Kars, Ardahan ve Iğdırlılar; Türk Ordusunun yüzde 10'unu oluşturuyorlar. Türkiye'yi ayakta tutan, tekstil ve inşaat sektöründeki emek / işgücünün yüzde 5''ini karşılıyorlar. İstanbul Avrupa Yakasında tahmini (yaklaşık) olarak 20 bin işyeri sahibi olarak, ciddi bir direkt ve dolaylı vergi üretimi yaparak, Türk Devlet Hazinesine katkıda bulunuyorlar. Yaklaşık 250 bin konut sahibi olarak emlak, 100 binden fazla da kiracı olarak, esnaflarla birlikte toplamda (sadece İstanbul'da) 1 milyar

Bu konu 2001 kez görüntülendi 2 yorum aldı ...
Kars Ardahan Igdır 2001 Reviews

    Konuyu değerlendir: Kars Ardahan Igdır

    5 üzerinden | Toplam: 0 kişi oyladı ve 2001 kez incelendi.

  1. #1
    Qaçaq Nebi - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik Tarihi
    06.09.2008
    Mesajlar
    84
    Konular
    7
    Beğendikleri
    0
    Beğenileri
    0
    Tecrübe Puanı
    578
    @Qaçaq Nebi

    Standart Kars Ardahan Igdır

    Kars, Ardahan ve Iğdırlılar; Türk Ordusunun yüzde 10'unu oluşturuyorlar.
    Türkiye'yi ayakta tutan, tekstil ve inşaat sektöründeki emek / işgücünün yüzde 5''ini karşılıyorlar.
    İstanbul Avrupa Yakasında tahmini (yaklaşık) olarak 20 bin işyeri sahibi olarak, ciddi bir direkt ve dolaylı vergi üretimi yaparak, Türk Devlet Hazinesine katkıda bulunuyorlar.
    Yaklaşık 250 bin konut sahibi olarak emlak, 100 binden fazla da kiracı olarak, esnaflarla birlikte toplamda (sadece İstanbul'da) 1 milyar dolarlık stopaj, gelir vergisi, emlak vergisi üreterek, ülke ekonomisine faydalı oluyorlar.
    Toplam suç oranında, illere / nüfus bazında dağılımda % 5 in altında yer alarak, "En Masum Hemşehriler" sıfatına hak kazanıyorlar.
    Aile bağları güçlü olduğundan, devlet veya sivil toplum kuruluşlarının yardımlarından yararlanmak yerine, aileiçi dayanışma ile sıkıntılarını aşıyorlar... Salt bu özellikleri ile bile, onbinlerce yardıma muhtaç insanın, yardım almasına, engel olmayarak, dolaylı destek oluyorlar.
    Teröre asla destek vermiyorlar.
    Türkiye'nin en tantanalı etnik merkezinde yaşıyorlar. Kars - Ardahan - Iğdır bölgesi, 1920'lerden bu yana, Rus ve İran tehditleri yüzünden, kalıcı devlet yatırımları yapılmamış, orman arazilerinden yararlandırılmamış, Gümrük Kapılarından yararlandırılmamış, Edirne'nin aldığı imkan ve dolaylı desteklerin yüzde birini bile almamış, Güneydoğu'da ki mazot ve sair mal kaçakcılığı gibi imkanları bir kez bile Kafkasya'ya açılan gümrüklerde yaşamamış bir coğrafyanın insanlarıdır Karslılar...
    Çanakkale'de binlerce şehit verdi...
    Sarıkamış'ta onbinlerce evladını, şehit verdi.
    1876 - 78 Osmanlı - Rus Savaşı'nda (93 Harbi denilen savaş) Erzurum'u, Bingöl'ü, Ağrı'yı, Elazığ'ı koruyan da, gene KARS - ARDAHAN IĞDIR Milis Kuvvetlerinin destek ve şehitleridir.
    Ve buna rağmen bazı soysuz kansızlar için, dillerinde sakız olan "EN İYİ KARSLI, ÖLÜ KARSLIDIR" sözü olabiliyor.

    Niçin ?
    27 Mayıs 1960 Amerikan Destekli Darbe ile, Türk Ordusuna komuta eden şeref yoksunu ve hasbelkader ORGENERAL olmuş bir avuç "Subay", Türkiye'de tüm sosyal dengeleri altüst ettiler. Olumlulardan daha çok, olumsuzların çok olduğu bir sosyal kaos yaratıldı.

    1960'dan sonra, Ankara'nın doğusuna (birkaç istisna haricinde) DİNİ DİYANETİ ÖĞRETECEK İMAM HATİP OKULLARI açılmadı.

    Mesleki eğitim veren o zaman ki isimleri "Sanat Okulları" olan okullardan açılmadı...

    Askeri okullara, 1980'lere kadar, Doğu'dan öğrenci alımı ya sıfır oldu, ya yüzde 1'in altında oldu.

    Din; eğitimden habersiz kitlelere, tarikatlara SATILDI...

    Sanat; Endüstri Meslek Eğitimi almamış Doğu Gençliği, ucuz işgücüne ve sömürülmeye SATILDI.

    Askeri Lise ve haliyle Harp Okullarına alınmayan binlerce, onbinlerce Askeri Okul Sevdalısı Doğulu Genç küstürüldü...

    Dün dedeleri zengin ve cömert ağalar / beyler olan ailelerin çocukları, 1980'e kadar sürekli fakirleştirildiler. Sosyolojik anlamda, DEVLET Eli'ni yönetenler, Doğu'yu sürgün yeri gördüler...

    Eğitimsiz, yatırımsız, ilgisiz bırakılan Doğu Anadolu'ya, bir de "rüşvet yemişinden yememişine kadar, namuslusundan namussuzuna kadar, her türden doktor, her türden polis, her türden kaymakam, her türden vali, her türden kaymakam, her türden maliyeci - vergici, her türden jandarma gönderildi...

    Sürekli aşağılanan, sürekli horlanan, sürekli ve BİLİNÇLİ fakirleştirilen bir Doğu Anadolu Coğrafyası ile karşı karşıya geldik...

    Ve 1960'lardan sonra, özellikle Kars - Ardahan - Iğdır coğrafyasından yaşayan Türkler, kendi aralarında ilk kez, "hırsızlık, tecavüz, gasp, yağma" ile yüz yüze geldi...

    Kars - Ardahan- - Iğdır sakinleri, köylerinde kasabalarında SUÇ İŞLEYEN, ve alışılmadık şekilde HIRSIZLIK, GASP, YAĞMA, TECAVÜZ suçları işleyenlerin, bir şekilde ya kendi cezalarını verdiler veya o suçu işleyenleri ve "ailelerini" dışladılar.

    Suça veya sözlü hukuka muhalif kusurları olanlar, ilk olarak ilçe veya il merkezlerine, oradan da büyük şehirlere aktılar. Bu ilk göç edenlerden bir kısmı, İstanbul gibi büyük şehirlerde de, suç işlemeye ve haliyle polis kayıtlarında KARSLI - SUÇLU profilini arttırmaya başladılar.

    İkinci Dalgada, fakirlik ve toprak yetersizliği gibi sebeplerle, büyük kentlere gelen Kars - Ardahan - Iğdır hemşehrileri ise, ya emekçi olarak tekstil ve inşaat sektörüne veya varoşlarda tutunmaya çalışarak, bakkalcılık, marangozluk, elektronik - elektrik servis, beyaz eşya, mobilya - marangozluk ve hizmet sektöründe alt kademelerde çalışmaya başladılar. Birinci dalganın suçluları ile ikinci dalganın emekçi - üretken dalgası karşılaştığında ise, ortaya üçüncü dalga ile 1970'lerde gelen Kars - Ardahan Iğdır Kağızman - Digor Gençleri karıştı.

    Bu üçüncü dalga içinde, İstanbul'da Külhanbeyliği, Rumeli kökenli ve yerli muhacirlerden alındı ve Karslı Gençlerin egemenliğinde, İstanbul'da yeni bir "Külhanbeyi Kültürü" oluşmaya başladı.

    Üçüncü Dalga ile gelen Karslı Gençler, Ülkücülere mesafeli, Devrimcilere daha yakın, ama en çok da emekçi halka, yoksul kesimlere karşı "Polat Alemdar" rolünde bir Gariban Babalığı ile Kumarhane İşletmeciliği arasında sıkıştılar.

    Dördüncü dalgada ise, bugün ki Karslı meşhurlar; Hülya Avşar'lar, Tamer KARADAĞLI'lar, Nuray HAFİFTAŞ'lar, Nur SÜRER'ler, Yıldız TİLBE'ler, Prof. Dr. Esfender KORKMAZ'lar, Yazar ve Düşünce Adamı Dursun AKÇAM'lar, tüm Doğu Karadeniz ve Kars, Erzurum'un gözbebeği olarak nam salan siyasetçi Sırrı ATALAY'lar çıktı ortaya.

    Şehrin 1910 - 1960 arası göçmeleri daha çok Siirtli ve Rizelilerdi. Ama şimdi ki dalgada, Trabzonlu vardı, Sivaslı vardı, Urfalı vardı, Mardinli vardı, Kastamonulu vardı.

    Karslılar, Doğu'nun Devrimci Demokratlığını, dört beş nesildir, yörelerindeki büyüklerinden almışlardı. Coğrafyası sert, denizden yüksekliğin 2000 - 2500 metreyi aştığı bir coğrafyada, yılın 8 - 9 ayını kar kışla geçiren bu insanlar, paylaşımcı ve aileiçi bağlara sıkı sıkıya sahiptiler.

    Kentin kenar mahallelerinde, Karslı adı, bir tür birleştirici rol oynasa da, KARSLILAR, polis teşkilatında hemen hemen yok sayılırlardı, Maliye - Vergi dairelerinde yoktular. Kentin bir bölümünü etkisi altında tutan tarikatlarda da varlıkları sözkonusu değildi.

    Bu bağlamda, ciddi bir oy potansiyeli ve gerektiğinde sosyal - sivil güç olan Karslıların, SİNDİRİLMESİ gerekiyordu...

    Üstelik Karslı Gençler "KARSLI-CILIK " da yapmıyorlardı. Trabzon, Rize, Sivas, Tunceli, Diyarbakır Gençliği ve işadamları, yörecilik yapmalarına karşın, Kars -Ardahan - Iğdır - Digor - Sarıkamış - Kağızman - Damal Hanak Gençleri sadece, aile bağlarına ve geçim derdine düştüler.

    İstanbul'un 1980 Sonrası Metropolleşmesi aslında DEVASA BİR KÖYÜN, ŞEHİRLEŞME çabasıdır ve çaba maalesef, Sivas'lı Nurettin SÖZEN'in Belediye Başkanlığı, O'nun öncesine Erzincan'lı Bedretttin DALAN'ın Belediye Başkanlığı ve son olarak da ANAP'tan Rahmetli Adnan KAHVECİ'nin kovup gönderdiği ve 2004'e kadar İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olan Ali Müfit GÜRTUNA zamanında, İstanbul tamamen bir KAOS, KARMAŞA, YIĞIN ve SORUNLAR kenti oldu.

    Bu Kaos ortamında, kentin GÜNAH KEÇİLERİNE ihtiyacı vardı...

    Dönem dönem, değişik siyasi ve ekonomik kesimler, birbirini suçlasa da, İstanbul'u ve haliyle Türkiye'yi ayakta tutan iki sektör vardı: İnşaat ve Tekstil.

    Güneydoğulular Tekstilde büyürken, Malatya - Sivas - Erzincan üçgeni tekstilde büyürken, Trabzon - Rize inşaat sektöründe, Artvin, Gümüşhane, Erzurum kökenliler de bürokraside büyüdüler...

    Ortada kocaman bir Sivaslılar ve Karslılar grubu kaldı...

    İstanbul'da Belediye başkanını, üç kesimin birlikteliği belirler. Rizeliler, Karslılar, Sivaslılar.

    Süreç bu...

    Karslılara biçilen rol ise, GÜNAH KEÇİSİ olmak...

    An gelir; AZERİ derler Karslılara. An gelir, KÜRT derler. İşlerine gelirse ALEVİ derler, işlerine gelirse DEVLETÇİ, işlerine gelirse ÜLKÜCÜ derler.

    KARSLI Demek, TÜRKİYE demektir.

    EN İYİ KARSLI, ÖLÜ KARSLIDIR diyenlerin alayı da, soyu sopu da, TÜRK DÜŞMANIDIR, TÜRKİYE DÜŞMANIDIR...!

    Türk Düşmanlığı yapmaya devam edenler, korkmasınlar... Bugüne kadar, tek bir Karslı, Ardahanlı, Iğdırlı hiç kimsenin evini barkını yağmaladığı gibi, bundan sonra da, kimseye bir fiske dahi zarar vermezler...

    Ama, bölgecilik yörecilik yapmayan Karslıları, bu konuda tahrik etmeye devam ederlerse, Karslılar, ilk 2 - 3 yıl sorun olarak, gerçekten sorun olarak ortaya çıkarlar... Sonra da, suların durulmasını sağlayıp, İstanbul'da Büyükşehir Belediyesinden başlayarak, Türkiye Milletvekilliğinde hakları olan Yüzde 5', alırlar..

    Bugün ki, göstermelik Milletvekillerimiz ve onların sırtında, Kocaeli'nde ve İstanbul'da, belediye başkanlıkları, milletvekillikleri koparanlar da avuçlarını yalarlar...

    Karslılar, Sultan Alp Arslan'dan beri, Kafkasya Kapısını koruyorlar... Tüm fakirliklerine, yoksulluklarına rağmen, Artvin'le birlikte Türkiye'de en yüksek tahsil oranını hep koruyorlar...

    Peki, Siz Karslılardan ne istiyorsunuz ?

    Ölmelerini ve EN İYİ KARSLI olmalarını mı ?

    Sn. Asker AVŞAR dan alınmıştır.


    Konu Bilgileri       Kaynak: www.azeribalasi.com

          Konu: Kars Ardahan Igdır

          Kategori: Makaleler,Köşe Yazıları

          Konuyu Baslatan: Qaçaq Nebi

          Cevaplar: 2

          Görüntüleme: 2001


  2. #2
    bakili_qiz - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik Tarihi
    03.09.2008
    Mesajlar
    22
    Konular
    9
    Beğendikleri
    0
    Beğenileri
    0
    Tecrübe Puanı
    0
    @bakili_qiz

    Standart

    paylasim ucun tesekkurler..
    Şəbi hicran yanar canım
    Tökər qan çeşmi giryanım
    Oyadar xəlqi efqanım
    Qara bəxtim oyanmazmı.
    Gülü rüxsarına qarşı
    Gözümdən qanlı axar su
    Həbibim fəsli güldür bu
    Axar sular bulanmazmi.



  3. #3
    Yaver ARANCI - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik Tarihi
    25.10.2008
    Mesajlar
    298
    Konular
    108
    Beğendikleri
    0
    Beğenileri
    0
    Tecrübe Puanı
    593
    @Yaver ARANCI

    Standart

    Umarım bu ülke çocuklarını öldürmeyen ve onlara bir gelecek vadeden yaşana bilir bir coğrafya olur.
    İnsan TEK başına hayal eder, TEK başına acı çeker, TEK Başına Ölür. Henry Frederic Amiel

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajinizi Degistirme Yetkiniz Yok
  •  

Giriş

Giriş