"Karı gibi korkak", "karı gibi gülme" demenin cezası 6 aydan başlayacak
Kadın hukukçular, TCK Tasarısı'nın 312 ve 120'inci maddelerindeki 'cinsiyet ayrımcılığı'na ilişkin eklemeleri yetersiz buldular
Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) 'Halkı kin ve düşmanlığa tahrik ve tahkir'i düzenleyen 312. maddesine, 'cinsiyet ve bölge farklılığı' da eklendi. Kadın hukukçular, cinsiyet ayrımcılığıyla ilgili düzenlemeleri ise yetersiz buldular.
Tasarıdaki yeni maddeye göre, halkın bir kesimini, sosyal sınıf, ırk, din, mezhep, cinsiyet veya bölge farklılığına dayanarak alenen tahkir eden, 6 aydan 1 yıla kadar hapse çarptırılacak. Örneğin, 'karı gibi korkak', 'karı gibi gülme', 'Bursalı', 'fellah', 'senin yaptığını Çorumlu yapmaz' diyenlere hapis yolu görünebilecek.
Söz konusu düzenleme ile dini değerleri alenen tahkir eden kişi, 6 aydan 1 yıla kadar hapse girecek. Halk arasında endişe, korku ve panik yaratmak amacıyla, hayat, sağlık, vücut veya cinsel dokunulmazlık ya da malvarlığı bakımından alenen tehditte bulunana da 2-4 yıl arasında hapis cezası verilecek.
KADIN HUKUKÇULAR BENİMSEMEDİ
312. Maddeye cinsiyet ve bölge farklılığının eklenmesini olumlu bulan kadın hukukçular, bu maddenin yürürlüğe girmesi ile, örneğin kadınların kılık kıyafetleri konusunda fetva vermeye meraklı Trabzonlu avukat Kemal Bayraktar'ın bu maddeden de ceza alabileceğine işaret ettiler. Kadınların siyasal, sosyal ve ekonomik haklardan yararlanmalarını engellemeye yönelik yapılan ayrımcılığın tasarı da gözden kaçırıldığın belirten hukukçular, 'Bu haliyle tasarının söz konusu maddesi sadece, mal alım-satımı, ekonomik etkinlikte bulunma, hizmetten yararlanma ve sadece işe alınmayı kapsıyor ki, inanılmaz bir sınırlama içinde bırakılmış oluyor. Neden' Neden, sadece bu konularla sınırlanıyor' Anlamak mümkün değil' Böylece diğer tüm konularda ayrımcılık yapmak serbest oluyor. Örneğin, işe alırken ayrımcılık yapamazsınız, çıkartırken yapabilirsiniz!'' dediler.
Kadın hukukçular, geçtiğimiz günlerde tartışılan ayrımcılık maddesinin de son derece yetersiz biçimde düzenlendiğine değinerek 'ayrımcılıkla ilgili yeni 120. madde hayatın her alanında karşımıza çıkan ayrımcılık kavramını elma, armut gibi bir, iki, üç diye sayıp, ele alıyor. Dünyanın hiçbir yerinde ayrımcılık böyle üç-dört konuyla sınırlı olarak tanımlanmıyor. Tanımlanamaz da zaten.Umarız burada bir kasıt yoktur, sadece atlanmıştır ve uyarılarımız dikkate alınarak düzeltilir' diye konuştular.
Ayrıca tasarının gerek işkence maddesinde gerekse nitelikli insan öldürmede işkencenin 'hamile kadınlara yapılmasının ağırlaştırıcı neden olarak sayılmamış olması da 'vahim bir hata' olarak niteleyen hukukçular, Bu eksikliğin düzeltilmesi için Adem Sözüer'e durumu iletirken Komisyonun CHP'li üyelerini de 'halen yürürlükteki TCK'da ve eski tasarı da hamile kadına işkence var ve de çok ciddi bir sorun. Özellikle işkencede kadının sırf (aman çocuğuma birşey olacak mı') kaygısı çok derin bir travma yaratıyor. bunu bildiklerinden hamile kadınlara karşı hiçbir şey yapmasalar bile (yaparız çocuğunu düşürürsün ve hatta öyle bir işkence ederiz ki, bir daha hamile kalamazsın) tehditleri tek başına zaten bizatihi işkencenin ta kendisi. Onun için hamile kadına işkence mutlaka ağırlaştırıcı neden olarak tasarı da yer almalı. Yine kadınları aşağılayan, ayrımcığı ve kadına yönelik şiddeti meşru göstermeye çalışan söz ve davranışlar da özel bir suç olarak düzenlenmeli' diye uyardılar.
Kendi aralarında 'TCK Kadın Platformu' da oluşturan hukukçulara göre, tasarı da henüz namus (töre) cinayetleri ile kan davasının nitelikli insan öldürme suçu kapsamı na alınmadı ve alınmama nedeninin gerekçeside açılanmıyor. Rıza ile cinsel ilişki yaşının 18 olarak tasarı da yer almasının önerilmesi ise Medeni Yasa ile çelişiyor. Çünkü Medeni yasa evlilik için 17 yaş diyor. Hatta özel durumlarda bu yaş 16 bile olabiliyor. Bu durumda Medeni Yasa'ya göre 16-17 yaşında evlenen bir kişinin tasarının önerildiği şekliyle geçmesi halinde cinsel ilişki için 1-2 yıl beklemesi gerekeceği gibi komik durum ortaya çıkacak.