İyi çocuk yetiştirmek, iyi anne olmakla mümkündür. Anne; sabır, hoşgörü, erdemlilik, iyi niyet, fedakârlık gibi bütün güzellikleri, yani güzel ahlakı önce kendisinde yerleştirmelidir. Çocuğu eğitmek ve yetiştirmek, öncelikle kendimizi eğitmek ve yetiştirmektir. Bir zamanlar doğmak üzere olan bir bebek vardır. Bu bebeğin ruhu dünyaya indirilmeden önce Âlemlerin Rabbi’ne sorar; “Yarabbi! Dünyaya gönderileceğimi duydum. Ama ben bu ufacık ve aciz halimle orada nasıl yaşayabilirim?” Mevla

Bu konu 1375 kez görüntülendi 1 yorum aldı ...
Annelik San’atı 1375 Reviews

    Konuyu değerlendir: Annelik San’atı

    5 üzerinden | Toplam: 0 kişi oyladı ve 1375 kez incelendi.

  1. #1
    fatih16 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik Tarihi
    14.02.2009
    Mesajlar
    94
    Konular
    66
    Beğendikleri
    0
    Beğenileri
    0
    Tecrübe Puanı
    556
    @fatih16

    Standart Annelik San’atı

    İyi çocuk yetiştirmek, iyi anne olmakla mümkündür. Anne; sabır, hoşgörü, erdemlilik, iyi niyet, fedakârlık gibi bütün güzellikleri, yani güzel ahlakı önce kendisinde yerleştirmelidir. Çocuğu eğitmek ve yetiştirmek, öncelikle kendimizi eğitmek ve yetiştirmektir.



    Bir zamanlar doğmak üzere olan bir bebek vardır. Bu bebeğin ruhu dünyaya indirilmeden önce Âlemlerin Rabbi’ne sorar;
    “Yarabbi! Dünyaya gönderileceğimi duydum. Ama ben bu ufacık ve aciz halimle orada nasıl yaşayabilirim?” Mevla Teala’dan nida gelir.
    “Senin için bir melek yarattım. O melek her türlü ihtiyacını karşılayacak; seni besleyip büyütecek” Çocuk ruh devam eder;
    “Ya Rabbi! Duyduğuma göre dünyada kötü insanlar ve çok kötülükler varmış. Ben onlardan nasıl korunacağım? Yine cevap gelir çocuğa; “Senin için yarattığım melek, kendi hayatı pahasına seni koruyacak.”
    Çocuk ruhtan tekrar soru yönelir Mevla’ya; “Ama ben burada sana yakınım ve bundan dolayı çok mutluyum. Dünyaya gönderilince senden ayrılığa nasıl dayanacağım?”
    Nida gelir Mevla’dan “Senin için yarattığım melek, bana ulaşma yollarını bir bir öğretecek”
    Tam o sırada manevi kapılar açılır. Çocuk ruh telaşla sorar; “Rabbim! Sanırım gitme vaktim geldi. Ben o meleği nasıl tanıyacağım? İsmi nedir?”
    Cevap gelir:
    “İsmi önemli değil. Ama sen ona ANNE diyeceksin.” Allah-ü Teala’nın Rahim sıfatının tecellisi kadında annelik olarak zuhur etmiştir. Annelik kadının ruhuyla bütünleşen ulvi bir duygudur. Şefkatin, fedakarlığın, cesaretin ve sevginin zirvesidir, ismidir annelik…
    Anne Kimdir?

    Annelik ulvi bir vazifedir, öncelikle de mesuliyettir. Anne, çocuk eğitiminin dünyevi ve uhrevi mesuliyetini bilmeli; çocuğunun yetişmesinde kendi rolünün büyüklüğünü ve sorumluluğunu iyice kavramalıdır.
    Annelik kadının yirmi dört saatini, hatta hayatının tamamını içine alan; hiç tatili, dinlenmesi, istifası olmayan, dünyanın en ağır, en mesuliyetli mesleğidir.
    Bütün mesleklerin bir okulu, bir eğitim öğretim kurumu olduğu halde, anneliğin yazık ki bir okulu yoktur. Bu durumda bizler, bu zorlu ve ulvi meslek olan ve bize diğer meslekler gibi deneme, yanılma şansı da bırakmayan anneliği nereden, nasıl öğreniyoruz?
    Annelik mesuliyetin yanı sıra bilgi isteyen bir sanattır. Anneler çocuk eğitimi ve çocuk psikolojisi konusunda gereken bilgi donanımına mutlaka sahip olmalıdır.
    Şüphesiz her konuda olduğu gibi ço-cuk yetiştirmede de bilgi yeterli değildir. Ancak çocuğumuzun eğitiminde tatbik edebildiklerimiz ancak bildiklerimiz içinden seçile gelenlerdir.
    Annelik çocuğu büyütmek değil, yetiştirmektir.
    İyi çocuk yetiştirmek, iyi anne olmakla mümkündür. Anne sabır, hoşgörü, erdemlilik, iyi niyet, fedakârlık gibi bütün güzellikleri yani güzel ahlakı önce kendisinde yerleştirmelidir. Çocuğu eğitmek ve yetiştirmek, öncelikle kendimizi eğitmek demektir.
    Unutmayalım ki; sevgiyle, hoşgörüyle büyüyen çocuklar sevmeyi, hoşgörülü ve sabırlı olmayı öğrenirler. Nezaket ve ahlak kuralları anlatılarak değil, yaşanarak öğretilir.
    Çocuklar öğüt değil örnek ister. “Bir çocuğu eğitmeye karar verince işe büyükannesinden başlamak gerekir.” Victor Hugo Allah-ü Teala’nın Rahim sıfatının tecellisi, kadında annelik olarak zuhur etmiştir. Annelik kadının ruhuyla bütünleşen ulvi bir duygudur. Şefkatin, fedakârlığın, cesaretin ve sevginin zirvesidir, ismidir annelik…

    Annelik ve Sevgi
    “Sevginin açtırdığı çiçekleri hazan soldurmaz”
    ”Bebeğimi görebilir miyim?” diye sordu, yeni anne. Beyaz örtülere sarılmış bebeği uzattılar yavaşça. Mutlu annenin taş gibi donup kaldı bakışları. Bebeği doğuştan kulaksızdı. Aradan yıllar geçti, çocuk büyüdü ve okula başladı. Bir gün okul dönüşü, hıçkırıklar içinde kendisini annesinin kollarına attı, çocuk.
    Ağlayarak anlattı: “Çocuklardan biri benimle ucube diyerek alay etti.”
    Çocuk büyüdü ve yakışıklı bir genç oldu. Zeki ve çalışkandı. Ama kulaklarının olmayışı hayat yolunun üzerinde asla aşamadığı en büyük engeldi. Yalnızdı; mutsuzdu… Bir gün babası, durumu aile doktor-larıyla konuştu. Doktor “Bir çift ku-lak bulabilirsek, onları ameliyatla takabileceğime inanıyorum” dedi.
    Böylece iki yıl kulaklarını bağışlayacak bir fedakâr aradılar. Nihayet bir gün babası ‘’Hastaneye gideceğiz oğlum’’ dedi. ”Annen ve ben sana kulaklarını bağışlayacak birini bulduk. Ancak bu kişinin kim olduğu bir sır olarak kalacak.” Operasyon çok başarılı geçti ve o, adeta yeni bir insan oldu. Okulda ve sosyal hayatında büyük başarılar kazandı. Evlendi ve diplomat oldu.
    Yıllar geçti…Hayatının en acı günüydü o gün. Annesinin cenazesi başında babasıyla birlikte bekliyordu. Babasının elleri yavaşça annesinin başına doğru uzandı ve kumral saçlarını geriye doğru attı.
    Annesinin kulakları yoktu. “Annen saçlarını hiç kestirmediği için mutluydu” diye mırıldandı babası… “Ve hiç kimse onun daha az güzel olduğunu düşünmedi.”
    Çocuk sevgiyle yetişir. Çocuk eğitiminde, çocuğu sevmek ve sevgisini ona ifade edebilmek şarttır. Çocuklarımız kaç yaşında olursa olsunlar bizim tarafımızdan sevilmeye ve sevildiklerini bilmeye şiddetle muhtaçtırlar. Sevgi anne-babanın hatta eğitimcinin çocuk üzerindeki en tesirli gücüdür. Bunu kullanmasını bilmek de gerçek bir san’attır. Çocuğunu sevmeyen anne-baba yoktur. Ama sevgisini gösteremeyen anne-baba pek çoktur. Dolayısıyla eğitimde sevmekten çok sevgisini gösterebilmek asıldır. Onun için öncelikle sevginin ifade yollarının öğrenilmesi gerekir. Bakın bir grup genç kızımız ne diyor:
    “Anne-babalarımız bize sevgilerini göstermede neden cimrilik ediyorlar? Bu güne kadar bizlere “Seni seviyorum” dediklerini bile hatırlamıyoruz.
    Başkalarıyla konuşurken tanıdıkları yumuşak ses tonlarını, bizden neden esirgiyorlar? ...”
    Sevgiyi İfade Yolları
    Çocuğunuzun hangi yaşta olursa olsun sevildiğini bilmeye ihtiyacı vardır. Onun için sık sık ona “Seni seviyorum” demekten kaçınmayın. Kucağınıza alın; öpün okşayın “Çocuklarınızı çok öpün. Her öpücük karşılığında cennette bir derece alacaksınız.” Hadis-i Şerif
    Gülümseyin… Unutmayın ki her tebessümünüzde tıbbın iddiasına göre beyninize oksijen gitmekte ve karşınızdaki çocuğunuza (veya yetişkine) pozitif enerji yüklemektesiniz. Gözlerinizi cezalandırmak için değil, sevgi mesajı göndermek için kullanın.
    Sevgiyi ifade etmede en güzel yollardan biri çocuğu dinlemedir. İyi bir dinleyici olun.
    Çocuğunuza sürpriz olarak önüne çıkacak şekilde sevgi sözcükleri yazın.
    Çocuğunuzla bire-bir beraber olmak için fırsatlar oluşturun. Beraber gezmeye gidin; müze, sergi, tarihi eser ziyaretleri yapın; kitap okuyun. Beraber olmanızdan zevk aldığınızı ona hissettirin.
    Çocuğunuzla çocuklaşarak oyun oynayın. Böylece aranızdaki yaş, kuşak, görüş farkı kapanacak; aynı dili konuşmuş olacaksınız. Bu çocuğunuzla aranızda muazzam bir sevgi ağı kuracaktır.
    Çocuğunuzun özeline saygı gösterin. Günlüğünü, çantasını karıştırmaktan kaçının. Mümkünse kendisinin kilitli, özel bir dolabı olsun.
    Olumlu davranışlarına odaklanın. Güzel davranışlarında takdir, övgü gösterin. Ama tenkitler kadar, övgülerin de çocuğun şahsına değil, davranışlarına yapılması gerektiğini unutmayın.
    Çocuğa kabulle ve onayla yaklaşın. Gayretlerini destekleyin; başarılarını ödüllendirin.
    Çocuğu sevgiyle yetiştirebilmek için, öncelikle sıcak sevgi dolu bir ailenin gerekliliği unutulmamalıdır. Çocuğunuza bu sıcaklığı mutlaka hissettirin.
    Ramazanlar, bayram kandil gibi özel günler evde birlik içinde büyük bir coşku ve sevinç içinde geçirilmeli.
    Aile yemeklerde mutlaka buluşmalı; sohbetli-muhabbetli çay saatlerine sıkça yer verilmelidir.
    Sevgi kesinlikle ön şartlı olamaz. Çocuk şartsız sevilmelidir. Asla “Başarılı olursan seni severim” gibi mesajlar vermeyin.
    Hiç bir çocuk, sözle de olsa, sevgiden mahrum edilmeyi gerektirecek bir suç işleyemez. “Seni sevmiyorum”, “Böyle devam edersen seni sevmem” gibi yanlış ifadelerden kesinlikle kaçının.


    Konu Bilgileri       Kaynak: www.azeribalasi.com

          Konu: Annelik San’atı

          Kategori: Makaleler,Köşe Yazıları

          Konuyu Baslatan: fatih16

          Cevaplar: 1

          Görüntüleme: 1375

    Ey yüzüne ay ışığı çizmiş çocuk
    Gönül bağladım sana...
    Sen ki kör,sağır ve dilsiz olma hainlikler karşısında
    Bunları yazacaksın deyilmi kalem tutunca?

  2. #2

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajinizi Degistirme Yetkiniz Yok
  •  

Giriş

Giriş