1. Sevr Antlaşması (Ermenistan’ın kurulması, Azınlıkların Korunması ve savaş suçlularının cezalandırılmasına dair maddeler) -----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

Bu konu 1130 kez görüntülendi 0 yorum aldı ...
1. Sevr Antlaşması (Ermenistan’ın kurulması, Azınlıkların Korunması ve savaş suçlular 1130 Reviews

    Konuyu değerlendir: 1. Sevr Antlaşması (Ermenistan’ın kurulması, Azınlıkların Korunması ve savaş suçlular

    5 üzerinden | Toplam: 0 kişi oyladı ve 1130 kez incelendi.

  1. #1
    AyMaRaLCaN - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik Tarihi
    24.08.2008
    Mesajlar
    11.371
    Konular
    5172
    Beğendikleri
    0
    Beğenileri
    2
    Tecrübe Puanı
    100
    @AyMaRaLCaN

    Standart 1. Sevr Antlaşması (Ermenistan’ın kurulması, Azınlıkların Korunması ve savaş suçlular

    1. Sevr Antlaşması (Ermenistan’ın kurulması, Azınlıkların Korunması ve savaş suçlularının cezalandırılmasına dair maddeler)
    -----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------















    ERMENİSTAN

    MADDE 88.

    Türkiye, öteki Müttefik Devletlerin yapmış oldukları gibi, Ermenistan’ı özgür ve bağımsız bir Devlet olarak tanıdığını bildirir.

    MADDE 89.

    Öteki Bağıtlı Yüksek Taraflar gibi, Türkiye ile Ermenistan da, Erzurum, Trabzon, Van ve Bitlis İllerinde, Türkiye ile Ermenistan arasındaki sınırın saptanması işini Amerika Birleşik Devletleri Başkanın hakemliğine sunmayı ve bu konudaki kararını olduğu kadar, Ermenistan’ın denize çıkışı ile sözü geçen sınıra bitişik bütün Osmanlı topraklarının askersizleştirilmesine ilişkin ileri sürebileceği bütün , hükümleri kabul etmeyi kararlaştırmışlardır.

    MADDE 90.

    89. Madde uyarınca sinir saptanması, sözü geçen İller topraklarının tümünün ya da bir kesiminin Ermenistan’a aktarılmasına yol açacak olursa, Türkiye, aktarılan toprak üzerindeki bütün haklarından ve sıfatlarından, karar tarihinden başlamak üzere geçerli olarak, vazgeçtiğini şimdiden bildirir. İşbu Antlaşmanın, Türkiye’den ayrılan topraklara uygulanacak hükümleri, o andan başlayarak, bu topraklara da uygulanacaktır.

    Ermenistan’ın, kendi egemenliği altına girmiş topraklar nedeniyle üstlenmesi gerekecek, Türkiye’ye ait malî yükümlülüklerin ya da hakların oranı ve niteliği, işbu Antlaşmanın VIII. Bölümünün (Malî Hükümler) 241. . Maddesinden 244. Maddesine kadarki Maddeleri uyarınca saptanacaktır.

    İşbu Antlaşma ile çözüme bağlanamayan ve sözü geçen toprağın aktarılmasından doğabilecek bütün sorunlar, gerekirse, daha sonra yapılacak sözleşmelerle çözüme bağlanacaktır.

    MADDE 91.

    89. Maddede belirtilen toprağın bir kesiminin Ermenistan’a aktarılması durumun-da, sözü geçen Maddede öngörülen karardan sonra üç ay içinde, Ermenistan ile Türkiye arasında, bu kararın ortaya çıkaracağı sınırı toprak [arazi] üzerinde çizmek için, kuruluş biçimi daha sonra saptanacak, bir Sınırlandırma Komisyonu kurulacaktır.

    MADDE 92.

    Ermenistan’ın, Azerbaycan ve Gürcistan ile sınırları, ilgili Devletler arasında, her biriyle ortaklaşa anlaşma yoluyla saptanacaktır.

    89. Maddede öngörülen karar alındığında, ilgili Devletler, iki durumdan birinde, sınırlarını ortaklaşa anlaşmayla saptayamamışlarsa, bu sınır, Başlıca Müttefik Devletlerce saptanacak ve sınırın toprak [arazi] üzerinde çizilmesini de bu Devletler yapacaklardır. .

    MADDE 93.

    Ermenistan, Ermenistan’da oturanların çoğunluğundan soy, dil ya da din bakımından ayrı olanların çıkarlarını korumak için, Başlıca Müttefik Devletlerin gerekli görecekleri hükümleri, bunları bu Devletlerle yapacağı bir Antlaşmaya da geçirmeğe rıza göstererek, kabul eder.

    Ermenistan, ayrıca, transit özgürlüğünü ve öteki ulusların ticareti için hak gözetir bir rejimi korumak üzere Başlıca Müttefik Devletlerce gerekli görülecek hükümlerin bu Devletlerle yapılacak bir Antlaşmaya konulmasını kabul eder.

    AZINLIKLARIN KORUNMASI

    MADDE 140.

    Türkiye, 141 ., 145. ve 147. Maddelerin kapsadığı hükümlerin temel yasalar olarak tanınmasını ve hiçbir yasanın, hiçbir tüzüğün ve hiçbir Padişah Buyruğunun ya da resmi işlemin, bu hükümlere aykırı ya da bunlarla çelişir olmamasını, hiçbir yasanın, hiçbir tüzüğün, hiçbir Padişah Buyruğunun ve hiçbir resmî işlemin söz konusu hükümlerden üstün sayılmamasını yükümlenir.

    MADDE 141.

    Türkiye, Türkiye’de oturan herkesin, doğum, bir ulusal topluluktan olmak, dil, soy ya da din ayrımı yapılmaksızın, yaşamlarını ve özgürlüklerini korumayı, tam ve eksiksiz olarak sağlamayı yükümlenir.

    Türkiye’de oturan herkes, her inancın, dinin ya da mezhebin gereklerini, ister açıkta ister özel olarak, özgürce yerine getirme hakkına sahip olacaktır.

    Yukarıdaki paragrafta öngörülen hakkın özgürce yerine getirilmesine karşı herhangi bir saldırı, ilgili mezhep hangisi olursa olsun, aynı cezalarla cezalandırılacaktır.

    MADDE 142.

    1 Kasım 1914’den beri Türkiye’de bir ürkü (tedhiş) rejimi bulunduğu için, İslam dinine geçişlerden hiçbiri olağan koşullar altında gerçekleşmiş olamayacağından bu tarihten sonraki İslam’ı benimsemelerin tanınmaması ve, 1 Kasım 1914’den önce Müslüman olmayan bir kimsenin, özgürlüğüne kavuştuktan sonra, kendi isteğiyle İslam’ı benimsemesi için gerekli işlemleri yerine getirmedikçe Müslüman sayılmaması süre gidecektir. ,

    Osmanlı Hükümeti, savaş süresince Türkiye’de yapılan topluca öldürmeler sırasında kişilere verilen zararları en geniş ölçüde karşılamak için, 1 Kasım 1914’den beri herhangi bir soydan ya da dinden olursa olsun, ortadan yok olmuş, zorla götürülmüş, gözaltı [enterne] edilmiş ya da tutuklanmış kişilerin aranması ve kurtarılması için, kendisinin ve Osmanlı makamlarının tüm desteğini sağlamayı yükümlenir.

    Osmanlı Hükümeti, zarar görenlerin, ailelerinin ve yakınlarının yakın malarını dinlemek, gerekli soruşturmalarda bulunmak ve sözü edilen kişileri özgürlüklerine kavuşturmaları için buyruk çıkarmak amacıyla, Milletler Cemiyeti Konseyince atanacak karma komisyonların çalışmalarını kolaylaştırmağı yükümlenir.

    Osmanlı Hükümeti, bu komisyonların kararlarına saygı gösterilmesini ve özgürlükleri geri verilmiş herkesin güvenliğini ve özgürlüğünü sağlamayı yükümlenir.

    MADDE 143.

    Türkiye, soy azınlıklarından olan kişilerin karşılıklı ve gönüllü göçlerine ilişkin olarak Müttefik Devletlerin uygun görecekleri hükümleri tanımayı yükümlenir.

    Türkiye, karşılıklı göç konusunda, Yunanistan’la Bulgaristan arasında 27 Kasım 1919’da Neuilly-sur-Seine’de imzalanan Sözleşmenin 16. Maddesinden yararlanmamayı yükümlenir. İşbu Antlaşmanın yürürlüğe girişini izleyecek altı ay içinde, Yunanistan ile Türkiye, Yunanistan’a aktarılan ya da Osmanlı kalan topraklardaki Türk ve Yunan soylu halkın karşılıklı ve gönüllü göçüne ilişkin özel bir anlaşma yapacaklardır.

    Bir anlaşmaya varılamaması durumunda, Yunanistan ve Türkiye, Milletler Cemiyeti Konseyine başvurmak hakkına sahip olacaklar ve Konsey sözü edilen anlaşmanın koşullarını saptayacaktır.

    MADDE 144.

    Osmanlı Hükümeti, Bırakılmış Mallar [Emval-i Metrûke] konusundaki 1915 tarihli yasa ile ek hükümlerin haksızlığını kabul eder ve bunların tümüyle hükümsüz ve, gelecekte olduğu gibi geçmişte de, geçersiz olduklarını bildirir.

    Osmanlı Hükümeti, 1 Ocak 1914’den’ beri, topluca öldürülme korkusuyla ya da başka herhangi bir zorlama yüzünden, yurtlarından kovulmuş, Türk soyundan olmayan Osmanlı uyruklarının yurtlarına dönüşlerini ve yeniden işlerine başlayabilmelerini, olabildiği ölçüde kolaylaştırmağı resmen yükümlenir. Sözü edilen Osmanlı uyruklarıyla, bunların üyesi bulundukları toplulukların malı olan ve yeniden bulunabilecek taşınır ya da taşınmaz malların, kimin elinde bulunurlarsa bulunsunlar, bir an önce geri verilmesi gerektiğini Osmanlı Hükümeti kabul eder. Bu mallar, onlara yükletilmiş olabilecek her türlü kısıtlamadan ve vergiden sıyrılmış olarak ve bugün onlara sahip olanlara ya da onları ellerinde tutanlara hiçbir ödence [tazminat] ödenmeksizin, geri verilecektir; şu kadar ki, bunların, mülkiyet ya da elde bulundurma hakkını kendilerinden edindikleri kimselere karşı dâva hakları saklı tutulacaktır.

    Osmanlı Hükümeti, gerekli görülecek her yerde, Milletler Cemiyeti Konseyince hakemlik komisyonları atanmasını kabul eder. Bu komisyonların her biri, Osmanlı Hükümetinin bir temsilcisi ile, zarara uğradığını öne süren ya da üyelerinden birinin zarara uğradığı savında bulunan topluluğun bir temsilcisinden ve Milletler Cemiyeti Konseyince atanan bir Başkandan oluşacaktır. Hakemlik komisyonları, işbu Maddede öngörülen. bütün istemleri inceleyecek ve bunları basit yöntemle karara bağlayacaktır.

    Sözü edilen hakemlik komisyonları aşağıdaki konularda buyurma yetkisine sahip olacaklardır:

    1.Gerekli görecekleri her çeşit yenden yapım ve onarım işleri için Osmanlı Hükümetince işgücü sağlanması. Bu işgücü, hakemlik komisyonunca sözü geçen işlerin yapılmasına gerek gördüğü topraklarda yaşayan soylardan kişiler arasından sağlanacaktır;
    2.Soruşturma sonucu, topluca öldürmeler ya da zorla yerinden etmelere eylem-sel olarak katıldığı, ya da bunlara yol açtığı kanıtlanan her kişinin görevinden uzaklaştırılması; bu gibi kimselerin malları konusunda alınacak önlemleri komisyon gösterecektir;
    3.Bir topluluğun, 1 Ocak 1914’den beri, mirasçısız olarak ölmüş ya da yitik bulunan üyelerinin bütün taşınır ya da taşınmaz malların kime aktarılacağı. Bu mallar, Devlet yerine, topluluğa aktarılabilecektir;
    4.1 Ocak 1914’den sonra, taşınmaz mallar üzerinde yapılan bütün satış işlemleriyle, hak yaratan işlemlerin geçersiz sayılması. Bu malları ellerinde bulunduranlara ödence [tazminat] ödenmesi, geri vermenin geciktirilmesine bahane olarak kullanılamayacak biçimde, Osmanlı Hükümetinin yükümlülüğünde olacaktır. Ancak, sözü edilen malları şimdi ellerinde bulunduranlarca bir ödemede bulunulmuşsa, hakemlik komisyonunun ilgililer arasında hak gözetirliğe uygun bir çözüm yolu kabul ettirme yetkisi olacaktır.

    Osmanlı Hükümeti, komisyonların işleyişini ve kesin nitelikte olacak kararlarının yerine getirilmesini, olanak ölçüsünde, kolaylaştırmayı yükümlenir. Bunlara karşı, yargısal ya da yönetimsel, hiçbir Osmanlı makamının kararı öne sürülmeyecektir.

    MADDE 145.

    Bütün Osmanlı uyrukları, yasa önünde eşit olacaklar ve soy, dil ya da din ayrılığı gözetilmeksizin aynı yurttaşlık [medenî] haklarıyla siyasal haklardan yararlanacaklardır.

    Din, inanç ya da mezhep ayrılığı, hiçbir Osmanlı uyruğunun yurttaşlık haklarıyla [medenî haklarıyla] siyasal haklardan yararlanmasına, özellikle kamu hizmetleri ne ve görevlerine kabul edilme, yükseltilme, onurlanma ya da çeşitli mesleklerde ve iş kollarında çalışma bakımından, bir engel sayılmayacaktır.

    Osmanlı Hükümeti, işbu Antlaşmanın yürürlüğe girmesinden başlayarak iki yıllık bir süre içinde, Müttefik Devletlere, soy azınlıklarının orantılı temsili ilkesine dayalı bir seçim sistemi düzenlenmesi tasarısı sunacaktır.

    Herhangi bir Osmanlı uyruğunun, gerek özel gerekse ticaret ilişkilerinde, din, basın ya da her çeşit yayın konularıyla açık toplantılarında, dilediği bir dili kullanma-sına karşı hiçbir kısıtlama konulmayacaktır. Türkçe’den başka bir dil konuşan Osmanlı uyruklarına, mahkemelerde, ister sözlü ister yazılı olsun, kendi dillerini kullanabilmeleri bakımından uygun düşen kolaylıklar sağlanacaktır.

    MADDE 146.

    Osmanlı Hükümeti, tanınmış yabancı üniversitelerden ve okullardan verilen diplomaların geçerliliğini tanımayı ve, bunları almış olanların, bu diplomaların tamlığı yeteneği gerektiren mesleklerde ve sanatlarda özgürce çalışmalarını kabul etmeyi yükümlenir.

    Bu hüküm, Türkiye’de oturan Müttefik Devletler uyruklarına da uygulanacaktır.

    MADDE 147.

    Soy, din ya da dil azınlıklarından olan Osmanlı uyrukları, hem hukuk bakımından hem de uygulamada, öteki Osmanlı uyruklarıyla aynı işlemlerden ve aynı güvencelerden yararlanacaklardır. Bunların, özellikle, bağımsız olarak ve Osmanlı makamları hiçbir biçimde karışmaksızın, giderlerini kendileri ödemek üzere, her türlü hayır kurumlarıyla, dinsel ya da sosyal kurumlar, ilk, orta ve yüksek okullarla, başka her çeşit öğretim kurumları —buralarda kendi dillerini özgürce kullanmak ve kendi dinlerini özgürce uygulamak hakkına da sahip olarak— kurmak, yönetmek ve denetlemek konularında eşit hakka sahip olacaklardır.

    MADDE 148.

    Soy, dil ya da din bakımından azınlıklardan olan Osmanlı uyruklarının önemli bir oranda bulundukları kentlerde ya da bölgelerde, söz konusu azınlıklar, Devlet bütçesi ile, belediyeler bütçesi ya da öteki bütçelerce eğitim ya da hayır işlerine genel gelirlerden [kamu gelirlerinden] sağlanacak paralardan yararlanmaya hak gözetirliğe uygun bir ölçüde katılacaklardır.

    Söz konusu bu paralar, ilgili toplulukların yetkili temsilcilerine verilecektir.

    MADDE 149.

    Osmanlı Hükümeti, Türkiye’deki bütün soy azınlıklarının kilise ve okul konularında özerkliğini tanımayı ve buna saygı göstermeyi yükümlenir. Osmanlı Hükümeti, bu amaçla ve işbu Antlaşmanın aykırı düşen hükümleri saklı kalmak üzere, Müslüman olmayan soylara kilise, okul ya da adalet konularında Sultanlarca verilmiş fermanlar, hatlar, beratlar ve bu gibi özel buyruklar ya da fermanlarla, Bakanlık ya da.Sadrazamlık buyrukları ile tanınmış ayrıcalıklarla bağışıklıkları tümüyle doğrular ve gelecekte de destekleyeceğini bildirir.

    Osmanlı Hükümetinin çıkardığı ve sözü edilen ayrıcalıklarla bağışıklıkların kaldırılmasını, kısıtlanmasını ya da değiştirilmesini öngören bütün kararnameler, yasalar, yönetmelikler ya da genelgeler geçersiz sayılacaktır.

    İşbu Antlaşma hükümlerine uygun olarak Osmanlı adalet rejiminde yapılacak her değişiklik —bu değişiklik soy azınlıklarından kişileri etkilemekte ise— işbu Madde hükümlerinden üstün sayılacaktır.

    MADDE 150.

    Hıristiyan ya da Yahudi dininden Osmanlı uyruklarının önemli oranda oturdukları kentlerde ve bölgelerde, Osmanlı Hükümeti, bu Osmanlı uyruklarının inançlarına ya da dinsel uygulamalarına bir saldırı sayılabilecek herhangi bir eylemi yapmağa zorlanmamalarını, ve hafta tatili günlerinde mahkemelerde hazır bulunmamaları ya da yasal bir işlemi yerine getirmemeleri yüzünden, haklarını hiçbir biçimde yitirme melerini yükümlenir. Bununla birlikte, bu hüküm, bu Hıristiyan ya da Yahudi Osmanlı uyruklarını, kamu düzeninin korunması için, bütün öteki Osmanlı uyruklarına yükletilen yükümlülükler dışında tutar anlamına gelmeyecektir.

    MADDE 151.

    Başlıca Müttefik Devletler, bu Bölümdeki hükümlerin yerine getirilmesini güvence altına almak için ne gibi önlemler alınması gerektiğini, Milletler Cemiyeti Konseyi ile birlikte inceledikten sonra saptayacaklardır. Osmanlı Hükümeti, bu konuda alınacak bütün kararları şimdiden kabul ettiğini bildirir.

    YAPTIRIMLAR

    MADDE 226.

    Osmanlı Hükümeti, Müttefik Devletlere, savaş yasalarına ve yapılageliş [teamül] kurallarına aykırı eylemlerde bulunmakla suçlanan kişileri, kendi askerî mahkemeleri-ne vermek hakkını tanır. Suçluluğu kanıtlanan kişilere, yasaların öngördüğü cezalar uygulanacaktır. Bu hüküm, Türkiye’nin ya da Müttefiklerinin mahkemeleri önün deki her çeşit kovuşturmalar ya da dâvalardan ayrı olarak, uygulanacaktır’.

    Osmanlı Hükümeti, savaş yasalarına ve yapılageliş kurallarına aykırı bir eylem işlemiş bulunmakla suçlanmış olup, adıyla, ya da Osmanlı makamlarınca kendilerine verilmiş rütbe, görev ya da iş tanımlanarak belirtilmiş olan bütün kişileri, Müttefik Devletlere ya da Müttefik Devletlerden bu kimseleri istemiş olduğunu bildirmiş olana teslim edecektir.

    MADDE 227.

    Müttefik Devletlerden birinin uyruklarına karşı [suç sayılacak bir] eylemde bulunanlar, bu Devletin askerî mahkemelerinde yargılanacaklardır.

    Müttefik Devletlerden birkaçının uyruklarına karşı [suç sayılacak bir] eylem işlemiş olanlar, ilgili Devletlerin askerî mahkemeleri üyelerinden kurulu askerî mahkemelerde yargılanacaklardır.

    Bütün bu durumlarda, sanık, kendi avukatını seçmek hakkına sahip olacaktır.

    MADDE 228.

    Osmanlı Hükümeti, suçlama konusu olan olayların tam bilinmesi, suçluların aranması ve sorumlulukların kesinlikle saptanması için ortaya konulması gerekli görülebilecek, ne çeşit olursa olsun, bütün bilgileri ve belgeleri sağlamayı yükümlenir.

    MADDE 229.

    226. Maddeden 228. Maddeye kadar olan Maddelerin hükümleri, savaş yasalarına ve yapılageliş [teamül] kurallarına aykırı eylemler işlemiş olmakla suçlanan ve kendi topraklarında ya da buyrukları altında bulunan kişiler bakımından, eski Osmanlı İmparatorluğu’nun toprakları kendilerine verilen ya da verilecek olan Devletlerin Hükümetlerine de uygulanacaktır.

    Sözü edilen kişiler, bu Devletlerden birinin uyrukluğunu almışsa, ilgili Devletin istemesi üzerine ve onunla anlaşarak, ya da bütün Müttefik Devletlerin topluca iste meleri üzerine, bu kişilerin kovuşturulmasını ve cezalandırılmasını sağlamak için gerekli bütün önlemleri almayı, bu Devletin Hükümeti yükümlenir.

    MADDE 230.

    Osmanlı Hükümeti, 1 Ağustos 1914 tarihinde Osmanlı İmparatorluğu’nun parçası bulunan herhangi bir toprak üzerinde, savaş durumu sırasında işlenen topluca öldürmelerden sorumlu olan Müttefik Devletlerce istenen kişileri kendilerine teslim etmeyi yükümlenir.

    Müttefik Devletler, bu nedenle suçlanan kişileri yargılamakla görevlendirilecek mahkemeyi göstermek hakkını saklı tutarlar ve Osmanlı Hükümeti bu Mahkemeyi tanımayı yükümlenir.

    Uygun bir süre içinde, Milletler Cemiyeti, sözü edilen topluca öldürmeleri yargılamaya yetkili bir mahkeme kurarsa, Müttefik Devletler, sözü geçen sanıkları bu mahkemeye vermek haklarını saklı tutarlar ve Osmanlı Hükümeti bu mahkemeyi tanımayı da yükümlenir.

    228. Madde hükümleri, bu Maddede öngörülen durumlara da uygulanır.


    KAYNAK..
    [Linkleri Görebilmek İçin Üye Olmanız Gerekmektedir. Üye Olmak İçin Tıklayın...]



    Konu Bilgileri       Kaynak: www.azeribalasi.com

          Konu: 1. Sevr Antlaşması (Ermenistan’ın kurulması, Azınlıkların Korunması ve savaş suçlular

          Kategori: Türk Soykırımı

          Konuyu Baslatan: AyMaRaLCaN

          Cevaplar: 0

          Görüntüleme: 1130

    Sinemde yanar dağlar bahçeler bağlar yetim
    Sensizken canım ağlar bensizken memleketim
    Özüme bir kez dokun gör nasıl birisiyim
    Aşka aşıkken bile memleket delisiyim

Etiketler

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajinizi Degistirme Yetkiniz Yok
  •  

Giriş

Giriş