamın hayır eyliye

    amin.

    Sene 1142 fi 30.



    7-Nefsi Çorum’da vaki yeni Hamam binasına mübaşeret(Başlandığı) olduğu

    fişehir zilkade sene 981.



    8-1124 senesinde mahi cemazilevvelin ikinci günü mayısın 27. günü yevmi Çarşamba dağlara kar yağmıştır.



    9-1142 senesinde mahi zilkadenin 26. günü haziran ibtidasında isneyn günü ikindiye yakın karye seray ile karye-i çoluş mabeyninde(arasında) Çorum ehallileri(ahalileri) miyri bayraklariyle cenk edip Çorum ehaliler bozulmuştur ki adem öldü.Çorumlu’da 30-40 kadar dahi adem yaralanmamıştır. Nice tüfenk ve eşya aldılar. Milli bayrakları Çorum’ludan gaflet olunmıya.



    10- Serasker Ali Paşa Çorum’a geldi. Sene 1159 fi 29 cem. Yevmi Cuma



    11-Nefsi Çorum’da 1142 senesinde mahi cemazilevvelin 24. pencişenbih günü hekim başı Ali Paşa Karapınarlı Mehmet ağanın serayına konup öğle ile ikindi arasında Karapınarlı Mehmet ağa’yı kendi sarayında katlettiler ve İbik Oğlu Hacı Hasan’ı Osman Efendinin odasında boğdular. Aykut oğlu Ali Bayrakdarı ve karındaşı Ahmet Beyi kalede cumartesi gecesi boğdular.



    12-Nefsi Çorum’un etrafında olan Köse dağına kar yağmıştır.

    Haziran 20 gecesi rebiuevvel sene 1220



    13-Nefsi Çorum’da 1146 senesinde mahi rebiuevvelin… mahi ağustosun 21. günü kuşluğa yakın zelzele olmuştur.



    14-Nefsi Çorum’un etrafında köse dağına ve İyerci dağına1147 senesinde mahiseferin 17. günü temmuzun 8. günü yevmi düşenbih vakti arsden(ferahlık) iki saat sonra azım(büyük) zelzele oldu. 1147 H.



    15-1171 senesinde mahi Ramazanı şerifde kapısız sarı Boşnak Merzifonlu’yu bozdu ve Erzurum paşanın bozup kedhutmasın tuttu ve Amasya’nın vafir katırın aldı. Sonra akça ile halas eylediler. Sonra Çorum şehrine geldi Ali ve sarı Boşnak Genç Osman ve emir Süleyman İsmail ve gayrı bölükbaşılar binden ziyade geldiler. Çorum şehrini muhasara eylediler. 18 gün muhasara çekildi adem gönderdiler. Akçe versünler deyü vermediler bir lazımlı bölükbaşı nimilin üstündeki burçalık tarlasının içinde kurşun ile vurdular. Sonra zafer bulmadılar. Zile tarafına gittiler. Sivaş paşasını dahil öldürdü. 1171.



    16-1172 senesinde mahi Muharremülharemin 24. Çarşamba gecesi 5. saatte zelzele oldu.



    17-1171 senesinde bir mertebe kahtlik(kıtlık) oldu ki buğdayın kilosu 18 kuruşa çıktı, arpa 15 kuruşa, buğday unun kiyyesi onbeş paraya çıktı. İki sene kahtlık çektiler çok adam ve uşak açlıktan helak oldu, yemedik ot komadılar. Hep şişip helak oldular. 1172.



    18-1173 senesinde mahi şevvalin 29. günü cuma namazının vaktine bir uçuk saat miktarı kalınca güneş batup tutulup akşam namazı ile yatsı namazının mabeyni gibi siyahlık olup bütün yıldızlar aşikare göründü…



    19-Kurtoğlu Süleyman ağa pencişenbih günü ikindiden sonra vefat etti. Sene 1177 fi zilkade Cuma günü namazın kıldılar.



    20-1142 senesinde mahi zilkadenin 26.günü haziran ibtidasında (başlangıcında) 2. günü nefsi Çorum’da kuşluk vaktinde zelzele oldu. Ol gün zelzele öyleyen(öğleye kadar) değin altı kere oldu. Bir aydan ziyade zelzele oldu. İskilip şehrinde cümle evler harab oldu.



    21-Nefsi Çorum’da 1133 senesinde Hacı Güpür Hamamının mezbelesini ihraca başladığı cemaziyelevvelin 24. yekşenbih 1133 sene fi 4ca.

  5. #5
    Dygsuz - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik Tarihi
    30.07.2008
    Mesajlar
    10.793
    Konular
    3263
    Beğendikleri
    0
    Beğenileri
    3
    Tecrübe Puanı
    1050
    @Dygsuz

    Standart

    COĞRAFİ KONUM
    Çorum ili; Orta Karadeniz Bölümünün iç kısmında yer almaktadır. Doğuda Amasya, güneyde Yozgat, batıda Çankırı, kuzeyde Sinop, kuzeydoğuda Samsun, güneybatıda Kırıkkale ile çevrilidir.Yüzölçümü 12.820 km² dir.
    Enlem ve boylam değerlerine göre ise; 34 derece 04 dk. 28 sn. doğu boylamları ile 39 derece 54 dk.20 sn. kuzey enlemleri arasında yer almaktadır.
    Deniz seviyesinden ortalama yüksekliği (rakımı) 801 m.dir.
    Ankara' ya 244, İstanbul' a 608, Amasya' ya 92, Sinop' a 294, Samsun' a 172, Tokat' a ise 188 km. mesafededir.
    İlçelerin İl merkezine uzaklıkları ise; Alaca 52, Bayat 83, Boğazkale 87, Dodurga 42, İskilip 56, Kargı 106, Laçin 29, Mecitözü 37, Oğuzlar 68, Ortaköy 57, Osmancık 59, Sungurlu 72 ve Uğurludağ 66 km'dir.
    İLİN FİZİKİ COĞRAFYASI

    Jeolojik Yapı
    Bölgenin jeolojik yapısında iki ana kütle (kayaç) grubu göze çarpar.Bunlardan birincisi “Metamorfik seri” (başkalaşmış kayaçlar), ikincisi ise, “Tortul Kütleler” dir. İlin asıl jeolojik karakterini 3. jeolojik zamanın sonları ile 4. jeolojik zamanda meydana gelen oluşumlar meydana getirmektedir.
    Bununla birlikte, jeolojik devirlerden ilkel zaman olarak bilinen Arkean ve Prekambrien devirlerine ait Çorum Merkez İlçe, Alaca, İskilip, Osmancık, Mecitözü ve bilhassa Kargı ilçelerinde çeşitli metamorfik (başkalaşım) topraklarına rastlanılmıştır. Özellikle 3. jeolojik zamanın kütlelerinden olan jips (kireçtaşı) ve kayatuzu yatakları ile karbon miktarı % 75 kadar olan zengin linyit kömürü yataklarına (Osmancık, Dodurga yöresinde 30 milyon ton rezervinde ayrıca Alpagut-Zambal-Karakaya-Ayva ve Ovacık Köyünde) rastlanmaktadır.
    Yine bu zamanın püskürük kütlelerinden olan Trakit, Granit, Bazalt ve Andezit gibi kütle arazisine de Çorum merkez ilçesinde, Kargı, Sungurlu, Alaca, Mecitözü, Osmancık ve İskilip ilçelerinde rastlanmaktadır. Tortul kütlelere ise ilin çoğu yörelerinde rastlanmaktadır.
    Çorum; Alp-Himalaya Orojenezi (Dağ oluşumu) olarak bilinen sistem içerisinde yer alan K.A.F. (Kuzey Anadolu Fay Hattı) üzerinde yer almaktadır. K.A.F. il merkezinin 20 km. kuzeyinden geçmektedir.
    Yeryüzü Şekilleri

    Dağlar
    İl sınırları içerisinde bulunan dağlar, genel olarak yüksek sayılmayacak niteliktedir. Ortalama yükseltileri 1500 m. dolayındadır. Bunlar Orta Karadeniz Bölümündeki Canik Dağları ile Ilgaz ve Küre Dağlarının başlangıç noktalarını teşkil eden silsileler şeklinde güneye doğru (Bozok Yaylasına) gittikçe alçalırlar. Yükseklikleri 1000-2000 m. arasında değişen tepeleri ile bir taraftan Kızılırmak vadisi kıyılarında, diğer taraftan Yeşilırmak’ın Çekerek Suyu kıyılarında uzayıp giderler. Çorum dağlarının yüksek kısımları İskilip-Osmancık ve Kargı ilçeleri toprakları üzerindedir.
    Merkez ilçenin kuzeyinde Eğerci Dağ sıraları, Batı yönde Alagöz ve Kösedağları yer alır. Bu iki dağ sıraları arasında Kırkdilim Boğazı bulunmaktadır.Güneyde uzanan Dört Tepe silsileleri güneydoğuya doğru uzanarak Mecitözü ve Ortaköy ilçesindeki Karadağ silsileleri ile birleşir. Aynı şekilde ilçenin güneyinde ve güney batısında uzanan dağ sıraları, Sungurlu ilçesi içindeki Kartal Dağlarına kadar uzanmaktadır.
    Osmancık ilçesindeki Kızılırmak Vadisi boyunca uzanan Çal ve Ada Dağları; Kargı ilçesi sınırları içinde devam ederek Çorum’un en yüksek dağlarından olan Kös Dağlarındaki Erenler Tepesine (2097 m.) ulaşır.
    Aynı dağ sıralarının güneyinde İskilip ilçesinin Teke Dağı, Kavak Dağı, Göl ve Deveci Dağları ile Çakarözü Dağlarını meydana getirdiği görülmektedir

    Çorum İlinde Yüksekliği 1.700 m. yi Aşan Dağlar
    Erenler Tepesi (Kargı’da Kös Dağı Üzerinde ) 2097
    Türbe Tepe (Kargı’da) 1981
    Kara Tepe (Mecitözü’nde) 1846
    Kırklar Dağı (Mecitözü’nde) 1791
    Köse Dağı (Çorum’da) 1750
    Dede Çal (Osmancık’ta) 1730
    Kartal Tepe (Sungurlu’da) 1700
    Teke Dağı (İskilip’te) 1700


    OVALAR

    Çorum Ovası

    Merkez İlçenin üzerinde, 780-800 m. yüksekliğindedir. Üzerinde Bayat-Ömerbey–Deliler-Gürcü-Elemin-Sarmaşa-Buluz-Celilkırı ve Yaydiğin Köyü toprakları bulunmaktadır. Ovanın doğu ve kuzey yönlerinde fay hatları vardır.
    Bozboğa Ovası
    Merkez İlçeye bağlı Bozbuğa-Yenice-Çayhatap-Sarimbey-Kadıkırı-Ahilyas-Harzadın-Abdalata-Büğdüz köyleri bulunmaktadır. 800-820 m. yüksekliğindedir.
    Ovasaray Ovası
    Çorum’a 10-12 km. uzaklıkta, Ovasaray-Kayı-Boğabağı-Maza-Sarta-Üyük-Karapınar ve Karacaköy toprakları vardır. 700-800 m. yüksekliğindedir.
    Seydim Ovası
    Çorum’a 15 km uzaklıkta, 950 m. yüksekliğinde, küçük bir ovadır.
    Hüseyin Ovası
    Alaca İlçesini ve çevresini oluşturur. 725-875 m. yüksekliğindedir.
    Dedesli Ovası
    Merkez İlçe’ye bağlı Dereköy-Eskiören-İğdeli ve İskilip İlçesine bağlı Tombuşoğlu Çiftliği bölgelerinden oluşur.
    Irmak Ovası
    Merkez İlçe ile İskilip arasında Kızılırmak’ın doğusundan batısına doğru, 500-550 m. yüksekliğindedir.
    Taybı Ovası
    İskilip-Sungurlu arasında 550-560 m. yüksekliğindedir.
    Mecitözü Ovası
    Mecitözü İlçesi ve civar köylerinin olduğu, 950 m. yüksekliğindedir.
    Osmancık Ovası
    Osmancık İlçe merkezinin bulunduğu Kızılırmak’ın iki yakasında, 300-350 m. yüksekliğindedir.
    Düvenci Ovası
    Çorum-Merzifon yolu boyunca uzanan 900 m. yüksekliğinde bir ovadır.
    Hamamözü Ovası
    İl merkezine 30 km uzaklıkta, 450-500 m. yükseklikte, üzerinde Osmancık’a ait köylerin bulunduğu bir ovadır.
    Budaközü Ovası
    Sungurlu yakınlarında, 550-580 m yüksekliğindedir.
    Delice Ovası
    Sungurlu İlçesi güneyindedir.
    Vadiler

    Kızılırmak, Yeşilırmak ve kolları, Çorum İlinden geçerken birçok vadiler oluşturmuşlardır. Başlıcaları şunlardır;
    Sıklık Boğazı
    Çorum-Samsun yolu üzerinde, 7 km. uzunluğundadır.
    Hatap Vadisi
    Hatap Çayı’nın geçtiği yerde, 16 km.dir.
    Harami Vadisi, Dana Boğazı
    Seydim Ovası ile Dedesli Ovasını birleştirir. 6,5 km.dir.
    Kırkdilim Vadisi
    Çorum-Osmancık-Kargı bağlantısı konumundadır.
    Sacayak Vadisi
    Çorum Çat Suyunun Cemilbey’e geçtiği yerdedir.
    Hışır Vadisi
    Alaca Suyunun Çat Suyuna karıştığı yerdedir.
    Akarsular

    Çorum İlindeki akarsular, sularını ülkemizin iki önemli akarsuyu olan Kızılırmak ve Yeşilırmak Havzalarına boşaltırlar.
    Kızılırmak Havzası
    Kızılırmak’ın Çorum İlinden geçen kısmı 182 km.dir. Bu geçiş yerleri Bayat, İskilip, Merkez ilçe, Osmancık, Kargı İlçeleri ve köyleridir.
    Yeşilırmak Havzası
    Çorum Merkez İlçe’nin büyük bir kısmı, Alaca İlçesi, Mecitözü ve Ortaköy İlçelerindeki çay ve dereler, Yeşilırmak’ın önemli bir kolu olan Çekerek Irmağına bu havzada dökülür.
    Çorum Çat Suyu (82 km)
    Derinçay adını da alan bu su, Eğerci dağından ve Köse Dağından inen dere ve çayların birleşmesinden oluşur. Çomarbaşı ve Sıklık Derelerini de alarak il merkezinin 3 km batısından geçer. Güneyde Yılgınözü ve Hatap Deresi ile birleşir, Ahilyas derelerini de alır ve bundan sonra Çorum Suyu olur. Alaca’dan gelen Budaközü ile birleşince de Çorum Çat suyu olur. Mecitözü İlçesi ve köylerinden geçerek, Amasya ili sınırlarında Çekerek’le birleşir.
    Mecitözü Çayı
    Kırklar Dağından doğar, ilçe merkezine yakın olarak (1-1,5 km) geçtikten sonra Amasya topraklarında Çorum Çat Suyu ile birleşir.
    Çekerek Irmağı
    Ortaköy İlçesi ve topraklarının az bir kısmını sular, Amasya İli sınırlarına geçer.
    Göller
    İl sınırları içerisinde önemli bir göl yoktur. Merkez ilçede Eymir (Gölünyazı) Gölü olup, yazın suları çok azalan bir sazlık ve bataklıktır. İlkbahar aylarında ayrıca merkez ilçede Uyuz Gölü ve Kırkgöz adı verilen küçük gölcüklerde oluşur
    D.S.İ Tarafından Hizmete Açılmış Baraj ve Göletler
    Çomar Barajı
    Merkez İlçede 1974’de başlanmış 1979’da tamamlanmış, önce sulama amaçlı düşünülmüş, sonra içme suyu temini için kullanılmış, ayrıca mesire yeri özelliğindedir.
    Alaca Barajı
    Alaca Büyük Söğütözü Köyünde, 1984’de yapılmış, 1500 ha. sulama kapasitelidir.
    Yenihayat Barajı
    Çorum – Ankara karayolu üzerindeki Yenihayat köyünde, Çorum’ a içme suyu temini amacıyla 2000 yılında yapılmıştır.
    Ahmetoğlan Göleti
    Merkeze bağlı Ahmetoğlan Köyünde 1962 yılında yapılmış, 30 ha. sulama kapasitelidir.
    Evci Yeni Kışla Göleti
    1970 yılında yapılmış 53 ha. sulama kapasiteli.
    Seydim-1, Seydim-2 Göletleri
    Seydim Köyünde 1973 –1976 yıllarında yapılmış içme suyu amaçlı kullanılmaktadır.
    İnegazili Göleti
    Sungurlu İnegazili Köyünde 1975 yılında yapılmıştır.
    Alacahöyük Göleti
    1976 yılında yapılmış, 35 ha. sulama kapasiteli.
    Pınarlı Göleti
    Ortaköy Pınarlı Köyünde 1977 yılında yapılmış 50 ha. sulama kapasiteli.

    Geven Göleti
    Alaca Geven Köyünde 1975 de yapılmış, 23 ha. sulama kapasiteli.
    Aksu Göleti
    Kargı Gölköy civarında, 1983’te yapılmış 39 ha. sulama kapasiteli.
    Bitki Örtüsü

    Çorum İlinin güney bölgesinin doğal bitki örtüsü bozkırdır (step). İlkbahar yağışları ile birlikte yeşerirler, sonbaharda kururlar. Bunlara örnek: papatya, gelincik, deve dikeni, köy göçeren dikeni, çakır dikeni, kangal otu, sığır kuyruğu, yavşan otu, geniş yayılma alanı bulmuştur. Akarsu boylarında ise söğüt ve kavak çeşitlerine rastlanır.
    Alaca, Sungurlu, Ortaköy ve Mecitözü’nün yüksek kesimlerinde meşe, ardıç ve karaçam ağaçlarına rastlanır. İlkbahar ile birlikte çiğdem, yabani sümbül, yabani lale çiçekleri de görülür.
    İlin kuzeyindeki ilçelerde ise meşe ormanları ve iğne yapraklı ormanlara rastlanır.
    Deniz seviyesinden 1000-1200 m yüksek olan bölgelerde meşe, kızılcık, yabani erik, elma, alıç, yabani gül yaygın olarak görülür.Hacıhamza çevresinde seyrek olarak ıhlamur ağaçlarına rastlanır.
    Kargı, İskilip, Osmancık, Bayat ilçelerinde sarıçam, karaçam, köknar, kızılçam ağaçları görülmektedir.Toplam ormanlık ve fundalık alan 365.208 ha. olup İl yüzölçümünün % 28 ‘ i kadardır.
    İklim

    Yağış ve Sıcaklık
    Çorum İli, Karadeniz ikliminden İç Anadolu iklimine geçiş bölgesinde bulunmaktadır. Yazlar sıcak ve kurak, kışlar soğuk ve kar yağışlıdır. İlin kuzey bölgesinde yer alan Kargı, Osmancık, İskilip, Laçin, Dodurga, Oğuzlar ve Bayat İlçeleri İç Karadeniz geçiş ikliminin etkisinde kalan ilçelerdir. Çorum Merkez İlçe, Sungurlu, Alaca, Boğazkale, Ortaköy, Mecitözü ve Uğurludağ İlçeleri İç Anadolu step iklimi özelliklerini gösterir.
    1929 yılından bu yana yapılan meteorolojik ölçümler sonucunda yıllık ortalama yağış miktarı İl Merkezinde 423,0 mm., Alaca’ da 376,0 mm., Bayat’ ta 445,2 mm., Boğazkale’ de 490,3 mm., Dodurga’ da 373,2 mm., İskilip’ te 484,8 mm., Kargı’ da 360,3 mm., Laçin’ de 530,2 mm., Mecitözü’ nde 422,7 mm., Ortaköy’ de 409,5 mm., Osmancık’ ta 368,1 mm.,
    Sungurlu’ da 438,1 mm., Uğurludağ’ da 450 mm. olarak tesbit edilmiştir.
    İl Merkezi’ nin yıllık ortalama sıcaklığı 10,7º dir. En yüksek sıcaklık 2000 yılının Temmuz ayında 42,7 Cº, en düşük sıcaklık 1985 yılının Şubat ayında -27,2 Cº olarak ölçülmüştür. Temmuz ve Ağustos ayları en sıcak aylardır.

    Rüzgârlar
    İl genelinde yaz mevsiminde öğleden sonra başlayarak gece saat 22’ ye kadar esen poyraz etkilidir. Bazen ters yel de denen sıcak ve kavurucu bu rüzgâr tarım alanları için zararlıdır. Kışın kuzeyden yıldız rüzgârı, İlkbaharda güneybatıdan lodos rüzgarı eser. Bu rüzgarlar bol yağış ve kimi zaman da dolu yağmasına neden olur. Sonbaharda genellikle sakin bir hava gözlenir. Halk arasında bu aylara sağır aylar adı verilmiştir.

  6. #6
    Dygsuz - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik Tarihi
    30.07.2008
    Mesajlar
    10.793
    Konular
    3263
    Beğendikleri
    0
    Beğenileri
    3
    Tecrübe Puanı
    1050
    @Dygsuz

    Standart

    Alaca İlçesi

    İlçenin Tarihi
    Alaca İlçesinin tarihi M.Ö. 5000 yıllarına kadar uzanmaktadır. Eskiçağ’ da ilçe merkezinin bulunduğu alan, “Etonia” olarak geçmektedir. XIX. ve XX. yy.’ larda Hüseyinova yöre adı yerine, nahiye ve bucak adının tanımlanmasında önceleri bucak olan Alaca, Hüseyinabâd adıyla 1919’da ilçe olmuş, Alaca adı ise 1932’de resmiyet kazanmıştır.
    Coğrafi Yapısı
    İlçe yüzölçümü 1.346 km², rakımı 950 m’dir. Çorum’a 52 km, Yozgat’a 53 km, Sungurlu’ya, 43 km’dir. İlçe yazları sıcak ve kurak, kışları ise soğuk ve yağışlı geçmektedir. Yıllık ortalama yağış miktarı 376 mm.’dir.
    Ekonomik ve Sosyal Durum
    İlçenin Karadeniz ile Akdeniz’i birbirine bağlayan yol üzerinde kurulmuş olması nedeniyle, ekonomik hayat oldukça canlıdır.
    İlçe ekonomisi büyük oranda tarıma dayanmaktadır. Tarım alanları 100.065 hektar olup bunun 20.558 hektarı sulu tarım arazisidir. Belli başlı tarım ürünleri; Buğday, Arpa, Mısır, Nohut, Mercimek, Ayçiçeği, Şekerpancarı, Kurusoğan, Kuru Fasulye, Patates’tir. Az olmakla birlikte bağcılık, sebzecilik ve meyvecilik de yapılmaktadır. 2002 yılı verilerine göre 13.762 adet büyükbaş hayvan, 13.620 adet küçükbaş hayvan mevcuttur.

    Son yıllarda sanayiye yönelen tesisler de açılmaktadır. İlçede on adet un fabrikası, bir adet yem fabrikası vardır. Mobilya üretimi yapan imalathaneler mevcuttur. Bu işyerlerinde yaklaşık iki yüz kişi geçimini sağlamaktadır.
    İlçe merkezinde içme suyu ve kanalizasyon yeterlidir. Köylerde elektrik, su ve telefon yeterli olup 4 köy dışında tüm köylerde şebeke suyu mevcuttur. Kanalizasyon yoktur. Bütün köylere ulaşım vardır. 31 köyde 136 km. asfalt yol, 59 köyde 298 km. stabilize yol, 36 km. tesviyeli olmak üzere toplam 470 km. köy yolu ağı mevcuttur.
    İdari Yapısı ve Nüfus Durumu
    2000 Yılı Genel Nüfus Sayımı’nda ilçe merkezi 24.983, belde ve köyler 28.210 olmak üzere toplam 53.193 nüfus mevcuttur. İlçede 94 köy ve üç belde ile İlçe merkezinde yedi, Alacahöyük beldesinde dört, Büyükhırka Beldesi’nde iki, Çopraşık Beldesi’nde de iki mahalle mevcuttur.
    Eğitim Kültür ve Sağlık Durumu
    İlçede örgün eğitim kurumu olarak bir Genel Lise, bir İmam-Hatip lisesi, bir Çok programlı Lise, bir Anadolu Lisesi, bir Kız Meslek Lisesi, bir Sağlık Meslek Lisesi ve 10’u ilçe merkezinde olmak üzere 19 ilköğretim okulu ve köylerde 32 birleştirilmiş sınıflı ilköğretim okulu vardır. Bu okullarda toplam 9.729 öğrenci vardır.
    İlçe Merkezinde 3.000 kişilik stadyum, 500 kişilik kapalı spor salonu ile 50 yataklı Devlet Hastanesi, iki Sağlık Ocağı, Alacahöyük Beldesi, Büyükcamili, Büyükhırka, Sarısüleyman, Sincan ve Tutaş köylerinde birer Sağlık Ocağı bulunmaktadır.

  7. #7
    Dygsuz - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik Tarihi
    30.07.2008
    Mesajlar
    10.793
    Konular
    3263
    Beğendikleri
    0
    Beğenileri
    3
    Tecrübe Puanı
    1050
    @Dygsuz

    Standart

    Bayat İlçesi

    İlçenin Tarihi
    Bayat, tarihi 1400’ lü yıllarına dayanan bir yerleşim birimidir. Cumhuriyet döneminde Çorum İli İskilip İlçesine bağlı Alagöz adında bir nahiye olarak anılırken 1958 yılında İlçe olmuştur.
    Coğrafi Yapısı
    İlçenin yüzölçümü 770 km², rakımı 625 m. dir. Orta Karadeniz Bölgesi ile İç Anadolu Bölgesinin kesim noktasında Köroğlu Dağlarının doğuya uzantısı ile İç Anadolu’ nun Orta Kızılırmak Bölümünde yer alır. Çorum’a uzaklığı 83 km dir. Yılık ortalama yağış miktarı 445,2 mm.’dir.
    İlçedeki en önemli akarsu Karatepe ve Öbek Tepesinden çıkan kar suları ile beslenen Kuzeyden güneye doğru 45 km lik bir vadi oluşturan ve Kızılırmak’a dökülen Bayat Çayıdır. İlçenin kuzeyinde 2013 m yüksekliğinde Öbek Tepesinin yer aldığı Karatepe mevcuttur.
    Kuzeyden güneye doğru gidildikçe rakım küçülerek 500 m ye kadar düşmektedir. Bu nedenle İlçe kuzeyi dağlık, güneyi küme halinde tepelerin ve kısmen ovaların yer aldığı kırık,dalgalı ve engebeli bir arazi yapısına sahiptir.İlçenin kuzeyinde yer alan dağlık ve ormanlık kesimde Karadeniz iklimi, güneyde ise, karasal iklim hüküm sürmektedir. İlçe iki iklim arasında geçiş bölgesinde yer almaktadır.
    Bu sebeple yazlar sıcak ve kurak, kışlar soğuk ve kar yağışlı geçer.Yağışlar düzenli olmayıp, en çok ilkbahar mevsiminde yağış almaktadır. İlçenin dağlık kesimi genelde çam ve meşe ormanı ile kaplıdır. Ovalık kesimde ise bozkırlar yer almaktadır.
    İdari Yapısı ve Nüfus Durumu
    İlçenin 2000 yılı Genel Nüfus Sayımı kesin sonuçlarına göre nüfusu; merkezde 7.381, belde ve köylerde 23.193 olmak üzere, toplam 30.574 tür. İlçede iki belde (Eskialibey ve Kunduzlu) ve 37 köy bulunmaktadır.
    Ekonomik ve Sosyal Durum
    İlçenin ekonomik yapısı coğrafi yapıya göre şekillenmiştir. İlçe kuzeyinde dağlık kesimde yer alan 18 köy halkı şehirlerde inşaat işçiliği, kısmen orman ürünleri, az da olsa tarım ve hayvancılık ile Linyit Kömür İşletmesinde işçilik yaparak geçimlerini sağlamaktadır.
    Ovalık kesimde yer alan köylerde ise halk, tarla tarımı ve hayvancılık yaparak geçimini sağlamaktadır.
    İlçede toplam 47.874 ha. tarım arazisi mevcuttur. 2002 yılı verilerine göre 13.090 büyükbaş ve 6.400 adet küçükbaş hayvan mevcuttur. İlçede un ve yem fabrikaları ile linyit kömür işletmesi mevcuttur. İlçenin 10 köyünde içme suyu yetersizdir.

    Eğitim, Kültür Ve Sağlık Durumu
    İlçede bir Lise, bir Çok Programlı Lise ve toplam 57 İlköğretim okulu mevcuttur. Beden Terbiyesi Genel Müdürlüğünce yaptırılan kapalı spor salonu 2003 yılı itibariyle tamamlanmış olup, henüz hizmete açılmamıştır. İlçede 50 yatak kapasiteli Devlet Hastanesi, Merkez Sağlık Ocağı, Barak ve Yoncalı Köylerinde birer adet Sağlık Ocağı mevcuttur.

  8. #8
    Dygsuz - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik Tarihi
    30.07.2008
    Mesajlar
    10.793
    Konular
    3263
    Beğendikleri
    0
    Beğenileri
    3
    Tecrübe Puanı
    1050
    @Dygsuz

    Standart

    Boğazkale İlçesi


    İlçenin Tarihi
    Boğazkale ilçesinin tarihi M.Ö. 5000 yıllarına kadar uzanır. İlçe merkezinin hemen yanı başında bulunan ve Hitit İmparatorluk başkenti olan Hattuşa ve Hattuşanın görkemli açık hava tapınağı Yazılıkaya ilçenin belli başlı tarihi mekanlarıdır.
    Cumhuriyetin ilk yıllarında adı Boğazköy iken, 1936 yılında ismi Boğazkale olarak değiştirilmiştir. 1967 yılında Belediye teşkilatı kurulmuş, 1987 yılında Sungurlu’dan ayrılarak ilçe yapılmıştır.
    Coğrafi Yapısı
    Yüzölçümü 260 km²., rakımı 1.036 m., yıllık ortalama yağış 490,3 mm. dir. Bitki örtüsü genellikle steplerdir. En önemli akarsuyu Budaközü çayıdır.
    İlçe de karasal iklim hakimdir. İlçenin toplam arazisi 22.902 ha., orman arazisi 6.165 ha., çayır alanı 23 ha., mera alanı 3.784 ha., tarla arazisi 12.110 ha. dır.
    İlçe arazisinin büyük bir kısmı dağlık bölge de, kalanı ise ovalık bölgede yer alır. İlçe Merkezi ve Evren Beldesinde kavak ağaçları, dağlık bölgede ise meşe ve çam ağaçları bulunmaktadır.
    İdari Yapısı ve Nüfus Durumu
    22 Ekim 2000 tarihinde yapılan genel nüfus sayımına göre, İlçe merkezinin nüfusu 1.970, 12 köy ve iki belde nüfusu 6.220 olup, toplam nüfusu 8190 dır. İlçe merkezi üç mahalleden oluşmaktadır. Hisar Mahallesine bağlı İbikçam Mezrası İlçeye yedi km. mesafededir.
    Ekonomik ve Sosyal Durum
    İlçe, Çorum’a 87 km., Sungurlu’ya 30 km., Yozgat’a 40 km mesafede bulunmaktadır.
    Halkın ihtiyaçlarını yakın olan Yozgat ve Sungurlu’dan temin etmektedir. İlçede konut sıkıntısı olduğundan, devlet memurlarının birçoğu Sungurlu’da oturmaktadır. İlçe ekonomisi ağırlıklı olarak tarım ve hayvancılıkla sınırlıdır.
    Turizm, yeteri kadar tanıtım olmaması ve eğitim eksikliği nedeniyle, iş istihdamı ve ilçe ekonomisine yeterli katkı sağlayamamaktadır.



    İlçenin işlenebilir tarım alanı 12.110 ha. olup, sulu tarım zayıftır.
    Buğday, nohut, arpa, yulaf gibi ekonomik değeri düşük bitkiler yetiştirilmektedir. Az miktardaki sulu arazide pancar ekilmektedir.
    İlçenin şebeke suyu ihtiyacı, açılan kuyulardan temin edilmekte olup, yağış durumuna göre ihtiyacı karşılayabilmektedir. İlçeye bağlı köyler de su ihtiyaçlarını kuyu ve kaynak sularından karşılamaktadırlar. İlçede kanalizasyon yeterli değildir.
    Eğitim, Kültür ve Sağlık Durumu
    İlçede bir çok programlı lise, dokuz ilköğretim okulu bulunmaktadır. Bu okullarda toplam öğrenci sayısı ise 1.461 dir. Nüfusun %98’ i okur-yazardır.Biri ilçe merkezinde olmak üzere Evci ve Evren Beldelerinde birer sağlık ocağı bulunmaktadır

Giriş

Giriş