Astım Nedir, Astım Hastalığı Hakkında Bilgi
Astım Hastalığı Nedir; her 26 kişiden birinin yakalandığı, olduk*ça yaygın bir hastalıktır. Akciğerleri etkileyerek so*luk almayı güçleştirir. Genellikle aralıklı krizler biçiminde görülür. Krizler, kimi zaman ani olarak gelip, kısa sürede geçerler. Ama kimi zaman sorun, günler, haftalar hatta aylarca sürebilir. Bazı durumlarda astım, yılın belli zamanlarında ya da belli yerlerde gö*rülebilir. Üzüntü ya da heyecanın neden olduğu stres*ler de, astıma neden olabilir.
Alerjilerin, insan bedeni üzerindeki garip etkile*ri, aşağıda ayrıntılı bir biçimde tartışılacak. Bu etki*ler konusunda yeterli bilgi edinilmeden önce doktor*lar, astıma kaygı ya da stresin neden olduğunu sanı*yorlardı. Hastalık sık sık, akciğerlerdeki bronşların il*tihaplanması anlamına gelen bronşitle de karıştırılıyordu. Astım konusunda bilmediğimiz, daha pek çok şey var. Ancak bugün doktorlar astımın, psikolojik ve fiziksel pek çok nedeni bulunduğunu ve her hastada bu nedenlerin farklı biçim ve ölçülerde etkili olduğunu belirlemişlerdir.
Astım krizinde, nefes borusunu ciğerlere bağla*yan tüpler daralır. Bu tüplerden, her ciğerde yüzler*ce vardır. Büyüklerine bronş, küçüklerine bronşit de*nilir. Tüplerin duvarlarında, açılıp kapanmalarını sağ*layan kaslar vardır. Tüpler açıldığında hava, bu tüp*lerden geçerek ciğerlerdeki alveoli adı verilen minik hava keseciklerine dolar. Her ciğerde böyle milyon*larca hava keseceği vardır. Hava, bu keseciklerin in*ce duvarlarından geçerek kana karışır. Taze hava ka*na karışırken kanda, kan dolaşımı süresince birikmiş olan karbondioksid, nefes borusu yoluyla dışarı atılmak üzere hava keseciklerine doluşur.
Bir astım krizinde bronşit tüpleri, daralarak has*tanın nefes vermesini engellerler. Bu, ciğerlerde bi*riken karbondioksidin dışarı atılmasını güçleştirir. As*tımlılarda görülen nefes darlığı, kirli havayı dışarı at*ma çabasından başka bir şey değildir. Tüplerde aynı zamanda aşırı balgam birikmesi, sorunun daha da kö*tüleşmesine neden olur. Olağan zamanlarda solunum yollarına giren tozların ve diğer yabancı maddelerin dışarı atılmasına yardımcı olan balgam, tüplerin da*ha fazla tıkanmasına neden olur.
Solunum yollarındaki tüpler neden daralır? Tüm kaslar gibi, bu tüplerin açılıp kapanmasını sağlayan kasları da, bu kasların içindeki sinir uçlarının salgı*ladığı kimyasal maddeler denetler. İç kaslarımızı, si*nir sisteminin iki dalı denetler: Bedeni harekete ha*zırlayan sempatik sinirlerle bedenin yavaşlamasını ve sakinleşmesini sağlayan parasempatik sinirler. Gö*revi, bedeni harekete hazırlamak olan adrenalin, so*lunum yollarını açarak ciğerlere daha fazla hava gir*mesini sağlar. Öte yandan parasempatik sinirler, kalp atışlarının yavaşlamasına ve solunum yollarının da*ralmasına neden olan asetil kolin adlı bir madde salgılar.
Bronşitlerin daralmasının nedenlerinden biri, asetil kolinin, solunum yollarındaki kaslar üzerinde yaptığı etkidir. Ancak solunum yolarının daralması*na ve balgam salgılanmasına neden olan bir başka doğal kimyasal madde vardır. Histamin adlı bu mad*de, böcek iğnelerinde bulunur ve bir böcek tarafın*dan sokulan herkesin bildiği gibi şişmeye neden olur.
Şişme, hassas dokuların korunmasını sağlar. İyi*leşme sürecinin bir parçası olmasına karşın hoşa git*mez. Zarar gören alandaki kılcal damarcıkların açılmasını sağlayarak ve kandan hassas dokulara sıvı çe*kerek şişmeye neden olan, histamindir.
Astımı olmayan kişiler de içlerine çektikleri ya*bancı maddelere karşı aynı tepkiyi göstererek bu maddeleri öksürük yoluyla dışarı atmaya çalışırlar. Astımlıların bu nedenle daha fazla sıkıntı çekmeleri, bazı maddelere karşı aşırı duyarlı olmalarından kay*naklanır. Bir başka deyişle astımlar, alerjiktir.
Belirtilerinin benzerliği nedeniyle sık sık astımla karıştırılan bronşite, alerji değil, solunum yollarının şişmesi neden olur. Şişmenin nedeni iltihap, sigara, toz yutma ya da hava kirliliği olabilir. Nemli ve soğuk hava, bronşitin daha ağırlaşmasına yol açar. İnsan*lar, kış aylarında solunum yolları iltihaplarını kapma*ya daha yatkındır. Akut bronşit, bir virüs enfeksiyo*nunun ciğerlere yayılması durumunda, kronik bron*şit ise, uzun süre rahatsızlanan bronşların, zarar gö*rerek daralması sonucunda ortaya çıkar.
Astım krizleri, yılın her döneminde görülebilir: An*cak astımlıların birçoğu, soğuk ve nemli havalarda da*ha az rahatsızlanırlar sıcak ve kuru havalarda kötüleşirler. Havada bahar ve yaz aylarında daha bol bu*lunan polene karşı alerjik olan genç astımlılar için bu, özellikle doğrudur. Yaşlıların, aynı zamanda hem as*tım ve hem de bronşit olmaları, oldukça sık rastla*nan bir durumdur.
Yaşlı astımlıların burunlarında kimi zaman küçük et benleri oluşur. Polip adı verilen bu benler, burnun iç yüzeyini saran hassas ince zarların şişmesîyle oluşur. Koklama yetisinin azalmasına neden olmalarına ve burundan nefes almayı kısıtlamalarına karşın ge*nelde zararsızdırlar. Operasyonla kolaylıkla alınabi*lirler.
Astım Teşhisi, Astım ve Bronşit Tedavisi
İğne testleri ve desensitizasyon iğneler
Bir doktorun astımın hangi maddeden ortaya çık*tığını belirlemek amacıyla atacağı ilk adımlardan bi*ri, hastaya bir dizi deri testi vermektir. Bu testlerde, önce tuzlu suyla sulandırılmış bir alerjen, deriye dam*latılır. Sonra deri, bir iğneyle delinerek alerjenin, de*rinin altına sızması sağlanır. Alerji uzmanlarında ve bazı pratisyen doktorlarda, en sık rastlanan alerjenleri içeren deney setleri vardır. Bu alerjenler, genel*likle polenler, yiyecekler ve yiyecek katkıları, hayvan tüy ve kıllarından oluşur. Bu maddelerden birine aler*jik olan hastanın derisi, 20 dakika ile yarım saat ara*sında kabarır. Kabarıklıkların büyüklüğü birbirinin ay*nı değildir. Ancak genellikle 2 cm. çapındadırlar. Aler*jik bünyeliler, birden çok maddeye alerjik olabilirler. Bir seferde birden çok maddeye karşı alerji testi ya*pılabilir.
Deri testleri, alerjileri teşhis etmek amacıyla uy*gulanabilecek oldukça güvenilir bir yöntemdir. An*cak kişiler, kendilerini o anda rahatsız etmeyen alerjenlere karşı tepki gösterebilirler. Süte ve yumurta*ya karşı bebekliklerinde alerjik olan kişiler, bu özel*liklerini daha sonraki yıllarda yitirseler bile deri test*lerinde, bu maddelere karşı alerjik çıkarlar.
Deri testleri, hastanın belirli bir maddeye karşı alerjik olduğunu gösterirse doktor, hastanın o mad*deye karşı duyarlılığını azaltmayı amaçlayan bir dizi iğne yapmaya başlayacaktır (desensitizasyon iğne*leri). Her enjeksiyon, alerjenden belli bir doz içerir. Bu doz, her iğnede artırılır.
Bu iğnelerle aşılar, aynı ilkeye dayanır. Örneğin nezle ya da grip aşısı, küçük tutarlarda nezle ya da grip virüsü içerir. Bu tutar, aşılanan kişiyi hasta yap*mayacak, ancak virüse karşı bağışıklık geliştirmesi*ni sağlayacak büyüklüktedir. Virüs, bedene yine gir*diğinde antikorlar tarafından yok edilecektir.
Alerjenlerle ilgili başlıca sorun, gereksiz antikor*lardan kaynaklanır. Ama her bedende, işlevleri farklı en az dört ayrı tür antikor vardır. Alerji iğnelerinin amacı, değişik bir tür antikor üretilmesini sağlamak*tır. Bu antikorlar, alerjenlerin mast hücrelerine bağlı antikorlarla karşılaşmasını engellerler ve "blokan antikorlar" adıyla da çağrılırlar.
Bu tür iğne kürleri, polen alerjilerine karşı başa*rılı sonuçlar vermektedir. Ancak kürün, polen mev*simi başlamadan önce, Ocak ya da Şubat aylarında yapılması gerekir. Beden büyük tutarlarda alerjenlerle karşılaşmadan önce ancak böyle bağışıklık sağla*yabilir.
Sık rastlanan polenlerden birine ya da birkaçına alerjik olanlarda iğne kürleri, üç durumdan birinde ba*şarılı sonuç verecektir. Tozlarda yaşayan minik bö*ceklere karşı iğnelerin başarılı olma olasılığı daha dü*şüktür. Yiyeceklerdeki alerjenlere karşı verilen iğne kürleri, daha da az başarılıdır. Doğal olarak başarı, önemli ölçüde doktorun alerjinin nedenini belirlemek*teki ustalık ve deneyimine bağlıdır. Yılın değişik dö*nemlerinde ortaya çıkan başka polenlere karşı aler*jik olan kişiyi, tek bir polen türüne karşı korumak, ya*rarsızdır.
Bu iğneler, belirli ölçüde risk taşırlar. Alerjik bün*yeli kişiler, deri altına sızdırma yoluyla verilen küçük tutarlardaki alerjenlere karşı, beklenmedik ve şiddetli bir tepki gösterebilirler. Çok ender olarak da olsa tep*ki, yukarda anlatılan anaflaksi kadar ağır olabilir. Dok*tor, bu gibi acil durumlar için hemen yardım sağla*mak amacıyla oksijen ve adrenalin ya da corticosternidler gibi ilaçları hazır bulundurmalidır.
RAST testi, Astım Tedavi Yöntemi
Astım Hastaları İçin, Deri altı testlerine oranla daha güvenilir bir test, RAST kısa adıyla da bilinen radinalergosorban testidir. Bu, olası alerjenleri radyaktif bir maddeyle işaretleyerek, kan örneğindeki antikorların varlığını or*taya çıkartan bir testtir. Giderek daha yaygın olarak kullanılmaktadır. Başlıca dezavantajı, deri testlerine oranla daha uzun zamanda sonuç vermesidir. Ayrı*ca deri testleri gibi RAST testlerinin de uygulanabil*mesi için laboratuvar uzmanlarının, hangi tür alerjen*leri aradıkları konusunda önceden fikir sahibi olma*ları gerekir.
Peak flometre
Doktor, teşhis amacıyla peak flometre adı verilen bir aygıtı kullanabilir. Bu aygıt, hastanın soluk alma kapasitesini ölçer. Bu amaçla hasta, derin bir soluk alır ve soluğunu bu aygıtın içine üfler. Solunum yol*larını etkileyen her durum, hastanın soluk verme kapasitesinin azalmasına neden olacaktır. Sağlıklı olduklarını sanan sigara içenlerin kapasiteleri, sigara içmeyenlere oranla daha düşüktür. Hasta, soluk alıp verme kapasitesindeki küçük değişikliklerin farkına varmayabilir. Ancak hastanın kapasitesindeki küçük bir düşüş, yaklaşan astım krizinin habercisi olabilir. Bu durum önceden belirlenirse, krizin etkisinin azaltılması ya da tümüyle önlenmesi için önlem alınabilir. Hastanelerde bulunan gelişmiş ve karmaşık peak flometre aygıtları, hastaların yanlarında taşıyamayacağı kadar pahalı ve ağırdır. Ancak her hastanın ya*nında bulundurabileceği, küçük bir tüple, ölçü bili*minden oluşan peak flometreler de vardır. Dolayısıyla astımlılar, artık soluk alıp verme kapasitelerindeki de*ğişiklikleri izleyerek bir krizin yaklaşmakta olup ol*madığını anlayabilirler.
Alerjenlerin araştırılması, Kronik Astım
Astımın nedenlerinin sağlıklı bir biçimde teşhis edilebilmesi için krizlerin, nerede ve ne zaman yaşan*dığının belirlenmesi gerekir. Çünkü krizlerin geldiği yer ve zamanlar, krize neden olan alerjenlerin neler olduğu ve diğer etkenler konusunda ipuçları içere*bilir. Krizler, yalnız geceleri ve evde geliyorsa neden, büyük bir olasılıkla yatak odasındaki tozlara karışmış minik böceklerdir. Krizler ata binerken geliyorsa has*ta, at kıllarına ya da kırlardaki polenlere karşı alerjik olabilir. Eğer krizlerin nedeni polense hasta, krizlere yalnız bahar ya da yaz aylarında ata binerken yakala*nacaktır. Eğer krizlere at kılı neden oluyorsa hasta, ata hangi mevsimde binerse binsin rahatsızlanacaktır.
Hastanın çalıştığı yerde krizlerin nedenleri konusunda ipuçları içerebilir. Endüstride kullanılan bir dizi kimyasal ve diğer maddeler de astım krizlerine neden olabilir
Bunlar arasında yakın geçmişte alerjen olduğu belirlenen un ve un keneleri, reçine ve vernik yapımında kullanılan bazı kimyasal maddeler sayıla*bilir. Çiftçiler, samanda bulunan sporlara; oduncular odun tozuna karşı alerjik olabilirler. Aircondition ay*gıt arıyla havalandırılan bürolarda çalışanlar bu ay*gıtların içindeki su ve borularda,bulunan ve sürekli olarak havaya üflenen bakterilere karşı alerjik olabi*lirler. Evlerdeki ve işyerlerindeki olası alerjenlerin uzun listesi, yünlü ve ipeklileri, parfümleri ve plastik döşemeleri de içerir.
Alerjik astım krizlerinden kurtulmanın en kestir*me yolu, kuşkusuz alerjenlerden kaçınmaktır. Uygu*lamada bu, çok zordur. Hangi madde ya da madde*lere karşı alerjik olduğunuz bilinse de işyerinizi, evi*nizi ya da hobilerinizi değiştirmeden ya da yaşam dü*zeninizi bir başka biçimde bozmadan bu maddeden korunmanız, olanaksız olabilir. Bazıları, evlerini, yi*yeceklerini ve işyerlerini alerjenlerden arındırmak amacıyla büyük çabalar harcamaya hazırdır. Böyle bir tutum, eğer olanağınız ve eğiliminiz varsa ve alerjik olduğunuz tüm maddeleri biliyorsanız yararlı olabi*lir. Ancak hastaların çoğu için tedavi, sağduyu, ko*runma ve ilaç tedavisinin bileşiminden oluşur.