Dinmeyen Acı Kerbela İSLAM tarihinin kara bir sayfası ... Yüzyıllardan bu yana İslam dünyasını ağlatan acıklı olay ... Bir kaşık suya hasret giden Hazreti Hüseyin'in şehit edildiği uğursuz Kerbela çölü ... Hazreti Ali'nin büyük oğlu Hasan, babasının yerine geçerek İmam oldu. Siyasal güç de İmamların elindeydi. Sam Valisi Muaviye iktidar tutkusuyla Hasan'a baskıları artırdı. Hasan, bu baskı ve korkutmalar karşısında çekildi. Yerini Muaviye'ye bıraktı. Muaviye yine rahat edemedi.

Bu konu 1026 kez görüntülendi 0 yorum aldı ...
Dinmeyen Acı Kerbela 1026 Reviews

    Konuyu değerlendir: Dinmeyen Acı Kerbela

    5 üzerinden | Toplam: 0 kişi oyladı ve 1026 kez incelendi.

  1. #1
    AyMaRaLCaN - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik Tarihi
    24.08.2008
    Mesajlar
    11.371
    Konular
    5172
    Beğendikleri
    0
    Beğenileri
    2
    Tecrübe Puanı
    100
    @AyMaRaLCaN

    Standart Dinmeyen Acı Kerbela

    Dinmeyen Acı Kerbela



    İSLAM tarihinin kara bir sayfası ... Yüzyıllardan bu yana İslam dünyasını ağlatan acıklı olay ... Bir kaşık suya hasret giden Hazreti Hüseyin'in şehit edildiği uğursuz Kerbela çölü ...

    Hazreti Ali'nin büyük oğlu Hasan, babasının yerine geçerek İmam oldu. Siyasal güç de İmamların elindeydi. Sam Valisi Muaviye iktidar tutkusuyla Hasan'a baskıları artırdı. Hasan, bu baskı ve korkutmalar karşısında çekildi. Yerini Muaviye'ye bıraktı. Muaviye yine rahat edemedi. Hasan’ı zehirleterek şehit etti. İmamlık küçük kardeşi Hüseyn'e kaldı. Muaviye'nin yerine gecen Yezit, karşısında rakip olarak Hüseyin'i gördü.

    Kufeliler, Muaviye'nin yönetiminden memnun olmadıkları için İmamlığa yine Ali soyunun getirilmesini istiyorlardı. Bu istek daha çok İmamlık hakkinin, yani devlet başkanlığının Muaviye ve soyunun hakki olmayışından ileri geliyordu. Bunun için Hüseyin'i Kufe'ye çağırdılar. Ona uyacaklarını, İmam olarak kendisini tanıyacaklarını bildirdiler, birçok çağrı mektubu yazdılar.

    Hazreti Hüseyin, bu çağrıya uymak zorunluluğunu duydu. Yüz kişiyle yola çıktı. Bunlar arasında çocukları ve torunları da vardı. Kufe, o cağda güney Irak'ta ünlü bir kentti. Babil harabelerinin güneyinde ve Fırat’ın bati kolu üzerindeydi.

    Yezit, Hz. Hüseyin'in Kufe'ye doğru gelmekte olduğunu öğrenmekte gecikmedi. Babası Muaviye'nin zorla ele geçirdiği İmamlığın elden gideceğinden korkarak telaşa düştü. Hüseyin'i bu isten vazgeçirmek, gerekirse ortadan kaldırmak istedi. Komutanlarından Semre'yi üzerine gönderdi. Hz. Hüseyin Kerbela sahrasına geldiği sırada Semre önünü kesti ve çember içine aldı. Kerbela çölünün o sıcak lığında, Hz. Hüseyin ve yandaşlarına su verilmedi. Çoluk çocuğun su isteği ile inleyen Kerbela çölü, yezit in askerleri tarafından duyulmadı. Fırat ırmağının da yanından geçmesi, Yezit in ne lanet olduğunu daha iyi açıklıyordu.Bu İnsan dışı baskı ile, Hz Hüseyin ve yandaşlarını cögertip ve sonra üstlerine yürüyeceklerdi. Semre'nin birkaç kez fazla gücü olduğu halde, karşısındakinin kimin oğlu olduğunu da iyi biliyordu. Hüseyin ve yanındakiler Yezid'in ordusuyla yiğitçe çarpıştılar. Sonunda yanındakilerin hepsi şehit oldu. Hz. Hüseyin yaralandı, çarpışacak gücü kalmadı. Sinan ve Şimr adli kişiler başını keserek onu şehit ettiler. Bu arada << On Dört Masum-i Pak >> (çocuklar) da şehit edildi. Geri kalanlar tutsak oldular. Bunlar arasında Hz. Hüseyin'in kız kardeşi Zeynep, Ümmügülsüm, kızları Sakine, Fatma, oğulları Ali ve Zeynel' Abidin ile karisi vardı.

    Acı haber duyulunca, İslam dünyası bir yasa boğuldu. Ozanlar coştu. Binlerce ağıt yazıldı, söylendi. Aleviler bu acıyı hiç unutamadıkları için, yeni yeni ağıtlarla kuşaktan kuşağa aktardılar. Böylece yüzyıllar boyu sürüp gelen bir edebiyat türü oluştu.

    Hz. Hüseyin'in şehit olduğu gün, Arap aylarından Muharrem'in Onuncu günü, Hicret'in altmış birinci (M. 680) yılıydı. Bu gün, yas günü olarak bilinir. Oruç tutulur, su içilmez. Dergahlarda yas törenleri düzenlenir, ağıtlar, dualar okunur.


    Kalk, giyin siyahları matem çağı yine geldi şimdi aşıklar zamanı yine Muharrem ayı geldi..

    Sonra sıra Hüseyin'e geldi meydana gitmek üzereydi, dokuz felek galeyana geldi iki cihanda O'na ağladı..

    Aç yaralı yüreğini, kaldır yumruklarını yönel aşk deryasına, gör oluşan sahili..


    Konu Bilgileri       Kaynak: www.azeribalasi.com

          Konu: Dinmeyen Acı Kerbela

          Kategori: Ehlibeyt

          Konuyu Baslatan: AyMaRaLCaN

          Cevaplar: 0

          Görüntüleme: 1026

    Sinemde yanar dağlar bahçeler bağlar yetim
    Sensizken canım ağlar bensizken memleketim
    Özüme bir kez dokun gör nasıl birisiyim
    Aşka aşıkken bile memleket delisiyim

Etiketler

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajinizi Degistirme Yetkiniz Yok
  •  

Giriş

Giriş