Bir destan yazılıyordu dünyanın pek de bilinmeyen ücra bir köşesinde. Bir çöl, kavurucu güneş, susuz dudaklar… ve Kerbela… Bir destan yazılıyordu, dünyanın pek de bilinmeyen bir köşesinde. Bir çöl, binlerce savaşçı, 72 kahraman… ve Kerbela… Bir destan yazılıyordu insanın içini eriten güneşin altında, kızgın çöl kumlarının üstünde. Şehadete susamış yiğitler, gözü dönmüş bir kavim… ve Kerbela… Kılıçların parıltısı gözleri kamaştırıyordu, onlarcası birden saldırıyordu bir kişinin üstüne.

Bu konu 1052 kez görüntülendi 0 yorum aldı ...
Kanli destan kerbela 1052 Reviews

    Konuyu değerlendir: Kanli destan kerbela

    5 üzerinden | Toplam: 0 kişi oyladı ve 1052 kez incelendi.

  1. #1
    Aybalam76 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik Tarihi
    10.08.2008
    Mesajlar
    2.619
    Konular
    479
    Beğendikleri
    0
    Beğenileri
    0
    Tecrübe Puanı
    100
    @Aybalam76

    Standart Kanli destan kerbela

    Bir destan yazılıyordu dünyanın pek de bilinmeyen ücra bir köşesinde. Bir çöl, kavurucu güneş, susuz dudaklar… ve Kerbela… Bir destan yazılıyordu, dünyanın pek de bilinmeyen bir köşesinde. Bir çöl, binlerce savaşçı, 72 kahraman… ve Kerbela… Bir destan yazılıyordu insanın içini eriten güneşin altında, kızgın çöl kumlarının üstünde. Şehadete susamış yiğitler, gözü dönmüş bir kavim… ve Kerbela…

    Kılıçların parıltısı gözleri kamaştırıyordu, onlarcası birden saldırıyordu bir kişinin üstüne. Kanlar dökülüyordu çöl kumlarına, kanın sıcaklığı karışıyordu çölün sıcaklığına… Bir yanda kahkahalar, bir yanda ağıtlar… Bir yanda zafer çığlıkları, bir yanda feryatlar…

    Sureti peygamber çıkıyordu, arkasına bile bakmadan, korkmadan, dimdik başıyla mağrurlanarak meydana. Şüphesiz ölüme gidiyordu, ceddi peygambere benzeyen yüzüyle, gözlerinde şehadetin ışıltısıyla… ve kanına boyanıyordu, kanı kefeni oluyordu Ali Ekber’in… Huseyn’in gözünden yaşlar akıyordu, küller olsun diyordu dünyanın başına, Ali Ekbersiz olduktan sonra…

    Birbiri ardınca çıktı evladı Huseyn meydana, birbiri ardına çıktı meydana Ashabı Huseyn… En çok Abbas’ın şehadeti yakıyordu Huseyn’in yüreğini, belim büküldü diyordu şimdi…

    Ve Huseyn çıkıyordu meydana, geride, kadınları, çocukları ve Zeyneb’i bırakarak… Zeyneb’e çok ağır geliyordu bu ayrılık, bir gün görmeden Huseyn’i, yaşayamam diyordu da, nasıl dayanacağını o da bilmiyordu. Huseyn’in kanı döküldüğünde âr etti âlem, hayâ etti, bir damla yaş olup Zeyneb’in gözlerinden döküldü Kerbela’nın kanlı toprağına, kan oldu âlem, alem kana boyandı, Zeyneb’le beraber feryad-u figan etti…

    Rugeyye’nin sesi oldu rüzgar, yayıldı dünyanın her bir köşesine, seslendi Huseyn’in yalnızlığını, fısıldadı tüm canlıların kulaklarına, yüreklerine işledi bu ses, kimi sevindi, kimi hüzne boğuldu. Haricilere ölüm dedi bir kısmı, bir kısmı da Hanedanı Peygamber düşmanlarına lanet olsun diye nida etti.

    Zeyneb, sesi oldu, susturulmak ve gizlenmek istenen Kerbela’nın. Kanın sesi oldu Zeyneb… Abbas şehit oldu amma, esirlerin Abbası oldu Zeyneb, gelen tüm saldırılardan o korudu yetim çocukları. İşte Huseyn’in bacısı Zeynep bu dediler, biri Kerbela’nın, diğeri esirlerin kahramanı oldu



    alıntı


    Konu Bilgileri       Kaynak: www.azeribalasi.com

          Konu: Kanli destan kerbela

          Kategori: Makaleler,Köşe Yazıları

          Konuyu Baslatan: Aybalam76

          Cevaplar: 0

          Görüntüleme: 1052

    Kralların taçları beni bağlar büyümü
    Orduları açamaz gönlümdeki düğümü
    Saraylarda süremem dağlarda sürdüğümü
    Bin cihana değişmem şu öksüz TÜRKLÜĞÜMÜ..

Etiketler

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajinizi Degistirme Yetkiniz Yok
  •  

Giriş

Giriş