Türkiye’ye beyin göçü

17 Aralık 2010



Türkiye’ye beyin göçü

Küresel kriz, Avrupa'da iş imkanı bırakmayınca çoğu üniversite mezunu gurbetçi gençler Türkiye dönüyor.



Dönüş yapanlar arasında akademisyenlerin de yer alması dikkat çekiyor. Bundan yaklaşık 50 yıl önce Sirkeci Garı'nda Almanya'ya göç eden Türk vatandaşların torunları artık yurda dönmeye başladı. Son 60 yılın en büyük ekonomik durgunluğunun yaşandığı Almanya'da iş bulmakta güçlük çeken Türk vatandaşları çareyi ülkeye dönmekte arıyor. Bundan endişe eden Alman hükümeti ise söz konusu kişilerin ülkeyi terk ettiğinin nedenini araştırıyor. Hükümet ayrıca bunun için meclise soru önergesi verdi. Resmi rakamlara göre yurda dönen gurbetçi sayısı 2008'de 100 bin, 2009'da ise 105 bin oldu. Türk Alman Eğitim ve Bilimsel Araştırmalar Vakfı (TAVAK) Başkanı Prof. Dr. Faruk Şen, bu sayının 2010 yılı için 120 bine ulaşabileceğini öne sürdü.

Sayının her geçen gün artacağına dikkat çeken Şen, "Türkiye'ye ciddi bir akım yaşanıyor. Dönen grup ağırlıklı olarak 18-39 yaş arasında ve işlerinde başarılı kişiler oluyor. Akademik kariyerini tamamlamış gençler Almanya yerine yatırımlarını Türkiye'de yapmayı uygun buluyor. Bunun yanı sıra, bilim adamları, hukukçular, mühendisler, doktorlar da geri dönüyor" diye konuştu.

TÜRK DOKTORLAR MUTSUZ

Şen, çöken sosyal sistem nedeniyle Türk doktorların Almanya'da çok mutsuz olduğunu bu sebeple çok daha iyi para kazanacakları için yurda döndüklerini sözlerine ekledi. Almanya'da baş gösteren yeni ırkçılık akımının İslamofobi'den Türkfobiye dönüştüğünü aktaran Şen, hükümetin de bu konuda yanlış ve sert politikalar yürüttüğünü ileri sürdü.

Avrupalı Türk Demokratlar Birliği (UETD) Genel Başkanı Hasan Özdoğan ise, Avrupa ve özellikle Almanya'daki Türk akademisyenlerin Türkiye'deki üniversitelere akın etmeye başladığını söyledi. Özdoğan: "Akademisyenler veya bilim adamları kendi istikballeri için Türkiye'yi çok iyi bir şans olarak görüyor. Türk üniversiteleri de bunlara rahatlıkla kucak açıyor. Bu da beyin göçünün tersine döndüğünü gösteriyor" dedi.

TÜRKLERE İŞ YOK

Eleman alımları konusunda yapılan bir araştırmaya vurgu yapan Özdoğan, işe alımda önceliğin alman vatandaşlarına tanındığını belirtti. Özdoğan şöyle devam etti: "Araştırmada Almanca ve Türkçe isimlerle yapılan ve aynı notları ihtiva eden iş müracaatları dikkate alındı. Sonuç olarak almanca isim olanların yüzde 95'i kabul edilirken isimleri Türkçe veya Arapça olan kişilerin yüzde 70'ten fazlası ret cevabı aldı. Sıralama Alman, AB üyesi ülke vatandaşları ve Türkiye gibi AB üyesi olmayan vatandaşlar şeklinde oldu." Özdoğan ayrıca Almanya'dan Türkiye'ye olan göç sayısı, Türkiye'den Almanya'ya olan göç sayısını ilk kez geçtiğini ifade etti.

PİŞMAN DEĞİLİM

Doktora eğitimini aldıktan sonra bir süre Almanya'daki Bochum Üniversitesi'nde ders veren Erciyes Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr Mehmet Öcal, ise 2006 yılında geldi. Öcal şunları söyledi: "Gelince herhangi bir sorunla karşılaşmadım. Hiçbir şekilde pişman değilim. Aksine hayat standardım daha da yükseldi. Yani benim için Türkiye daha ideal bir ortam oldu. Burada çok mutluyum. Memleketim Nevşehir'e hafta sonları gidebiliyorum. Çocuklarım da eğitimlerine kaldıkları yerden devam ediyor. Benim gibi gelmek isteyen arkadaşlarım var ama ailevi durumları pek uygun olmadığı için bunu şimdilik erteledi."

İNANILMAZ GELİŞMELER YAŞANIYOR

18 yıl önce ders vermek için TÜBİTAK'ın davetlisi olarak Türkiye'ye gelen ve o günden beri Türkiye'de görev yapan Ukrayna asıllı TÜBİTAK MAM Malzeme Enstitüsü Uluslararası İleri Teknoloji Laboratuarı (UYTL) müdürü Prof. Dr. Alexey Vertii, son 10 yıl içinde Türkiye'de bilimsel alanda inanılmaz gelişmeler yaşandığını ifade etti. Türk araştırmacılarla çalışmaktan büyük zevk aldığını söyleyen Vertii, "Dünyanın birçok ülkesine gittim. Onlarda bilim olarak ne yapılıyorsa aynısı Türkiye'de de yapılıyor. Yani Türk bilimi onlarla kıyaslanabilir seviyede. Özelikle de hükümetin bilime önemli destekler vermesi bu alandaki çalışmaların daha ileri seviyeye gitmesinde önemli rol oynuyor" şeklinde konuştu.

TÜRKİYE; KRİZ ÖNCESİ AVRUPA GİBİ

Zirve Üniversitesi Uluslar arası İlişkiler Öğretim Üyesi Yrd. Doç, Dr. Bezen Balamir Coşkun, İngiltere'de bir üniversitede doktora çalışmamı yaptıktan sonra 2009 Ekim ayında Türkiye'ye geldim. Orada kalma imkanım vardı ancak Türkiye'de çalışmak daha cazip geldi ve buraya geldim. Çalışmalarımı burada yapmak için oldukça uygun ortam söz konusu. İngiltere'deki ekonomik kriz üniversiteleri de etkiledi. Üniversitelere ayrılan araştırma fonları da daralmış durumda. Kütüphanelerde bile yeni kitaplar alınmıyor. Ancak şuan Zirve Üniversitesi'nde yurt dışındaki konferanslara rahatlıkla gidebiliyorum, araştırma yapmak için önemli destekler ve bütçe var. Türkiye, İngiltere ya da Amerika'nın kriz öncesi durumuyla hemen hemen aynı seviyeye geldi. Bu sadece sadece Zirve Üniversitesi için değil ülkede genelinde de böyle. Son zamanlarda yurt dışında çalışan birçok arkadaşım benim gibi Türkiye'ye geri döndü.

bugün