Kendisini derinliklerde kaybetmiş bir psikolog, uzun zamandır düşündüğü tuhaf şeyi yaptı ve veri toplamakta kullanılan o küçük dinleme cihazını, bir suçluya gizliden iliştirirmiş gibi, iç çamaşırına iliştirdi. Bundan kimseyi de haberdar etmedi. Bütün amacı kendisini dinlemek; kendisi hakkında bir yargıya varabilmek içindi. Başkasını işin içine katarsa, bu deneyin oyunlaşmasından, kendisinin de aktörleşmesinden korkuyordu. Ancak suçluya iliştirilmiş dinleme cihazından farklı yanı, bu defa başka

Bu konu 1238 kez görüntülendi 0 yorum aldı ...
Deney Faresi 1238 Reviews

    Konuyu değerlendir: Deney Faresi

    5 üzerinden | Toplam: 0 kişi oyladı ve 1238 kez incelendi.

Konu: Deney Faresi

  1. #1
    Revane - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik Tarihi
    06.08.2011
    Yaş;
    38
    Mesajlar
    1.895
    Konular
    1219
    Beğendikleri
    0
    Beğenileri
    3
    Tecrübe Puanı
    1000
    @Revane

    Standart Deney Faresi

    Kendisini derinliklerde kaybetmiş bir psikolog, uzun zamandır düşündüğü tuhaf şeyi yaptı ve veri toplamakta kullanılan o küçük dinleme cihazını, bir suçluya gizliden iliştirirmiş gibi, iç çamaşırına iliştirdi. Bundan kimseyi de haberdar etmedi. Bütün amacı kendisini dinlemek; kendisi hakkında bir yargıya varabilmek içindi. Başkasını işin içine katarsa, bu deneyin oyunlaşmasından, kendisinin de aktörleşmesinden korkuyordu. Ancak suçluya iliştirilmiş dinleme cihazından farklı yanı, bu defa başka bir mekanda dinleyicinin hiç olmamasıydı. Zaten böyle bir şey deneyin özüne de aykırı olduğu için, bir kayıt cihazı yerleştirdi diğer tarafa; yani evine; evin dolabına. Bütün bu alet edavatı kurarken herşeyin son teknoloji olmasına özen göstermişti; çünkü mümkün mertebe gizli olmalıydı herşey. İlk günler, kendisini dinlemenin verdiği garip bir duyguyla geçti. Hal ve hareketlerini kısıtlayan başka birisi var gibiydi; işte orada kendisini görüyor, dinliyor ve not tutuyordu. Bu kişi ne kadar da kendisine benziyordu? Başkasını izleyen, dinleyen, not tutan bir başkası olan kendisi. Daha evvel hissettiği o kendini unutuş, sonra birden varlığını duyuş, ama kendini bir yerde konumlandıramayışı, uzamda tek ve anlamsız bir nesne gibi duruşu, bütün bunları irkiltici buluşu.. hepsi şimdi çok uzaktaydı. Alışana dek te böyle olacaktı, kesindi bu. Şu anda gözlenen değil, gözleyen birisiydi ve hesapladığı ve amaçladığı üzere kendisini gözlüyordu. Kuleye çıkmış, uzaktan kendisini görmeye çalışan bir gözcü gibi.

    Peki ne zaman gerçekleşecekti kahrolası bu unutuş? Deneyin içerdiği ve kendisinin de hesapladığı üzere, deneyin selameti için bir noktadan sonra deneyi unutması veya en azından umursamaması, ya da hiç yoktan dikkatten kaçırması gerekiyordu. O unutuş günleri ise bir türlü gelmek bilmiyordu ve bu sırada rol yaptığını içi sızlayarak görüyordu. Çünkü kendisi hakkında olumlu yargılara çıkma istenci, refleksif karakter gösteriyordu çevresinde de gözlemlediği üzere. Mesela, yaptığı tıynetsizlikleri anlatan hiçbir hastası kendini kötü görmüyordu. Hatta bir gün gördüğü bir düşte güzel görünümlü ama insanın havasından üşüdüğü bir yaratık geliyor, ve kendisine "Ben Bay İyi'yim. Ama hastayım" diyordu. Niçin ve neyden hasta olduğu sorusunu yanıtlamıyordu ve niçin olumsuz hava yaydığını da. Ama şöyle dediğini duydu ansızın giderken; "Görünüşümü kıskandıklarından uyduruyorlar." Uyanınca da cevabını aramıştı ve şöyle mırıldanmıştı: "Klasik mantığa bürüme olayı. İyilik, felsefe gereksindirmez." O anda Bay İyi'nin, aslında Kötü olduğuna karar vermişti. Hiç bunu yapmamasını gerektiğini, bu beklentinin akla ve bilime uymaz olduğunu bildiği halde cevabi bir rüya daha bekledi; Bay İyi'nin tekrar gelmesini veya bir de gerçek Bay Kötü'den gerçeği dinlemeyi. Ama boş bir bekleyişti ki, bu defa akıldan ve bildiklerinden vazgeçmemeye tekrar karar verdi. Nereye kadar sorusunun içinde yankılanmasına aldırmaksızın.
    Günler unutamayışla geçip gidiyordu işte, ne kendisini unutuyor, ne de deneyi unutuyordu. Gazetesini okurken, muayenehanesinde bir hastayı daha dinlerken (Muayenehanede iki hasta, iki psikolog var. Garipsiyordu ve hoşuna gidiyordu. Gördüğü hasta dışında bir de kendisi; ve hastasının gördüğü psikologdan ötede, psikologu gözetleyen başka bir psikolog.) Ama yine de çok defa rahatsızlık ta vermiyor değildi: Küsmüş gibi durmakla eşini de küstürmüştü misal; çocukların isteklerine duyarısz görünüyordu ve hastanede dalgınlığına dalgınlık eklenmişti. Daha az dışarı çıkıyor; iş ve arkadaş toplantılarına zoraki tutunuyordu. Oysa tüm bu hayatın her anını kapsayan ayrıntılara daha fazla eğilmek zorunda olduğunu çıkarsıyor ama bir türlü o noktaya doğru yayılamıyordu. Hata yapmamak için az konuşuyor, bir soytarı gibi görünmemek için az gülüyordu. Sürekli olarak aklında kendini tutuş vardı ve gün biterken günlüğüne yazdığı üzere, kendini unutuş kadar kendinden başka bir şeyi duyumsamayış ta berbat bir histi. Deney halen istediği seviyeye gelmemişti ve üzerinden bir kaç hafta geçmesine rağmen üzerinden çıkarmadığı dinleme cihazı halen vücudunda bir yabancıydı. Kayıtları dinlediğinde de kendisi hakkında bilinenler haricinde pek bir bulguya rastlayamıyordu. Kendi mırıldanmaları, konuşmaları, kulağına tuhaf gelen sesinin tınısı, anlamlı anlamsız konuşması, az da olsa gülmesi. "Yükselen ve alçalan sesin frekansı ve hep tuhaf gelen sesinin tınısı. "Frekans ve tını" yazdı günlüğüne. Bekledi, aradı. Kayıt cihazının düğmesine tekrar bastı, kendi konuşmaları, hışırtılar, homurtular, hırıltılar. "Suyun içine giriyorum" Frekans ve tını... "Suyun içerisinde eriyorum... Az sonra su olabilirim. Belki de ben suyum." Daha fazla frekans ve tını." Boğuluyorum. El yazım, harfler kağıda yayılıyor; suya yayılıyorum" Nefesi sıkıştı. Masadan kalktı; rengine bakmak üzere elbise dolabının aynasına koştu. Yüzünü yakından inceledi; uzaktan baktı. Adeta aynaya gömüldü gitti. Neden sonra kendine geldiğinde aynanın arkasına monte ettiği kamerayı kontrol etme gereksinimi duydu. Birazdan görüntüleri izledi; deftere birşeyler karalayan bir adamın görüntüsünü. "Özne mi, nesne mi?" İçinin derinliklerinde kayboldu gitti.


    Konu Bilgileri       Kaynak: www.azeribalasi.com

          Konu: Deney Faresi

          Kategori: Kısa Hikayeler

          Konuyu Baslatan: Revane

          Cevaplar: 0

          Görüntüleme: 1238


Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajinizi Degistirme Yetkiniz Yok
  •  

Giriş

Giriş