Zengezur'un Mollu köyünde Rençper Alo'nun, karısı Gözel'den bir oğlu olur, adını Nebi koyarlar. Nebi on iki yaşına geldiğinde, komşu köyden Kerbelayî Mehemmed'in ya-nına çoban girer. Ancak, Kerbelayî onu oğlu gibi kabullenmekte ve ileride biricik kızı Gül-sabah'ı bu güzel çocukla evlendirmeyi dü-şünmektedir. Zaman geçer, kız da ergin yaşa gelir. Bir gün, çevresiyle ziyaretgâha giden köyün zenginlerinden Mahmut hampa, Gül-sabah'ı da yanında götürür. Atını budağa bağ-lamışken, at ürker ve

Bu konu 3687 kez görüntülendi 2 yorum aldı ...
Qaçaq Nebi Destanı'ndan 3687 Reviews

    Konuyu değerlendir: Qaçaq Nebi Destanı'ndan

    5 üzerinden | Toplam: 0 kişi oyladı ve 3687 kez incelendi.

  1. #1
    Yaver ARANCI - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik Tarihi
    25.10.2008
    Mesajlar
    298
    Konular
    108
    Beğendikleri
    0
    Beğenileri
    0
    Tecrübe Puanı
    594
    @Yaver ARANCI

    Post Qaçaq Nebi Destanı'ndan

    Zengezur'un Mollu köyünde Rençper Alo'nun, karısı Gözel'den bir oğlu olur, adını Nebi koyarlar. Nebi on iki yaşına geldiğinde, komşu köyden Kerbelayî Mehemmed'in ya-nına çoban girer. Ancak, Kerbelayî onu oğlu gibi kabullenmekte ve ileride biricik kızı Gül-sabah'ı bu güzel çocukla evlendirmeyi dü-şünmektedir. Zaman geçer, kız da ergin yaşa gelir.

    Bir gün, çevresiyle ziyaretgâha giden köyün zenginlerinden Mahmut hampa, Gül-sabah'ı da yanında götürür. Atını budağa bağ-lamışken, at ürker ve Gülsabah'a vurarak ölü-müne sebeb olur. Kerbelayî, " Ürkek atı budağa bağlamazlar" bunu bilmez misin, diye Mahmut hampaya kin tutar. Olaydan haberdar olan Nebi, Mahmut hampayı atından aşağı ala-rak döver, başını gözünü yarar.

    Nebi, Kerbelayi'nin yanında kalmaya devam eder. Gel zaman, git zaman, Nebi, Xa-nah'nın kızı Hecer'e tutulur, Hecer de ona. Nebi Hecer'i istetir. Xanalı, beyler hampalar Nebi'den hoşlanmazlar, ona gün göstermezler diye vermezlenirse de, Kerbelayi Meh-memmed'i kuramaz ve razı olur. Ancak, ayni gün Mahmut hampa Hecer'i kardeşine is-temeye gelince, Xanlı korkusundan vazgeçer.

    Nebi ile Hecer anlaşıp kaçarlar. Kerbelayi onlara toy yapar, Hecer'i babası ve kar-deşleriyle de başırtırır. Nebi, sert, dürüst, söZengezur'un Mollu köyünde Rençper Alo'nun, karısı Gözel'den bir oğlu olur, adını Nebi koyarlar. Nebi on iki yaşına geldiğinde, komşu köyden Kerbelayî Mehemmed'in ya-nına çoban girer. Ancak, Kerbelayî onu oğlu gibi kabullenmekte ve ileride biricik kızı Gül-sabah'ı bu güzel çocukla evlendirmeyi dü-şünmektedir. Zaman geçer, kız da ergin yaşa gelir.

    Bir gün, çevresiyle ziyaretgâha giden köyün zenginlerinden Mahmut hampa, Gül-sabah'ı da yanında götürür. Atını budağa bağ-lamışken, at ürker ve Gülsabah'a vurarak ölü-müne sebeb olur. Kerbelayî, " Ürkek atı budağa bağlamazlar" bunu bilmez misin, diye Mahmut hampaya kin tutar. Olaydan haberdar olan Nebi, Mahmut hampayı atından aşağı ala-rak döver, başını gözünü yarar.

    Nebi, Kerbelayi'nin yanında kalmaya devam eder. Gel zaman, git zaman, Nebi, Xa-nah'nın kızı Hecer'e tutulur, Hecer de ona. Nebi Hecer'i istetir. Xanalı, beyler hampalar Nebi'den hoşlanmazlar, ona gün göstermezler diye vermezlenirse de, Kerbelayi Meh-memmed'i kuramaz ve razı olur. Ancak, ayni gün Mahmut hampa Hecer'i kardeşine is-temeye gelince, Xanlı korkusundan vazgeçer.

    Nebi ile Hecer anlaşıp kaçarlar. Kerbelayi onlara toy yapar, Hecer'i babası ve kar-deşleriyle de başırtırır. Nebi, sert, dürüst, sözünü sakınmayan ve zulme rıza göstermeyen bir delikanlıdır. Köylü onu sever, beyler, ham-palar çekinirler.
    Mahmut hampa olanları unutmaz; bir gün Rus askerleri ile Alo'nun evine gelir. Alo has-tadır ve Xanalı ile kapıda oturmaktadır. İkisini de kırbaçlayarak kanlar içinde bırakır. Hecer karşı koyar, Nebi yetişir, Mahmut hampayı iyice döverler. Mahmut intikam için bekler, olur olmaz saldırır, beyleri, askerleri Nebi'nin üstüne sürer. Nebi bakar ki, burada rahat yok, Hecer'i alarak Mollu'dan uzaklaşmak ister. Kerbelayi Mehemmed'e düşüncesini açar ve "Ne qeder ömrüm var, bu haramzadelerle vu-ruşacağım" der. Kerbelayi onu, Boz atı ve ay-nalı tüfeğini vererek uğurlar. Hecer'le birlikte dağa çıkan Nebi bir mağarada yaşamaya baş-lar. Bir süre sonra ailelerini özleyerek, köy-lerine dönmeye karar verirler. Yolda ras-ladıkları köylülerden duyarlar ki, Mahmut hampanın adamlarından Eli bey, "Alo kişini meydanda ağaca bağlayıp, döğüp öldürdüler."
    Nebi, Mahmut ve Eli beyi yakalayıp, ayni ağaca bağlar ve başlarına birer kurşun sıkar. Ambarlarını da boşaltıp fakirlere dağıtır. Bu olay üzerine Nebi'nin ünü yayılır, zulümden kaçanlar ona gelir, destesi büyür. Rus kuv-vetleri, beylerin güçleri de onu yakalamak üzere harekete geçerler. Nebi Hecer'le beraber dağa çıkmıştır.


    Konu Bilgileri       Kaynak: www.azeribalasi.com

          Konu: Qaçaq Nebi Destanı'ndan

          Kategori: Azerbaycan

          Konuyu Baslatan: Yaver ARANCI

          Cevaplar: 2

          Görüntüleme: 3687

    İnsan TEK başına hayal eder, TEK başına acı çeker, TEK Başına Ölür. Henry Frederic Amiel

  2. #2
    Yaver ARANCI - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik Tarihi
    25.10.2008
    Mesajlar
    298
    Konular
    108
    Beğendikleri
    0
    Beğenileri
    0
    Tecrübe Puanı
    594
    @Yaver ARANCI

    Arrow Gazamatın Yandırılması

    Nöker-naip dağlara düşüp o tepe senin, bu dere menim Nebi'nin arxasmca gezip dolandıqça Nebi de gece-gündüz dağı-daşı gezir, kendlere çıxır, beylere, hampalara divan tutur, onların ta-xılını, otunu alıp kendlilere paylayırdı. Beyler Nebi'nin qorxusundan kendlilere deyip-toxunabilmirdi. Beylerle tokquşan, sözleşen ca-vanlar da yavaş yavaş dağlara çekilir, gelip Nebi'nin destesine qoşulurdular. Ayrı ayrı qaçaq desteleri de Nebi'nin başına toplaşmıştı. Nebi'nin sorağı yaxın uzak mahalları dolaşırdı.

    Nebi qaçaq düşeni, Alo'nun ölümünden sonra bığ yeri yenice terlemiş balaca Mehdi'ni de iz-lemeye başladılar. Bir gün Mehdi de naçalnik? Ca-ferqulu beyle sözleşti3. İş toğmaq deyeneye çı-xanda Mehdi el attı naçalnikin tabancasına. Goburu ile qırıp qoydu cibine. Dedi indi iğitsense yaxm gel, beynim göye sovurum. Caferkulu xan da Nebi'nin qorxusundan Mehdi'ye söz deyebilmedi. Mahala hay düştü. Mehdi naçalniki terkisilâh edip. O günden Mehdi üçün derede, tepede, hendekde dezge* qurdular. Mehdi gördü yox, bele getse, bey-ler onu aradan götürecekler. Bir gün Nebi'ni ya-nma gelip dedi:

    - Qardaş, daha men de sensiz Mollu'da qa-labilmirem. Gelim birbirimizi heyan olax. Bu bey-ler qanımıza ele susasıyplar ki, bele getse meni ara-nan götürecekler.

    Beli, bele bele Nebi'nin destesi böyüyüp otuz qırx nefer oldu. Onların içerisinde Telli Qara, Tunç Veli, Şemmed Hesen Lele Gâvur, Basar Iğit, Qanlı Qoca el içerisinde ad çıxarmış qoçaqlardan idi. İndi onların Nebi'nin başına toplaşması da beylere bir derd olmuştu.

    Goburnat(5) Qaçaq Nebi'nin destesini qırmak üçün Zengezura iki yüz atlı göndermişti. Naçalnik Caferqulu bey başta olmaxla goburnat özü bu des-tenin üç aya qeder yox edilmesini, Qaçak Nebi'nin tutulup hökümete teslim edilmesini telep etmişti. Atlılar Görus naçalnikinin serencammda dağı-daşı elek-velek edir, ancak bir kes Nebi'ni gördüm demir.

    Bir gün Qaçaq Nebi yene kendlere çıxmıştı. Camaatla görüşüp onların vaziyetinden hali olur-du. Nahçivan, Cebrayıl, Gorusun naçalnikleri de özlerinin yüz seçme atlısı ile Nebi'ni tutmak için Şotlanlı oylağmda pusquda durmuştu. Nebi geze-geze gelib Şotlanlı'ya çıxtı. Ama onu camaat arasına çıxmağa qoymadılar. Düşmen atlılarının kend-de olduğunu bilen Nebi, uşaqları evlerde yeş-leştirib özü Qanlı Qoca ile Hekeri'ye yola düştü. Çünkü, üç gündü Mollu'ya yola salmıştı. Bir xeber-eter yox idi. Hecer ikicanlı olduğundan yaman ağrı çekirdi, Odur ki, Mehdi Hecer'i Gözel'in yanmda qoyup qayıtmalı idi. Vade tamam olmuştu, ama ne Hecer'den, ne de Mehdi'den xeber vardı. Nebi Şat-lanlı'dan yenice çıxmıştı ki, bir ekinciye rast geldi. Uzaxtan fikir verdiler gördüler ki, Gorus yolunun üstünde oturan ekinci neşe oxuyur. Sonra qulax verib gördüler yox, ekinci ağlayır. Özü de herden neşe zümzüme edir. Qanlı Qoca bir az ireli yeriyip qulax verdi. Gördü ekinci oxuyur:

    (1. hapisanenin 2. rusça müdür, komutan _ 3,-atışmak, sözdalaşı yapmak 4. tuzak 5. vali)

    Goburnat, naçalnik gelib saymadı,
    Düşmenin qanından içti doymadı
    Zalımdan qısası aldı, qoymadı
    Ağlaram haline ay Qaçaq Nebi,

    Arvadı özünden ay qoçaq Nebi.
    Yağılar elinden düşüptü qaçaq
    Kardaşı Mehdi'dir özünden qoçaq
    Ağalar elinden oluptu naçar

    Ağlaram haline ay Qaçaq Nebi
    Arvadı özünden ay qoçaq Nebi.
    Dağ çektin koxaya, hampaya, xana
    Derdine analar ağlaya, yana

    Cemi iğitlerin gire meydana
    Ağlaram haline ay Qaçaq Nebi
    Arvadı özünden ay qoçaq Nebi.

    Qanlı Qoca bir göz kırpımmdan ekincinin ba-şının üstünü aldı. Soruştu ki, ay kişi, ne olup bele yanıqlı yanıqlı oxuyup ağlayırsan. Qoca dedi:

    - Heç ne. Qerip oğlum yadıma düşüp. Men de ağlayıp üreyimi boşaldıram.
    Qanlı Qoca gördü ekinci qorxur, odur ki, özünü nişan verdi:

    - Gorxma, biz bey, naçalnik-zad deyilik, Nebi'nin adamlarındanık.
    Bele deyende ele bir kişinin kirpiyi dirildi. Elini yere direq verip dik qaqtı, zenle Qanlı Qoca'ya baxtı. Ele ki arxaym oldu bunlar doğrudan da naçalnikin adamları deyil, dedi:

    - Başınıza dönüm, İsmayil bey otuz atlı ile Nebi ile Hecer'i tutub Görus'a apardı. Yazık Hecer bir ağlayırdı ki, gel göresen. Strajynikler birbirine pıçıldayırdılar ki, Hecer ağrı çekir. Hiç Gorus'a özünü yetirmez, yolda yükünü yere qoyar. Zalim İsmayil bey ise ara-sıra, kırmana Hecer'in kü- reyine çekirdi. Bele nâkişilik heç yere-göye sığar, bele zülüm yerde qalar?
    Nebi daha dözebilmedi. Geri gayıtmaq ol-mazdı. Düşman atlıları kendi üzük qaşı kimi dövreye almıştılar. Nebi Boz atı mehmizledi, üzünü Qanlı Qoca'ya dutup dedi:

    - Men gettim Hecer'in dalınca. Sen de qa- çakları sağ-salamet bu kendlerden çıxar, sabah tez den Gorus'ta görüşek.
    Beli Qanlı Qoca qaçakları axtarmaxta, Qaçaq Nebi Gorus'a getmekte olsun, görek Hecer nece oldu. Ekinci Mehdi ile Nebi'ni deyişik salmıştı. Ele bilmişti ki tutulan Nebi'yle Hecer'di.

    Kende gelen günden Hecer'in hali xa-raplaşmıştı. Kendler de Nebi'ni aktaran it-qurtla dolu olduğundan Mehdi Hecer'i bir yana çı-xarabilmemişti. Gözelin evini günde üç-dört defa axtarır, yazık arvada min bir zülüm edirdiler. Odur ki Hecer iki gün Xanalı'mn evinde qalandan sonra Kerbelayi Mehemmed gile getmeyi qarara alır. Mehdi de gece firset iken Hecer'i Kerbelayi'nin evine çattırmak isterken yolda İsmayil beyin des-tesi ile rastlaşır. Aynalını çekir ki, düşmanın ala-yını dağıtsın, Hecer deyir sen Allah, gülle atma, halim pistiri, alçaqlık edip bizi tutsalar, qoy tut-sunlar.

    Mehdi attan düşüb İsmayil beyin qarşısına gelib deyir ki; naçalnik, Hecer iki canlıdı, ağrı çekir, aparıram yaxm kendlerin birine ki, yükünü yere qoysun.
    Bunu eşiden kimi İsmail bey emr edir:

    - Her ikisinin el-qolunu bağlayın.

    Gorus gazamatmm qapısı ağzında Hecer day2 dözebilmir. Yere yıxılır. Bir azdan çağa3 sesi eşi-dilir. Hecer'in bir oğlu olır. Gazamatta işleyen ha-dimeler tez uşağın göbeyini kesip cır-cmdıra bü-kürler. İsmayil bey gazamat naçalnikinin otağından çıxıp uşağı isteyir. Şaşkasmı4 çekip uşağı şaşkanm başına geçirir. Uşağın çığırtısı ismayil beyin şakkanağma karışır. Bey qeyzle deyir:

    - Bax bunu goburnata gönderecem. Bu uşaq kimi Nebi'nin de başını vaxt geler şaşkaya geçirip Urus ete göndererem.

    Hamı İsmayil beye nefret etti. Bey uşağın cenezesini kenara atıp evine getti. Lovqa lovqa dedi:

    - Eyibi yox, indi Nebi herede olsa Hecer'in da lınca gelecek. Eğersiz min canı da olsa, elimden qurtarmayacaq.

    Gazamat işçileri qorxudan çmqırmı çıxarmadı. Gece düştü, evine geden evine, işine geden işine yola düştü. Gazamat naçalniki Ter Grigoryan da qalmıştı ki, başına ne çare qılsm...

    İndi Nebi gelmekte olsun, görek Hecer zin-danda ne eledi. Ele ki, Hecer'i zindana saldılar, sa-çını yoldu, yüz-gözünü cırıp zulum-zulum ağladı, ismayil beye bir qarqış töktü ki, sesine bütün dur-taxlar koşulub ağladılar.

    İsmayil bey Hecer'e göz dağı çekmişti. Hecer "Nebi, Nebi" deyip feryad edir, sakitleşmek bil-mirdi. Nalesi gazamatı başına götürmüştü. Hecer Nebi'ni haraylamakta olsun, görek Nebi nece oldu.

    ( 1.pis-kötü 2. artık, daha 3. bebek 4. eğri kılıcını )

    Beli, Nebi gazamatm hendeverinei gelip atı yedeğine almıştı ki, ayağına neşe deydi. Eyilip baxtı, gördü körpe oğlan uşağıdı. Şaşkaya ge-çiripler. Uşağı götürüb bağrına bastı. Ele bil uşaq ona dil açıq "meni qucağma al" dedi. Nebi'nin üre-yine damdı ki, bu Hecer'in uşağıdı. Deyirler Nebi'ni heç kes ağlayan görmemişti. Aylı geceydi. Nebi, Boz atm başını buraxıp yere oturdu. Uşağa baxıp bir ağlamaq ağladı ki, dağlar, daşlar titredi. Hendeverde dolaşan bir qoca karı Nebi'ni tanıyıp uşağı ondan aldı, bütün hadiseni Nebi'ye danıştı:
    - Ay oğul, olan olup, geçen geçip, günahdı, uşağın ruhunu incitme, qoy aparıp yuyum, qun- daxlayım.
    Nebi bir söz deyebilmedi. Handan hana özüne gelib dedi:
    - Nene, bir qundaxla, baxım görüm, balama qundax yaraşır mı?
    Qarı gazamat işcisiydi. Nebi'ni başa saldı ki, ay oğul, burada çox görünmek olmaz. Dur özün de heyete geçek, gece keçsin, sonra da men seni ötü-rerem2, dalışını özün bilersen.
    Nebi qarıya söz demeyib içeri geçti. Kan uşağı yudu, kefenledi. Nebi o ki var ağladı. Bir de qulak verip gördü ki, uzaktan bir feryat sesi gelir. Qarı ireli yeriyip pencereni açtı. "Hecer'dir, ay Nebi" -deye Nebi'ni sesledi:

    Bülbülem gülümden düştüm irağa
    Can yoxtu canımda döze ferağa
    Yeteydin yeteydin barı sorağa
    Keçti şaşkalara körpem, ay Nebi,
    Hardasan hardasan, hay-haray Nebi.

    Ay eller ah-nalem göye dayandı
    Söyleyin haq yolun, deyin hayandı,
    Al dilim ağzımda alıştı, yandı
    Keçti şaşkalara körpem ay Nebi
    Hardasan hardasan, hay-haray Nebi

    Ne zalim üzün var, ay qoca dünya
    Zulmün arşa çıxtı, say qoca dünya
    Tuttun fikirlere vay qoca dünya
    Keçti şaşakalara körpem, ay Nebi
    Hardasan, hardasan, hay-haray Nebi.

    Nebi daha dözebilmedi. Qarıya dedi:

    - Qarı nene, körpeni dalıma sar, yolu mene göster. İndi men bu köpeq uşaqlarına bir toy tutum, nenelerinin adı yadından çıxsm.

    Beli, Nebi ele eşiye çıxmıştı ki, gördü Qanlı Qoca gazamatm kapısında var gel edir. Nebi'ni gören kimi yüyürdü qabağma ki, Hecer'den xe-berin var mı?

    - Var, ay Qanlı Qoca, var. İndi bu gazamatmdaşının üstüne daş qoyan köpek uşağıdı. Deliler gelip mi?

    - Gelibler, Nebi. Divan atlıları ile möhkem atış mamız oldu. Yedi-sekkiz hampa "strajnik" o dün yaya vasil oldu. Uşaqlarm hamisi sağ-sallamattır.
    Nebi dedi:

    - Telli Gara ile Tunç Veli desteleriyle keşik3 çeksinler, kalanlar arxamca.
    Nebi gazamatm kapısını döydü. Handan hana gözetçinin yorgun sesi eşidildi.

    - Kimdir bu gece vaxti?

    - İsmayil beydir açm!

    - Naçalnik, sen o dedenin görü, bax yazık in dice sakit olup. Ona yaman zülüm eledinİşin yoxtu, get yat seher gelesin.

    - E, köpek uşağı, aç deyirem sene qapını!

    - Vallah, İsmayil bey ağ eledin. Gerek uşağı şaşkaya geçirmeyeydin,dustaklar* üsyan eleyipler. Hecer'in de yaxm düşülesi hali yoxtu...

    - Aç deyirem sene...

    Gapıçı çaresiz qalıp qapmı açtı. Garşısında Nebi'ni gören de özünü itirdi:

    - Amandı, meni öldürme. Hecer'e hamıdan çox men ağlamışam. Çay vermişem, lap indi ar- vadım Xemır Xörek getirmişti, onu da aparıp ver mişem, ama yemeyip...

    Nebi söz demedi. Gözetçi tez bir ip getirdi ki, bununla el ayağımı bağla.
    Beli, gözetçüer açarları Nebi'ye gönüllü ver-diler. Hamisinin el-qolunu bağlayıp düzdüler yan-yana, insafen heç biri sesküy salmadı.

    Nebi Hecer'i görende özünü saxlayabilmedi. İkisi de o ki var ağladılar. Hecer körpenin qun-dağını Nebi'nin dalından açıp qucağma aldı.

    Nebi Mehdi'ni de azad eledi. Hecer üzünü Nebi'ye tutub dedi:

    - Nebi, İsmayil bey meneç arpaz dağ çekip. Ancaq birden telesip ehdimi üreyimde qoyarsan. Onunla özüm danışacağam. İndi sen bütün dus- taklarıl buraq, gazamatı dağıt, od vur bura.
    Nebi bütün dustakları azad etti. Özü de ha-mıya dedi ki, içerideki taxta-tuxtaya od vursunlar.

    Nebi'yle danışan gözetçi ağzındaki yaylığı bir-teher çıxarıp dedi:

    - Aşağıda anbarda nöyüt var.

    Dustaklar o saat nöyütü çıxarıp töktüler qapı bacaya, gözetçilerin de el-ayağmı açıp burakxılar. Dustaklarm bir çoxu Nebi'nin destesine qoşuldu.
    Danyeri sökülende gazamat naçalniki pen-cereden baxıp gördü ki, alemi ışıq bürüyüb. Ga-zamatm yandığını başa düştü. Deyirler heç vaxt daşın torpağın bele yandığını gören olmamıştı. Ustad deyir gazamatı yandıran haman od, gö-nühsız körpenin, Hecer'in ahi imiş.

    (1. tarafına 2. yol gesteririm 3: gözetlesinler 4. mahpus)

    Alıntıdır : Qacaq Nebi, Derleyen, Dr. Azad Nebiyev, Bakü-1989 , S.29-37
    İnsan TEK başına hayal eder, TEK başına acı çeker, TEK Başına Ölür. Henry Frederic Amiel

  3. #3
    DoĞu
    DoĞu - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)

    Standart

    Bülbülem gülümden düştüm irağa
    Can yoxtu canımda döze ferağa
    Yeteydin yeteydin barı sorağa
    Keçti şaşkalara körpem, ay Nebi,
    Hardasan hardasan, hay-haray Nebi

    güzel bir paylasimm eline emegine saglikk

Etiketler

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajinizi Degistirme Yetkiniz Yok
  •  

Giriş

Giriş