KANLI OCAK (20 Yanvar) Bahtiyar VAHAPZADE anlatıyor http://img9.imageshack.us/img9/5687/499wo.jpg Türk Dünyası'nın en büyük şairlerinden, Bahtiyar Vahapzade'nin kaleminden 19-20 Ocak 1990 "Kanlı Yanvar" olayları: O gece doğan her on çocuktan sekizi erkek doğdu! Allah bizimledir!...

Bu konu 9712 kez görüntülendi 3 yorum aldı ...
KANLI OCAK (20 Yanvar) Bahtiyar VAHAPZADE 9712 Reviews

    Konuyu değerlendir: KANLI OCAK (20 Yanvar) Bahtiyar VAHAPZADE

    5 üzerinden | Toplam: 0 kişi oyladı ve 9712 kez incelendi.

  1. #1
    AyMaRaLCaN - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik Tarihi
    24.08.2008
    Mesajlar
    11.371
    Konular
    5172
    Beğendikleri
    0
    Beğenileri
    2
    Tecrübe Puanı
    100
    @AyMaRaLCaN

    Standart KANLI OCAK (20 Yanvar) Bahtiyar VAHAPZADE

    KANLI OCAK (20 Yanvar)


    Bahtiyar VAHAPZADE anlatıyor






    Türk Dünyası'nın en büyük şairlerinden, Bahtiyar Vahapzade'nin kaleminden 19-20 Ocak 1990 "Kanlı Yanvar" olayları: O gece doğan her on çocuktan sekizi erkek doğdu! Allah bizimledir!...
    16 Ocak 1990… Akşam vakti bahçeden yükselen “Allah-u Ekber” sesini duyunca balkona çıktım. Son 20 yıldır abidelerin korunması idaresine çevrilmiş ve bize komşu olan caminin minaresine 5-6 gencin çıktığını gördüm. Ellerinde milli cumhuriyetimizin üç renkli bayrağı dalgalanıyordu. Bu gençler, atamız Mehmet Emin Resulzade’nin yükselttiği bayrağı minareye dikerek, “Allah-u Ekber” diye bağırmaya başladılar. Onlar 20-25 yaşlarındaydı. İlahi!

    Üç renkli milli bayrağımızın mevcudiyetini onlar nereden biliyorlardı? “Allah-u Ekber”i yüreklerine nakş edenlerin dilleri kesildiği zaman dünyaya gelen bu gençler bu mukaddes kelamın sırrını ve gücünü nereden biliyorlardı? Kulaklarının duymadığı, gözlerinin görmediği ve dillerinin söylemediği üç renkli bayrak, Mehmet Emin ruhu ve“Allah-u Ekber” nidası onların hafızasında yaşıyor ve onları gizli bir ateş gibi içeriden yakıyormuş. Bu ilahi sırra nasıl hayret etmeyesin, İlahi?

    “Ruhumun senden İlahi, budur ancak emeli:
    Değmesin mabedimin göğsüne namahrem eli,
    Bu ezanlar ki şehadetleri dinin temeli
    Ebedi yurdumun üstünde benim inlemeli!”

    ------------------------

    19 Ocak 1990 tarihinde gece saat 12’de en modern silahlarla donatılmış ordu Bakü’ye girdi ve çıplak ellerle toprağımızı savunmak isteyen oğullar ve kızlarımızı kana boyadı. İki yüz yıla yakın bir zamandan beri toprağımızdan emip götürdükleri kızıl (altın) petrolle birlikte, kızıl kanımızı da akıttılar. Toprağımızın bütünlüğünü korumak isterken öldürülen çiçeği burnundaki gençler, kız ve gelinlerimizin günahı neydi? Vatan toprağını sevmek, onu korumak dileği ne zamandan beri günah sayılıyor?

    40-45 yıl önce şimdi sizin ellerinizde şehit olan gençlerin babaları Rus topraklarını korumak için can vermediler mi? Babalarımızın o zaman size yaptıkları hizmetin ve fedakarlığın karşılığını böyle mi ödeyecektiniz: 200 yıldan beri senin kölen oldum, hizmetçin oldum. Allah’ın bütün günlerinde senin için çalıştım, sana canım ve kanım pahasına petrol verdim! Yetiştirdiğim ürünlere hasret kalıp onları sana gönderdim. Sayemde dünyanın en kudretli devleti oldun, dünyaya meydan okudun, ülkeleri korkuttun. Tank paletleri altında ezilmek mi idi iyiliğimin karşılığı? Biz bu sistemi kabul ettik, ama Allah kabul etmesin!

    Beni “egemen” devlet olarak ilan etmen bir yıl dahi olmadı. Ne çabuk sözünden caydın?Ne çabuk egemenliğime son verdin?

    Sen ne zaman imzaladığın antlaşmalara, verdiğin sözlere sadık kaldın ki, buna da sadık kalasın? Zamanın tabi ve kanuni hükmüne boyun eğerek esir milletlere cüzi de olsa hürriyet vermeğe mecbur kalmıştın. Geçici hürriyetten faydalanıp kaldırdığımız kafayı ne çabuk ezdin!

    Yok başka türlü de olamazdı. Çünkü gaddarlık ve zalimlik senin tabiatındadır. Kendi tabiatına nasıl zıt hareket edebilirsin?

    O kanlı Cumartesi gecesi, Azeriler bin yıllık kahramanlık tarihini dünyaya yeniden gösterdiler. O, kendi varlığını bir daha ispat etti. O, bu milletin hürriyet için ölmeğe hazır olduğunu gösterdi. Böylelikle bu gençler halkımızı ölüm sınırının diğer yakasına geçirdi. Ölüme hazır olmayan millet hürriyetini kazanamaz!

    -------------------------

    Bakü’deki en büyük kayıp, Bakü girişinde 11. Kızıl Ordu için yapılan abide yakınında cereyan etmiştir. Bu gün Azeriler abide üzerine siyah bayrak astılar, etrafına ise her gün taze karanfil koyuyorlar. Bununla yüreklerindeki nefret ateşini söndürüyorlar. 28 Nisan 1920 tarihinde Azerbaycan’ı işgal eden Kızıl Ordu, 20 Ocak 1990 tarihinde yeniden işgal etti ve onun adına dikilmiş abide önünde yeniden halkımızın kanını akıttı. Böylelikle de adına layık iş yaparak “işgalci ve sömürücü” kimliğini bir kez daha ortaya koymuştur.

    O kanlı Cumartesi gecesi yüreğimize öyle bir dağ çektiler ki, bu yaranın acısı yüzyıllar boyu devam edecektir. Saldırganların barbarlığı ve vahşeti asla hafızalarımızdan silinmeyecektir. Takvimlerde “19 Ocak” günü siyah harflerle yazılacak ve gelecek nesiller bu rakamı uğursuz bir hatıra olarak hafızalarında saklayacak, tarih boyunca katillere lanet okuyacaklardır. Sen herhalde bunu unuttun? Ama yüreğimizde açtığın yarayı bize hiçbir zaman unutturamayacaksın!

    Ne adavet (kin, düşmanlık) ne gerçek
    Vallah yoktu o gece
    Zulüm zalim eliyle
    Hak’kı boğdu o gece!

    Tunç zirehli (zırhlı) yılanlar
    Döktü kırmızı kanlar.
    Hakikati yalanlar
    Künce sıktı (köşeye sıkıştırdı) o gece!

    Kime deyim derdimi?
    Gaspkar (zorba) namerde mi?
    Yetmiş yılın dert gamı
    Gözden aktı o gece!

    Analar amanından
    Sineler oldu şan-şan (parça parça)
    Şehitlerin kanından
    Şimşek çaktı o gece!

    Ne diyek bu vahşete,
    Bu zulme, bu dehşete?
    Allah bu musibete
    Nasıl baktı o gece!

    ------------------------

    karaocak Kanlı Cumartesi gecesinden bir gün sonra, yani Ocak’ın 20’sinde Gorbaçov’a şu telgrafı çektim:

    “Gorbaçov cenapları;
    Azeriler, şimdi bir İslam Cumhuriyeti kurmak sevdasına düşecek bir millet değildir. Bu akıttığın kanlara hak kazandırmak için uydurduğun bir iftiradır. Sen, bunu çok iyi biliyorsun, ellerin ve vicdanın milletimin kanına boyanmıştır.

    Cellat Stalin’in işlemediği cinayetleri işledin, tarih bu büyük günahını asla affetmeyecektir. Milletimin kanını akıttıktan sonra ona başsağlığı mesajı göndermen ise dehşetli bir iki yüzlülüktür. Senin başkanlık yaptığın partiden ayrılmayı kendim için bir şeref sayıyorum.”

    ------------------------

    Bahtiyar Vahabzade olayların hemen ertesinde Kazak Türklerinin dünya çapındaki devlet ve bilim adamı Oljas Süleyman’a telefon ederek Bakü’ye gelmesini rica eder. Süleyman hemen Bakü’ye gelir ve birlikte şehri gezerler.

    Vahabzade şehirde duyduğu bir söylentiyi aktarıyor:

    “Söylenenlere göre, Cumartesi günü Azerbaycan doğum evlerinde dünyaya göz açan her 10 çocuktan 8’i erkektir. Allah’ın bu mucizesi karşısında şaşıp kalmamak imkansızdır. Allah o gece ölen gençlerimizin yerini doldurdu. Çünkü, Allah bizimledir. Hak nerdeyse, Allah da ordadır!

    Namerd güllesine kurban giderken
    Gözünü sabah dikti şehitler.
    Üç renkli bayrağı öz kanlarıyla,
    Vatan göklerine çekti şehitler!

    O şenbe gecesi, o getl günü
    Mümküne dönderdik çok namümkünü.
    Halkın kalbindeki korku mülkünü
    O gece dağıtıp söktü şehitler!

    Tarihi yaşatıp dileğimizde
    Bir yumruğa döndük o gece biz de.
    Yıkıp köleliği, yüreğimizde
    Cesaret mülkünü dikti şehitler!

    Zalim öğünmesin zulümleriyle
    Bin bir böhtanıyla (iftira)bin bir şerriyle
    Hakikat uğrunda ölümleriyle
    Ölümü kamına çekti şehitler!

    Onlar susturulan hakkı dindiler (işittiler)
    Karaca toprağı kıymetlendiler (kıymetlendirdiler)
    Donan vicdanları gayretlendiler (gayrete getirdiler)
    Ahı, el gayreti çekti şehitler!

    İnsan, insan olur öz hüneriyle
    Millet, milet olur hayr-ı şerriyle
    Toprağın bağrını cesetleriyle
    Azadlık tohumu ekti şehitler!

    alinti


    Konu Bilgileri       Kaynak: www.azeribalasi.com

          Konu: KANLI OCAK (20 Yanvar) Bahtiyar VAHAPZADE

          Kategori: Azerbaycan Tarihi

          Konuyu Baslatan: AyMaRaLCaN

          Cevaplar: 3

          Görüntüleme: 9712

    Sinemde yanar dağlar bahçeler bağlar yetim
    Sensizken canım ağlar bensizken memleketim
    Özüme bir kez dokun gör nasıl birisiyim
    Aşka aşıkken bile memleket delisiyim

  2. #2
    AyMaRaLCaN - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik Tarihi
    24.08.2008
    Mesajlar
    11.371
    Konular
    5172
    Beğendikleri
    0
    Beğenileri
    2
    Tecrübe Puanı
    100
    @AyMaRaLCaN

    Standart

    Göyler yaman qarışıq,
    Ağla, qerenfil, ağla!
    Sis gelir qan-qarışıq,
    Ağla qerenfil ağla!

    Bu gece - ifrit gece,
    Bu gece - nifret gece.
    Qudurmuş bir it gece,
    Ağla qerenfil ağla!

    Bu gece - cellad gece,
    Bu gece - zulmet gece,
    Bu gece - zillet gece,
    Ağla, qerenfil ağla!

    Sanki dünya dağılır:
    Dargın göyler boğulur.
    Bu gece şer doğulur,
    Ağla qerenfil ağla!

    Gece erimez daha,
    Çetin çıxaq sabaha...
    Bu feryada, bu aha
    Ağla, qerenfil, ağla!


    Her şehide bir düzüm.
    Abşeron - qan denizim.
    Sen - menim ağlar gözüm,
    Ağla, qerenfil, ağla!

    Uzaq menzil, acı yol!
    Yoldu, yol, elacı yol!
    Şehidlere bacı ol:
    Ağla, qerenfil, ağla!

    Bağ öldü, xezel ağlar,
    Bülbüller ezel ağlar.
    Bu, günahsız qanlara,
    Bu didilmiş canlara,
    Bu cansız cavanlara
    Ağla, qereııfil, ağla!

    Ne ocaqdı çatmısan?!
    Feleyi ağlatmısan!
    Al qanıma batmısan,
    Ağla, qerenfil, ağla!

    Bu qara yazılara,
    Bu körpe quzulara,
    Bu ölen arzulara
    Ağla, qerenfil, ağla!

    Hara gedir bu qanlar?!
    Od püskürür vulkanlar!
    Boş elimiz - qalxanlar,
    Ağla, qerenfil, ağla!

    Xeyir şere üstün geldi,
    İniltili gün geldi...
    Ağlamalı gün geldi:
    Ağla, qerenfil, ağla!






    BAYRAK GÖNDERİNDEN İNDİRİLİR HEÇ?..»


    Gönderinden indirilir mi ey oğul yere..

    Bir dâğ-ı derun[1] olub, bayraklar mene

    Ne olur böyyükler indirmen onu yere

    Ermeni sevinir, Türkiye üzülür bax yene

    Ne olur böyyükler çıxarın onu gönderine



    Ha Azerbaycan, ha Türkiye bayrağı

    İkisinde de var mübarek İslâm hilali,

    El muzaffer temsili; Türk’e şanlı yıldız,

    İkisinde de kırmızı al kanımız, canımız

    Üreğimiz onlar; namus ve vatanımız



    Yorganını açtığın şehidler şunu demedi mi?

    Vahabzade merhumun sözü yalanmış hemi?

    Ay... Şehidler xiyabanından bayrak indirildi?

    Muhammed’in askeri üstüne ne örter imdi?

    Biz iki devlet ve iki düşman millet miyiz ki?



    Akıl, fikir, ilim... Allah’ım yol göster bize

    Türk milletinin aklu iz’anınu yitirttirme

    Hakiki düşmanımız her kim, kimlerdir ise,

    Göster bize, düşman diye biz girmeyelim

    Kördövüşü edip ahmakça, bir birlerimize...











    Böyle yatarken mahnılar Hüseynî beşiğinde,
    Bozuluverdi beste kurşun çığlıklarıyla,
    Sımsıcak ocaklara düştü "Ocak Kırgını",
    En asi zirvelerde sustu acı külekler
    Gökgöl'ün düşlerine aktı Karanfil kanı...

    Var huzûr-ı Hüseyn'e pâre pâre Karanfil,
    Bunca yâreler ile ona yâre Karanfil! alinti
    Sinemde yanar dağlar bahçeler bağlar yetim
    Sensizken canım ağlar bensizken memleketim
    Özüme bir kez dokun gör nasıl birisiyim
    Aşka aşıkken bile memleket delisiyim

  3. #3
    ATSIZ - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik Tarihi
    05.08.2011
    Mesajlar
    585
    Konular
    107
    Beğendikleri
    0
    Beğenileri
    0
    Tecrübe Puanı
    647
    @ATSIZ

    Standart

    Değerli paylaşım için teşekkürler.

  4. #4
    AyMaRaLCaN - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik Tarihi
    24.08.2008
    Mesajlar
    11.371
    Konular
    5172
    Beğendikleri
    0
    Beğenileri
    2
    Tecrübe Puanı
    100
    @AyMaRaLCaN

    Standart

    Yorumlariniz icin Tskler By ATSIZ
    Sinemde yanar dağlar bahçeler bağlar yetim
    Sensizken canım ağlar bensizken memleketim
    Özüme bir kez dokun gör nasıl birisiyim
    Aşka aşıkken bile memleket delisiyim

Etiketler

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajinizi Degistirme Yetkiniz Yok
  •  

Giriş

Giriş