Sayfalar netten alıntılarla hazırlanmaktadır. Başarı Nedir ? Başarı aslında çok şey ifade ediyor. Başarmak yada başaramamak aslında herşeyin altında bir başarı yatıyordur tabi anlamak yada anlayabilmek gerekiyor. Şu bir gerçekki Başarılı insanlar her zaman destek görmüşlerdir ve muhakkak yanlarında her zaman birileri olmuştur başaramayanlar (Fırsat verilmeyenler, Yada Başarısızlığa itilenler de dahil) onlar ise hep yalnızdır kimisi serseri diye nitelendirilir , kimisi aptal , kimisi başı

Bu konu 1704 kez görüntülendi 2 yorum aldı ...
Başarı taktikleri ; 1704 Reviews

    Konuyu değerlendir: Başarı taktikleri ;

    5 üzerinden | Toplam: 0 kişi oyladı ve 1704 kez incelendi.

  1. #1
    Dygsuz - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik Tarihi
    30.07.2008
    Mesajlar
    10.793
    Konular
    3263
    Beğendikleri
    0
    Beğenileri
    3
    Tecrübe Puanı
    1047
    @Dygsuz

    Standart Başarı taktikleri ;

    Sayfalar netten alıntılarla hazırlanmaktadır.

    Başarı Nedir ?
    Başarı aslında çok şey ifade ediyor. Başarmak yada başaramamak aslında herşeyin altında bir başarı yatıyordur tabi anlamak yada anlayabilmek gerekiyor. Şu bir gerçekki Başarılı insanlar her zaman destek görmüşlerdir ve muhakkak yanlarında her zaman birileri olmuştur başaramayanlar (Fırsat verilmeyenler, Yada Başarısızlığa itilenler de dahil) onlar ise hep yalnızdır kimisi serseri diye nitelendirilir , kimisi aptal , kimisi başı boş , kimileride kullanılır ama sonuç hep aynıdır başarı sahiplenilir. Başarısızlık ise hep atılır itilir vede kakılır hayat acımasız deriz insanlar acımasız deriz hep ama bilmeyizki acımasız olan bizleriz inanın gerçekte kötü diye birşey yoktur bunları biz kendimiz yaratırız ve karşılık vererek büyütürüz içimizdeki sevgide bu yüzden ilk başta güçlüdür direnir ve zamanla bizde önce sevgimizi soldururuz ardındanda yavaş yavaş yok ederiz ve sonunda o an gelir kaçınılmaz son yani farkında olmadan kötüleşiriz ve yavaş yavaş farkında olmadan yok oluruz (Yok olmak ölmek demek degildir. Sevmemek, sevememek, içimizdeki iyiliği öldürmek vb.) Ben bugün bir karar aldım ve bu gidişata kendi adıma son vermek istiyorum. Bazen Doğru olarak bildiğimiz şeyler yalnış olabilir diye düşünerek Kendi miladımı oluşturma kararı aldım. Bu yazı ilk yazımdır ama devamı sürekli gelecektir. Bu yazıyı okuyan tüm herkese sadece birşey sormak istiyorum şuanki halinizde olmak istediğiniz kişimisiniz yoksa degilmisiniz ? Eğer degilseniz bu yazıyı okuduğunuz şu sırada geç kalmış sayılmazsınız varmısınız yeni bir başlangıca varmısınız bu içimizde körelmiş iyi niyete sevgiye iyiliğe bir şans vermeye tertemiz bir hayata güzel bir dünyaya eğer gerçekten inanırsanız emin olun olmayacak ve başaramayacağınız hiçbirşey yoktur.

    Not : Siz içinizdeki Asıl olmak istediğiniz Kişiliğe bir şans verip öyle davranak şuanki halinizden Yüzlerce Kez daha mutlu ve Huzurlu bir hayat yaşayabilirsiniz ...

    Devamı gelecektir.


    Konu Bilgileri       Kaynak: www.azeribalasi.com

          Konu: Başarı taktikleri ;

          Kategori: Psikoloji

          Konuyu Baslatan: Dygsuz

          Cevaplar: 2

          Görüntüleme: 1704


  2. #2
    Dygsuz - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik Tarihi
    30.07.2008
    Mesajlar
    10.793
    Konular
    3263
    Beğendikleri
    0
    Beğenileri
    3
    Tecrübe Puanı
    1047
    @Dygsuz

    Standart

    BAŞARININ PÜF NOKTALARI

    Hepimiz, bazı öğrencilerin ve genç profesyonellerin çok başarılı olacaklarını, fakat onlar kadar parlak olan diğerlerinin o kadar başarılı olamayacaklarını fark ederiz. Bu neden böyle oluyor? Neleri farklı yapıyorlar? Psikolog Hayes, bir öğrencisinin yüksek lisans programından atılmasının çok başarılı öğrencileri diğerlerinden ayıran şeyin tam olarak ne olduğunu düşünmesine sebep olduğunu söyleyerek ?Öğrencilere Bir Mesaj? isimli makalesinde yukarıdaki sorulara cevap vermeye çalışıyor. Psikolog Hayes?e göre başarı izafi ve çok boyutlu bir kavram. Sadece sonucu değil, süreci de önemseyin
    Başarı çok azımız için aniden ortaya çıkmıştır. Çoğunlukla küçük parçalar halindeki gayretlerimiz teker teker yerlerine yerleşirler. Küçük gibi görünen şeyler bazen çok önemli olabilirler. Hangi davranışlarımızın, belirli bir zamanda kariyerimize ne gibi katkılar sağlayacağını önceden kestirmek mümkün değildir.
    Eğer başarı, bir sonuç olarak çok önemliyse, genellikle bizi o başarıya ulaştıracak olan süreci önemsemeyiz. Mesela bir hocanın, ?ilgisiz? bir entelektüel alanla ilgili ilginç bir konu ortaya attığını düşünelim. Eğer öğrenci, daha çok elde edeceği sonuca odaklanan bir öğrenciyse, entelektüel olarak kendini konuya kapatma eğiliminde olacağı için, bu konuda daha sonra önemli olabilecek bazı şeyleri öğrenme fırsatını kaçırmış olacaktır.
    Başarılı öğrencilerde, bu gibi durumlara açık olmalarından ve genel olarak işi önemseme eğilimlerinin bir sonucu olarak, bir zenginlik gözlenir. Başarılı profesyonellerin çoğu, alanla ilgili geniş bir yelpazedeki konuları önemserler ve görevin taşıdığı değeri vurgularlar. Her zaman sonuca doğru ilerlerler ama sürecin değerini unutmazlar.
    Konuşun ve yazın
    Bilim, sözel bir iştir. Başarılı bilim adamları konuşmalı, yazmalı, ikna etmeli ve tartışmalıdır. Profesyonel sözel davranışta beceri kazanmanın tek yolu onu uygulamaktır. Sınıfta konuşun. Sohbetlerde konuşun. Koridorlarda konuşun. Dinleyin ve cevap verin. Varsayımlarda bulunun ve düşünün. Tartışın. Düşünceleri paylaşın. Eğer söyleyecek bir şeyiniz olduğunu düşünüyorsanız, söyleyin. Söyleyeceğinizin söylemeye değip değmeyeceğinden emin değilseniz bile söyleyin. Aynı şey yazıda da geçerlidir. Kolayca yazabilmek deneyimlerle gerçekleşir.
    Kolaylıkla evet deyin ve yapın
    Kariyerinizin başındayken kendinizi değişik şeylere zorlayın. Repertuarınızı genişletin. Biri iyi bir projeden bahsedince ?haydi yapalım? deyin. Eğer biri bir proje için sizden yardım isterse evet deyin. Sonra da yardım edin. Sizden beklenenden fazlasını yapın. Eğer sizden bir bilgisayar programı geliştirmeniz bekleniyorsa, bunu sonraki hafta yerine hemen ertesi gün hazırlayın ve programa değişik sesler de ekleyin. Eğer sizden laboratuarı düzenlemeniz istendiyse, bunu ayrıntılı ve itinalı bir şekilde yapın.
    Başkalarıyla çalışın ve kolayca paylaşın
    Başkalarından çok şey öğrenebilirsiniz. Sizin ilerlemenize yardımcı olurlar ve size yeni şeyler öğretirler. Yani iş birliği yapın. Takımlar oluşturun. Bir ağ kurun. Talep ettiğinizden daha fazlasını verin. İş birliğini engelleyen şey, katacağınız hiç bir şeyin olmadığını düşünmeniz ya da (daha kötüsü) başkasının sizden daha kazançlı olacağını düşünmenizdir. Başkasının daha kazançlı olması mümkündür ama bunun engellenmesinin hedeflenmesi iş birliğini öldürür.
    Verdiğiniz sözleri tutun
    Bu en önemli kuraldır. Bu kural, başarılı öğrenciyi başarısız öğrenciden en iyi ayıran kuraldır; ama kuralı uygulayana kadar değeri anlaşılmaz. Bu nedenle verdiğiniz sözü tutmanın mutlaka bir yolunu bulun.
    Kendi gücünüzü tanıyın
    Çok farklı bir alana geçebilirsiniz. İyi iş çıkartmış olmak için abartılı miktarlarda paraya ve zekâya sahip olunması gereken alanlardan bahsetmiyoruz. Burada genç ve ulaşılabilir, herkesin değişiklikler oluşturabileceği alanlardan bahsediyoruz. Gerçekten başarısız olan bir öğrenci ya bundan korkarak geri çekilecek ya da ulaşılmaz hayaller peşinde koşacaktır. Başarılı öğrenci ise kendi gücünü tanır ve onu ortaya koymak için kararlı ve büyük bir çaba harcar.
    Sınırlarınızı bilin
    Kaç yılınız olursa olsun, zaman, kesinlikle kısıtlı. Bu durumu hem eğlenceli hem de önemli çalışmalara dönüştürebilirsiniz. Mesela, ölene kadar sadece iki ya da üç araştırma yapma şansınız var. Bunlardan birini bu araştırmayla harcamak ister misiniz? Başarılı öğrenciler, zamanlarını bir değişiklik oluşturmak için kullanırlar.
    Sizden iyi olanlarla iletişim ağı oluşturun
    Öğrencilerde, kendilerinden daha tecrübeli ve çok başarılı profesyonelleri, iki hatalı şekilde düşünme eğilimi vardır: Onları ya kusursuz ve ulaşılmaz ya da bir kenara atılması gereken dinozorlar olarak düşünürler. Genellikle başarısız öğrenciler ilk hataya, başarılı öğrencilerse ikinci hataya düşerler. Ama en çok işe yarayan bakış açısı, onları çabalayarak ve ter dökerek saygınlık kazanmış, bir şeyler öğrenilebilecek insanlar olarak görmektir. Alanın önde gelen isimlerini tanıyın. Konuşmalarını dinleyin. Onlara yazın. Eğer uygun olursa, kendi çalışmalarınızı onlara yollayın. Hoş, zeki ve çalışkan insanlar, kendilerinden bir şeyler öğrenmek için en iyi insanlardır. Bu ağ, düşünceleriniz için bir arena oluşturmanıza yardım edecektir. Başarılı öğrenciler, entelektüel bağlantılarını oyun oynamak için bir fırsat oluşturma yönünde kullanma eğilimindedirler. Mesela henüz eğitimlerinin başında olan öğrenciler bile bir bilgi şöleni düzenleyip buna katılabilirler.
    Mutluluğunuzu ve huzurunuzu koruyun
    Başarılı öğrenciler kendilerine güvenirler. İlle de güvenli hissederler demek istemiyorum. Mutluluklarını takip ederler demek istiyorum. Kendilerine karşı dürüsttürler. Bu, kendine güvendir. Eğer tuhaf bir ilgiler karışımına sahipseniz, birisi ilginizi daha güvenli bir noktada odaklamanız gerektiğini söylese de vazgeçmeyin, bu sizi yeni ve heyecan verici bir şeye götürebilir. Riske girin. Eğer bu durum sizi endişelendiriyorsa, kendinize küçük bir güvenlik ağı oluşturun; fakat size önemli gelen şeyi çiğneyip geçmeyin.
    Kolayca hayır deyin
    Kariyeriniz ilerledikçe, doğal olarak odaklanacaksınız. Kaliteyi elde tutmanın tek yolu budur. Odaklandıkça, hayır demeyi öğrenin. Öncelikler belirleyin. Onlara uyun.

  3. #3
    Dygsuz - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik Tarihi
    30.07.2008
    Mesajlar
    10.793
    Konular
    3263
    Beğendikleri
    0
    Beğenileri
    3
    Tecrübe Puanı
    1047
    @Dygsuz

    Standart

    En Zengin 100 Dünyalının Başarı Sırrı
    Gözlerinizde Euro işaretleri görüyorum. Evet nedir bu sır? Sizi daha fazla bekletmeden açıklıyorum. Dünyanın en zengin 100 kişisinin başarı sırrı, adı üstünde bir sırdır! Sır kelimesinin sözlük anlamı ise: kimseye söylenmemesi, gizli tutulması gereken şey’dir.

    Başlığa bakıp, benim bu sırrı açıklayacağımı zannetmeniz ise 8’de 8 sizin kusurunuzdur. Ben bu adamların sırdaşı değilim ki, nereden bilebilirim? Bilsem zaten, ben de o listenin içinde olurum. O listenin içinde olsam neden yazı yazarım ki? Şatomun bahçesinde resim çizmek varken...

    “Yenibir” yazı macerasına atıldığım bu ilk günde size, “ambalajlanmış başarı sırları” olayının perde arkasını aydınlatmaya çalışacağım. Yanımda matrix haplarından getirdim. Ve hepinize mavi olanından yutturacağım. Ve siz mavi hapı yuttunuz bile.

    Renkli renkli kitaplar görürüz kitapçılarda. Bunları satın alır, sonra da okuruz. Seminer ilanları görür, davetiye satın alır ve izleriz. Bunlarda bize yapmamızın önerildiği “şiddetli tavsiyeler” vardır. Bunların bazıları kasaya para ödemeye gidene kadar başarının sırrını açıkladığını söylerler bize. Şöyle bir soru sorsam size, bana ne dersiniz? Tıpkı bir ekmek gibi milyonlara sunulan bir şey “sır” olabilir mi? Tılsımını yitirmiş, etkisi geçmişte kalmışsa o ayrı bir konu. O da işimize yaramaz zaten. Benim bir kitap çıkardığımı düşünün. Adı da “Hiçbir yerde bulamayacağınız borsa tüyoları”.

    Her liderin, her dehanın başarısının anahtarı olan ve kimselere söylemediği bazı “şey”ler vardır. Biz bunları ancak, onların icraatlarına kafa yorarak, yaşamlarını analiz ederek ortaya çıkarabiliriz. Şunu da unutmamak gerekir. Graham Bell’in hayatına her bakan kişi, kendi gözlüğüne uygun, farklı yorumlar yakalar. Gittiğim hiçbir konferans, okuduğum hiçbir kitap bana Graham Bell’in telefonu icad etme sürecinde 7 yıl mahkemelerde süründüğünü anlatmadı. Telefonu icad eden kişinin, telgraf statükosunun kuyruğuna basmanın bedelini, hayatının 7 yılıyla ödediğini, onun hayatını okuyunca kendim yorumladım. Siz okuduğunuzda, kimbilir başka neler yorumlayacaksınız?

    Geçtiğimiz günlerde, “Mor İnek” konferansı düzenlendi ülkemizde. Şunu söylemeli. Bu konferans, izleyenlerine mutlaka çok yararlı olmuştur. “Farklılaşma” konusunda bir araya getirilmiş fikirlere bir anda ulaşmak şüphesiz güzel bir fırsattı. Ancak, unutmamalı ki bu konferans bize en fazla “Ben sıradışı bir kariyer geliştireceğim” kararını aldırma konusunda yararlı olabilir. İş bizde, kendi içimizde bitiyor çünkü. Rahmetli Vehbi Koç, konferansta tanımlanan “mor inek” tanımına tıpatıp uyuyor. Ama o asla tam olarak bilemeyeceğimiz başarı sırrını, hiçbir “ambalajlanmış sır” satın alarak elde etmedi şüphesiz.

    Yararlanabileceğimiz tüm kaynaklardan yararlanmalıyız. Şunu unutmayarak: Evrende hiçbir şey birbirinin aynı değil. Benim hikayem de kimseninkiyle aynı olmayacak! Onu ben, kendi başıma yaratacağım.

    Şimdi bu yazıdan sonra posta kutuma, Sayın kitap okunmasına ve konferans izlenmesine karşı olan garip yazar, şeklinde mailler almak istemediğim için altını tekrar çiziyorum. Bu sayılan ürünler, bizler için birer pusuladır. Bize doğru yönü gösterir ama bizi hiçbir yere götürmez. Bizi o yöne götürecek olan iki şey, sadece ve sadece kendi ayaklarımızdır.

    Özellikle bazı kitaplarda, bu durum iyice abartılıyor. Her biri adeta birer “cennet sertifikası”. Herhangi bir kitapçıya gidin. Gidin ve bakın. “Kadınları tavlamanın 10 altın kuralı” diye bir kitap mutlaka vardır. Kasada da elinde bu kitapla bekleyen birileri... Doğru oturup, doğru konuşalım. Okuma yazma bilen her erkeğin kullanımına açık olan böyle bir kitaptan nasıl bir bireysel rekabet avantajı yaratabilir ki insan?

    Düşünsenize;

    - Şule hanım merhabalar. Ben Cevdet. Sorarım size. Birini çok sevip de ona yüreğinizde saklı kalmış çiçekleri uzatamadığınız oldu mu hiç? İşte ben o buharı içinde taşıyanlardanım.

    - Afedersiniz. Cevdet bey. Diğer hattım çalıyor. Alo efendim?

    - Şule hanım merhabalar. Ben Cevdet. Sorarım size. Birini çok sevip de ona yüreğinizde saklı kalmış çiçekleri uzatamadığınız oldu mu hiç? İşte ben o buharı içinde taşıyanlardanım.

Etiketler

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajinizi Degistirme Yetkiniz Yok
  •  

Giriş

Giriş