Aşık Şiiri
Azerbaycan Halk Edebiyatının önemli bir kısmını Azerbaycan aşık şiiri, yahut aşık yaratıcılığı oluşturmaktadır. Aşık şiirinin yaratıcıları halkın arasından yetişmiş sanatkarlar aşıklardır. Âşık, Azerbaycan çevresinde zaman zaman halkın inandığı, güvendiği, kendi derd ve kederlerini açıkladığı, zor durumlarda yardımına koştuğu bilge bir insandır. Aşık halkın düşünce ve fikirlerinin danışmanıdır. Ona göre de ata sözlerinin birinde "Aşık el (halk anlamında-V. M.) anasıdır."- denilir. Aşık doğrunun, gerçeğin terennümcüsü ve taraftarıdır. Ona göre de başka bir atalar sözünde "Aşık gördüyünü çağırar" (yahi aşık her şeyi olduğu gibi açıklar, söyler manasında) denilir. İlk millî gazetemizin naşiri ve başyazarı Hesenbey Zerdabi şöyle yazar: "Azerbaycan halkı aşığa ele kulak asır ki, lap etini kessen de xeberi olmaz". Millî musiki sanatımızın klasiği, yalnız aşık şiirinin değil, aşık musikisinin de mahir bilicilerinden biri olarak tanınan Üzeyir Hacıbeyli ise, aşığın Azerbaycan hayatının, Azerbaycan varlığının ve tabiatının ayrılmaz bir parçası olduğunu göstererek şöyle yazıyor: "Aşığa temiz hava, yaşıl çemen, çöl çiçeklerinin etiri, uca dağlar, geniş tarlalar, guşların cehcehi, çayların şırıltısı ilham getirir, aşıg esi azad ressamdır".
Aşık halkın arasında yalnız koşma yahut geraylı çağıran, destan söyleyen, saz çalıp söz koşan bir sanatçı değil, aynı zamanda aklı, büyük hayat tecrübesi, hazırcevaplığı, her açıdan iyimserliği, insanperverliği ile seçilen bir halk öğretmeni olmuştur. Azerbaycan'da aşığa yalnız saygı ile değil, aynı zamanda beklenti ile yaklaşılmış, ondan herkese örnek olabilecek bir yaşam tarzı, bir davranış biçimi beklenmiştir. Azerbaycan aşık şiirinin klasiği Aşık Alesger halkın bu istek ve düşüncelerini dile getiren şiirlerinin birinde şöyle söyler:
Aşık olub terk-i veten olanın,
Ezel başdan pürkamalı gerekdir.
Oturub durmaqda edebin bile,
Me'rifet elminde dolu gerekdir.
Xalqa heqiqetden metleb qandıra,
Şeytanı öldüre, nefsin yandıra,
El içinde pak otura, pak dura,
Dalısmca xoş sedalı gerekdir.
Azerbaycan halk kültüründe önemli yeri olan aşık, en eski zamanlardan beri halkın arasına var-sak, ozan, dede, aksakkal, yanşak ve nihayet aşık isimleriyle tanınmıştır. Azerbaycan folk-lorcularının araştırmaları VI. VII. yy. da aşığın halk arasında Varsak adıyla tanındığını ve bu addan da varsağı şiir şeklinin günümüze ulaştığını ortaya çı-karmıştır. Sonraki yüzyıllarda, özellikle de VIII. X .asırlarda aşık daha fazla Ozan yahut Dede adı ile meşhur olmuştur. Sonraki asırlarda da sanatı ile ün kazanmış Azerbaycan aşıklarının bir kısmının Dede mahlası ile tanınması bu adın XVI. yüzyıla kadar halk arasında ve aşıklar içerisinde geçerli ol-duğunu göstermektedir. Halk arasında bugün de popüler olan
Qızım, qızım qız ana,
Qızımı verem ozana,
Ozan axça qazana,
Qızım geye, bezene.
bayatısı eski Azerbaycan çevresinde ozan-aşığın, cemiyetin seçkin temsilcilerinden olduğunu, herkesin ona saygı ile yanaştığını göstermektedir. Azerbaycan'ın eski kültür merkezlerinden biri olan Gence'de şimdi de Ozanlar mahallesi mevcuttur.
Orta çağda aşık anlamında kullanılan "Yanşak" sözü, zaman geçtikçe ilk manasını yitirmiştir. Bugünkü Azerbaycan Türkçesinde fazla konuşan, geveze anlamlarında kullanılmaktadır. Halk arasında başarısız aşıklara" Yanşak" denilmesi de, bu terimin değişikliğe uğramasının, aslında kötü aşık, beceriksiz aşık manalarını ifade ettiğini gösteriyor.
Aşık terimi Azerbaycan Türkçesi'ni XIV. yy. sonrasında dahil olmuştur. Azerbaycan aşık edebiyatının ilk belli temsilcisi XVI yy. 'da yaşamış ve Şah İsmayıl Hetai'nin muasırı olmuş Aşık Kurbani sayılır. Ama Klasik Azerbaycan Edebiyatı'nın ve folklorunun ünlü araştırmacısı Salman Mümtaz 1929'da yayımladığı makalelerinin birinde, XIII. yüzyılda yaşamış halk aşığı Molla Kasım'ın şiirlerinden örnekler vermişti:
Mügabirden güzar etdim,
Ecaib merdüman gördüm.
Qaranqu topraq altında,
Yatar cism ile can gördüm.
Azerbaycan aşıklarının yaratıcılığı, konu açısından oldukça farklıdır. Her zaman hakkın, ezilenin, halkın tarafında olan aşıklar kendi eserlerinde, içinde yetiştikleri toplumun arzu ve isteklerini karşılamaya çaba göstermiş; onun dostunun dostu, düşmanının düşmanı olmak için uğraşmışlardır. Güzelin ve güzelliğin terennümü, sevgi motifleri de Azerbaycan aşıklarının asırlar boyu ele aldıkları, sık sık müracaat ettikleri esas konulardandır. Aşıklar Azerbaycan tabiatının güzelliğini, Azerbaycan insanının manevî sıfatlarım tasvir eden yüzlerce koşma ve geraylı müellifidirler. Azerbaycan Türklerinin tarihi, onların kendi varlıkları, hak ve hukukları uğrunda verdikleri kanlı mücadeleler de aşıkların nazarından kaçmamıştır.
Azerbaycan aşıkları da diğer Türk boylarının halk sanatkârları-Anadolu aşıkları, Kazak ve Kırgız akınları, Türkmen ve Özbek barışılan gibi ken-dilerinde üç sanatçıyı, şairi, besteciyi ve şarkıcıyı birleştirmiş, halk şenliklerinin, toy ve düğünlerinin tüm ağırlıklarını omuzlarına almışlardır.