ALLAH kulunu isterse affeder
ALLAH kulunu isterse affeder. Affetme sıfatı ALLAH’ın zatına mahsustur. Kul affetmek istese de Hazret-i ALLAH’ın affı mağfiretine benzer affedemez. Çünkü affetme zevkinin cüz’ü ancak kamil insanın iman ağacından zuhur eden mağfiret meyvesinde görülse de nasiplisine tahsis edilmişti. Kul bu türlü rızkını vesile olan insanı kamilden alır. Af ve mağfiret Hazret-i ALLAH’ın sıfatıdır. Kulun nefsinde bu rahmet-i ilahiye uygun ilahi hazzın zuhurunun görünümü mü’min sıfatının mevcudiyetinin şahididir. Her ne kadar bu sıfat kulda da görülebilirse de kulda zuhur eden bu sıfat Hazret-i ALLAH’ın sıfatına eşit değildir. Kul her ne kadar af etmiş gibi görünse de inanma! Zamanı gelene kadar muhafaza edecektir. Zamanı gelince hiç şüphen olmasın fazlası ile kullanacaktır!
Hacı Mustafa Anaç Efendi yaşadığı hayattan nedamet duymuş, bir daha geri dönmemek üzere Hacı Ali Ahıskavi Hazretlerine biat ederek tövbe almıştı. Yalnız Çorumlunun değil, tanıyan beldelerin medar-ı iftiharı, “gara şeyh” ismiyle maruf, Hafızı Kur’an, el-Hac Bekir Baba’nın Halifesi Ali Ahıskavi, Ahıska muhacirlerinden idi. Makamı cennet olsun.
Mustafa Anaç Efendi’nin çilesi dolmuş! Vakti saati gelmiş! Ezel-i ervahtaki tertib-i ve tanzim-i ilahinin vesilesinin zuhuru, rahmet vesilesi Ali Ahıskavi’nin şahsında Hazret-i Muhammed Mustafa (s,t,a,v) Efendimiz’e biat vecibesi ile şeref-yab olmuş, ezel-i ervahtaki ikrarını Hazret-i ALLAH’a tekrar etmişti. Varis-i Nebi, nedim-i ilahi olan Şeyh Ali Ahıskavi Hazretleri’ne müntesip olmuştu. İntisabının manasının gerçek anlamı bu idi. Ezel-i ervah da ki Hazret-i ALLAH’ı kayıtsız ve şartsız tasdik eden imanı ile, hasbe’l-beşer düştüğü bataklıktan sıyrılıp, hakikatte murat olan rahmet-i ilahiye nail olan Hacı Mustafa Anaç Efendi’ye yedi tarikten icazet verilmişti.
Maalesef, Çorumlulardan ekserisinin Hazret-i ALLAH’ın lütuf ve ihsanı olan bu rahmet-i ilahiden habersiz ve nasipsiz olmalarının nedeni ALLAH’ın aff u mağfiretini kabul edip içine sindiremeyen çarpık düşüncelerinin yansıttığı yaşantılarından dolayı o büyük insana Hazret-i ALLAH’tan bahşedilen vesile-i ilahiden istifade edemediler.
Şeyh Mustafa Anaç Efendi’nin pederi İmam Hacı Mehmet Efendi idi. Pederlerinin irtihalinden sonra vakt-i saati gelmiş, Mustafa Anaç Efendi samimi tövbe istiğfarı ile aff-ı ilahiye nail olmuş, rahmet-i ilahi vesilelerde zuhur etmişti .
Hacı Mehmet Efendi Hıdırlık’ın resmi Şeyhi Abbas Efendiye müntesip idi. Şahidi oldum; bizzat cennet- mekan Şeyh Abbas Efendi’yi kayın pederim Şeyh Hacı Mustafa Efendi ile ziyaret etmiştik. Şeyh Efendi Hacı Mehmet Efendi hakkında meth ü sena ederek, “en sadık dervişim o idi” dediği Şeyh Efendi’nin ateşli hitabının zevkini hala taşıyorum ve yaşıyorum. Hele üç kere davudi sesi ile “İLLÂ ALLAH” demişti ki, onun iç alemime oturan aşk haykırışı beni Rabb’ıma daha yakın kıldı. Manaya giriş kapımın, zevk ve manevi şevkimin zuhuruna daha çok yaklaşım vesilesi oldu! Hıdırlık Şeyhi Abbas Efendi’nin manen aşk dağıtma tasarrufatına şahit olmuştum !