-
Memleketim Şiirleri
Bu kisma sirasi ile her ilimizin siirleri ekliyelim
Havasina suyuna tasina topragina
Bin can feda bir tek dostuma
Her kosesi cennetim ezilir yanar icim
Bir baskadir benim memleketim
Lay Lay...
Anadolum bir yanda yigit yasar koynunda
Asiklar destan yazar daglarda
Kuzusuna kurduna Yunus'una Emrah'a
Butun alem kurban benim yurduma
Lay Lay...
Mecnun'a Leyla'sina erisilmez sirrina
Sen dost ararsan kos Mevlana'ya
Yeniden dogdum dersin derya olur gidersin
Bir baskadir benim memleketim
Lay Lay...
Gozu pek yanik bagri turku soyler cobani
Zengin fakir hepside sevdali
Ben gonlumu eylerim gerisi Allah kerim
Bir baskadir benim memleketim
Havasina suyuna tasina topragina
Bin can feda bir tek dostuma
Her kosesi cennetim ezilir yanar icim
Bir baskadir benim memleketim
Lay Lay...
Anadolum bir yanda yigit yasar koynunda
Asiklar destan yazar daglarda
Kuzusuna kurduna Yunus'una Emrah'a
Butun alem kurban benim yurduma
Lay Lay...
Mecnun'a Leyla'sina erisilmez sirrina
Sen dost ararsan kos Mevlana'ya
Yeniden dogdum dersin derya olur gidersin
Bir baskadir benim memleketim
Lay Lay...
Gozu pek yanik bagri turku soyler cobani
Zengin fakir hepside sevdali
Ben gonlumu eylerim gerisi Allah kerim
Bir baskadir benim memleketim
-
ADANA
Bu topraklar atalarımın toprakları
Bu şehirde gördüm kendimi,
Sıcak yaz güneşlerinde,
Aşk gibi kavurur insanı
Benim memleketim ADANA
Her tarafı tarih kokar
Seyhan nehri güzellikler katar
Taş köprü ahenkli bakar
Diger yerde ceyhan akar
Benim memleketim ADANA
Ovaları hayat verir
Seyhan, ceyhan arasında durur
Mis kokulu baharı olur
Limon portakal başka olur.
Benim memleketim ADANA
Münevver Düver
-
CANIMSIN ADIYAMAN
Karadağ a yaslamış sırtını, Fırat a bakar,
Ortasında kalesi, etrafında güller açar,
Beni tan yerindeki o asil duruşu yakar,
Suyu güzel, dili güzel, mübarek Adıyaman.
Dört bir yanında yükselir ilahi ezan sesi,
Sokak sokak hissedilir evliyalar gölgesi,
Canım Anadolu nun biricik cennet köşesi,
İnsanları güzel, kendisi güzel Adıyaman.
Tarihiyle, petrolüyle, barajıyla eşsizdir,
Tarımı sanayisi, insanıyla rakipsizdir,
Folklörü, türküleriyle dünya birincisidir,
Güneydoğunun cennet ili, canım Adıyaman.
Düğün dernek kurulur,halayları coşkuludur
Kazanlar kaynar, elem keder dertler unutulur,
Sofrasında Halil İbrahim bereketi olur,
İnsanları mert, insanları cömert Adıyaman.
Şehirde akşam vakti insanlar evine gider,
Köylülerinin harmanı, bayram yerine döner,
Vatan millet sevgisiyle doludur tüm yürekler,
Mütevazi yaşantılı, şerefli Adıyaman.
Güneş doğuşu, ruhu bedenden alır götürür,
Bu eserler, bu güzellikler başımı döndürür,
Bu sakinlik, ah bu masumiyet beni öldürür,
Başımın tacı, gönlümün ilacı Adıyaman!
Akpınarlıyım ben, Adıyaman sevdalısıyım,
Uzak olsam bile, köyümün delikanlısıyım,
Mukaddes bayrağın, şehitlerin mirasçısıyım,
Bir başkadır Akpınar, bambaşkadır ADIYAMAN…
Ahmet Gafur Şahin
-
afyon
kaymakla,haşhaşla duyuldu ünü
beyaz mermeriyile bilinir afyon
her zaman gururla hatırlar dünü
lokum ve sucukla tanınır afyon
firig vadisi ve kale,hisarı
mağara,hüyüğü,kaya mezarı
can dostu ibrahim karahisari
karahisar diye anılır afyon
heybeli ve gecek, kaplıcaların
gazlıgöl,sandıklı termal suların
bir çok hamamların ve de hanların
sende konaklanır,kalınır afyon
koca tepeden de bir güneş doğar
o güneş düşmanı izmirde boğar
gururlan ey afyon hakkındır değer
vatandan düşmanlar kovulur afyon
güzeli gül toplar ve halı dokur
söğüt,yan dağında bülbüller şakır
tavuk ve yumurta bize ulaşır
bunlar, başmakcı�dan sorulur afyon
çayı vardır,kilimi var hanı var
çöğürlü,çanacık yaylada bahar
bayat�a festival büyük renk katar
büyük haz alır da,salınır afyon
kayter pedion var,kral yolunda
eber gölü vardır hemen sağında
sultan,emirdağı,paşa dağında
bolvadinde huzur bulunur afyon
sultan dağlarına sırtını vermiş
çağlayan park ile yüzleri gülmüş
kirazı,elmayı,vişneyi dermiş
çay ilçesiyle de sevilir afyon
anabura,akarçaydır hüyüğü
hayvancılık yapar,küçük büyüğü
pat-pat aracının ilk görüldüğü
çobanlarda böyle yürünür afyon
boztepede,küçük yayla boyunca
ferşa ve tatarlar yerleşmiş önce
dazkırı gelmezmi apa denince
bakıp tebessümle gülünür afyon
pınarbaşı,bölüçalan, kaynağı
yerleşmişler cemaati,oymağı
şu dinarın menderesi,ırmağı
tarihte de yerin bulunur afyon
emirdağ,afşinbey’den aldı adını
kilim dokur burda türkmen kadını
unutmaz yiyen yoğurdun tadını
gururla bir sefa sürülür afyon
öküzviran,kocaviran, örenler
şaşırırlar hüyükleri görenler
seha ırmağından balık yiyenler
evcilerde güller derilir afyon
yaylaklarda hayvanların meleşir
hoca yörükleri burda eyleşir
güzelleri süt sağarak söyleşir
herşeyin hakkıda verilir afyon
peri bacaları,kaya mezarı
araştırır durur şair,yazarı
göynüş vadisinde esen rüzgarı
şu ihsaniyeden sunulur afyon
seydiler,bacak,dökümeon kale
kırkinler,kayalık,görün bir hele
köroğlu şairi getirir dile
iscehisar, bin haz alınır afyon
köklü çınarı var kızıl viranın
tarihi evleri , kızıl örenin
ulu cami gururudur yörenin
senin de kıymetin bilinir afyon
emir sanduk beyim yurt yaptı bize
sandıklı özeldir gerek yok söze
yunanı da böyle getirdi dize
seninle de gurur duyulur afyon
"afyon’un da ortasında galesi"
"yoksul derviş"imde afyon delisi
şu kıl çadırında türkmen halısı
güzellerin böyle salınır afyon
karahisarı-saib sancak dediler
eren,evliyalar,kırklar,yediler
nehirler,ovalar,göller,vadiler
lüzumsuz indinde sevilir afyon
sadık dağdeviren
-
AĞRI
Nuh tufanından evveldir yaşın,
Tarihlerden belli volkandır başın,
Alaca bulaca çatlamış kaşın,
Öyle bir devranın var senin Ağrı.
Bir zamanlar denizdi şu ovası
Dağları bin bir renk çiçek yuvası,
Hamur vadisinde akar deryası,
Böyle bir tarihin var senin Ağrı.
Kösedağ Ağrı birbirine bakar,
Muratçay coşar çağlar, durmaz akar,
Yaylalarda lale-sümbül,gül kokar
Böyle bir seyranın var senin Ağrı.
İnsanları gerçekleri konuşur
Emmioğlu kardeş diye danışır,
İlim,kitap vicdanına danışır,
Böyle bir ahlakın var senin Ağrı.
Mehmet Ali Gökhan
-
Amasya
Dağında taşında belge bulunan
Tarihin konuşan dili Amasya
Şehzadeler şehri diye bilinen
Yurdumun en güzel ili Amasya
Gelinlik kız gibi bahçe bağıyla
Harşhane Kalesi Ferhat Dağıyla
Bağrında yaşayan Antik Çağıyla
Mazinin kanadı kolu Amasya
Camileri sultan köprüler hakan
Mest olur cumbalı evlere bakan
Tarihle birlikte çağlayıp akan
''Yeşilırmak'' sağı solu Amasya
Efsanedir kalesiyle burcuyla
Temeli atılmış sevgi harcıyla
Ferhat'ın külüngü aşkın gücüyle
Sevdanın aşılmış yolu Amasya
Kara günde yurda ışıklar saçan
Ulu Önderine bağrını açan
''Tamim''le istiklal andını içen
Milletimin duygu seli Amasya
Meşhurdur elması ''Misket'' adıyla
Al kırmızı rengi nefis tadıyla
Şeftali kayısı kiraz dutuyla
Yörenin pazarı hali Amasya
Şair ÖZMEN der ki bulunmaz diyar
Doğası riyasız cennete ayar
İçinde gezenler kokuya doyar
Çünkü Türkiyemin gülü Amasya
İlyas Özmen
-
ANKARA
Kalesinde izleri hala yaşar tarihin,
Al bayrağın göklerde kartal gibi çırpınır.
Akşam başlarken fasıl tarihi konaklarda,
Her yer cennet misali ışıklarla süslenir.
Allı pullu işlenmiş ipek halıya benzer,
Her yer ayak altında sanki cennetten eser.
Seyrine doyum olmaz okşar insan ruhunu,
Sanki elle işlenmiş canlı tabloya benzer.
Sanki insan kendini gök yüzünde sanır.
Ağlasan bütün şehir göz yaşılman ıslanır.
Orda ay başka doğar yıldızlar daha başka,
Melekler bile ağlar böyle ilahi aşka.
Şimdi senden uzakta kafeste tutsak kuşum,
Hep seni hayal eder hep seni düşünürüm.
Demir kapılar aşıp uçar giderde ruhum,
Her sabah Altın dağdan Kızılaya yürürüm.
Bazen yağmur,bazen kar,bazen bulut olurum.
Bazen de toz olur dört yana savrulurum.
Yağmurunda ıslanır güneşinde kururum.
Senin ile uyanır senin ile uyurum.
Sanma seni terk ettim sanma ki unutmuşum,
Nasıl unuturum ki ben sana vurulmuşum.
Dikmende esen rüzgar Hacıbayram�da kuşum.
Koca tepende ezan Sakar yan�da sarhoşum.
Şimdi aç kollarını öyle du�a et bana,
Nice sırların gizli sende nice hatıra.
Dört duvar arasından binlerce selam sana,
Ey hasret kokan şehir kutsal aşkım Ankara.
Adem Karagöz
-
ANTALYA
ismin gönüllerde saklı bir şehir,
Solmayan renkli bir gülsün Antalya.
Mehtaba hükmeden, gümüşten nehir,
Gecemde masmavi tülsün Antalya.
Cennet sofrasında bir altın kaşık,
Kültürde ülkeme tutuyor ışık.
Sana bir ben değil, bir alem aşık,
Bunu bütün dünya bilsin Antalya.
Mavi bir atlastır, denizin suyu,
Her gece bağrına basıyor ayı,
Gördüm ne canları besliyor kıyı,
Aşıklar görmeye gelsin antalya.
Gün geçiyor, güzelliğin bitmiyor,
Anlatmaya kelimeler yetmiyor,
Hayalin gözümden bir an gitmiyor,
Ruhuma akan bir selsin Antalya.
Şanı, şöhretisin bu güzel yurdun,
Uzaktan göz kırpıp, naz edip durdun.
Bugün de Ayaz'ı gönülden vurdun,
Güzeller güzeli ilsin Antalya.
Ahmet Ayaz
-
ARTVIN
Bin bir tona, girmiş, yeşilin rengi,
Yudum yudum sevgi sunar Artvin'im.
Vahşi cazibeyle sırdır ahengi,
Sevda ateşiyle yanar Artvin'im.
Artvin İskit beyin adından kaldı,
Çoruhla namını dünyaya saldı,
Bakir doğasından güzellik aldı,
Virajlı yolları onar Artvin'im.
Hatila vadisi inci mercanım,
Borçka karagölle yükselir şanım,
Halayla, raftinğle mutludur canım.
Meydancığa çıkar, iner Artvin'im.
Yayladır, sahara, kaşkar, bülbülan,
Rüyadan uyanmaz burada olan,
Doyumsuz hazdır gönüle dolan,
Kalbe buse gibi konar Artvin'im.
Camili'de sevda düşer ateşe,
Kafkasör'de dolar kalplere neşe,
Sanırsın burası Cennetten köşe,
Çağıl çağıl akan pınar Artvin�im
Taşlı Yayla,Barkal tutar ladesi,
Camlıca, Meşeli iksir badesi,
Ballı Yoncalımla, Çoruh vadisi,
Güzellik özünde fener Artvinim.
Bahçede, bağında çiçekler, güller
Livane kalesi ihtişam yollar,
Berta köprüsünden geçiyor kullar,
Geçmişi saygıyla anar Artvin'im.
Fıstık çamı,özel zeytin karası,
Çoruh boyudur hayal düş arası,
Gizemli atmosfer işte burası,
Kuşlar yükseklere tüner Artvin'im.
Artvinlim dünyanın her bir yerinde
Gizli hazinesi alın terinde,
Çalışır, patrondur günün birinde
Duygusu özünde çınar Artvin�im.
Buram buram sevda tüter ezgisi,
Hoşgörülü, sakin hayat çizgisi,
Helal rızık için gurbet yazgısı,
Zorlukları bir bir yener Artvin'in
Bilbilanda bereket, sevinçten uç,
Kalplerde sevgisi güzellik sonuç,
Tüm sevenleriyle mutlu Ardanuç,
Sevince şükürle kanar Artvin'im.
Yüreğimde aşkı, sanma durgunum,
Bakır cevherine dünden vurgunum,
Yeni yatırımlar bekler Murgulum.
Gurbette sabrını sınar Artvin'im.
Arsiyanda gezdim. sürdüm atımı,
Göller sevdalandı gün batımı,
Şifa için ara, bul Şavşatımı,
Sağlık için çare dener Artvin'im.
Bahçede, bağında kullanır çapa,
Fındıkla çayına yakışır kupa,
Yeşille iç içe yaşıyor Hopa,
Denizin dalgası söner Artvin'im.
Ormanla gölümüz gelince aşka,
Yeşilin maviyi öpüşü başka,
Fındık, Mısır, Çayı üretir Borçka,
Macahel balına banar Artvin'im.
Çalışır, kazanır mutludur evi,
Yörede yenisin hoşgeldin kivi,
Turunçgiller sende çıkar Arhavi,
Ormanın kokusu siner Artvin'im
Bağında bülbülü yaylada gülü,
Doğruluk, güzellik konuşur dili,
Kara sevdamızsın sen Yusufeli,
Güzeller içinde döner Artvin'im.
Yüreğinde sevgi, dostluk özünde,
Güzellik doğruluk damlar sözünde,
İmanın nurudur yansır yüzünde,
Özlemin vuslatla diner Arvin'im,
Kadir Kaya
-
AKSARAY
Dolduramaz kimse senin yerini,
Sarmaya hasretim güzel tenini,
Çöz artık,yetişir,göğsün düğmeni,
Vuslatın gecikti,canım Aksaray.
Seher yeli getiriyor kokunu,
Hasretin büküyor benim boynumu,
Kaybettim huzuru,bir de uykuyu,
Vuslatın gecikti,sevdam Aksaray.
Her zaman gözlerim yoluna bakar,
Hemşeri,dostlardan haberin sorar,
Çağırsan beni de yanına,ne var!
Vuslatın gecikti,yolum Aksaray.
Ekmeğim uzakta arattın bana,
Çok “şirin” gösterdin gurbeti bana,
Bayramlık gösterdin “gül yüzün” bana,
Vuslatın gecikti “vah”ım Aksaray.
Gurbetin kahrıyla yürek çürüdü,
Kar yağdı saçlara,aklar üşüştü,
Yeter artık,göster “güleç” yüzünü!
Vuslatın gecikti,duygum Aksaray.
Koynunda yatmıştım,o günler kârdır,
Sensiz geçen zaman ömre zarardır,
Rüyada,düşlerde hayâlin vardır,
Vuslatın gecikti,tabip Aksaray.
Seven sevdiğine “hor” bakmaz öyle,
Koyar merhemini Lokman eliyle,
Sarar yarasını gönül gözüyle,
Vuslatın gecikti,çağır Aksaray
Yaşar Akbaş