Gülümsemek... Herkes espri yapar: İyi ya da kötü, doğru veya yalandan oluşan...Peki meşhur insanlar espri yaparlar mıydı? Onların esprileri sadece güldürmek için miydi? Bu sayfada Nebî/Resûllerin, velîlerin, padişahların, sadrazamların, kısaca yabancısı olmadığınız hatta birçok hususta kendinize örnek aldığınız insanların esprilerini bulacaksınız. Peygamberimiz (a.s.m): "Evet, ben de şaka yaparım, fakat şaka yaparken bile sadece hakikatı söylerim." buyurmuşlardır. HATALARIMI

Bu konu 1446 kez görüntülendi 0 yorum aldı ...
GÜLÜMSEMEK-1 1446 Reviews

    Konuyu değerlendir: GÜLÜMSEMEK-1

    5 üzerinden | Toplam: 0 kişi oyladı ve 1446 kez incelendi.

  1. #1
    ilhan64 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik Tarihi
    25.12.2008
    Mesajlar
    53
    Konular
    35
    Beğendikleri
    0
    Beğenileri
    0
    Tecrübe Puanı
    559
    @ilhan64

    Standart GÜLÜMSEMEK-1

    Gülümsemek...
    Herkes espri yapar: İyi ya da kötü, doğru veya yalandan oluşan...Peki meşhur insanlar espri yaparlar mıydı? Onların esprileri sadece güldürmek için miydi? Bu sayfada Nebî/Resûllerin, velîlerin, padişahların, sadrazamların, kısaca yabancısı olmadığınız hatta birçok hususta kendinize örnek aldığınız insanların esprilerini bulacaksınız.

    Peygamberimiz (a.s.m):

    "Evet, ben de şaka yaparım, fakat şaka yaparken bile sadece hakikatı söylerim." buyurmuşlardır.

    HATALARIMI HATIRLAYINCA
    Hz. İbrahim (a.s) cehennemi her hatırlayışında ağlardı. Hatta, bu esnada kalbinin atışı bile duyulurdu. Bir gün Cebrail (a.s.) gelip ona:
    "Ya İbrahim! Sen hiç dostun azap verdiğini gördün mü? Sen Allah'ın dostusun. O halde Allah'ın azabı olan cehennemden korkup ağlaman niyedir?" diye sordu. Bunun üzerine Hz. İbrahim (a.s.) cevaben şöyle buyurdular: "Ya Cebrail, hatalarımı hatırlayınca, dostluğumu unutuveriyorum."

    ŞİMDİ CANIMI AL

    Hz. İbrahim (a.s.) ruhunu almaya gelen ölüm meleğine:"Hiç dostun dostunu öldürdüğünü gördün mü?" diye sorması üzerine Allah'ü Teala da İbrahim (a.s.)!a: "Hiç dostun dostuna kavuşmayı kötü gördüğünü mü duydun mu?" diye vahyetti.
    Bunun üzerine Hz. İbrahim (a.s.) ölüm meleğine şöyle dedi: "Şimdi canımı al."

    AÇLARIN HALİNİ NASIL ANLAYABİLİRİM?

    Hz. Aişe (r.a.) rivayet etmektedir: Mısır'da kıtlık olduğu yıllarda Hz. Yusuf (a.s.) üç günde bir yemek yerdi. ona (a.s.): "Bütün zahire ambarları senin elinin altında olmasına rağmen neden üç günde bir yemek yiyorsun?" diye sordular. Hz. Yusuf (a.s.) kendisine sorulan bu soruya şu soruyla karşılık verdi: "Benim karnım tok olsa, etraftan zahire almaya gelen açların halini nasıl anlayabilirim?"

    ACI SÖZ YEDİRMEYİN DE

    Lokman Hekim'e: "Hastamıza ne yedirmemizi tavsiye edersiniz?" diye sorduklarında, ondan şu cevabı almışlar: "Aman, acı söz yedirmeyin de, ne yese olur."

    ACABA SANDIKTA NE VAR?

    Lokman Hekim, ailesine bir sandık bırakarak şöyle demiş:"Ben öldükten sonra bu sandığı açmadan satışa sunun, oradan alacağınız paralar sizindir."Lokman Hekim vefat edince ailesi onun bu isteği üzerine sandığı satmış. Sandığı alan şahıs ise heyecanla "acaba sandıkta ne var" düşüncesiyle sandığı açınca, üzerinde şöyle yazan bir kemikle karşılaşmış:"Ayağını sıcak tut, başını serin; Kendine bir iş bul, düşünme derin..."

    BİLGELİĞİ KİMDEN ÖĞRENDİN?

    Lokman Hekim'e: "Bilgeliği kimden öğrendin?" diye sorduklarında ondan şu cevabı almışlar:
    "Körlerden öğrendim. Çünkü onlar elindeki değnekle tam araştırmadan adım atmazlar.
    Bacakları yerin sağlam olduğundan emin olduktan sonra adım atarlar...Bundan dolayı ben de bir şey yapacağım zaman düşünür,faydalı ise konuşur, yararlı ise yaparım...Faydasız ise bırakmayı ve susmayı tercih ederim."

    AŞIKLARIN SÖZÜ

    Hüdhüd kuşu dişisini yanına çağırdığında dişisi nazlanıp onun davetini kabul etmez. Bunun üzerine Hüdhüd kuşu: "Ben senin için dünyayı Hz. Süleyman'ın (a.s.) tahtı da dahil alt üst edebilecekken niçin beni reddediyorsun?" der. Süleyman(a.s.) Hüdhüd'ün bu sözünü duyunca onu yanına çağırıp: "Sen kimsin ki böyle yapacaksın? Ne cesaretle böyle konuştun?" diye sorar. Hüdhüd, Hz. Süleyman'a (a.s.) şu cevabı verir:"Ey Allah'ın Peygamberi! Aşıkların sözü ciddiye alınmaz ki."

    TUTUN, İŞTE HIRSIZ BUDUR

    Adamın biri Hz. Süleyman'a (a.s.) gelerek, kazlarının çalındığını ve bunu komşularının yaptığını iddia etmiş. Hz. Süleyman (a.s.) hemen halkı mescide toplamış ve:"İçinizde biri hem komşusunun kazlarını çalıyor, hem de çaldığı kazların tüyleri kafasında olduğu halde utanmadan mescide geliyor," demiş. Hırsız bu sözleri duyar duymaz eliyle başını sıvazlamaya başlamış. Onun bu halini gören Hz. Süleyman (a.s.) şöyle buyurmuş: "Tutun, işte hırsız budur."

    NASIL DUA EDERİM?

    Bilindiği gibi Hz. Eyyüb (a.s.) sabır ve metaneti ile dillere destan olmuştu. Bir rivayete göre o meşhur hastalığını on sekiz sene çekmişti. Hiçbir zaman isyan etmeyen Hz. Eyyüb'e (a.s.) hanımı bir gün şöyle sordu:"Bu hastalığın bitmesi, çektiğin dertlerin gitmesi için Cenab-ı Hakka dua etsen olmaz mı?" Hz. Eyyüb (a.s.), hanımına şu cevabı verir:"Benim bolluk ve refah içinde yaşadığım müddet 80 yıldır. Çekmiş olduğum darlık ve sıkıntılı zaman ise daha bu süreye ulaşmamıştır. Bu durumda ben Allah'tan utanırım. Ona (c.c.) bu halin üzerimden gitmesi için nasıl dua ederim ki..."

    <Devam Edecek>

    Yansıtan: Hamdi Canik


    Konu Bilgileri       Kaynak: www.azeribalasi.com

          Konu: GÜLÜMSEMEK-1

          Kategori: Tasavvuf

          Konuyu Baslatan: ilhan64

          Cevaplar: 0

          Görüntüleme: 1446


Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajinizi Degistirme Yetkiniz Yok
  •  

Giriş

Giriş