Türkiye Cumhuriyeti Anayasası TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANAYASASI (*) (Kurucu Mecliste Kabul Tarihi : 18.10.1982; Halkoyuna Sunulmak Üzere Tasarının Resmî Gazetede İlanı: 20.10.1982-17844; Kanunun Halkoyu ile Kabul Tarihi: 7.11.1982; Halkoyu Sonucunun Yayımlandığı Resmî Gazete Tarihi: 9.11.1982-17863 Mükerrer) Kanun No. : 2709 Kabul Tarihi : 7.11.1982 BAŞLANGIÇ (Değişik: 23.7.1995-4121/1 md.) Türk Vatanı ve Milletinin ebedî varlığını ve Yüce Türk Devletinin bölünmez bütünlüğünü belirleyen bu

Bu konu 2113 kez görüntülendi 3 yorum aldı ...
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası 2113 Reviews

    Konuyu değerlendir: Türkiye Cumhuriyeti Anayasası

    5 üzerinden | Toplam: 0 kişi oyladı ve 2113 kez incelendi.

  1. #1
    Dygsuz - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik Tarihi
    30.07.2008
    Mesajlar
    10.793
    Konular
    3263
    Beğendikleri
    0
    Beğenileri
    3
    Tecrübe Puanı
    1048
    @Dygsuz

    Standart Türkiye Cumhuriyeti Anayasası

    Türkiye Cumhuriyeti Anayasası
    TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANAYASASI (*)
    (Kurucu Mecliste Kabul Tarihi : 18.10.1982; Halkoyuna Sunulmak Üzere Tasarının Resmî Gazetede İlanı: 20.10.1982-17844; Kanunun Halkoyu ile Kabul Tarihi: 7.11.1982; Halkoyu Sonucunun Yayımlandığı Resmî Gazete Tarihi: 9.11.1982-17863 Mükerrer)
    Kanun No. : 2709 Kabul Tarihi : 7.11.1982
    BAŞLANGIÇ (Değişik: 23.7.1995-4121/1 md.)
    Türk Vatanı ve Milletinin ebedî varlığını ve Yüce Türk Devletinin bölünmez bütünlüğünü belirleyen bu Anayasa Türkiye Cumhuriyetinin kurucusu ölümsüz önder ve eşsiz kahraman Atatürk’ün belirlediği milliyetçilik anlayışı ve O’nun inkılâp ve ilkeleri doğrultusunda;
    Dünya milletleri ailesinin eşit haklara sahip şerefli bir üyesi olarak Türkiye Cumhuriyetinin ebedî varlığı refahı maddî ve manevî mutluluğu ile çağdaş medeniyet düzeyine ulaşma azmi yönünde;
    Millet iradesinin mutlak üstünlüğü egemenliğin kayıtsız şartsız Türk Milletine ait olduğu ve bunu millet adına kullanmaya yetkili kılınan hiçbir kişi ve kuruluşun bu Anayasada gösterilen hürriyetçi demokrasi ve bunun icaplarıyla belirlenmiş hukuk düzeni dışına çıkamayacağı;
    Kuvvetler ayrımının Devlet organları arasında üstünlük sıralaması anlamına gelmeyip belli Devlet yetki ve görevlerinin kullanılmasından ibaret ve bununla sınırlı medenî bir işbölümü ve işbirliği olduğu ve üstünlüğün ancak Anayasa ve kanunlarda bulunduğu;
    (Değişik: 3.10.2001-4709/1 md.) Hiçbir faaliyetin Türk millî menfaatlerinin Türk varlığının Devleti ve ülkesiyle bölünmezliği esasının Türklüğün tarihî ve manevî değerlerinin Atatürk milliyetçiliği ilke ve inkılâpları ve medeniyetçiliğinin karşısında korunma göremeyeceği ve lâiklik ilkesinin gereği olarak kutsal din duygularının Devlet işlerine ve politikaya kesinlikle karıştırılamayacağı;
    Her Türk vatandaşının bu Anayasadaki temel hak ve hürriyetlerden eşitlik ve sosyal adalet gereklerince yararlanarak millî kültür medeniyet ve hukuk düzeni içinde onurlu bir hayat sürdürme ve maddî ve manevî varlığını bu yönde geliştirme hak ve yetkisine doğuştan sahip olduğu;
    Topluca Türk vatandaşlarının millî gurur ve iftiharlarda millî sevinç ve kederlerde millî varlığa karşı hak ve ödevlerde nimet ve külfetlerde ve millet hayatının her türlü tecellisinde ortak olduğu birbirinin hak ve hürriyetlerine kesin saygı karşılıklı içten sevgi ve kardeşlik duygularıyla ve “Yurtta sulh cihanda sulh” arzu ve inancı içinde huzurlu bir hayat talebine hakları bulunduğu;
    FİKİR İNANÇ VE KARARIYLA anlaşılmak sözüne ve ruhuna bu yönde saygı ve mutlak sadakatle yorumlanıp uygulanmak üzere
    TÜRK MİLLETİ TARAFINDAN demokrasiye âşık Türk evlatlarının vatan ve millet sevgisine emanet ve tevdi olunur.

    BİRİNCİ KISIM
    Genel Esaslar
    I. Devletin şekli
    MADDE 1. – Türkiye Devleti bir Cumhuriyettir.
    II. Cumhuriyetin nitelikleri


    MADDE 2. – Türkiye Cumhuriyeti toplumun huzuru millî dayanışma ve adalet anlayışı içinde insan haklarına saygılı Atatürk milliyetçiliğine bağlı başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan demokratik lâik ve sosyal bir hukuk Devletidir.

    MADDE 3. – Türkiye Devleti ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütündür. Dili Türkçedir.
    Bayrağı şekli kanununda belirtilen beyaz ay yıldızlı al bayraktır.
    Millî marşı “İstiklal Marşı”dır.
    Başkenti Ankara’dır.

    IV. Değiştirilemeyecek hükümler
    MADDE 4.
    – Anayasanın 1 inci maddesindeki Devletin şeklinin Cumhuriyet olduğu hakkındaki hüküm ile 2 nci maddesindeki Cumhuriyetin nitelikleri ve 3 üncü maddesi hükümleri değiştirilemez ve değiştirilmesi teklif edilemez.

    V. Devletin temel amaç ve görevleri
    MADDE 5. –
    Devletin temel amaç ve görevleri Türk Milletinin bağımsızlığını ve bütünlüğünü ülkenin bölünmezliğini Cumhuriyeti ve demokrasiyi korumak kişilerin ve toplumun refah huzur ve mutluluğunu sağlamak; kişinin temel hak ve hürriyetlerini sosyal hukuk devleti ve adalet ilkeleriyle bağdaşmayacak surette sınırlayan siyasal ekonomik ve sosyal engelleri kaldırmaya insanın maddî ve manevî varlığının gelişmesi için gerekli şartları hazırlamaya çalışmaktır.

    VI. Egemenlik
    MADDE 6. – Egemenlik kayıtsız şartsız Milletindir.

    Türk Milleti egemenliğini Anayasanın koyduğu esaslara göre yetkili organları eliyle kullanır.
    Egemenliğin kullanılması hiçbir surette hiçbir kişiye zümreye veya sınıfa bırakılamaz. Hiçbir kimse veya organ kaynağını Anayasadan almayan bir Devlet yetkisi kullanamaz.

    VII. Yasama yetkisi
    MADDE 7. –
    Yasama yetkisi Türk Milleti adına Türkiye Büyük Millet Meclisinindir. Bu yetki devredilemez.

    VIII. Yürütme yetkisi ve görevi
    MADDE 8. –
    Yürütme yetkisi ve görevi Cumhurbaşkanı ve Bakanlar Kurulu tarafından Anayasaya ve kanunlara uygun olarak kullanılır ve yerine getirilir.

    IX. Yargı yetkisi
    MADDE 9. –
    Yargı yetkisi Türk Milleti adına bağımsız mahkemelerce kullanılır.

    X. Kanun önünde eşitlik
    Madde 10 –
    Herkes dil ırk renk cinsiyet siyasi düşünce felsefi inanç din mezhep ve benzeri sebeplerle ayırım gözetilmeksizin kanun önünde eşittir.
    (Ek fıkra: 7/5/2004-5170/1 md.) Kadınlar ve erkekler eşit haklara sahiptir. Devlet bu eşitliğin yaşama geçmesini sağlamakla yükümlüdür.
    Hiçbir kişiye aileye zümreye veya sınıfa imtiyaz tanınamaz.
    Devlet organları ve idare makamları bütün işlemlerinde kanun önünde eşitlik ilkesine uygun olarak hareket etmek zorundadırlar. (*)
    (*) 9/2/2008 tarihli ve 5735 sayılı Kanunun 1 inci maddesiyle bu fıkraya “bütün işlemlerinde” ibaresinden sonra gelmek üzere “ve her türlü kamu hizmetlerinden yararlanılmasında” ibaresi eklenmişbu ibare Anayasa Mahkemesi’nin 5/6/2008 tarihli ve E.: 2008/16 K.: 2008/116 sayılı Kararı ile iptal edilmiştir.

    XI. Anayasanın bağlayıcılığı ve üstünlüğü
    Madde 11. – Anayasa hükümleri yasama yürütme ve yargı organlarını idare makamlarını ve diğer kuruluş ve kişileri bağlayan temel hukuk kurallarıdır.
    Kanunlar Anayasaya aykırı olamaz.

    İKİNCİ KISIM
    Temel Haklar ve Ödevler
    BİRİNCİ BÖLÜM
    Genel Hükümler
    I. Temel hak ve hürriyetlerin niteliği
    MADDE 12. –
    Herkes kişiliğine bağlı dokunulmaz devredilmez vazgeçilmez temel hak ve hürriyetlere sahiptir.
    Temel hak ve hürriyetler kişinin topluma ailesine ve diğer kişilere karşı ödev ve sorumluluklarını da ihtiva eder.

    II. Temel hak ve hürriyetlerin sınırlanması
    MADDE 13. – (Değişik: 3.10.2001-4709/2 md.)
    Temel hak ve hürriyetler özlerine dokunulmaksızın yalnızca Anayasanın ilgili maddelerinde belirtilen sebeplere bağlı olarak ve ancak kanunla sınırlanabilir. Bu sınırlamalar Anayasanın sözüne ve ruhuna demokratik toplum düzeninin ve lâik Cumhuriyetin gereklerine ve ölçülülük ilkesine aykırı olamaz.

    III. Temel hak ve hürriyetlerin kötüye kullanılamaması
    MADDE 14. – (Değişik: 3.10.2001-4709/3 md.)
    Anayasada yer alan hak ve hürriyetlerden hiçbiri Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü bozmayı ve insan haklarına dayanan demokratik ve lâik Cumhuriyeti ortadan kaldırmayı amaçlayan faaliyetler biçiminde kullanılamaz.
    Anayasa hükümlerinden hiçbiri Devlete veya kişilere Anayasayla tanınan temel hak ve hürriyetlerin yok edilmesini veya Anayasada belirtilenden daha geniş şekilde sınırlandırılmasını amaçlayan bir faaliyette bulunmayı mümkün kılacak şekilde yorumlanamaz.
    Bu hükümlere aykırı faaliyette bulunanlar hakkında uygulanacak müeyyideler kanunla düzenlenir.


    IV. Temel hak ve hürriyetlerin kullanılmasının durdurulması
    MADDE 15. –
    Savaş seferberlik sıkıyönetim veya olağanüstü hallerde milletlerarası hukuktan doğan yükümlülükler ihlâl edilmemek kaydıyla durumun gerektirdiği ölçüde temel hak ve hürriyetlerin kullanılması kısmen veya tamamen durdurulabilir veya bunlar için Anayasada öngörülen güvencelere aykırı tedbirler alınabilir.
    (Değişik: 7.5.2004-5170/2 md.)Birinci fıkrada belirlenen durumlarda da savaş hukukuna uygun fiiller sonucu meydana gelen ölümler dışında kişinin yaşama hakkına maddî ve manevî varlığının bütünlüğüne dokunulamaz; kimse din vicdan düşünce ve kanaatlerini açıklamaya zorlanamaz ve bunlardan dolayı suçlanamaz; suç ve cezalar geçmişe yürütülemez; suçluluğu mahkeme kararı ile saptanıncaya kadar kimse suçlu sayılamaz.

    V. Yabancıların durumu
    MADDE 16. –
    Temel hak ve hürriyetler yabancılar için milletlerarası hukuka uygun olarak kanunla sınırlanabilir.

    İKİNCİ BÖLÜM
    Kişinin Hakları ve Ödevleri
    I. Kişinin dokunulmazlığı maddî ve manevî varlığı
    MADDE 17. –
    Herkes yaşama maddî ve manevî varlığını koruma ve geliştirme hakkına sahiptir.
    Tıbbî zorunluluklar ve kanunda yazılı haller dışında kişinin vücut bütünlüğüne dokunulamaz; rızası olmadan bilimsel ve tıbbî deneylere tâbi tutulamaz.

    Kimseye işkence ve eziyet yapılamaz; kimse insan haysiyetiyle bağdaşmayan bir cezaya veya muameleye tâbi tutulamaz.
    (Değişik: 7.5.2004-5170/3 md.)Meşrû müdafaa hali yakalama ve tutuklama kararlarının yerine getirilmesi bir tutuklu veya hükümlünün kaçmasının önlenmesi bir ayaklanma veya isyanın bastırılması sıkıyönetim veya olağanüstü hallerde yetkili merciin verdiği emirlerin uygulanması sırasında silah kullanılmasına kanunun cevaz verdiği zorunlu durumlarda meydana gelen öldürme fiilleri birinci fıkra hükmü dışındadır.
    II. Zorla çalıştırma yasağı
    MADDE 18. – Hiç kimse zorla çalıştırılamaz. Angarya yasaktır.
    Şekil ve şartları kanunla düzenlenmek üzere hükümlülük veya tutukluluk süreleri içindeki çalıştırmalar; olağanüstü hallerde vatandaşlardan istenecek hizmetler; ülke ihtiyaçlarının zorunlu kıldığı alanlarda öngörülen vatandaşlık ödevi niteliğindeki beden ve fikir çalışmaları zorla çalıştırma sayılmaz.
    III. Kişi hürriyeti ve güvenliği
    MADDE 19. – Herkes kişi hürriyeti ve güvenliğine sahiptir.

    Şekil ve şartları kanunda gösterilen :
    Mahkemelerce verilmiş hürriyeti kısıtlayıcı cezaların ve güvenlik tedbirlerinin yerine getirilmesi; bir mahkeme kararının veya kanunda öngörülen bir yükümlülüğün gereği olarak ilgilinin yakalanması veya tutuklanması; bir küçüğün gözetim altında ıslahı veya yetkili merci önüne çıkarılması için verilen bir kararın yerine getirilmesi; toplum için tehlike teşkil eden bir akıl hastası uyuşturucu maddeveya alkol tutkunu bir serseri veya hastalık yayabilecek bir kişinin bir müessesede tedavi eğitim veya ıslahı için kanunda belirtilen esaslara uygun olarak alınan tedbirin yerine getirilmesi; usulüne aykırı şekilde ülkeye girmek isteyen veya giren ya da hakkında sınır dışı etme yahut geri verme kararı verilen bir kişinin yakalanması veya tutuklanması; halleri dışında kimse hürriyetinden yoksun bırakılamaz.
    Suçluluğu hakkında kuvvetli belirti bulunan kişiler ancak kaçmalarını delillerin yokedilmesini veya değiştirilmesini önlemek maksadıyla veya bunlar gibi tutuklamayı zorunlu kılan ve kanunda gösterilen diğer hallerde hâkim kararıyla tutuklanabilir. Hâkim kararı olmadan yakalama ancak suçüstü halinde veya gecikmesinde sakınca bulunan hallerde yapılabilir; bunun şartlarını kanun gösterir.
    Yakalanan veya tutuklanan kişilere yakalama veya tutuklama sebepleri ve haklarındaki iddialar herhalde yazılı ve bunun hemen mümkün olmaması halinde sözlü olarak derhal toplu suçlarda en geç hâkim huzuruna çıkarılıncaya kadar bildirilir.
    (Değişik: 3.10.2001-4709/4 md.) Yakalanan veya tutuklanan kişi tutulma yerine en yakın mahkemeye gönderilmesi için gerekli süre hariç en geç kırksekiz saat ve toplu olarak işlenen suçlarda en çok dört gün içinde hâkim önüne çıkarılır. Kimse bu süreler geçtikten sonra hâkim kararı olmaksızın hürriyetinden yoksun bırakılamaz. Bu süreler olağanüstü hal sıkıyönetim ve savaş hallerinde uzatılabilir.
    (Değişik: 3.10.2001-4709/4 md.) Kişinin yakalandığı veya tutuklandığı yakınlarına derhal bildirilir.
    Tutuklanan kişilerin makul süre içinde yargılanmayı ve soruşturma veya kovuşturma sırasında serbest bırakılmayı isteme hakları vardır. Serbest bırakılma ilgilinin yargılama süresince duruşmada hazır bulunmasını veya hükmün yerine getirilmesini sağlamak için bir güvenceye bağlanabilir.
    Her ne sebeple olursa olsun hürriyeti kısıtlanan kişi kısa sürede durumu hakkında karar verilmesini ve bu kısıtlamanın kanuna aykırılığı halinde hemen serbest bırakılmasını sağlamak amacıyla yetkili bir yargı merciine başvurma hakkına sahiptir.
    (Değişik: 3.10.2001-4709/4 md.) Bu esaslar dışında bir işleme tâbi tutulan kişilerin uğradıkları zarar tazminat hukukunun genel prensiplerine göre Devletçe ödenir.
    IV. Özel hayatın gizliliği ve korunması
    A. Özel hayatın gizliliği
    MADDE 20. – Herkes özel hayatına ve aile hayatına saygı gösterilmesini isteme hakkına sahiptir. Özel hayatın ve aile hayatının gizliliğine dokunulamaz. (Mülga cümle: 3.10.2001-4709/5 md.)
    (Değişik: 3.10.2001-4709/5 md.) Millî güvenlik kamu düzeni suç işlenmesinin önlenmesi genel sağlık ve genel ahlâkın korunması veya başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması sebeplerinden biri veya birkaçına bağlı olarak usulüne göre verilmiş hâkim kararı olmadıkça; yine bu sebeplere bağlı olarak gecikmesinde sakınca bulunan hallerde de kanunla yetkili kılınmış merciin yazılı emri bulunmadıkça; kimsenin üstü özel kâğıtları ve eşyası aranamaz ve bunlara el konulamaz. Yetkili merciin kararı yirmidört saat içinde görevli hâkimin onayına sunulur. Hâkim kararını el koymadan itibaren kırksekiz saat içinde açıklar; aksi halde el koyma kendiliğinden kalkar.
    B. Konut dokunulmazlığı
    MADDE 21. – (Değişik: 3.10.2001-4709/6 md.) Kimsenin konutuna dokunulamaz. Millî güvenlik kamu düzeni suç işlenmesinin önlenmesi genel sağlık ve genel ahlâkın korunması veya başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması sebeplerinden biri veya birkaçına bağlı olarak usulüne göre verilmiş hâkim kararı olmadıkça; yine bu sebeplere bağlı olarak gecikmesinde sakınca bulunan hallerde de kanunla yetkili kılınmış merciin yazılı emri bulunmadıkça; kimsenin konutuna girilemez arama yapılamaz ve buradaki eşyaya el konulamaz. Yetkili merciin kararı yirmidört saat içinde görevli hâkimin onayına sunulur. Hâkim kararını el koymadan itibaren kırksekiz saat içinde açıklar; aksi halde el koyma kendiliğinden kalkar.
    C. Haberleşme hürriyeti
    MADDE 22. – (Değişik: 3.10.2001-4709/7 md.) Herkes haberleşme hürriyetine sahiptir. Haberleşmenin gizliliği esastır.
    Millî güvenlik kamu düzeni suç işlenmesinin önlenmesi genel sağlık ve genel ahlâkın korunması veya başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması sebeplerinden biri veya birkaçına bağlı olarak usulüne göre verilmiş hâkim kararı olmadıkça; yine bu sebeplere bağlı olarak gecikmesinde sakınca bulunan hallerde de kanunla yetkili kılınmış merciin yazılı emri bulunmadıkça; haberleşme engellenemez ve gizliliğine dokunulamaz. Yetkili merciin kararı yirmidört saat içinde görevli hâkimin onayına sunulur. Hâkim kararını kırksekiz saat içinde açıklar; aksi halde karar kendiliğinden kalkar.
    İstisnaların uygulanacağı kamu kurum ve kuruluşları kanunda belirtilir.
    V. Yerleşme ve seyahat hürriyeti
    MADDE 23. – Herkes yerleşme ve seyahat hürriyetine sahiptir.
    Yerleşme hürriyeti suç işlenmesini önlemek sosyal ve ekonomik gelişmeyi sağlamak sağlıklı ve düzenli kentleşmeyi gerçekleştirmek ve kamu mallarını korumak;
    Seyahat hürriyeti suç soruşturma ve kovuşturması sebebiyle ve suç işlenmesini önlemek;
    Amaçlarıyla kanunla sınırlanabilir.
    (Değişik: 3.10.2001-4709/8 md.) Vatandaşın yurt dışına çıkma hürriyeti vatandaşlık ödevi ya da ceza soruşturması veya kovuşturması sebebiyle sınırlanabilir.
    Vatandaş sınır dışı edilemez ve yurda girme hakkından yoksun bırakılamaz.
    VI. Din ve vicdan hürriyeti
    MADDE 24. – Herkes vicdan dinî inanç ve kanaat hürriyetine sahiptir.
    14 üncü maddehükümlerine aykırı olmamak şartıyla ibadet dinî âyin ve törenler serbesttir.
    Kimse ibadete dinî âyin ve törenlere katılmaya dinî inanç ve kanaatlerini açıklamaya zorlanamaz; dinî inanç ve kanaatlerinden dolayı kınanamaz ve suçlanamaz.
    Din ve ahlâk eğitim ve öğretimi Devletin gözetim ve denetimi altında yapılır. Din kültürü ve ahlâk öğretimi ilk ve orta-öğretim kurumlarında okutulan zorunlu dersler arasında yer alır. Bunun dışındaki din eğitim ve öğretimi ancak kişilerin kendi isteğine küçüklerin de kanunî temsilcisinin talebine bağlıdır.
    Kimse Devletin sosyal ekonomik siyasî veya hukukî temel düzenini kısmen de olsa din kurallarına dayandırma veya siyasî veya kişisel çıkar yahut nüfuz sağlama amacıyla her ne suretle olursa olsun dini veya din duygularını yahut dince kutsal sayılan şeyleri istismar edemez ve kötüye kullanamaz.
    VII. Düşünce ve kanaat hürriyeti
    MADDE 25. – Herkes düşünce ve kanaat hürriyetine sahiptir.
    Her ne sebep ve amaçla olursa olsun kimse düşünce ve kanaatlerini açıklamaya zorlanamaz; düşünce ve kanaatleri sebebiyle kınanamaz ve suçlanamaz.
    VIII. Düşünceyi açıklama ve yayma hürriyeti
    MADDE 26. – Herkes düşünce ve kanaatlerini söz yazı resim veya başka yollarla tek başına veya toplu olarak açıklama ve yayma hakkına sahiptir. Bu hürriyet resmî makamların müdahalesi olmaksızın haber veya fikir almak ya da vermek serbestliğini de kapsar. Bu fıkra hükmü radyo televizyon sinema veya benzeri yollarla yapılan yayımların izin sistemine bağlanmasına engel değildir.
    (Değişik: 3.10.2001-4709/9 md.) Bu hürriyetlerin kullanılması millî güvenlik kamu düzeni kamu güvenliği Cumhuriyetin temel nitelikleri ve Devletin ülkesi ve milleti ile bölünmez bütünlüğünün korunması suçların önlenmesi suçluların cezalandırılması Devlet sırrı olarak usulünce belirtilmiş bilgilerin açıklanmaması başkalarının şöhret veya haklarının özel ve aile hayatlarının yahut kanunun öngördüğü meslek sırlarının korunması veya yargılama görevinin gereğine uygun olarak yerine getirilmesi amaçlarıyla sınırlanabilir.
    (Üçüncü fıkra mülga: 3.10.2001-4709/9 md.)
    Haber ve düşünceleri yayma araçlarının kullanılmasına ilişkin düzenleyici hükümler bunların yayımını engellememek kaydıyla düşünceyi açıklama ve yayma hürriyetinin sınırlanması sayılmaz.
    (Ek: 3.10.2001-4709/9 md.) Düşünceyi açıklama ve yayma hürriyetinin kullanılmasında uygulanacak şekil şart ve usuller kanunla düzenlenir.
    IX. Bilim ve sanat hürriyeti
    MADDE 27. – Herkes bilim ve sanatı serbestçe öğrenme ve öğretme açıklama yayma ve bu alanlarda her türlü araştırma hakkına sahiptir.
    Yayma hakkı Anayasanın 1 inci 2 nci ve 3 üncü maddeleri hükümlerinin değiştirilmesini sağlamak amacıyla kullanılamaz.
    Bu maddehükmü yabancı yayınların ülkeye girmesi ve dağıtımının kanunla düzenlenmesine engel değildir.
    X. Basın ve yayımla ilgili hükümler
    A. Basın hürriyeti
    MADDE 28. – Basın hürdür sansür edilemez. Basımevi kurmak izin alma ve malî teminat yatırma şartına bağlanamaz.
    (İkinci fıkra mülga: 3.10.2001-4709/10 md.)
    Devlet basın ve haber alma hürriyetlerini sağlayacak tedbirleri alır.
    Basın hürriyetinin sınırlanmasında Anayasanın 26 ve 27 nci maddeleri hükümleri uygulanır.
    Devletin iç ve dış güvenliğini ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü tehdit eden veya suç işlemeye ya da ayaklanma veya isyana teşvik eder nitelikte olan veya Devlete ait gizli bilgilere ilişkin bulunan her türlü haber veya yazıyı yazanlar veya bastıranlar veya aynı amaçla basanlar başkasına verenler bu suçlara ait kanun hükümleri uyarınca sorumlu olurlar. Tedbir yolu ile dağıtım hâkim kararıyla; gecikmesinde sakınca bulunan hallerde de kanunun açıkça yetkili kıldığı merciin emriyle önlenebilir. Dağıtımı önleyen yetkili merci bu kararını en geç yirmidört saat içinde yetkili hâkime bildirir. Yetkili hâkim bu kararı en geç kırksekiz saat içinde onaylamazsa dağıtımı önleme kararı hükümsüz sayılır.
    Yargılama görevinin amacına uygun olarak yerine getirilmesi için kanunla belirtilecek sınırlar içinde hâkim tarafından verilen kararlar saklı kalmak üzere olaylar hakkında yayım yasağı konamaz.
    Süreli veya süresiz yayınlar kanunun gösterdiği suçların soruşturma veya kovuşturmasına geçilmiş olması hallerinde hâkim kararıyla; Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünün millî güvenliğin kamu düzeninin genel ahlâkın korunması ve suçların önlenmesi bakımından gecikmesinde sakınca bulunan hallerde de kanunun açıkça yetkili kıldığı merciin emriyle toplatılabilir. Toplatma kararı veren yetkili merci bu kararını en geç yirmidört saat içinde yetkili hâkime bildirir; hâkim bu kararı en geç kırksekiz saat içinde onaylamazsa toplatma kararı hükümsüz sayılır.
    Süreli veya süresiz yayınların suç soruşturma veya kovuşturması sebebiyle zapt ve müsaderesinde genel hükümler uygulanır.
    Türkiye’de yayımlanan süreli yayınlar Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğüne Cumhuriyetin temel ilkelerine millî güvenliğe ve genel ahlâka aykırı yayımlardan mahkûm olma halinde mahkeme kararıyla geçici olarak kapatılabilir. Kapatılan süreli yayının açıkça devamı niteliğini taşıyan her türlü yayın yasaktır; bunlar hâkim kararıyla toplatılır.
    B. Süreli ve süresiz yayın hakkı
    MADDE 29. – Süreli veya süresiz yayın önceden izin alma ve malî teminat yatırma şartına bağlanamaz.
    Süreli yayın çıkarabilmek için kanunun gösterdiği bilgi ve belgelerin kanunda belirtilen yetkili mercie verilmesi yeterlidir. Bu bilgi ve belgelerin kanuna aykırılığının tespiti halinde yetkili merci yayının durdurulması için mahkemeye başvurur.
    Süreli yayınların çıkarılması yayım şartları malî kaynakları ve gazetecilik mesleği ile ilgili esaslar kanunla düzenlenir. Kanun haber düşünce ve kanaatlerin serbestçe yayımlanmasını engelleyici veya zorlaştırıcı siyasal ekonomik malî ve teknik şartlar koyamaz.
    Süreli yayınlar Devletin ve diğer kamu tüzelkişilerinin veya bunlara bağlı kurumların araç ve imkânlarından eşitlik esasına göre yararlanır.
    C. Basın araçlarının korunması
    MADDE 30. – (Değişik: 7.5.2004-5170/4 md.)Kanuna uygun şekilde basın işletmesi olarak kurulan basımevi ve eklentileri ile basın araçları suç aleti olduğu gerekçesiyle zapt ve müsadere edilemez veya işletilmekten alıkonulamaz.
    D. Kamu tüzelkişilerinin elindeki basın dışı kitle haberleşme araçlarından yararlanma hakkı
    MADDE 31. – Kişiler ve siyasî partiler kamu tüzelkişilerinin elindeki basın dışı kitle haberleşme ve yayım araçlarından yararlanma hakkına sahiptir. Bu yararlanmanın şartları ve usulleri kanunla düzenlenir.
    (Değişik: 3.10.2001-4709/11 md.) Kanun millî güvenlik kamu düzeni genel ahlâk ve sağlığın korunması sebepleri dışında halkın bu araçlarla haber almasını düşünce ve kanaatlere ulaşmasını ve kamuoyunun serbestçe oluşmasını engelleyici kayıtlar koyamaz.
    E. Düzeltme ve cevap hakkı
    MADDE 32. – Düzeltme ve cevap hakkı ancak kişilerin haysiyet ve şereflerine dokunulması veya kendileriyle ilgili gerçeğe aykırı yayınlar yapılması hallerinde tanınır ve kanunla düzenlenir.
    Düzeltme ve cevap yayımlanmazsa yayımlanmasının gerekip gerekmediğine hâkim tarafından ilgilinin müracaat tarihinden itibaren en geç yedi gün içerisinde karar verilir.
    XI. Toplantı hak ve hürriyetleri
    A. Dernek kurma hürriyeti
    MADDE 33. –(Değişik: 23.7.1995-4121/2 md.; 3.10.2001-4709/12 md.) Herkes önceden izin almaksızın dernek kurma ve bunlara üye olma ya da üyelikten çıkma hürriyetine sahiptir.
    Hiç kimse bir derneğe üye olmaya ve dernekte üye kalmaya zorlanamaz.
    Dernek kurma hürriyeti ancak millî güvenlik kamu düzeni suç işlenmesinin önlenmesi genel sağlık ve genel ahlâk ile başkalarının hürriyetlerinin korunması sebepleriyle ve kanunla sınırlanabilir.
    Dernek kurma hürriyetinin kullanılmasında uygulanacak şekil şart ve usuller kanunda gösterilir.
    Dernekler kanunun öngördüğü hallerde hâkim kararıyla kapatılabilir veya faaliyetten alıkonulabilir. Ancak millî güvenliğin kamu düzeninin suç işlenmesini veya suçun devamını önlemenin yahut yakalamanın gerektirdiği hallerde gecikmede sakınca varsa kanunla bir merci derneği faaliyetten men ile yetkilendirilebilir. Bu merciin kararı yirmidört saat içinde görevli hâkimin onayına sunulur. Hâkim kararını kırksekiz saat içinde açıklar; aksi halde bu idarî karar kendiliğinden yürürlükten kalkar.
    Birinci fıkra hükmü Silahlı Kuvvetler ve kolluk kuvvetleri mensuplarına ve görevlerinin gerektirdiği ölçüde Devlet memurlarına kanunla sınırlamalar getirilmesine engel değildir.
    Bu madde hükümleri vakıflarla ilgili olarak da uygulanır.
    B. Toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkı
    MADDE 34. – (Değişik: 3.10.2001-4709/13 md.) Herkes önceden izin almadan silahsız ve saldırısız toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkına sahiptir.
    Toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkı ancak millî güvenlik kamu düzeni suç işlenmesinin önlenmesi genel sağlığın ve genel ahlâkın veya başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması amacıyla ve kanunla sınırlanabilir.
    Toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkının kullanılmasında uygulanacak şekil şart ve usuller kanunda gösterilir.
    XII. Mülkiyet hakkı
    MADDE 35. – Herkes mülkiyet ve miras haklarına sahiptir.
    Bu haklar ancak kamu yararı amacıyla kanunla sınırlanabilir.
    Mülkiyet hakkının kullanılması toplum yararına aykırı olamaz.
    XIII. Hakların korunması ile ilgili hükümler
    A. Hak arama hürriyeti
    MADDE 36. – (Değişik: 3.10.2001-4709/14 md.) Herkes meşrû vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir.
    Hiçbir mahkeme görev ve yetkisi içindeki davaya bakmaktan kaçınamaz.
    B. Kanunî hâkim güvencesi
    MADDE 37. – Hiç kimse kanunen tâbi olduğu mahkemeden başka bir merci önüne çıkarılamaz.
    Bir kimseyi kanunen tâbi olduğu mahkemeden başka bir merci önüne çıkarma sonucunu doğuran yargı yetkisine sahip olağanüstü merciler kurulamaz.
    C. Suç ve cezalara ilişkin esaslar
    MADDE 38. – Kimse işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanunun suç saymadığı bir fiilden dolayı cezalandırılamaz; kimseye suçu işlediği zaman kanunda o suç için konulmuş olan cezadan daha ağır bir ceza verilemez.
    Suç ve ceza zamanaşımı ile ceza mahkûmiyetinin sonuçları konusunda da yukarıdaki fıkra uygulanır.
    Ceza ve ceza yerine geçen güvenlik tedbirleri ancak kanunla konulur.
    Suçluluğu hükmen sabit oluncaya kadar kimse suçlu sayılamaz.
    Hiç kimse kendisini ve kanunda gösterilen yakınlarını suçlayan bir beyanda bulunmaya veya bu yolda delil göstermeye zorlanamaz.
    (Ek: 3.10.2001-4709/15 md.) Kanuna aykırı olarak elde edilmiş bulgular delil olarak kabul edilemez.
    Ceza sorumluluğu şahsîdir.
    (Ek: 3.10.2001-4709/15 md.) Hiç kimse yalnızca sözleşmeden doğan bir yükümlülüğü yerine getirememesinden dolayı özgürlüğünden alıkonulamaz.
    (Mülga: 7.5.2004-5170/5 md.)
    (Değişik: 7.5.2004-5170/5 md.)Ölüm cezası ve genel müsadere cezası verilemez.
    İdare kişi hürriyetinin kısıtlanması sonucunu doğuran bir müeyyide uygulayamaz. Silahlı Kuvvetlerin iç düzeni bakımından bu hükme kanunla istisnalar getirilebilir.
    (Değişik: 7.5.2004-5170/5 md.)Uluslararası Ceza Divanına taraf olmanın gerektirdiği yükümlülükler hariç olmak üzere vatandaş suç sebebiyle yabancı bir ülkeye verilemez.
    XIV. İspat hakkı
    MADDE 39. – Kamu görev ve hizmetinde bulunanlara karşı bu görev ve hizmetin yerine getirilmesiyle ilgili olarak yapılan isnatlardan dolayı açılan hakaret davalarında sanık isnadın doğruluğunu ispat hakkına sahiptir. Bunun dışındaki hallerde ispat isteminin kabulü ancak isnat olunan fiilin doğru olup olmadığının anlaşılmasında kamu yararı bulunmasına veya şikâyetçinin ispata razı olmasına bağlıdır.
    XV. Temel hak ve hürriyetlerin korunması
    MADDE 40. – Anayasa ile tanınmış hak ve hürriyetleri ihlâl edilen herkes yetkili makama geciktirilmeden başvurma imkânının sağlanmasını isteme hakkına sahiptir.
    (Ek: 3.10.2001-4709/16 md.) Devlet işlemlerinde ilgili kişilerin hangi kanun yolları ve mercilere başvuracağını ve sürelerini belirtmek zorundadır.
    Kişinin resmî görevliler tarafından vâki haksız işlemler sonucu uğradığı zarar da kanuna göre Devletçe tazmin edilir. Devletin sorumlu olan ilgili görevliye rücu hakkı saklıdır.


    Konu Bilgileri       Kaynak: www.azeribalasi.com

          Konu: Türkiye Cumhuriyeti Anayasası

          Kategori: Hukuk Köşesi

          Konuyu Baslatan: Dygsuz

          Cevaplar: 3

          Görüntüleme: 2113


  2. #2
    Dygsuz - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik Tarihi
    30.07.2008
    Mesajlar
    10.793
    Konular
    3263
    Beğendikleri
    0
    Beğenileri
    3
    Tecrübe Puanı
    1048
    @Dygsuz

    Standart

    ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
    Yargı
    I. Genel hükümler
    A. Mahkemelerin bağımsızlığı
    MADDE 138. – Hâkimler görevlerinde bağımsızdırlar; Anayasaya kanuna ve hukuka uygun olarak vicdanî kanaatlerine göre hüküm verirler.
    Hiçbir organ makam merci veya kişi yargı yetkisinin kullanılmasında mahkemelere ve hâkimlere emir ve talimat veremez; genelge gönderemez; tavsiye ve telkinde bulunamaz.
    Görülmekte olan bir dava hakkında Yasama Meclisinde yargı yetkisinin kullanılması ile ilgili soru sorulamaz görüşme yapılamaz veya herhangi bir beyanda bulunulamaz.
    Yasama ve yürütme organları ile idare mahkeme kararlarına uymak zorundadır; bu organlar ve idare mahkeme kararlarını hiçbir suretle değiştiremez ve bunların yerine getirilmesini geciktiremez.
    B. Hâkimlik ve savcılık teminatı
    MADDE 139. – Hâkimler ve savcılar azlolunamaz kendileri istemedikçe Anayasada gösterilen yaştan önce emekliye ayrılamaz; bir mahkemenin veya kadronun kaldırılması sebebiyle de olsa aylık ödenek ve diğer özlük haklarından yoksun kılınamaz.
    Meslekten çıkarılmayı gerektiren bir suçtan dolayı hüküm giymiş olanlar görevini sağlık bakımından yerine getiremeyeceği kesin olarak anlaşılanlar veya meslekte kalmalarının uygun olmadığına karar verilenler hakkında kanundaki istisnalar saklıdır.

    C. Hâkimlik ve savcılık mesleği
    MADDE 140. – Hâkimler ve savcılar adlî ve idarî yargı hâkim ve savcıları olarak görev yaparlar. Bu görevler meslekten hâkim ve savcılar eliyle yürütülür.
    Hâkimler mahkemelerin bağımsızlığı ve hâkimlik teminatı esaslarına göre görev ifa ederler.
    Hâkim ve savcıların nitelikleri atanmaları hakları ve ödevleri aylık ve ödenekleri meslekte ilerlemeleri görevlerinin ve görev yerlerinin geçici veya sürekli olarak değiştirilmesi haklarında disiplin kovuşturması açılması ve disiplin cezası verilmesi görevleriyle ilgili veya görevleri sırasında işledikleri suçlarından dolayı soruşturma yapılması ve yargılanmalarına karar verilmesi meslekten çıkarmayı gerektiren suçluluk veya yetersizlik halleri ve meslek içi eğitimleri ile diğer özlük işleri mahkemelerin bağımsızlığı ve hâkimlik teminatı esaslarına göre kanunla düzenlenir.
    Hâkimler ve savcılar altmışbeş yaşını bitirinceye kadar hizmet görürler; Askerî hâkimlerin yaş haddi yükselme ve emeklilikleri kanunda gösterilir.
    Hâkimler ve savcılar kanunda belirtilenlerden başka resmî ve özel hiçbir görev alamazlar.
    Hâkimler ve savcılar idarî görevleri yönünden Adalet Bakanlığına bağlıdırlar.
    Hâkim ve savcı olup da adalet hizmetindeki idarî görevlerde çalışanlar hâkimler ve savcılar hakkındaki hükümlere tâbidirler. Bunlar hâkimler ve savcılara ait esaslar dairesinde sınıflandırılır ve derecelendirilirler hâkimlere ve savcılara tanınan her türlü haklardan yararlanırlar.
    D. Duruşmaların açık ve kararların gerekçeli olması
    MADDE 141. – Mahkemelerde duruşmalar herkese açıktır. Duruşmaların bir kısmının veya tamamının kapalı yapılmasına ancak genel ahlâkın veya kamu güvenliğinin kesin olarak gerekli kıldığı hallerde karar verilebilir.
    Küçüklerin yargılanması hakkında kanunla özel hükümler konulur.
    Bütün mahkemelerin her türlü kararları gerekçeli olarak yazılır.
    Davaların en az giderle ve mümkün olan süratle sonuçlandırılması yargının görevidir.
    E. Mahkemelerin kuruluşu
    MADDE 142. – Mahkemelerin kuruluşu görev ve yetkileri işleyişi ve yargılama usulleri kanunla düzenlenir.
    F. Devlet Güvenlik Mahkemeleri
    MADDE 143. – (Mülga: 7.5.2004-5170/9 md.)
    G. Hâkim ve savcıların denetimi
    MADDE 144. – Hâkim ve savcıların görevlerini; kanun tüzük yönetmeliklere ve genelgelere (Hâkimler için idarî nitelikteki genelgelere) uygun olarak yapıp yapmadıklarını denetleme; görevlerinden dolayı veya görevleri sırasında suç işleyip işlemediklerini hal ve eylemlerinin sıfat ve görevleri icaplarına uyup uymadığını araştırma ve gerektiğinde haklarında inceleme ve soruşturma Adalet Bakanlığının izni ile adalet müfettişleri tarafından yapılır. Adalet Bakanı soruşturma ve inceleme işlemlerini hakkında soruşturma ve inceleme yapılacak olandan daha kıdemli hâkim veya savcı eliyle de yaptırabilir.
    H. Askerî yargı
    MADDE 145. – Askerî yargı askerî mahkemeler ve disiplin mahkemeleri tarafından yürütülür. Bu mahkemeler asker kişilerin; askerî olan suçları ile bunların asker kişiler aleyhine veya askerî mahallerde yahut askerlik hizmet ve görevleri ile ilgili olarak işledikleri suçlara ait davalara bakmakla görevlidirler.
    Askerî mahkemeler asker olmayan kişilerin özel kanunda belirtilen askerî suçları ile kanunda gösterilen görevlerini ifa ettikleri sırada veya kanunda gösterilen askerî mahallerde askerlere karşı işledikleri suçlara da bakmakla görevlidirler.
    Askerî mahkemelerin savaş veya sıkıyönetim hallerinde hangi suçlar ve hangi kişiler bakımından yetkili oldukları; kuruluşları ve gerektiğinde bu mahkemelerde adlî yargı hâkim ve savcılarının görevlendirilmeleri kanunla düzenlenir.
    Askerî yargı organlarının kuruluşu işleyişi askerî hâkimlerin özlük işleri askerî savcılık görevlerini yapan askerî hâkimlerin mahkemesinde görevli bulundukları komutanlık ile ilişkileri mahkemelerin bağımsızlığı hâkimlik teminatı askerlik hizmetinin gereklerine göre kanunla düzenlenir. Kanun ayrıca askerî hâkimlerin yargı hizmeti dışındaki askerî hizmetler yönünden askerî hizmetlerin gereklerine göre teşkilatında görevli bulundukları komutanlık ile olan ilişkilerini de gösterir.

    II. Yüksek mahkemeler
    A. Anayasa Mahkemesi
    1. Kuruluşu
    MADDE 146. – Anayasa Mahkemesi onbir asıl ve dört yedek üyeden kurulur.
    Cumhurbaşkanı iki asıl ve iki yedek üyeyi Yargıtay iki asıl ve bir yedek üyeyi Danıştay birer asıl üyeyi Askerî Yargıtay Askerî Yüksek İdare Mahkemesi ve Sayıştay genel kurullarınca kendi Başkan ve üyeleri arasından üye tamsayılarının salt çoğunluğu ile her boş yer için gösterecekleri üçer aday içinden; bir asıl üyeyi ise Yükseköğretim Kurulunun kendi üyesi olmayan yükseköğretim kurumları öğretim üyeleri içinden göstereceği üç aday arasından; üç asıl ve bir yedek üyeyi üst kademe yöneticileri ile avukatlar arasından seçer.
    Yükseköğretim kurumları öğretim üyeleri ile üst kademe yöneticileri ve avukatların Anayasa Mahkemesine asıl ve yedek üye seçilebilmeleri için kırk yaşını doldurmuş yükseköğrenim görmüş veya öğrenim kurumlarında en az onbeş yıl öğretim üyeliği veya kamu hizmetinde en az onbeş yıl fiilen çalışmış veya en az onbeş yıl avukatlık yapmış olmak şarttır.
    Anayasa Mahkemesi asıl üyeleri arasından gizli oyla ve üye tamsayısının salt çoğunluğu ile dört yıl için bir Başkan ve bir Başkanvekili seçer. Süresi bitenler yeniden seçilebilirler.
    Anayasa Mahkemesi üyeleri aslî görevleri dışında resmî veya özel hiçbir görev alamazlar.
    2. Üyeliğin sona ermesi
    MADDE 147. – Anayasa Mahkemesi üyeleri altmışbeş yaşını doldurunca emekliye ayrılırlar.
    Anayasa Mahkemesi üyeliği bir üyenin hâkimlik mesleğinden çıkarılmayı gerektiren bir suçtan dolayı hüküm giymesi halinde kendiliğinden; görevini sağlık bakımından yerine getiremeyeceğinin kesin olarak anlaşılması halinde de Anayasa Mahkemesi üye tamsayısının salt çoğunluğunun kararı ile sona erer.
    3. Görev ve yetkileri
    MADDE 148. – Anayasa Mahkemesi kanunların kanun hükmünde kararnamelerin ve Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünün Anayasaya şekil ve esas bakımlarından uygunluğunu denetler. Anayasa değişikliklerini ise sadece şekil bakımından inceler ve denetler. Ancak olağanüstü hallerde sıkıyönetim ve savaş hallerinde çıkarılan kanun hükmünde kararnamelerin şekil ve esas bakımından Anayasaya aykırılığı iddiasıyla Anayasa Mahkemesinde dava açılamaz.
    Kanunların şekil bakımından denetlenmesi son oylamanın öngörülen çoğunlukla yapılıp yapılmadığı; Anayasa değişikliklerinde ise teklif ve oylama çoğunluğuna ve ivedilikle görüşülemeyeceği şartına uyulup uyulmadığı hususları ile sınırlıdır. Şekil bakımından denetleme Cumhurbaşkanınca veya Türkiye Büyük Millet Meclisi üyelerinin beşte biri tarafından istenebilir. Kanunun yayımlandığı tarihten itibaren on gün geçtikten sonra şekil bozukluğuna dayalı iptal davası açılamaz; def’i yoluyla da ileri sürülemez.
    Anayasa Mahkemesi Cumhurbaşkanını Bakanlar Kurulu üyelerini Anayasa Mahkemesi Yargıtay Danıştay Askerî Yargıtay Askerî Yüksek İdare Mahkemesi Başkan ve üyelerini Başsavcılarını Cumhuriyet Başsavcıvekilini Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu ve Sayıştay Başkan ve üyelerini görevleriyle ilgili suçlardan dolayı Yüce Divan sıfatıyla yargılar.
    Yüce Divanda savcılık görevini Cumhuriyet Başsavcısı veya Cumhuriyet Başsavcıvekili yapar.
    Yüce Divan kararları kesindir.
    Anayasa Mahkemesi Anayasa ile verilen diğer görevleri de yerine getirir.
    4. Çalışma ve yargılama usulü
    MADDE 149. – (Değişik: 3.10.2001-4709/33 md.) Anayasa Mahkemesi Başkan ve on üye ile toplanır salt çoğunluk ile karar verir. Anayasa değişikliklerinde iptale ve siyasî parti davalarında kapatılmaya karar verebilmesi için beşte üç oy çokluğu şarttır.
    Şekil bozukluğuna dayalı iptal davaları Anayasa Mahkemesince öncelikle incelenip karara bağlanır.
    Anayasa Mahkemesinin kuruluşu ve yargılama usulleri kanunla; mahkemenin çalışma esasları ve üyeleri arasındaki işbölümü kendi yapacağı İçtüzükle düzenlenir.
    Anayasa Mahkemesi Yüce Divan sıfatıyla baktığı davalar dışında kalan işleri dosya üzerinde inceler. Ancak gerekli gördüğü hallerde sözlü açıklamalarını dinlemek üzere ilgilileri ve konu üzerinde bilgisi olanları çağırabilir (Ek ibare: 23.7.1995-4121/14 md.) ve siyasî partilerin temelli kapatılması veya kapatılmasına ilişkin davalarda Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısından sonra kapatılması istenen siyasî partinin genel başkanlığının veya tayin edeceği bir vekilin savunmasını dinler.
    5. İptal davası
    MADDE 150. – Kanunların kanun hükmündeki kararnamelerin Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünün veya bunların belirli maddeve hükümlerinin şekil ve esas bakımından Anayasaya aykırılığı iddiasıyla Anayasa Mahkemesinde doğrudan doğruya iptal davası açabilme hakkı Cumhurbaşkanına iktidar ve anamuhalefet partisi Meclis grupları ile Türkiye Büyük Millet Meclisi üye tamsayısının en az beşte biri tutarındaki üyelere aittir. İktidarda birden fazla siyasî partinin bulunması halinde iktidar partilerinin dava açma hakkını en fazla üyeye sahip olan parti kullanır.
    6. Dava açma süresi
    MADDE 151. – Anayasa Mahkemesinde doğrudan doğruya iptal davası açma hakkı iptali istenen kanun kanun hükmünde kararname veya İçtüzüğün Resmî Gazetede yayımlanmasından başlayarak altmış gün sonra düşer.
    7. Anayasaya aykırılığın diğer mahkemelerde ileri sürülmesi
    MADDE 152. – Bir davaya bakmakta olan mahkeme uygulanacak bir kanun veya kanun hükmünde kararnamenin hükümlerini Anayasaya aykırı görürse veya taraflardan birinin ileri sürdüğü aykırılık iddiasının ciddî olduğu kanısına varırsa Anayasa Mahkemesinin bu konuda vereceği karara kadar davayı geri bırakır.
    Mahkeme Anayasaya aykırılık iddiasını ciddî görmezse bu iddia temyiz merciince esas hükümle birlikte karara bağlanır.
    Anayasa Mahkemesi işin kendisine gelişinden başlamak üzere beş ay içinde kararını verir ve açıklar. Bu süre içinde karar verilmezse mahkeme davayı yürürlükteki kanun hükümlerine göre sonuçlandırır. Ancak Anayasa Mahkemesinin kararı esas hakkındaki karar kesinleşinceye kadar gelirse mahkeme buna uymak zorundadır.
    Anayasa Mahkemesinin işin esasına girerek verdiği red kararının Resmî Gazetede yayımlanmasından sonra on yıl geçmedikçe aynı kanun hükmünün Anayasaya aykırılığı iddiasıyla tekrar başvuruda bulunulamaz.
    8. Anayasa Mahkemesinin kararları
    MADDE 153. – Anayasa Mahkemesinin kararları kesindir. İptal kararları gerekçesi yazılmadan açıklanamaz.
    Anayasa Mahkemesi bir kanun veya kanun hükmünde kararnamenin tamamını veya bir hükmünü iptal ederken kanun koyucu gibi hareketle yeni bir uygulamaya yol açacak biçimde hüküm tesis edemez.
    Kanun kanun hükmünde kararname veya Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğü ya da bunların hükümleri iptal kararlarının Resmî Gazetede yayımlandığı tarihte yürürlükten kalkar. Gereken hallerde Anayasa Mahkemesi iptal hükmünün yürürlüğe gireceği tarihi ayrıca kararlaştırabilir. Bu tarih kararın Resmî Gazetede yayımlandığı günden başlayarak bir yılı geçemez.
    İptal kararının yürürlüğe girişinin ertelendiği durumlarda Türkiye Büyük Millet Meclisi iptal kararının ortaya çıkardığı hukukî boşluğu dolduracak kanun tasarı veya teklifini öncelikle görüşüp karara bağlar.
    İptal kararları geriye yürümez.
    Anayasa Mahkemesi kararları Resmî Gazetede hemen yayımlanır ve yasama yürütme ve yargı organlarını idare makamlarını gerçek ve tüzelkişileri bağlar.
    B. Yargıtay
    MADDE 154. – Yargıtay adliye mahkemelerince verilen ve kanunun başka bir adlî yargı merciine bırakmadığı karar ve hükümlerin son inceleme merciidir. Kanunla gösterilen belli davalara da ilk ve son derece mahkemesi olarak bakar.
    Yargıtay üyeleri birinci sınıfa ayrılmış adlî yargı hâkim ve Cumhuriyet savcıları ile bu meslekten sayılanlar arasından Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulunca üye tamsayısının salt çoğunluğu ile ve gizli oyla seçilir.
    Yargıtay Birinci Başkanı birinci başkanvekilleri ve daire başkanları kendi üyeleri arasından Yargıtay Genel Kurulunca üye tamsayısının salt çoğunluğu ve gizli oyla dört yıl için seçilirler; süresi bitenler yeniden seçilebilirler.
    Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı ve Cumhuriyet Başsavcıvekili Yargıtay Genel Kurulunun kendi üyeleri arasından gizli oyla belirleyeceği beşer aday arasından Cumhurbaşkanı tarafından dört yıl için seçilirler. Süresi bitenler yeniden seçilebilirler.
    Yargıtayın kuruluşu işleyişi Başkan başkanvekilleri daire başkanları ve üyeleri ile Cumhuriyet Başsavcısı ve Cumhuriyet Başsavcıvekilinin nitelikleri ve seçim usulleri mahkemelerin bağımsızlığı ve hâkimlik teminatı esaslarına göre kanunla düzenlenir.
    C. Danıştay
    MADDE 155. – Danıştay idarî mahkemelerce verilen ve kanunun başka bir idarî yargı merciine bırakmadığı karar ve hükümlerin son inceleme merciidir. Kanunla gösterilen belli davalara da ilk ve son derece mahkemesi olarak bakar.
    (Değişik: 13.8.1999-4446/3 md.) Danıştay davaları görmek Başbakan ve Bakanlar Kurulunca gönderilen kanun tasarıları kamu hizmetleri ile ilgili imtiyaz şartlaşma ve sözleşmeleri hakkında iki ay içinde düşüncesini bildirmek tüzük tasarılarını incelemek idarî uyuşmazlıkları çözmek ve kanunla gösterilen diğer işleri yapmakla görevlidir.
    Danıştay üyelerinin dörtte üçü birinci sınıf idarî yargı hâkim ve savcıları ile bu meslekten sayılanlar arasından Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu; dörtte biri nitelikleri kanunda belirtilen görevliler arasından Cumhurbaşkanı; tarafından seçilir.
    Danıştay Başkanı Başsavcı başkanvekilleri ve daire başkanları kendi üyeleri arasından Danıştay Genel Kurulunca üye tamsayısının salt çoğunluğu ve gizli oyla dört yıl için seçilirler. Süresi bitenler yeniden seçilebilirler.
    Danıştayın kuruluşu işleyişi Başkan Başsavcı başkanvekilleri daire başkanları ile üyelerinin nitelikleri ve seçim usulleri idarî yargının özelliği mahkemelerin bağımsızlığı ve hâkimlik teminatı esaslarına göre kanunla düzenlenir.
    D. Askerî Yargıtay
    MADDE 156. – Askerî Yargıtay askerî mahkemelerden verilen karar ve hükümlerin son inceleme merciidir. Ayrıca asker kişilerin kanunla gösterilen belli davalarına ilk ve son derece mahkemesi olarak bakar.
    Askerî Yargıtay üyeleri birinci sınıf askerî hâkimler arasından Askerî Yargıtay Genel Kurulunun üye tamsayısının salt çoğunluğu ve gizli oyla her boş yer için göstereceği üçer aday içinden Cumhurbaşkanınca seçilir.
    Askerî Yargıtay Başkanı Başsavcısı İkinci Başkanı ve daire başkanları Askerî Yargıtay üyeleri arasından rütbe ve kıdem sırasına göre atanırlar.
    Askerî Yargıtayın kuruluşu işleyişi mensuplarının disiplin ve özlük işleri mahkemelerin bağımsızlığı hâkimlik teminatı ve askerlik hizmetlerinin gereklerine göre kanunla düzenlenir.
    E. Askerî Yüksek İdare Mahkemesi
    MADDE 157. – Askerî Yüksek İdare Mahkemesi askerî olmayan makamlarca tesis edilmiş olsa bile asker kişileri ilgilendiren ve askerî hizmete ilişkin idarî işlem ve eylemlerden doğan uyuşmazlıkların yargı denetimini yapan ilk ve son derece mahkemesidir. Ancak askerlik yükümlülüğünden doğan uyuşmazlıklarda ilgilinin asker kişi olması şartı aranmaz.
    Askerî Yüksek İdare Mahkemesinin askerî hâkim sınıfından olan üyeleri mahkemenin bu sınıftan olan başkan ve üyeleri tamsayısının salt çoğunluğu ve gizli oy ile birinci sınıf askerî hâkimler arasından her boş yer için gösterilecek üç aday içinden; hâkim sınıfından olmayan üyeleri rütbe ve nitelikleri kanunda gösterilen subaylar arasından Genelkurmay Başkanlığınca her boş yer için gösterilecek üç aday içinden Cumhurbaşkanınca seçilir.
    Askerî hâkim sınıfından olmayan üyelerin görev süresi en fazla dört yıldır.
    Mahkemenin Başkanı Başsavcı ve daire başkanları hâkim sınıfından olanlar arasından rütbe ve kıdem sırasına göre atanırlar.
    Askerî Yüksek İdare Mahkemesinin kuruluşu işleyişi yargılama usulleri mensuplarının disiplin ve özlük işleri mahkemelerin bağımsızlığı hâkimlik teminatı ve askerlik hizmetlerinin gereklerine göre kanunla düzenlenir.
    F. Uyuşmazlık Mahkemesi
    MADDE 158. – Uyuşmazlık Mahkemesi adlî idarî ve askerî yargı mercileri arasındaki görev ve hüküm uyuşmazlıklarını kesin olarak çözümlemeye yetkilidir.
    Uyuşmazlık Mahkemesinin kuruluşu üyelerinin nitelikleri ve seçimleri ile işleyişi kanunla düzenlenir. Bu mahkemenin Başkanlığını Anayasa Mahkemesince kendi üyeleri arasından görevlendirilen üye yapar.
    Diğer mahkemelerle Anayasa Mahkemesi arasındaki görev uyuşmazlıklarında Anayasa Mahkemesinin kararı esas alınır.
    III. Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu
    MADDE 159. – Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu mahkemelerin bağımsızlığı ve hâkimlik teminatı esaslarına göre kurulur ve görev yapar.
    Kurulun Başkanı Adalet Bakanıdır. Adalet Bakanlığı Müsteşarı Kurulun tabiî üyesidir. Kurulun üç asıl ve üç yedek üyesi Yargıtay Genel Kurulunun iki asıl ve iki yedek üyesi Danıştay Genel Kurulunun kendi üyeleri arasından her üyelik için gösterecekleri üçer aday içinden Cumhurbaşkanınca dört yıl için seçilir. Süresi biten üyeler yeniden seçilebilirler. Kurul seçimle gelen asıl üyeleri arasından bir başkanvekili seçer.
    Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu; adlî ve idarî yargı hâkim ve savcılarını mesleğe kabul etme atama ve nakletme geçici yetki verme yükselme ve birinci sınıfa ayırma kadro dağıtma meslekte kalmaları uygun görülmeyenler hakkında karar verme disiplin cezası verme görevden uzaklaştırma işlemlerini yapar.Adalet Bakanlığının bir mahkemenin veya bir hâkimin veya savcının kadrosunun kaldırılması veya bir mahkemenin yargı çevresinin değiştirilmesi konusundaki tekliflerini karara bağlar. Ayrıca Anayasa ve kanunlarla verilen diğer görevleri yerine getirir.
    Kurul kararlarına karşı yargı mercilerine başvurulamaz.
    Kurulun görevlerini yerine getirmesi seçim ve çalışma usulleriyle itirazların Kurul bünyesinde incelenmesi esasları kanunla düzenlenir.
    Adalet Bakanlığının merkez kuruluşunda geçici veya sürekli olarak çalıştırılacak hâkim ve savcıların muvafakatlarını alarak atama yetkisi Adalet Bakanına aittir.
    Adalet Bakanı Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulunun ilk toplantısında onaya sunulmak üzere gecikmesinde sakınca bulunan hallerde hizmetin aksamaması için hâkim ve savcıları geçici yetki ile görevlendirebilir.
    IV. Sayıştay
    MADDE 160. – (Değişik: 29.10.2005-5428/2 md.) Sayıştay merkezi yönetim bütçesi kapsamındaki kamu idareleri ile sosyal güvenlik kurumlarının bütün gelir ve giderleri ile mallarını Türkiye Büyük Millet Meclisi adına denetlemek ve sorumluların hesap ve işlemlerini kesin hükme bağlamak ve kanunlarla verilen inceleme denetleme ve hükme bağlama işlerini yapmakla görevlidir. Sayıştayın kesin hükümleri hakkında ilgililer yazılı bildirim tarihinden itibaren onbeş gün içinde bir kereye mahsus olmak üzere karar düzeltilmesi isteminde bulunabilirler. Bu kararlar dolayısıyla idarî yargı yoluna başvurulamaz.
    Vergi benzeri malî yükümlülükler ve ödevler hakkında Danıştay ile Sayıştay kararları arasındaki uyuşmazlıklarda Danıştay kararları esas alınır.
    (Ek: 29.10.2005-5428/2 md.) Mahalli idarelerin hesap ve işlemlerinin denetimi ve kesin hükme bağlanması Sayıştay tarafından yapılır.
    Sayıştayın kuruluşu işleyişi denetim usulleri mensuplarının nitelikleri atanmaları ödev ve yetkileri hakları ve yükümlülükleri ve diğer özlük işleri Başkan ve üyelerinin teminatı kanunla düzenlenir.
    (Mülga: 7.5.2004-5170/10 md.)

  3. #3
    Dygsuz - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik Tarihi
    30.07.2008
    Mesajlar
    10.793
    Konular
    3263
    Beğendikleri
    0
    Beğenileri
    3
    Tecrübe Puanı
    1048
    @Dygsuz

    Standart

    DÖRDÜNCÜ KISIM
    Malî ve Ekonomik Hükümler
    BİRİNCİ BÖLÜM
    Malî Hükümler
    I. Bütçe
    A. Bütçenin hazırlanması ve uygulanması
    MADDE 161. – Devletin ve kamu iktisadî teşebbüsleri dışındaki kamu tüzelkişilerinin harcamaları yıllık bütçelerle yapılır.
    (Değişik: 29.10.2005-5428/3 md.) Mali yıl başlangıcı ile merkezi yönetim bütçesinin hazırlanması uygulanması ve kontrolü kanunla düzenlenir.
    Kanun kalkınma planları ile ilgili yatırımlar veya bir yıldan fazla sürecek iş ve hizmetler için özel süre ve usuller koyabilir.
    Bütçe kanununa bütçe ile ilgili hükümler dışında hiçbir hüküm konulamaz.
    B. Bütçenin görüşülmesi
    MADDE 162. – (Değişik: 29.10.2005-5428/4 md.) Bakanlar Kurulu merkezi yönetim bütçe tasarısı ile millî bütçe tahminlerini gösteren raporu malî yıl başından en az yetmişbeş gün önce Türkiye Büyük Millet Meclisine sunar.
    Bütçe tasarıları ve rapor kırk üyeden kurulu Bütçe Komisyonunda incelenir. Bu komisyonun kuruluşunda iktidar grubuna veya gruplarına en az yirmibeş üye verilmek şartı ile siyasî parti gruplarının ve bağımsızların oranlarına göre temsili göz önünde tutulur.
    Bütçe Komisyonunun ellibeş gün içinde kabul edeceği metin Türkiye Büyük Millet Meclisinde görüşülür ve malî yıl başına kadar karara bağlanır.
    (Değişik: 29.10.2005-5428/4 md.) Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri Genel Kurulda kamu idarebütçeleri hakkında düşüncelerini her bütçenin tümü üzerindeki görüşmeler sırasında açıklarlar; bölümler ve değişiklik önergeleri üzerinde ayrıca görüşme yapılmaksızın okunur ve oylanır.
    Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri bütçe kanunu tasarılarının Genel Kurulda görüşülmesi sırasında gider artırıcı veya gelirleri azaltıcı önerilerde bulunamazlar.
    C. Bütçelerde değişiklik yapılabilme esasları
    MADDE 163. – (Değişik: 29.10.2005-5428/5 md.) Merkezi yönetim bütçesiyle verilen ödenek harcanabilecek miktarın sınırını gösterir. Harcanabilecek miktar sınırının Bakanlar Kurulu kararıyla aşılabileceğine dair bütçelere hüküm konulamaz. Bakanlar Kuruluna kanun hükmünde kararname ile bütçede değişiklik yapmak yetkisi verilemez. Carî yıl bütçesindeki ödenek artışını öngören değişiklik tasarılarında ve carî ve ileriki yıl bütçelerine malî yük getirecek nitelikteki kanun tasarı ve tekliflerinde belirtilen giderleri karşılayabilecek malî kaynak gösterilmesi zorunludur.
    D. Kesinhesap
    MADDE 164. – Kesinhesap kanunu tasarıları kanunda daha kısa bir süre kabul edilmemiş ise ilgili oldukları malî yılın sonundan başlayarak en geç yedi ay sonra Bakanlar Kurulunca Türkiye Büyük Millet Meclisine sunulur. Sayıştay genel uygunluk bildirimini ilişkin olduğu kesinhesap kanunu tasarısının verilmesinden başlayarak en geç yetmişbeş gün içinde Türkiye Büyük Millet Meclisine sunar.
    Kesinhesap kanunu tasarısı yeni yıl bütçe kanunu tasarısıyla birlikte Bütçe Komisyonu gündemine alınır. Bütçe Komisyonu bütçe kanunu tasarısıyla kesinhesap kanunu tasarısını Genel Kurula birlikte sunar Genel Kurul kesinhesap kanunu tasarısını yeni yıl bütçe kanunu tasarısıyla beraber görüşerek karara bağlar.
    Kesinhesap kanunu tasarısı ve genel uygunluk bildiriminin Türkiye Büyük Millet Meclisine verilmiş olması ilgili yıla ait Sayıştayca sonuçlandırılamamış denetim ve hesap yargılamasını önlemez ve bunların karara bağlandığı anlamına gelmez.

    E. Kamu iktisadî teşebbüslerinin denetimi
    MADDE 165. – Sermayesinin yarısından fazlası doğrudan doğruya veya dolaylı olarak Devlete ait olan kamu kuruluş ve ortaklıklarının Türkiye Büyük Millet Meclisince denetlenmesi esasları kanunla düzenlenir.
    İKİNCİ BÖLÜM
    Ekonomik Hükümler
    I. Planlama
    MADDE 166. – Ekonomik sosyal ve kültürel kalkınmayı özellikle sanayiin ve tarımın yurt düzeyinde dengeli ve uyumlu biçimde hızla gelişmesini ülke kaynaklarının döküm ve değerlendirilmesini yaparak verimli şekilde kullanılmasını planlamak bu amaçla gerekli teşkilatı kurmak Devletin görevidir.
    Planda millî tasarrufu ve üretimi artırıcı fiyatlarda istikrar ve dış ödemelerde dengeyi sağlayıcı yatırım ve istihdamı geliştirici tedbirler öngörülür; yatırımlarda toplum yararları ve gerekleri gözetilir; kaynakların verimli şekilde kullanılması hedef alınır. Kalkınma girişimleri bu plana göre gerçekleştirilir.
    Kalkınma planlarının hazırlanmasına Türkiye Büyük Millet Meclisince onaylanmasına uygulanmasına değiştirilmesine ve bütünlüğünü bozacak değişikliklerin önlenmesine ilişkin usul ve esaslar kanunla düzenlenir.
    II. Piyasaların denetimi ve dış ticaretin düzenlenmesi
    MADDE 167. – Devlet para kredi sermaye mal ve hizmet piyasalarının sağlıklı ve düzenli işlemelerini sağlayıcı ve geliştirici tedbirleri alır; piyasalarda fiilî veya anlaşma sonucu doğacak tekelleşme ve kartelleşmeyi önler.
    Dış ticaretin ülke ekonomisinin yararına olmak üzere düzenlenmesi amacıyla ithalat ihracat ve diğer dış ticaret işlemleri üzerine vergi ve benzeri yükümlülükler dışında ek malî yükümlülükler koymaya ve bunları kaldırmaya kanunla Bakanlar Kuruluna yetki verilebilir.
    III. Tabiî servetlerin ve kaynakların aranması ve işletilmesi
    MADDE 168. – Tabiî servetler ve kaynaklar Devletin hüküm ve tasarrufu altındadır. Bunların aranması ve işletilmesi hakkı Devlete aittir. Devlet bu hakkını belli bir süre için gerçek ve tüzelkişilere devredebilir. Hangi tabiî servet ve kaynağın arama ve işletmesinin Devletin gerçek ve tüzelkişilerle ortak olarak veya doğrudan gerçek ve tüzelkişiler eliyle yapılması kanunun açık iznine bağlıdır. Bu durumda gerçek ve tüzelkişilerin uyması gereken şartlar ve Devletçe yapılacak gözetim denetim usul ve esasları ve müeyyideler kanunda gösterilir.

    IV. Ormanlar ve orman köylüsü
    A. Ormanların korunması ve geliştirilmesi
    MADDE 169. – Devlet ormanların korunması ve sahalarının genişletilmesi için gerekli kanunları koyar ve tedbirleri alır. Yanan ormanların yerinde yeni orman yetiştirilir bu yerlerde başka çeşit tarım ve hayvancılık yapılamaz. Bütün ormanların gözetimi Devlete aittir.
    Devlet ormanlarının mülkiyeti devrolunamaz. Devlet ormanları kanuna göre Devletçe yönetilir ve işletilir. Bu ormanlar zamanaşımı ile mülk edinilemez ve kamu yararı dışında irtifak hakkına konu olamaz.
    Ormanlara zarar verebilecek hiçbir faaliyet ve eyleme müsaade edilemez. Ormanların tahrip edilmesine yol açan siyasî propaganda yapılamaz; münhasıran orman suçları için genel ve özel af çıkarılamaz. Ormanları yakmak ormanı yok etmek veya daraltmak amacıyla işlenen suçlar genel ve özel af kapsamına alınamaz.
    Orman olarak muhafazasında bilim ve fen bakımından hiçbir yarar görülmeyen aksine tarım alanlarına dönüştürülmesinde kesin yarar olduğu tespit edilen yerler ile 31.12.1981 tarihinden önce bilim ve fen bakımından orman niteliğini tam olarak kaybetmiş olan tarla bağ meyvelik zeytinlik gibi çeşitli tarım alanlarında veya hayvancılıkta kullanılmasında yarar olduğu tespit edilen araziler şehir kasaba ve köy yapılarının toplu olarak bulunduğu yerler dışında orman sınırlarında daraltma yapılamaz.
    B. Orman köylüsünün korunması
    MADDE 170. – Ormanlar içinde veya bitişiğindeki köyler halkının kalkındırılması ormanların ve bütünlüğünün korunması bakımlarından ormanın gözetilmesi ve işletilmesinde Devletle bu halkın işbirliğini sağlayıcı tedbirlerle 31.12.1981 tarihinden önce bilim ve fen bakımından orman niteliğini tamamen kaybetmiş yerlerin değerlendirilmesi; bilim ve fen bakımından orman olarak muhafazasında yarar görülmeyen yerlerin tespiti ve orman sınırları dışına çıkartılması; orman içindeki köyler halkının kısmen veya tamamen bu yerlere yerleştirilmesi için Devlet eliyle anılan yerlerin ihya edilerek bu halkın yararlanmasına tahsisi kanunla düzenlenir.
    Devlet bu halkın işletme araç ve gereçleriyle diğer girdilerinin sağlanmasını kolaylaştırıcı tedbirleri alır.
    Orman içinden nakledilen köyler halkına ait araziler Devlet ormanı olarak derhal ağaçlandırılır.
    V. Kooperatifçiliğin geliştirilmesi
    MADDE 171. – Devlet millî ekonominin yararlarını dikkate alarak öncelikle üretimin artırılmasını ve tüketicinin korunmasını amaçlayan kooperatifçiliğin gelişmesini sağlayacak tedbirleri alır.
    (Son fıkra mülga: 23.7.1995-4121/15 md.)
    VI. Tüketiciler ile esnaf ve sanatkârların korunması
    A. Tüketicilerin korunması
    MADDE 172. – Devlet tüketicileri koruyucu ve aydınlatıcı tedbirler alır tüketicilerin kendilerini koruyucu girişimlerini teşvik eder.
    B. Esnaf ve sanatkârların korunması
    MADDE 173. – Devlet esnaf ve sanatkârı koruyucu ve destekleyici tedbirleri alır.

    BEŞİNCİ KISIM
    Çeşitli Hükümler
    I. İnkılâp kanunlarının korunması
    MADDE 174. – Anayasanın hiçbir hükmü Türk toplumunu çağdaş uygarlık seviyesinin üstüne çıkarma ve Türkiye Cumhuriyetinin lâiklik niteliğini koruma amacını güden aşağıda gösterilen inkılâp kanunlarının Anayasanın halkoyu ile kabul edildiği tarihte yürürlükte bulunan hükümlerinin Anayasaya aykırı olduğu şeklinde anlaşılamaz ve yorumlanamaz :
    1. 3 Mart 1340 tarihli ve 430 sayılı Tevhidi Tedrisat Kanunu;
    2. 25 Teşrinisâni 1341 tarihli ve 671 sayılı Şapka İktisâsı Hakkında Kanun;
    3. 30 Teşrinisâni 1341 tarihli ve 677 sayılı Tekke ve Zaviyelerle Türbelerin Seddine ve Türbedarlıklar ile Bir Takım Unvanların Men ve İlgasına Dair Kanun;
    4. 17 Şubat 1926 tarihli ve 743 sayılı Türk Kanunu Medenisiyle kabul edilen evlenme akdinin evlendirme memuru önünde yapılacağına dair medenî nikâh esası ile aynı kanunun 110 uncu maddesi hükmü;
    5. 20 Mayıs 1928 tarihli ve 1288 sayılı Beynelmilel Erkamın Kabulü Hakkında Kanun;
    6. 1 Teşrinisâni 1928 tarihli ve 1353 sayılı Türk Harflerinin Kabul ve Tatbiki Hakkında Kanun;
    7. 26 Teşrinisâni 1934 tarihli ve 2590 sayılı Efendi Bey Paşa Gibi Lâkap ve Unvanların Kaldırıldığına Dair Kanun;
    8. 3 Kânunuevvel 1934 tarihli ve 2596 sayılı Bazı Kisvelerin Giyilemeyeceğine Dair Kanun.
    ALTINCI KISIM
    Geçici Hükümler
    GEÇİCİ MADDE 1. – Anayasanın halkoylaması sonucu Türkiye Cumhuriyeti Anayasası olarak kabul edildiğinin usulünce ilânı ile birlikte halkoylaması tarihindeki Millî Güvenlik Konseyi Başkanı ve Devlet Başkanı Cumhurbaşkanı sıfatını kazanarak yedi yıllık bir dönem için Anayasa ile Cumhurbaşkanına tanınan görevleri yerine getirir ve yetkileri kullanır. 18 Eylül 1980 tarihinde Devlet Başkanı olarak içtiği and yürürlükte kalır. Yedi yıllık sürenin sonunda Cumhurbaşkanlığı seçimi Anayasada öngörülen hükümlere göre yapılır.
    Cumhurbaşkanı ilk genel seçimler sonucu Türkiye Büyük Millet Meclisi toplanıp Başkanlık Divanı oluşuncaya kadar 12 Aralık 1980 gün ve 2356 sayılı Kanunla teşekkül etmiş olan Millî Güvenlik Konseyinin Başkanlığını da yürütür.
    İlk milletvekili genel seçimleri sonunda Türkiye Büyük Millet Meclisi toplanıp göreve başlayıncaya kadar geçecek süre içinde Cumhurbaşkanlığının herhangi bir surette boşalması halinde Millî Güvenlik Konseyinin en kıdemli üyesi Türkiye Büyük Millet Meclisi toplanıp Anayasaya göre yeni Cumhurbaşkanını seçinceye kadar Cumhurbaşkanına vekâlet eder ve O’nun Anayasadaki bütün görevlerini yerine getirir ve yetkilerini kullanır.
    GEÇİCİ MADDE 2. – 12 Aralık 1980 gün ve 2356 sayılı Kanunla kuruluşu gösterilen Millî Güvenlik Konseyi Anayasaya dayalı olarak hazırlanacak Siyasî Partiler Kanunu ile Seçim Kanununa göre yapılacak ilk genel seçimler sonucu Türkiye Büyük Millet Meclisi toplanıp Başkanlık Divanını oluşturuncaya kadar 2324 sayılı Anayasa Düzeni Hakkında Kanun ve 2485 sayılı Kurucu Meclis Hakkında kanunlara göre görevlerini devam ettirir.
    Anayasanın kabulünden sonra 2356 sayılı Kanunun 3 üncü maddesindeki Millî Güvenlik Konseyi üyeliklerinden birisinin herhangi bir nedenle boşalması halinde doldurulması usulüne ilişkin hüküm uygulanmaz.
    Türkiye Büyük Millet Meclisi toplanıp göreve başladıktan sonra Millî Güvenlik Konseyi altı yıllık bir süre için Cumhurbaşkanlığı Konseyi haline dönüşür ve Millî Güvenlik Konseyi üyeleri Cumhurbaşkanlığı Konseyi üyesi sıfatını alırlar. Millî Güvenlik Konseyi üyesi olarak 18 Eylül 1980 tarihinde içtikleri and yürürlükte kalır. Cumhurbaşkanlığı Konseyi üyeleri Anayasada Türkiye Büyük Millet Meclisi üyelerinin haiz bulundukları özlük hakları ile dokunulmazlığına sahip olurlar. Altı yıllık süre sonunda Cumhurbaşkanlığı Konseyinin hukukî varlığı sona erer.
    Cumhurbaşkanlığı Konseyinin görevleri şunlardır :
    a) Türkiye Büyük Millet Meclisince kabul edilerek Cumhurbaşkanlığına gönderilen Anayasada yazılı temel hak ve hürriyetlere ve ödevlere lâiklik ilkesine Atatürk inkılâplarının millî güvenliğin ve kamu düzeninin korunmasına Türkiye Radyo-Televizyon Kurumuna milletlerarası andlaşmalara dış ülkelere silahlı kuvvet gönderilmesine ve yabancı kuvvetlerin Türkiye’ye kabulüne olağanüstü yönetime sıkıyönetim ve savaş haline dair kanunlar ile Cumhurbaşkanınca gerekli görülen diğer kanunları Cumhurbaşkanına tanınan onbeş günlük sürenin ilk on günü içinde incelemek;
    b) Cumhurbaşkanının istemi ve tespit edeceği süre içinde :
    Milletvekili genel seçimlerinin yenilenmesine olağanüstü yönetim yetkisinin kullanılmasına ve alınacak tedbirlere Türkiye Radyo-Televizyon Kurumunun yönetim ve gözetimine gençliğin yetiştirilmesine ve Diyanet İşlerinin düzenlenmesine ilişkin konuları incelemek ve görüş bildirmek;
    c) Cumhurbaşkanının istemine göre iç ve dış güvenlik ile gerekli görülen diğer konularda inceleme ve araştırma yapmak ve sonuçlarını Cumhurbaşkanına sunmak.
    GEÇİCİ MADDE 3. – Anayasaya göre yapılacak ilk milletvekili genel seçimi sonucunda Türkiye Büyük Millet Meclisi toplanıp Başkanlık Divanını oluşturması ile birlikte :
    a) 27 Ekim 1980 gün ve 2324 sayılı Anayasa Düzeni Hakkında Kanun
    b) 12 Aralık 1980 gün ve 2356 sayılı Millî Güvenlik Konseyi Hakkında Kanun
    c) 29 Haziran 1981 gün ve 2485 sayılı Kurucu Meclis Hakkında Kanun
    Yürürlükten kalkar ve Millî Güvenlik Konseyi ile Danışma Meclisinin hukukî varlıkları sona erer.
    GEÇİCİ MADDE 4. – (Mülga: 17.5.1987 tarihli 3361 ve 23.5.1987 tarihli 3376 numaralı kanunlar gereğince 6 Eylül 1987 tarihinde yapılan halkoylaması sonucunda yürürlükten kalkmıştır. Halkoylaması sonucunun yayımlandığı Resmî Gazete : 12.9.1987 -19572)
    GEÇİCİ MADDE 5. – Yapılacak ilk milletvekili genel seçimi sonucunun Yüksek Seçim Kurulunca ilânını takip eden onuncu gün Türkiye Büyük Millet Meclisi Ankara’da Türkiye Büyük Millet Meclisi binasında saat 15.00’de kendiliğinden toplanır. Bu toplantıya en yaşlı Milletvekili Başkanlık eder. Bu toplantıda milletvekilleri andiçerler.
    GEÇİCİ MADDE 6. – Anayasaya göre kurulan Türkiye Büyük Millet Meclisinin toplantı ve çalışmaları için kendi içtüzükleri yapılıncaya kadar Millet Meclisinin 12 Eylül 1980 tarihinden önce yürürlükte olan İçtüzüğünün Anayasaya aykırı olmayan hükümleri uygulanır.
    GEÇİCİ MADDE 7. – İlk milletvekili genel seçimi sonunda Türkiye Büyük Millet Meclisi toplanıp yeni Bakanlar Kurulu kuruluncaya kadar iş başında olan Bakanlar Kurulunun görevi devam eder.
    GEÇİCİ MADDE 8. – Anayasa ile kabul edilmiş olan yeni organ kurum ve kurulların kuruluş görev yetki ve işleyişleri ile ilgili kanunlarla Anayasada konulması veya değiştirilmesi öngörülen diğer kanunlar Anayasanın kabulünden başlayarak Kurucu Meclisin görev süresi içerisinde bu süre içerisinde yetiştirilemeyenler seçimle gelen Türkiye Büyük Millet Meclisinin ilk toplantısını izleyen bir yıl sonuna kadar çıkartılır.
    GEÇİCİ MADDE 9. – İlk genel seçimler sonucu toplanacak Türkiye Büyük Millet Meclisinin Başkanlık Divanı kurulduktan sonra altı yıllık süre içinde yapılacak Anayasa değişikliklerini Cumhurbaşkanı Türkiye Büyük Millet Meclisine geri gönderebilir. Bu takdirde Türkiye Büyük Millet Meclisinin geri gönderilen Anayasa değişikliği hakkındaki kanunu aynen kabul edip tekrar Cumhurbaşkanına gönderebilmesi üye tamsayısının dörtte üç çoğunluğunun oyu ile mümkün olabilir.
    GEÇİCİ MADDE 10. – Mahallî idare seçimleri en geç Türkiye Büyük Millet Meclisinin ilk toplantısını izleyen bir yıl içinde yapılır.
    GEÇİCİ MADDE 11. – Anayasanın halkoyu ile kabul edildiği tarihte Anayasa Mahkemesi asıl ve yedek üyesi olanların kadroları ile görevleri devam eder. Bunlardan Anayasa Mahkemesince belli görevlere seçilenlerin bu suretle kazanmış oldukları sıfatları saklı kalır.
    Anayasa Mahkemesi asıl üye sayısı onbire ininceye kadar boşalan asıl üye kadrosuna asıl ve yedek üye sayısı toplamı onbeşe ininceye kadar da boşalan yedek üye kadrosuna seçim yapılmaz. Anayasa Mahkemesinin yeni düzenlemeye intibakı sağlanıncaya kadar asıl üye sayısının onbirden asıl ve yedek üye sayıları toplamının onbeşden aşağı düşmesi nedeniyle yapılacak seçimlerde bu Anayasanın kabul ettiği esasa ve sıraya uyulur.
    Anayasa Mahkemesi asıl üye sayısı onbire ininceye kadar dava ve işlerde 22.4.1962 gün ve 44 sayılı Kanunun öngördüğü toplanma yeter sayısı uygulanır.
    GEÇİCİ MADDE 12. – 13.5.1981 gün ve 2461 sayılı Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Kanununun geçici 1 inci maddesi uyarınca Yargıtay ve Danıştaydan Kurulun asıl ve yedek üyeliğine; 1730 sayılı Yargıtay Kanununa 25.6.1981 gün ve 2483 sayılı Kanunla eklenen geçici maddeuyarınca Cumhuriyet Başsavcılığı ile Cumhuriyet Başsavcıvekilliğine; 6.1.1982 gün ve 2575 sayılı Danıştay Kanununun geçici 14 üncü maddesinin ikinci fıkrası uyarınca Danıştay Başkanlığına Başsavcılığına başkanvekilliklerine ve daire başkanlıklarına Devlet Başkanınca seçilmiş bulunanlar seçildikleri dönem için bu görevlerine devam ederler.
    6.1.1982 gün ve 2576 sayılı Kanunun geçici maddelerinin idarî mahkemeler başkan ve üyeliklerine atamalara ilişkin hükümleri de saklıdır.
    GEÇİCİ MADDE 13. – Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kuruluna Yargıtaydan seçilmesi gereken bir asıl ve bir yedek üyenin seçimleri Anayasanın yürürlüğe girdiği tarihi izleyen yirmi gün içinde yapılır.
    Seçilen üyeler göreve başlayıncaya kadar Kurul toplantı yeter sayısını oluşturacak yedek üyenin katılmasıyla çalışmalarını yapar.
    GEÇİCİ MADDE 14. – Sendikaların gelirlerini Devlet bankalarında muhafaza etmelerine ilişkin yükümlülükleri Anayasanın yürürlüğe girdiği tarihten itibaren en geç iki yıl içinde yerine getirilir.
    GEÇİCİ MADDE 15. – 12 Eylül 1980 tarihinden ilk genel seçimler sonucu toplanacak Türkiye Büyük Millet Meclisinin Başkanlık Divanını oluşturuncaya kadar geçecek süre içinde yasama ve yürütme yetkilerini Türk milleti adına kullanan 2356 sayılı Kanunla kurulu Millî Güvenlik Konseyinin bu Konseyin yönetimi döneminde kurulmuş hükümetlerin 2485 sayılı Kurucu Meclis Hakkında Kanunla görev ifa eden Danışma Meclisinin her türlü karar ve tasarruflarından dolayı haklarında cezaî malî veya hukukî sorumluluk iddiası ileri sürülemez ve bu maksatla herhangi bir yargı merciine başvurulamaz.
    Bu karar ve tasarrufların idarece veya yetkili kılınmış organ merci ve görevlilerce uygulanmasından dolayı karar alanlar tasarrufta bulunanlar ve uygulayanlar hakkında da yukarıdaki fıkra hükümleri uygulanır.
    (Son fıkra mülga: 3.10.2001-4709/34 md.)
    GEÇİCİ MADDE 16. – Anayasanın halkoylamasına ilişkin oy verme kütüğünde ve sandık listesinde kaydı ve oy kullanma yeterliği bulunduğu halde hukukî veya fiilî herhangi bir mazereti olmaksızın halkoylamasına katılmayanlar Anayasanın halkoylamasını takip eden beş yıl içinde yapılacak genel ve ara seçimleri ile mahallî seçimlere ve diğer halkoylamalarına katılamazlar seçimlerde aday olamazlar.
    GEÇİCİ MADDE 17- (Ek 10/5/2007-5659/1 md) Bu Kanunun yürürlüğe girmesinden sonra yapılacak ilk genel seçimde Anayasanın 67 nci maddesinin son fıkrası 10/6/1983 tarihli ve 2839 sayılı Milletvekili Seçimi Kanununun bağımsız adayların birleşik oy pusulasında yer almasına ilişkin hükümleri bakımından uygulanmaz.

  4. #4
    Dygsuz - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik Tarihi
    30.07.2008
    Mesajlar
    10.793
    Konular
    3263
    Beğendikleri
    0
    Beğenileri
    3
    Tecrübe Puanı
    1048
    @Dygsuz

    Standart

    YEDİNCİ KISIM
    Son Hükümler
    I. Anayasanın değiştirilmesi seçimlere ve halkoylamasına katılma
    MADDE 175. – (Değişik: 17.5.1987 - 3361/3 md.) Anayasanın değiştirilmesi Türkiye Büyük Millet Meclisi üye tamsayısının en az üçte biri tarafından yazıyla teklif edilebilir. Anayasanın değiştirilmesi hakkındaki teklifler Genel Kurulda iki defa görüşülür. Değiştirme teklifinin kabulü Meclisin üye tamsayısının beşte üç çoğunluğunun gizli oyuyla mümkündür.
    Anayasanın değiştirilmesi hakkındaki tekliflerin görüşülmesi ve kabulü bu maddedeki kayıtlar dışında kanunların görüşülmesi ve kabulü hakkındaki hükümlere tâbidir.
    Cumhurbaşkanı Anayasa değişikliklerine ilişkin kanunları bir daha görüşülmek üzere Türkiye Büyük Millet Meclisine geri gönderebilir. Meclis geri gönderilen Kanunu üye tamsayısının üçte iki çoğunluğu ile aynen kabul ederse Cumhurbaşkanı bu Kanunu halkoyuna sunabilir.
    Meclisce üye tamsayısının beşte üçü ile veya üçte ikisinden az oyla kabul edilen Anayasa değişikliği hakkındaki Kanun Cumhurbaşkanı tarafından Meclise iade edilmediği takdirde halkoyuna sunulmak üzere Resmî Gazetede yayımlanır.
    Doğrudan veya Cumhurbaşkanının iadesi üzerine Meclis üye tamsayısının üçte iki çoğunluğu ile kabul edilen Anayasa değişikliğine ilişkin kanun veya gerekli görülen maddeleri Cumhurbaşkanı tarafından halkoyuna sunulabilir. Halkoylamasına sunulmayan Anayasa değişikliğine ilişkin Kanun veya ilgili maddeler Resmî Gazetede yayımlanır.
    Halkoyuna sunulan Anayasa değişikliklerine ilişkin kanunların yürürlüğe girmesi için halkoylamasında kullanılan geçerli oyların yarısından çoğunun kabul oyu olması gerekir.
    Türkiye Büyük Millet Meclisi Anayasa değişikliklerine ilişkin kanunların kabulü sırasında bu Kanunun halkoylamasına sunulması halinde Anayasanın değiştirilen hükümlerinden hangilerinin birlikte hangilerinin ayrı ayrı oylanacağını da karara bağlar.
    Halkoylamasına milletvekili genel ve ara seçimlerine ve mahallî genel seçimlere iştiraki temin için kanunla para cezası dahil gerekli her türlü tedbir alınır.
    II. Başlangıç ve kenar başlıklar
    MADDE 176. – Anayasanın dayandığı temel görüş ve ilkeleri belirten başlangıç kısmı Anayasa metnine dahildir.
    Maddekenar başlıkları sadece ilgili oldukları maddelerin konusunu ve maddeler arasındaki sıralama ve bağlantıyı gösterir. Bu başlıklar Anayasa metninden sayılmaz.
    III. Anayasanın yürürlüğe girmesi
    MADDE 177. – Bu Anayasa halkoylaması sonucu kabul edilip Resmî Gazetede yayımlanması ile Türkiye Cumhuriyeti Anayasası olur ve aşağıda gösterilen istisnalar ile bu istisnaların yürürlüğe girmesine ait hükümler dışında bütünüyle yürürlüğe girer.
    a) İKİNCİ KISIM II. Bölümdeki; kişi hürriyeti ve güvenliği basın ve yayımla ilgili hükümler toplantı hak ve hürriyetleri
    III. Bölümdeki çalışma ile ilgili hükümler toplu iş sözleşmesi grev hakkı ve lokavt ile ilgili hükümler
    Bu hükümler yeni kanunları çıkarıldığında veya mevcut kanunlarda değişiklik yapıldığında ve her halde en geç Türkiye Büyük Millet Meclisi göreve başladığında yürürlüğe girer. Ancak bu hükümler yürürlüğe girinceye kadar mevcut kanunlar ve Millî Güvenlik Konseyinin bildiri ve kararları uygulanır.
    b) İKİNCİ KISIM’daki; siyasî faaliyette bulunma hakları ile siyasî partilerle ilgili hükümler bunlara dayalı olarak yeniden hazırlanacak Siyasî Partiler Kanununun;
    Seçme ve seçilme hakkı ise yine bu hükümlere dayalı olarak hazırlanacak Seçim Kanununun;
    Yayımlanması ile yürürlüğe girer.
    c) ÜÇÜNCÜ KISIM’daki; yasama ile ilgili hükümler;
    Bu hükümler ilk milletvekili genel seçimi sonucunun ilanı ile birlikte yürürlüğe girer. Ancak bu bölümdeki Türkiye Büyük Millet Meclisinin görev ve yetkilerine ilişkin hükümleri 29 Haziran 1981 gün ve 2485 sayılı Kurucu Meclis Hakkında Kanun hükümleri saklı kalmak üzere Türkiye Büyük Millet Meclisi göreve başlayıncaya kadar Millî Güvenlik Konseyince yerine getirilir.
    d) ÜÇÜNCÜ KISIM’daki; Cumhurbaşkanı başlığı altındaki görev ve yetkileri ile Devlet Denetleme Kurulu Bakanlar Kurulu başlığı altındaki tüzükler Millî Savunma olağanüstü yönetim usulleri idare başlığı altındaki mahallî idareler ile Atatürk Kültür Dil ve Tarih Yüksek Kurumu hariç diğer hükümler ve Devlet Güvenlik Mahkemeleri hariç yargıya ilişkin bütün hükümler Anayasanın halkoylaması sonucunda kabulünün Resmî Gazetede ilanı ile birlikte yürürlüğe girer. Cumhurbaşkanı ve Bakanlar Kuruluna ait yürürlüğe girmeyen hükümler Türkiye Büyük Millet Meclisinin göreve başlaması ile mahallî idareler ile Devlet Güvenlik Mahkemelerine ilişkin hükümler ise ilgili kanunların yayımlanması ile yürürlüğe girer.
    e) Anayasanın halkoylaması sonucu kabulünün ilanıyla birlikte yürürlüğe girecek hükümleri ve mevcut ve kurulacak kurum kuruluş ve kurullar için yeniden kanun yapılması veya mevcut kanunlarda değişiklik yapılması gerekiyorsa bunlara ilişkin işlemler mevcut kanunların Anayasaya aykırı olmayan hükümleri veya doğrudan Anayasa hükümleri Anayasanın 11 inci maddesi gereğince uygulanır.
    f) Kesinhesap kanunu tasarılarının görüşülme usulünü düzenleyen 164 üncü maddenin ikinci fıkrası hükmü 1984 yılından itibaren uygulanmaya başlanır.
    TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANAYASASINA
    İŞLENEMEYEN GEÇİCİ MADDELER
    3.10.2001 tarihli ve 4709 sayılı Kanunun geçici maddesi
    GEÇİCİ MADDE – A) Bu Kanunun 24 üncü maddesi ile Anayasanın 67 nci maddesine son fıkra olarak eklenen hüküm bu Kanunun yürürlüğe girmesinden sonra yapılacak ilk genel seçimde uygulanmaz.
    B)Bu Kanunun 28 inci maddesi ile Anayasanın 87 nci maddesinde yapılan değişiklik bu Kanunun yürürlük tarihinden önce Anayasanın 14 üncü maddesindeki fiilleri işleyenler hakkında uygulanmaz.
    27.12.2002 tarihli ve 4777 sayılı Kanunun geçici maddesi
    GEÇİCİ MADDE 1. – Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 67 nci maddesinin son fıkrası Türkiye Büyük Millet Meclisinin 22 nci Dönemi içinde yapılacak ilk ara seçimde uygulanmaz.

    TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANAYASASININ DEĞİŞİKLİKLERİ
    Kabul Değiştirilen Resmi Gazete
    Kanun No. Tarihi Maddeler Tarih Sayı

    3361 17.5.1987 6775175 Geçici 4 18.5.1987 - 19464
    Mükerrer
    3913 8.7.1993 133 10.7.1993 - 21633
    4121 23.7.1995 Başlangıç Metni 26.7.1995 - 22355
    335253676869
    75848593127
    135149171
    4388 18.6.1999 143 18.6.1999 - 23729
    Mükerrer
    4446 13.8.1999 47 125 155 14.8.1999 - 23786
    4709 3.10.2001 Başlangıç Metni 17.10.2001 - 24556
    131419202122 Mükerrer
    232628313334
    363840414649
    515565666769
    74878994100
    118149 Geçici 15
    4720 21.11.2001 86 1.12.2001 - 24600
    4777 27.12.2002 7678 31.12.2002 - 24980
    3. Mükerrer
    5170 7.5.2004 101517303887 22.5.2004 – 25469
    90131143160
    5370 21.6.2005 133 23.6.2005 - 25854
    5428 29.10.2005 130160161162 9.11.2005 - 25988 163
    5551 13.10.2006 76 17.10.2006 – 26322
    5659 10.5.2007 Geçici 17 18.5.2007-26526
    5678 31.5.2007 777996101102 16.6.2007- 26554
    5735 9.2.2008 10 42 23.2.2008- 26796

Giriş

Giriş