Mevlana'yı Anlamak “ Sevgide güneş ol, dostluk ve kardeşlikte akarsu gibi ol, Hataları örtmede gece gibi ol, tevazuda toprak gibi ol, Öfkede ölü gibi ol, her ne olursan ol, Ya olduğun gibi görün, , ya da göründüğün gibi ol” - Mevlana Bugün sizlere değerli insan MEVLANA'dan bahsetmek istiyorum. onun felsefesinin günümüz insanlarına ve dünya'nın geleceği için ne kadar gerekli olduğu artık su gibi kanıksanmakta. Onu burada anlatmak sayfalara sığmayacağını düşünüyorum fakat yine de ilgi

Bu konu 1759 kez görüntülendi 3 yorum aldı ...
MEVLANA'YI ANLAMAK ! 1759 Reviews

    Konuyu değerlendir: MEVLANA'YI ANLAMAK !

    5 üzerinden | Toplam: 0 kişi oyladı ve 1759 kez incelendi.

  1. #1
    Watan - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik Tarihi
    02.09.2008
    Mesajlar
    1.458
    Konular
    151
    Beğendikleri
    0
    Beğenileri
    0
    Tecrübe Puanı
    597
    @Watan

    Standart MEVLANA'YI ANLAMAK !

    Mevlana'yı Anlamak
    “ Sevgide güneş ol, dostluk ve kardeşlikte akarsu gibi ol,
    Hataları örtmede gece gibi ol, tevazuda toprak gibi ol,
    Öfkede ölü gibi ol, her ne olursan ol,
    Ya olduğun gibi görün, , ya da göründüğün gibi ol” - Mevlana


    Bugün sizlere değerli insan MEVLANA'dan bahsetmek istiyorum. onun felsefesinin günümüz insanlarına ve dünya'nın geleceği için ne kadar gerekli olduğu artık su gibi kanıksanmakta. Onu burada anlatmak sayfalara sığmayacağını düşünüyorum fakat yine de ilgi ile okuyacağınızı ümit ediyorum.

    Mevlana, Belh'te 30 Eylül 1207 ( 6 Rebiülevvel 604) ‘de dünyaya gelmiş. İslam dünyasında hürmet belirtmek için önemli kişilerin isimlerinin önünde kullanılan “ efendimiz” anlamındaki “ Mevlana” lakabı Mevlana Celaladdin Muhammed ile birlikte özel bir isime dönüşmüştür. Yaşadığı Belh'de siyasi istikrar bozulduğunda ailesi ile birlikte Selçuklu devletinin başkenti olan Konya'ya yerleşmiştir. Mevlana, babası Bahaeddin Veled gibi zahitti, bilgin ve bütün bilginlerin başıydı. Babasının ölümünden sonra onun yerini aldı. Görüşleri ve felsefi çalışmaları ile Selçuklu devletinin yönetimi tarafından büyük saygı görüp, fikirlerinden istifade edilmiştir. İlmin, irfanın ve şairce duygunun buluştuğu bir bilge kişi olarak, toplumun gündelik hayatıyla yakından ilgilenmiş ve insan ruhunun problemlerine ikna edici çözümler sunmuştur.

    Ruh verilen ve bedeni toprakla yoğrulan insanoğlunun başlıca özelliğinin akıl ve nefis ile izah ederken, insanın diğer canlılardan farklılığını üçe ayırır. Birincisi, meleklerin yalnızca akıldan ibaret olduğunu, ikincisinin, hayvanlarda akıl olmadığı için, yalnızca nefis sahibi oldukları, üçüncü grup olan insanda ise; akıl ve nefisten meydana geldiğini ve kulluk sorumluluğunu taşıyan insanın, yarısının melek, yarısının hayvan, bir başka değişle, yarısının balık, yarısının yılan olduğunu, her iki unsurun da insanı kendi tarafına çektiğini, balık yönünün onu suya, yılan olan tarafın ise toprağa sürüklediğini, akıl veya nefis arasındaki hangi unsur galip gelirse insanında o gruba dahil olacağını belirtmiştir.

    Mevlana'da diğer tasavvuf ustaları gibi, insan ruhunun yüceltilmesinin, olgunluğa ulaşmasının “ Sevgiyle” mümkün olacağını söylemiştir. Aşkın hayatın aslı, kainatın yaratılış sebebi olduğunu belirtirken, insanın yaratılmasındaki yegane amacın, Allah'ı tanımak, sevmek ve kulluk etmek olduğunu, onu unutarak, mal , mülk ve mevkii gibi tuzakları olan dünyaya gönül vermenin yalnızca bir esaret olduğunu ve aslada sevgi olamayacağını, gönlünü ilahi aşka açanların bütün kötü huylarından arınacağını, gerçek aşka sahip olmanın ise bir çok derde, belaya sabretmek ve zor sınavlardan geçmek gerektiğini, aşkın dava, cefanın da şahit, şahidi olmayan davanın da düşeceğini ifade etmiştir.

    Mevlana, insanın kulluk şuuruna yalnızca namaz ve zekat gibi ibadetlerle ulaşılamayacağını, ibadetlerin temelinde gönüldeki sevginin bulunmasının gereğini vurgularken, Hakk'ın sevgisine layık olmak için, hırs, kin, riya, yalan, kibir, kıskançlık gibi duygulara, maddiyata, geçici dünya nimetlerine olan düşkünlüğe gönülde yer vermemek konusunda bizleri uyarmıştır.

    Kendisi de büyük bir alim olan Mevlana, İlmin insanlık için ne kadar önemli olduğunu, sevgiyle birlikte olan ilmin ise insanlığa fayda getireceğini, bilginin sözde kalmamasını, hayatta uygulanması ve insanlığa hizmet etmesi ve yalnızca ilim sahibi olmanın yetmediğini, bunun amel ile birlikte olmasının faydalı olacağını, önce çalışmanın sonra da tevekkülün geldiğini söylemektedir.

    Her canlının olduğu gibi hepimiz bir gün ölümü tadacağız. Mevlana ölüm gününü “ şeb-i arus” yani “ düğün gecemdi. Ölüydüm, dirildim. Dost aldı götürdü beni” sözleriyle insanlar için büyük bir korku sebebi olan ölümü sevgiliye kavuşmak olarak görmüştür. Mevlana; ölüm korkusunu açıklarken, ölümü bir aynaya benzetir. İyi insanlar, için ölüm güzel, kötüler için de çirkindir. Dolayısıyla insanı korkutan husus ölüm değil, aynada gördükleri kendi çirkinlikleri ve kendi hatalarıdır” sözleriyle ölüm gerçeğini kavramak, dünyaya gönül bağlamamak, kaçınılmaz konu güzel ve hayırlı işlerle geçen bir ömrün sonundaki mükafat haline getirmeyi isterken son vasiyetinde ise şunları söylemiştir.

    “ Size , gizlide ve açıkta Allah'tan korkmayı, az yemeyi, az uyumayı, az konuşmayı, isyan ve günahları terk etmeyi, dininize bağlanmayı, sürekli olarak şehveti terk etmeyi, bütün yaratıklardan gelen cefaya tahammüllü olmayı, aptal ve cahillerle oturmamayı, güzel davranışlı ve olgun kişilerle birlikte bulunmayı vasiyet ediyorum. İnsanların en hayırlısı, insanlara yararı olanı, sözün en hayırlısı ise az ve anlaşır olanıdır”


    Konu Bilgileri       Kaynak: www.azeribalasi.com

          Konu: MEVLANA'YI ANLAMAK !

          Kategori: Tasavvuf

          Konuyu Baslatan: Watan

          Cevaplar: 3

          Görüntüleme: 1759


  2. #2
    Dygsuz - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik Tarihi
    30.07.2008
    Mesajlar
    10.793
    Konular
    3263
    Beğendikleri
    0
    Beğenileri
    3
    Tecrübe Puanı
    1050
    @Dygsuz

    Standart

    Mevlana bir derya,ne bu deryaya girmekten nede sevgi deryasından içmekten usanılır.Teşekküerler Watannn.

  3. #3
    Aybalam76 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik Tarihi
    10.08.2008
    Mesajlar
    2.619
    Konular
    479
    Beğendikleri
    0
    Beğenileri
    0
    Tecrübe Puanı
    100
    @Aybalam76

    Standart

    O Beden Testisi Ab-ı Hayatla Dopdolu, Bu Beden Testisi Ise ölüm Zehiri Ile. Içindekine Bakarsan Padişahsın, Kabına Bakarsan Yolu Yitirdin.

    Diyor Mevlana Hazretleri.. Emeğine sağlık kardeşim. Çok gerekli ve süper bir ekleme yapmışsın gene. Teşekkürler ve devamı gelir dileklerimle..
    Kralların taçları beni bağlar büyümü
    Orduları açamaz gönlümdeki düğümü
    Saraylarda süremem dağlarda sürdüğümü
    Bin cihana değişmem şu öksüz TÜRKLÜĞÜMÜ..

  4. #4
    S€®C€
    S€®C€ - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)

    Standart Mevlanayı anlamak...

    Akil,aşk ve can! Bu üçü üçgendir.Her derde çare,her yaraya merhemdir.

    MEVLANA...

    Mevlana "Bilginlerin Sultâni" ve Gönül dostu onu tanımak ve onu anlatmak gerçekten çok güzel bir serzeniş.Teşekkürler watan kardeş...




    Gel, ne olursan ol gene gel' diyerek tüm dünyayı kucaklayan büyük düşünür Mevlana

Etiketler

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajinizi Degistirme Yetkiniz Yok
  •  

Giriş

Giriş