Platonik aşkın gerçek aşka dönüşmesi Yılların bana verdiği bir özlemdi sana aşık olmak platonik bir aşktı ama dünyanın en mutlu insanı edebilcek kadar güzeldi sana aşık olmak . sana aşık olmak sabah uyandığında napcagına karar vermeden önce seni napıyodur acaba diye düşünmektir .ve sana aşık olmak dünyanın en güzel kadınını hayal etmektir.benim hikayemde sana aşık olmakla başladı uzun lafın kısası hikayeme girmek istiyorum… Liseye başladığımda aşk die bir şey yoktu benim için. hiç

Bu konu 1292 kez görüntülendi 0 yorum aldı ...
Platonik aşkın gerçek aşka dönüşmesi 1292 Reviews

    Konuyu değerlendir: Platonik aşkın gerçek aşka dönüşmesi

    5 üzerinden | Toplam: 0 kişi oyladı ve 1292 kez incelendi.

  1. #1
    AyMaRaLCaN - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik Tarihi
    24.08.2008
    Mesajlar
    11.371
    Konular
    5172
    Beğendikleri
    0
    Beğenileri
    2
    Tecrübe Puanı
    100
    @AyMaRaLCaN

    Standart Platonik aşkın gerçek aşka dönüşmesi

    Platonik aşkın gerçek aşka dönüşmesi



    Yılların bana verdiği bir özlemdi sana aşık olmak platonik bir aşktı ama dünyanın en mutlu insanı edebilcek kadar güzeldi sana aşık olmak . sana aşık olmak sabah uyandığında napcagına karar vermeden önce seni napıyodur acaba diye düşünmektir .ve sana aşık olmak dünyanın en güzel kadınını hayal etmektir.benim hikayemde sana aşık olmakla başladı uzun lafın kısası hikayeme girmek istiyorum…
    Liseye başladığımda aşk die bir şey yoktu benim için. hiç sevmek sevilmek istemiyordum. Taki lise dördüncü sınıfa başlayıp, sıgara içmek için indiğim kattaki sınıfın kapsındaki o mükemmel derecedeki güzelliği görene kadar .donup kalmıştım sanki kalbim yerinden çıkıp parıldayan ışıgın yanına gıdicek gibiydi.arkadaşıma dönüp

    -arıf ben aşık oldum
    -banamı
    -Hayır be salak görmüyomusun
    -boşver be olum hadi gidelim
    Diye cevap verdi

    Ben hala etkisindeydim sınıfa gittiğimde herzamanki gibi sıraya kafamı koydum ama busefer uyumak yerine farklı bişey yaptım sınıfın kapsındaki kızı duşünmeye başladım öyle bir durumdaydım ki beynim kalbimi kontrol edemiyordu . ilk defa böyle bir şey olmuştu aşık olmuştum .zilin çalmasını bekliyordum ama zaman adeta dalga geçirdu benimle .herşey bir anda donmuştu 40 dakika bana 40 yıl gibi gelmişti.sabırsızlıkla bekledim, bekledim, bekledim…
    Zil çaldığında hocadan önce çıkarak koştum koridor ilk defa boştu herkesten önce çıkmıştım .hemen o sınıfın koridorunun sonuna geçtim ve bekledim .ceylanını bekleyen avcı gibiydim ama beklediğim olmadı beklediğim ceylanı görememiştim.sıgara içmek için lavobaya girdim sığrayı içtikten sonra tekrar dışarı çıktım .cesaret edip sınıflarına giremedim.hiç çekindiğimi hatırlamıyordum bir an cesaret ettim sınıfın kapsında durdum onu görünce direk hızlıca sınıfıma gittim yine uyumak yerine duşunmeye başladım hocanın dikkatini çekmiş olcakki;

    -İbrahim olum sana bir şey oldu heralde hiç sessiz görememiştik seni
    -evet hocam ben de inanamıyorum kendi halime
    -hiç öyle düşünme oğlum bak ne güzel sınıf sessiz rahat rahat ders işliyoruz
    -ozaman uzun süre dersleri daha rahat anlatcaksınız hocam
    -evet ibrahime bu hareketinden dolayı teşekkür ediyoruz bu suskunluğunun devamını diliyorum dedi
    Ben yine zamanla yarışmaya başladım. zilin çalmasıyla tekrar o kızı görmek için koşarak aşagı indim. bu sefer karar vermiştim, konuşcaktım .hemen avcı maduna girip o güzelliği görmek için bekledim. sınıftan neredeyse en son o çıkmıştı. arkasından bende yürümeye başladım. kantine inmişti bende arkasından kantine girdim .bir türlü cesaretimi toplıyamıyordum. ilk defa olan bir şeydi bu ayaklarım titriyordu. ve beni götürmüyordu. donup kalmıştım .yerimden kıpırdamadan onu seyrediyordum arkadaşımın enseme patlattığı tokatla kendime geldim.

    -Napıyorsun olum burda yukarda seni arıyoruz sıgara ver bana
    -Birkerede kendine paket al be olum hep benden otlanıyorsun
    -Ver lan yoksa gider baktığın kıza ibrahim sana aşık olmuş derim
    -al canım arkadaşım lafımı olur sıgaranın
    -Heh şöyle ol hadi kaçtım.dedi

    Hergünki gibi arif yine benden sıgara otlanmıştı .
    Zil çaldı ve herkes yavaşca sınıflara dağılyordu ve o güzellik yanımdan geçiyordu. ben sadece izlemekle yetindiyordum .
    Eve gittiğimde odama geçip gitarı elime aldım. o gün ayrı bi güzel geliyodu gitarımın sesi. gözümü kapatıp, bir yandan şarkı söylemeye, bir yandan da hayal kurmaya başladım .o kapıdaki gördüm anki güzellik adeta büyülemişti beni .yarın için yine zamanın benimle inatlaşmasına şahit oldum.kafamı yastığa koyup duşunmeye başladım. yarın gidip konuşcaktım.pilan kurmaya başladım .

    Okula hergün geç kalan bir öğrenci nasıl olurda okula yarım saat erken gelebiliyordu ? inanması zor bir durumdu.bu gün farklı olcaktı herşeyden farklı ilk defa bir kıza aşık olmuştum. ilk görüşte aşk diye bir şey yoktur diyordum. bunu biraz abartmış olcağım ki aşk diye bir şey yok diyordum kendime.yanıldığımın farkına varmıştım meger aşk diye bir şey varmış .
    Okula her girene bakıyordum .bir türlü görememiştim. sanırım okula geç kalmıştı, yada bugün gelmiyecekti.sınıflara girdimizde hoca beni görünce şaşırdı.

    -hoşgeldiniz efendim bugün erkencisiniz.
    -artık alışın hocam buna
    -biz böyle iyiz evladım hiç yoktan sabah dersi düzgün işliyoruz.
    -ne güzel işte ben yokmuşum gibi davranın şura ya geçer uyurum ben dedim.

    Yine uyumıcaktım kafamı sıraya koyup duşunmeye başladım. tam uykuya dalcağım sırada arif girdi içeri oda herzamanki gibi geç girmişti beni görünce şaşırdı.

    -hocam şu çocuğu çabuk dışarı atın, sınıfın düzenini bozuyo ,baksanıza erken gelmiş
    -sanki sen farklısın arif otur yerine dedi
    Arif yanıma geldi ve her sabahki sözünü söyledi
    -Sıgara varmı ? kanka
    -Hiç dalga geçicek durumum yoktu .montumun cebine bak dedim

    Zil çaldığında arifi de alıp aşağıya indik sıgarayı o kızın sınıfının olduğu koridorda içicektik .sıgarayı içerken konuşcağım sözleri düşünüyordum .sınıf kapısının onünde durdum ve yine içeri giremedim. düşündüğüm sözler beni terketmişti .zilin çalmasıyla sınıfa geçtim
    Bir sene boyunca söyliyemedim. bunu bir türlü yapamadım.artık platonik bir aşkın esiri olmuştum .

    normal yaşantıma dönmüştüm. ama bir türlü aklımdan çıkartamıyordum.kendi kendime düşünüp duruyodum .o komik insan gidip yerine içine biri gelmişti.yeni ergenlik dönemine yeni girmiş gibiydim sanki.işin kötü tarafı aşık olduğum kız benim varlığımdan bile haberdar değildi.
    Okul bitti ve üniversiteye başladım. hayatım farklı bir boyutta ilerliyordu .baya bi eğleniyordum.evimde içkili partiler bile veriyordum.ama sadece kafam güzel olduğunda içimdeki aşkın hasretin acısını unutabiliyordum.
    Her güne başladığımda bu aşkı unutmak için dua ediyordum. Karşıma ilk çıkan bi kızla sevgili olcaktım .artık kalbimi başka birine de açıcaktım, daha doğrusu öyle zannediyordum…

    Arkadaşlarımla otururken telefonum çaldı. bı arkadaşım beni sevdiğini söyledi “bende” diye yanıt verdim .bunun yalan olduğunu çok iyi biliyordum.yapcak bişeyim yoktu unutmalıydım.isteksiz bir “bende” lafıydı bu…
    Her şey güzel gidiyordu… en azından öyle görünüyordu….başka biriyleydim ama hiç o kızı unutamıyordum…hala adını bile doğru bilmiyordum.
    Bir akşam ev arkadaşım memlekete gittiğinde 4 tane bira aldım . büyük bi sessizlik eşliğinde biramı yudumluyordum .4 biranın sonunda kafayı bulmuştum.bir ara sızmış olmalıyım ki bir rüya ile uyandım .rüyamda o kızı görmüştüm o an ki şekli aynen karşımdaydı ve bana gülümsüyordu.birden sıçradım, annesini kaybetmiş çocuk gibi çaresizliğe bıraktım kendimi.o gün sabaha kadar düşündüm.ben ne yapıyordum? Neden sevmedim bir kızla beraberdim? kendime inanamıyordum.ben sevdiğimle olmalıydım .ayılmak için duşa girdim .

    Bağdaç kurup kafama damlayan suyun eşliğinde ne yapcağımı duşunmeye başladım .gidip o kızı bulmalıyım ve karşına geçip haykırmalıyım!
    Ertesi gün kızdan ayrıldım ve karabüke döndüm. kurduğum hayalin gerçek olmasını istiyordum.internetten aramaya başladım. ama bir türlü bulamıyordum.herkes facebook tan ilk okul arkadaşını öğretmenini vb arkadaşlarını bulurken, ben bir kişiyi bulamıyordum.yine çağresizliğe sürüklenmiştim.
    Çok acı çekiyordum beklide geçmişte yaşattıklarımın acısıydı bu.günden güne üzüntüden kahroluyordum. Artık ümidi kesmeye başlamıştım. vazgeçmek zorundaydım. sonuçta hala benim varlığımdan haberi yoktu.
    Aran 2 yıl geçmişti.açık konuşmak gerekirse unutmaya başlamıştım .doğru olan da buydu unutmak! Kafamdan yavaş yavaş silmiştim.ama…
    Bir gece uyuduğumda sızdığımda gördügüm rüyanın aynısını gördüm.herşey yeniden şekillenmişti yine canım yanıyordu. Facebook tan onun okuduğu lisede ki herkesi eklemeye başladım .bu eklediğim kişiler tarafından yanlış anlaşılcaktı belki. ama yapmalıydım bunu.güzel çirkin ayırt etmeksizin ekliyordum.
    Eklediğim bir kızın arkadaş listesini kontrol ederken bir anda onun resmini gördüm. üzerinde beyaz t-shirt vardı sanki bana gülümsüyordu. Birden kalbimi yokladım heyecandan durmak üzereydi.bir sıgara yakıp cesaretimi topladım. arkadaşlık isteği gönderdim.o gün heyecandan sabaha kadar uyuyamadım. çok garip bir durumdu 2 sene sonra resmini dahi olsa görmek nasip olmuştu.
    Sürekli sayfa açık bekliyordum .bu bekleme süresi ertesi günü bulmuştu. hiç uyumamıştım .bir an bilgisayar masasında dalmışım. kendime geldiğimde arkadaşlık isteğimin kabul edildiğini gördüm. bütün uykusuzluğum bir anda kaybolmuştu.elim ayağıma dolaşmıştı .bir an adımı bile unuttum diyebilirim.hızlı bir şekilde cesaretimi toplayıp ve yazmaya başladım.
    Durumu açıklamıştım. ama bu sefer de bana inanması için uğraşıyordum. Hiç yapmadığım şeyleri yapıyordum yüzsüzleşmiştim.hiç bir arkadaşına ilk mesajı yazmayan ben her gördüğümde mesaj yazıyordum . ve ilk olumsuz cevabımı ertesi gün aldım

    -beni hiçmi merak etmiyorsun?
    -merak etcek bir durum yok!

    Bunu duyduğum an yıkılmıştım .resmen acı çekiyordum. Oda kendince haklıydı. benim iki senedir onu düşündüğüme nasıl inanabilirdiki? Bu durumu kime anlatsam böyle saçma hikayemi olur der ve bana gülerdi beklide .
    Hiç yazmamaya karar verdim .artık tamamen kurduğum hayalleri kafamdan silmek istiyordum.bunu başarabilcekmiyim bilmiyordum. açıkcası kendime de inanmıyordum. Dayanamayıp onunla tekrar konuştum.bu sefer az da olsa olumlu bir cevap almıştım…

    “madem çok istiyorsun çıkarsın karşıma konuşursun”

    Fakat Daha adını bile yeni öğrenmiştim. nasıl bulacaktım bilemiyordum.bir tek bildiğim yeşil mahallede oturduğuydu. ve çaresizce yanıma ehliyeti olan bir arkadaşımı alarak arabama bindim.bir müzik eşliğinde dolaşmaya başladım yeşil mahallenin altını üstüne getirdim.bulamamıştım… yine çaresizlik yakamı bırakmamıştı.üzgün bir şekilde eve döndüm.
    Aradan biraz zaman geçti ve tekrar konuşmaya başladık. Bu sefer her şey iyi gidiyordu .bir buluşma ayarlamak istiyordum. bir türlü ikna edemiyordum.imdadıma gitarım yetişti.gitar çalmak bahanesiyle bir buluşma ayarladım. istediğim gerçek olacaktı. buluşacaktık. repartuar defterim Kastamonu da kalmıştı alelacele bir liste ayarladım.
    Ertesi gün hiç yapmadığım şeyi yaptım “çiğ yumurta” içmek .( sesim güzel çıksın) diye.öğlen buluşuruz diye düşünüyordum. evde de duramıyordum gitarımı alıp ne yapacağımı bilmeden dışarı çıktım. saat 8.52’i gösteriyordu. Saat 12 ye kadar bekledim. hiçbir haber gelmedi.sonunda dayanamayıp mesaj attım. o an ekildiğimi anladım…

    Arkadaşlarımla sinemaya gideceğim…

    Çok üzülmüştüm. her şey güzel ilerlerken yine başa dönmüştük.kendimce karar verdim artık kesin olarak kafamdan silmeliydim çünkü kimse beni ekemez! Diyordum.
    Aradan kısa bir süre geçti .yine dayanamayıp bir buluşma daha ayarladım. eğer bu da olmazsa bu defteri kapatacaktım, kapatmalıydım.alış veriş merkezinin 4.katında beklemeye başladım. çok heyecanlıydım kalbim yine hızlı atıyordu iç balkondan aşağıya bakıyordum. yürüyen merdivenlerden her çıkana bakıyordum. her çıkan heyecanımı bir kat daha arttırıyordu.heyecandan ellerim terlemişti.
    Arkamdan bir dokunuşla kendime geldim. karşımda duruyordu .ne yapacağımı şaşırmıştım. Bir masaya geçtik ve oturduk. konuşmaya başladık her şeyi anlattım .artık rahatlamıştım. çünkü dile kolay iki sene içimde platonik aşk ile yaşamıştım. artık gerçekleşmesini istiyordum.
    O gün çok güzel geçmişti bana inanmıştı ve git gide hayallerim gerçek oluyordu. her gün bir önceki günden daha da güzel geçiyordu ve “TARİHİ” bir gün oluyordu. platonik aşkım sonunda gerçek aşka dönüştü…
    İnanması güç ama çok mutluyum dünyanın en mutlu erkeği benim. ufak tefek kavgalarımız oluyo lakin onunla kavga etmesi bile “TARİHİ” bir olay…
    Bazı kavgalarımız çok şiddetli oluyordu. Bunlardan bir tanesi de yaklaşık iki bucuk ay sonra olmuştu. geçmiş hiçbir zaman onunda benim de yakamı bırakmamıştı. Geçmişi olmayanın gelecegide olmaz derler. Fakat şu da bir gerçek geçmişi silmek geleceğin önünü açar… ben bu sözlerin hangisini seçmeliydim onu gerçekten çok seviyordum. Onun sevgisinden de şüphem yoktu. Ama lağnet olası şeytan bir türlü vesveseleriyle eşlik ediyordu. Buna bi son vermemiz lazımdı .öfkem yüzünden hiçbir adım atamıyordum her erkek sinirlidir kendince ama benim öfkem biraz farklıydı. Bir türlü sakin olamıyordum bu da aldığım ve alacağım kararları etkiliyordu. sinirimden sürekli ağlıyordum. Eminim oda ağlıyordu çünkü aramızdaki bağ öyle bir gelişmişti ki o üzüldüğünde bende üzülüyordum istem dışı bir hareket ile… sanki o benim içimdeydi ve benim beynimi okuyordu. Artık öyle bir şekil almıştı ki bu durum rüyalarımı bile kontrol altına almıştı.
    Kavgalarımızın çoğu ilişkimize gölge düşürmek isteyen kötü huylu, kıskanç, aşağılık insanların yaptığı numaralar yüzündendi. Büyük bir aşkla seviyorduk birbirimizi ama nedense bu oyunlara gelmeye engel olamıyorduk. aramızdaki bağ çok güçlü olduğu için kopmuyorduk ama üzülmemize sebep oluyordu. Bu yazdıklarımı bir gün biri okursa ondan tek isteğim olacak. Sevdiğiniz insanı hiç üzmeyin bir gün onları üzmek için bile bulamıyabilirsiniz…
    Çok kötü biri olabilirsiniz. Çok çapkında olabilirsiniz. Hiç kimseyi takmıyadabilirsiniz. ama şuna inanmanızı isterim bir gün karşınıza bir kız çıkar ve her şeyinizi alır. Ortada ne kötülük ne çapkınlık ne de umursamamazlık kalır…
    Bir arkadaşımın olayını anlatmak istiyorum…

    Herkesin istediği şey vardı oda tek gecelik bir ilişki. Bunun için uğraşıyorlardı. Bense sevdiğim kadın için hep uzak tuttum kendimi. Bunu başardım da … arkadaşım bunu yapamamıştı… orta okuldan beri kızların hayalleriyle oynamayı çok seviyordu. Çok yanlış bir düşünceydi bu. Defalarca söylememe rağmen değişmiyordu. Bir gün karşısına çıkacak ve onun her şeyini alacak bir kız olacağını hiç düşünmemişti. Bir çok şeyimizi paylaşmıştık. Tabiri caizse yediğimiz içtiğimiz ayrı gitmiyordu.
    Bir gün evimde içkimizi aaaaaaarken sordum

    -cem hiç aşık oldun mu ?
    -yok be moruk ne aşkı bizim hayatımız belli
    -hayatını kendin belirliyebilirsin…
    -aşık olmak acı çekmektir ben bunu kabul etmem asla kimse bana acı çektiremez
    -anlaşılan karşına aklını başından alacak kız çıkmamış…
    -aslında çıktı bir tane çocukluk aşkım var. saçma bir durum ama var… ilkokulda sevmiştim onu çocukluktu belki ama sevmiştim şu an İzmit te muhtemelen beni unutmuştur…
    -hiç konuşmayı denedin mi ?
    -deniyim mi sence ? anlaşılan sarhoş oldun sen bunları sorduğuna göre …
    -hayır be dostum sadece senin düzenli ilişkin olmasını istiyorum
    -denk gelirse denerim… diyip geçiştirdi

    Kafasında olan duyguyu tekrar canlandırmıştım. Hergün başka bi kızın ahını almaktan kurtarmalıydım onu. Aşkın tesadüfleri sevdiğini biliyordum denk gelip tekrar tanışacaklarına da inanıyordum.
    Evimde sessizlikle dinlendiğim bir gün kapım çaldı . gelen cem’di gözleri parlıyordu piyango tutturmuş gibiydi. İçeri girmeden kapıda konuşmaya başlamıştı

    - dediğin oldu konuşmaya başladık tamamen bir tesadüftü oda benim bir an onu düşündüğüm gibi oda beni duşunmuş… kalbim duracak bana bir sıgara ver duramıyorum yerimde…

    O gün sabaha kadar konuştuk. Sanki sesimizi duymuş gibiydi… hiç bir kız için kılını kıpırdatmayan çocuk arayış içine girmişti… her gece sabahlara kadar onun la konuşuyor, onunla sabahlıyordu… aşkın ne kadar güzel bir duygu olduğunu anlamaya başlamıştı.
    Aradan 1 sene geçti. Şimdi evlilik düşünüyorlar. Her erkeğin istediği evlenmektir. doğru kişiyle evlenmek. O doğru kişiyi bulmuştu doğru kişide doğru kişiyi bulmuştu. Hayatta çok kötü bir insan olabilirsin, geçmişin çok kötü olabilir hatta kızların duygularıyla oynamaktan zevk alabilirsin ama unutmayın bir kız karşınıza çıkar ve her şeyinizi elinizden alır her şeyinizi düzene sokar. Tek sorun doğru kişiyi bulmak…
    Bende doğru kişiyi bulmuştum ciddi düşünüyoruz. Sevgimizin sonsuz olmasını istiyoruz. Lise de 3 haftalık sevgililerin aralarında söz kestiğine şahit oluyordum çok saçma geliyordu bana, yeni tanıdığın biriyle yüzük takmak. Bunu abartıp lise de o yaşta yüzük takmak çok saçma bir düşünceydi. En azından ben öyle düşünüyordum tabi aşk kapımı çalmayana kadar… Bizde en kısa sürede yüzük takmayı düşünüyoruz. Anladığıma göre aşk süre veya yaşa bakmıyormuş. Kimsenin istediği gibi gitmiyor, aşkın istediği gibi gidiyormuş…
    Hiç düşünmemiştim aşık olacağımı. Ben de cem gibiydim can yakmayı ağlatmayı yarı yolda bırakmayı çok seviyordum. Hiçbir kıza teklif bile etmemiştim kızların istekleri üzerine onlara formalite icabı teklif ediyordum. Hayat bana farklı geliyordu herkesin yaptığını yapmıyordum ta ki sevgi yi tanıyana kadar… bunları kelimelere dökmek imkansız dilimin döndüğü kadarıyla yazıyorum.

    Güneşin doğduğu an kadar güzelsin sevgilim
    Bir umut kadar…
    Ve her sabah seninle uyanmak
    Huzur veriyor bana

    Gerçekten de huzur veriyor bana. her sabah aynı yatakta uyanamasam da attığın günaydın mesajı yetiyor seninle uyanmış gibi oluyorum.
    Bir çok alışkanlıklarım vardı. Çok zor durumdan geldim buralara pisliğin içinden çıkmış ve dünyanın en mutlu insanı olmaya aday olmuştum... her insanın istediyipte yapamadığını ben yapmıştım sevdiğim kadının kalbine saray kurup tahta oturmuştum. Sarayın kraliçesi de benim kadınım oldu… onun dünyasını ben yönetiyordum bizim dünyamızıda o… normalde vurdum duymaz, sorumsuz biriydim dünya yansa umrumda değildi. Bir yanlış tüm doğruları götürebiliyordu benim için. Şimdi ise sadece bir kişiye karşı bir doğru tüm yanlışları silebiliyor… ve beni bu duruma getiren sadece bir kadın oldu. Unutmayın yanlış bir kadın dünyanı yıkar, doğru bir kadın ise dünyanı kurar…benimkisi doğru bi seçimdi… dünyamı yeniden kurmuştu.artık hayal kurması bile bir başka geliyor insana.tüm hayallerinin bir kişi için oluyor, rüyaların da boşluktan düşmek,suda boğulmak,korkmak yerine onunla geçirdiğin,geçireceğin hatta hayalini kurduğun güzel günleri görebiliyorsun.
    Onun yaşadığı mutluluğu, ve acıyı kalbinde hissedebiliyorsun. Şu aralar hayat kozunu acıdan yana kullandı. Hayat arkadaşımın goğsünde kemik büyümesi var. Onun nekadar üzüldüğünü şu an hissedebiliyorum. çektiği agrıyı ben çekebiliyorum bazen keşke o acının tamamını ben çeksem ona hiçbir şey kalmasa diyorum. Ameliyat olması an meselesi onun yerine ben girebilsem o masaya beni alsalar ama o iyileşse diyorum. Çok üzücü bir durum sevdiğinin acı çekmesini görmek. O bir acı çeker sen daha fazlasını çekersin. olabildiğinin daha fazlasını… sanki o ameliyata anasaaai uygulanmadan girmiş gibi acı çekersin. Ben her şeye rağmen o acıyı çekmeye rağzıyım yeterki o hiçbir acı çekmesin.

    Sevgi’miz bize yeter
    Elimi sımsıkı tut ve hiç bırakma
    Verdiğimiz anlatılamaz değeri
    Gözlerimizin
    İçinde görmeleri onlara yeter

    Bu yazdıklarımı hiç düşünmeden yazıyorum. Hiçbir plan yapmadan sadece doğaçlama. Normal bir durumda yazamazdım. Çanakkale destanında seyit onbaşının tek başına o koca topu o anda gelen bir güç ile kaldırması gibi bir şey bu. O gücü veren vatanına olan sevgisiydi bana bu gücü veren de yine sevgi…
    Ben seni dün sevmedim çünkü dün bitti.
    Ben seni bugün sevmedim çünkü bugün de bitecek.
    Ben seni yarın sevdim çünkü yarınlar hiç bitmeyecek…

    Bu sözler nerden mi geliyor aklına diyorsunuz. İnsan aşık olmasın yeterki. Kainatın bütün suları mürekkep olsa bizim aşkımızı anlatmaya yetmez.
    Bugün okulda kız arkadaşlarımla otururken bir muhabbet geçti aramızda aşk kaç beden giyer… sizce kaç beden giyer? Masadaki herkes dalgaya almaya başladı. Bu sorunun cevabını ben biliyordum. Aşkın bedeni olmaz, olamazdı. Vücudun ne kadar cüsseli olursa olsun taşıdığın kalbin kendi avucunun içinden asla büyük değildir. Aşkın tarifi bile olamaz, bu anlatılabilcek bir duygu değil, yaşanacak bir duygudur… hiç aşık olmayan biri beni asla anlıyamaz çünkü bende bir zamanlar anlamıyordum.
    Samimi olduğum bir arkadaşımı o durumda görmüştüm çocuğun dünyası yılıkmış bir haldeydi sıgarayı art arda yakıyor, gözleri ıslaklığını hiç kaybetmiyordu. Ben hiç onu anlıyamamıştım. Bi kız için değermi be oğlum? Boşver salla gitsin. Sana kızmı yok demiştim. Arkadaşıma destek olduğumu sanıyordum. yanıldığımı sevgi’yle tanışınca ve İlk kavgamızı ettiğimizde anlamaya başladım. ben de o hale düşmüştüm ve karşımdakide. Dünyada büyük bir savaş çıkmış sadece ben hayatta kalmıştım. Kalabalıkta kaybolmuş bir çocuğun annesini araması gibi çaresizdim, yalnızdım. Vursan yıkılmayacaktım beklide ama dokunsan ağlıcak gibiydim.
    Sevmek, sevilmek farklıdır. Aşık olmak ise bambaşkadır. Birden çok kişiyi aynı anda sevebilirsin ki bunu yapan çok kişi olmuştur. Fakat bir kişiye aşık olursun sadece bir kişiye. Bütün ömrünü onunla geçirmek istersin. Her anını eksiksiz onunla geçirmek…
    Ben de aşık olduğum için böyle düşünüyorum sadece bana ait olan kadınla, son nefesimi onunla vermek işlediğimiz günahların cezasını, acısını ben çekmek istiyorum. Çünkü o bu acıya dayanamaz. Çok narindir benim hayat arkadaşım. Etini hafifçe sıksan hemen kızarır. aynı zamanda da çok şekerdir. Bu durumda siz olsanız benim düşündüklerime cesaret edebilir miydiniz? İşte ben bunu göze alabilcek kadar çok seviyorum.

    Bazen çok sinirleniyorum. Karşımdaki insan beni hiç anlamıyo gibi geliyo. İsteklerim beklentilerim çok farklı. O beklentimin karşılandığını göremiyorum. Ben onun için her şeyi göze alabiliyorum hikayemi eksiksiz okuduysanız beni daha iyi anlıyabilirsiniz. İki insan birbirini seviyorsa buna hiçbir şey engel olmamalı. Her şey zamana bağlanmamalı. İlerde bunu daha önce neden yapmadım diye pişman olabilirisniz. Gençken yapılan her şey daha güzeldir. Çünki iş hayatına atıldığınızda başınızı kaldırcak vaktiniz bile olmayacak… zamanın sizin dalga geçmesine izin vermemelisiniz. hiçbir zaman, sizin güzel vakit geçirmenizi istemez. Biz de şu an zamanın gazabına uğramış durumdayız. Çok üzücü bir durum. Dünyanın en zor şeyi beklemek kadar zor değildir. her şeyinize engel koyar. Bu sadece aşk konusunda böyledir. birini seviyorsan asla beklemeyeceksin gidip konuşacaksın. birini seviyorsan inancın ve ailen dışında hiçbir şeyi ondan üstün tutmayacaksın! Eğer gerçekten ama gerçekten seviyorsan hiçbir şeyi zamana bağlamayacaksın. Zamanı geldiğinde sevdiğini karşında bulamıyabilirsin. O zaman, geri dönme şansı vermez insana… resmen zamanın oyununa gelmiş olursun. Ben hayat böyledir işte beklemekle geçer diyenlerden değilim. Hiçbir zaman da olmak istemedim. Her şeyin bir zamanı vardır belki ama beklemenin hiç kimseye bir faydası yoktur. Hele de aşk konusunda beklemek… her erkek cinsel hayatı olsun ister. Çoğu erkek ise “ben sevdiğime dokunmam” ama başkalarıyla yaparım der… bu nasıl bir düşüncedir insan sevmediği insanın dudaklarını nasıl öpebilir. Vücuduna nasıl dokunabilirki. Sevdiğiniz insanı istemeden aldatmış olursunuz. Ama yinede aldatmış olursunuz. Kalp başka uçkur başka diye düşünmeyin sakın. Siz hiç kimse bizi görmedi bir şey olmaz diye düşünebilirsiniz ama inanın sevdiğiniz bunu hisseder. İstemeden bağlarınızı kopartmış olursunuz. Bu duruma düşmemek için çok dikkatli olmalısınız. En ufak bir örnek vermek istiyorum. Tartıştığımız zaman birbirimize kısa bir süre mesaj atmayız. Bu sessizliği başka bir kızın bana mesaj atması bozar. sevdiğim insan bunu nasıl olur bilmiyorum, hisseder. Sanki gerçekten biliyormuş gibi sinirli bir şekilde mesaj atar. Bu beni çok korkutur. sanki beni görebiliyor, ne yaptığımı gerçekten biliyor gibi geliyor. Bu bütün kızlarda olur. diğer arkadaşlarımdan biliyorum. aldatan arkadaşlarımdan… arkadaşımın biri 3 gün boyunda başka bir kızla ilişki yaşadı. Bu biraz farklı bir ilişkiydi sadece aaa üzerineydi. Kız arkadaşı farklı şehirdeydi görmesi bilmesi imkansız bir şeydi. Kız arkadaşı gerçekten hissetmiş olmalıki şöyle bir mesaj attı. Sen beni aldatıyosun hissedebiliyorum… o günden beri o kızla hiç konuşmadı. Sevgilisini aldatmadığına inandırdı belki ama aradaki bağların gevşediğinin farkında olmadı. Hiçbir zaman kız arkadaşım görmez demeyin. Onlar her şeyi hissederler… cinsellik kimilerine göre ihtiyaç, kimilerine göre ise sadece sevdiğin insanla yaşanabilen bir olaydır. Siz sevdiğinizle gerçekleştiren taraf olun… ve zamanı hiçbir bir zaman öne sürmeyin. Bu sizin sevmenizle alakalıdır… gerçekten seviyorsanız kalbinizle hareket etmelisiniz. Başkalarına bakarak yaşamamalısınız. Elalem ne der mantığı her zaman yanlış bir düşüncedir. Hayatı istediğiniz gibi yaşamalısınız. başkalarının istediği gibi değil… herkes iyi niyetli olmayabilir. Çok aşağılık insanlarla karşılaşabilirsiniz. Ve onlar sizin iyi bir hayat sürmesini istemez. Hep sürünmenizi ister. Onlar sizi kötü biri olarak gördükleri için kendileri gibi tanıtırlar… bu oyunları dinlerseniz hayatınız çekilmez bir hal alır. Bu duruma düşmemek için “hayatı başkalarına göre değil kendi hayat felnsefene göre yaşa.” Ben hep bunu istedim ama sevdiğim kadın her şeyi zamana bağladı çok acı bir durum. Düşündüklerinin olmaması aci bir hal almaya başladı. Benim düşündüklerimi yazmamın sebebi bunları yaşadığım için sizin bu duruma düşmemeniz … sevdiğiniz insanı zaman ile sınava tabi tutmayın çünki zamanı geldiğinde zamanı geri getirmek istiyebilirsiniz.


    Konu Bilgileri       Kaynak: www.azeribalasi.com

          Konu: Platonik aşkın gerçek aşka dönüşmesi

          Kategori: Aşk Hikayeler

          Konuyu Baslatan: AyMaRaLCaN

          Cevaplar: 0

          Görüntüleme: 1292

    Sinemde yanar dağlar bahçeler bağlar yetim
    Sensizken canım ağlar bensizken memleketim
    Özüme bir kez dokun gör nasıl birisiyim
    Aşka aşıkken bile memleket delisiyim

Etiketler

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajinizi Degistirme Yetkiniz Yok
  •  

Giriş

Giriş