Ferhang Hüseyinov - Yıldız Gibi Geçen Bir Hayat
Ulusal kültürün bir takım insanların çabaları sonucunda meydana çıkmış olması herkes tarafından bilinen bir gerçektir. Söz konusu yapıcı eylemin gerçekleşmesinde azami yetenek ve gayrete sahip, içinde vatan sevgisi dolu insanların kendilerine göre emekleri vardır. Çağdaş Azerbaycan'ın müzik kültürünü gururla temsil eden besteci, kemancı ve müzik öğretmeni Ferhang Hüseyinov da ülkesinin müzik kültürünün gelişmesine katkılarda bulunmuştur.
Değişik türlerde yaratılar ortaya koymuş olan Ferhang Hüseyinov kendi eserleriyle çok sayıda ülkenin müzisyenlerinin dikkatlerini üzerine çekmeyi başarmıştır. Besteci geniş çaplı konuların meraklısı olup dünyada barış, birbirleriyle mücadele eden güçler, yurtseverlik, göreve bağlılık, savaş karşıtlığı, dilekler, umutlar, aşk, eski masallar, antik çağa dönüş gibi fikirleri O'nun müzik hayatında bulabilirsiniz.
Kendi bağımsızlığı ve adalet uğruna mücadele veren halklar bestecinin özellikle uğraştığı alanlardır.
Senfonik karakterli yaratılar, oratoryolar, opera ve bale, orkestral ve vokal eserler Hüsiyenov'un sanatında özel anlam kazanır. Küçük hacimli eserlerin yanısıra sık sık büyük ölçekli eserler de meydana getiren sanatçı yaratılarını kendisi çalarken yapısal-kompozisyon yönünden de oldukça özgür hareket etmektedir.
Ferhang Hüseyinov tavır değiştirmeden klasik geleneğin temeline dayanan bestecilerdendir. Çağdaş müzik dağarcığını iyi bildiğinden çeşitli ülkelerin müzikteki başarılarından kolayca faydalanarak söz konusu ülkelerin beğenisine müzikler sunar.
Bilindiği üzere Ferhang Hüseyinov'un yazdığı eserlerin belli bir kısmı Azerbaycan dışında yazılmıştır. Kendisi on seneyi aşkın süredir Türkiye'de yaşamakta, müzik öğretmenliği yapmakta, çalmakta ve eserler yazmaktadır. Bunlara rağmen vatansever bestecinin eserlerinden her zaman vatan kokusu gelmektedir. O'nun müziğinde şu özellikler aynı düzeydedir: melodi, ton kapsamı, ayarlı müzik zenginliği, özelliklerin açık şekilde ifadesi, konu kapsam genişliği, orkestra müziğinde ustalık… Müzik eserlerinin dikkatleri çeken özelliklerinden biri de empresyonist üslup ile orkestra uyumunun var olmasıdır. Şunu da kaydedelim ki, Ferhang Hüseyinov sayısı o kadar da çok olmayan ulusal müzik uzmanlarından geniş çapta ve ustaca faydalanarak kendi müziğinde empresyonizmin özelliklerini aktarabilmiştir.
Ferhang Hüseyinov'un üzerinde Rus müzik kültürünün etkisi kuşkusuzdur. Belli bir zaman kesiminde O'nun bestecilik özelliğinin şekillenmesi söz konusu etkinin sonucudur. Gayet tabii ki belli bir zamanda Moskova'da eğitim görmüş, sonra da kendi vatanının dışında yaşayarak bulunduğu ülkelerin müzik hayatıyla tanışmış (Rusya, Türkiye, Japonya), bunun sonucunda söz konusu ülkelerin müzik tonu, yapısı ve karakteri itibarı ile etkisine kapılmış bulunmaktadır. Yukarıda anlattığımız özellik bir tek bulunduğu ülkelere bağlı yazılmış eserlerde değildir. Doğal olarak Ferhang Hüseyinov diğer halkların müziklerinden edindiği karakteri müziğine aktarmıştır: Örneğin Çaykovski ve Rahmaninov gibi Rus müzisyenlerinin gelenek ve biçimsel özellikleri. Aynı zamanda Ferhang Hüseyinov'un müzik üslubuna Fransız empresyonizminin kültürel etkisi de bununla ilgilidir.
Japon müzik kültürüyle tanışması sonucunda Ferhang Hüseyinov Japon müzik tonundan bir hayli faydalanmıştır. Böylece, kendisinin bir takım ülke kültürüyle tanışlık ve o halkların konuları ile ilgili eserleri bestecinin müzik dünyasını bir hayli etkilemiş, müziğinin tınısının belirlenmesinde etki göstermiştir.
Bir taraftan çağdaş dönemin en yeni üslubunu edinmenin ve bir diğer taraftan da diğer halkların müzik özelliklerini benimsemenin, ustalıkla kendi müziğine aktarılmış ulusal müzik düşünce tarzı ile diğer halkların müzik değerlerini sentez etmenin ve ulusallığa önem vermenin Ferhang Hüseyinov'un başlıca yaratıcılık özelliği olduğu gerçeğini de unutmamak gerekir.
Ferhang Hüseyinov Bakü'de 16 Temmuz 1949'da astronomi-fizik uzmanı bir ailede doğdu. Savaş sonrası dönemde Azerbaycan, ekonomisini ve kültürünü geliştirme çabaları içindeydi. Savaş sonrası yapılanlar ve Azerbaycan'ın kalkınma çabalarındaki başarıları ülkenin müzik hayatında da olumlu gelişmelere yol açtı. Opera sanatının ardısıra senfonik müzik, oda müziği ve bale müziği de yoğun bir şekilde gelişmeye başladı. 50'li yıllardan önce müzik yazma ve şarkıcılık büyük boyutlu gelişmeler gösterdi.
Dünya çapındaki müzik adamlarının beğenisini kazanan Azeri müziği dünyanın hemen her ülkesinde çalındı. Bu nedenle de müzik öğretimine eğilim çoğalmaya başladı. Küçük yaşlarda farkına varılan müzik yeteneği Ferhang'ın "Bülbül" isimli müzik okulunda eğitim görmesi ile sonuçlandı. Söz konusu okul üstün yeteneğe sahip çocuklar içindi.
Yedi yaşında iken küçük Ferhang yaylı çalgılar bölümü keman sınfında eğitimine Y. Barştak ile başlamış, daha okulda iken müzik bestelemeğe koyulmuş, üstün yeteneğe sahip olduğu görülünce kompozisyon bölümü sınavına alınmış ve bu sınavı O. Nikolskaya yapmıştı. Burada piyano için parçalar yazan sanatçı okulun son sınfında da piyano için ilk sonatını bestelemişti.
Kemancı olarak ACK sınavlarına giren Hüseyinov bir sonat sunarak başarı elde etti ve kompozisyon bölümüne alındı.
Keman Ferhang Hüseyinov'un müzik dünyasına girdiği günden bugüne en sevdiği müzik aleti olmuştur. Kendisini kemandan ayrı düşünmek mümkün değildir. Zamanını çoğunlukla keman çalarak geçiren Hüseyinov okul konserlerinde, okul dördülünde ve orkestrasında, ayrıca üçülde yer almış, çok geçmeden Kara Karayev'in önerisi üzerine müzik eğitimi görmek üzere Moskova'ya, uluslarası ödül kazanmış keman sanatçısı Leonid Kogan'ın sınfına gönderilmiştir.
Genç müzisyenin Moskova'daki yaşamı çok verimli oldu. Moskova'daki konser hayatı, çeşitli sanat adamlarının dinletileri, aynı zamanda tiyatrolar Ferhang'ı azami derecede etkilemiş, bir müzisyen olarak kendisinin gelişmesine neden olmuştur. Ferhang keman için yazılmış bazı eserleri Bach'ın, Beethoven'in, Bartok'un sonatlarını, Spohr'un, Prokofiyev'in, Berg'in, Beethoven'in, Karayev'in konçertolarını çalmış, çeşitli müzik topluluklarına ve "Moskova Konservatuvarı Orkestrası"na katılmıştır. Söz konusu orkestra tarafından 1972 yılında Herbert von Karajan onuruna düzenlenmiş müzik yarışmasında altın madalya kazanmıştır. Genç kemancının böylesine saygın bir toplulukta çalması kendisinin yetişmesinde olağanüstü bir faktör rolünü oynamıştır. Büyük çabalar harcayarak çalışması sonucunda da Bakü'ye dönüşünden sonra dördüllerde ve ikillerde solo çalmıştır. Sanatçının kemana, daha doğru bir ifadeyle yaylı çalgılar müziğine duyduğu ilginin göstergesi olarak bu süreçte bir takım eserler meydana getirmiştir: 1972'de yazdığı keman konçertosu, yaylı çalgılar için serenat, sonatlar, "Cadiro Fantasi" orkestra konçertosu, 1973 yılında Moskova'da piyanist D. Moradze ile birlikte çaldığı keman ve piyano için beş parçalık eseri gibi…
Moskova'daki öğrenimi sırasında okula devam eden ve müzik besteleyen, kompozisyon derslerine giren Hüseyinov buradaki öğrenimini bitirdikten sonra Bakü'ye dönmüş ve büyük emek harcayarak istekli bir şekilde bestecilikle uğraşmıştır. Kendisine zamanın ünlü bestecisi Kara Karayev öğretmenlik yapmış, Bakü'de geçirdiği zaman diliminde bestecilikte çok başarılı olmuştur. 70-80 yılları arasında çok sayıda orkestral eserler yazmıştır: Piyano sonatı, piyano prelüdleri ve tokkatalar, keman için sonat (1980'de Moskova’da yayınlanmıştır), çocuklar için piyano parçaları, viyolonsel için sonat (Melodia şirketince Moskova'da yayımlanmıştır), piyano için füg, Aşık Ali Anımı ile ilgili obuva ve yaylı çalgılar için eser (1988'de Almanya'da yayınlanmıştır), oda orkestrası ile on müzik çalgısı için konçerto (İsviçre'nin Basel kentinde yayınlanmıştır) vb
Moskova'da iken Ferhang çok sayıda orkestra eseri yazmıştır: Keman ve piyano için beş parça, viyolonsel için sonat, keman için sonat, piyano için solo, prelüd ve tokkata, yaylı çalgılar dördülü… Bu müzik yaratılarının hepsi önce Moskova'da ve sonra da Bakü'de çalınmış, ayrıca Moskova'nın "Muzıka" ve "Sovyetskiy Kompozitor" yayınevlerinde yayınlanmıştır.
Kemancılık sanatını da sürdürmekte olan Hüseyinov'un başarılarından biri de ünlü piyanist Lekso Moradzo eşliğinde Paul Hindemith'in sonatını ve keman ve piyano için yazılmış beş parçasını çalmasıydı. 1975'ten itibaren "Bülbül Müzik Akademisi"nde keman öğretmenliği yapan sanatçı Kara Karayev'in yardımı ile besteleciğini de ilerletmiş ve 1980'de bestecilik diploması almıştır. 1990 yılı öncesinde "Azerbaycan Devlet Filarmoni"sinde üç parçadan oluşan senfonisi "Besteciler Toplantısı"nda çalındığında Hüseyinov Bakü'lü müzik uzmanlarının dikkatini toplamıştı. Eserin ton itibarı ile bütünlüğü, müzik dilinin tazeliği ve armonisi, orkestrasyonun renkliliği dinleyicilerin ilgisini çekmişti. Çoğunlukla empresyonist izler taşıyan bu eserin yeniliği seyirciye cazip gelmişti. Empresyonistik etkiyle edinilmiş üslubun yanısıra bu yaratı aynı zamanda ulusal halk kültürünün belirtilerini de taşıdığı için Azeri dinleyicilerce daha çekici bulunmuştu. Empresyonist üsluba bağlı renkler ile makam müziğine has ifadelerden besteci ustaca faydalanmıştı. Yaratıdaki tını, efekt ve zariflik bir bütün olarak sergilenmekte ve bu eser dinleyiciyi bir başka ortama sürüklemekte, tartımsal çeşitlilik yeni renkler katmakta, aynı zamanda ışık ve karanlığın kontrastını ifade eden ince renkler ortaya koymaktaydı.
Besteci anılarını ve dünya görüşlerini müzik diliyle ifade ediyordu. Bu senfoni O'nun ustalıkta doruğa yetişmesi yolunda ilk adımdı.
1990'da Ferhang Hüseyinov yaratacılığının çok kapsamlı olduğunu kanıtladı. Bu kez besteci "I. Dünya Savaşı"na katılmış pilot Antoine Saint Exuperi'yi konu olarak ele aldı. 20. yüzyılın ikinci yarısında dünya kamuoyunun dikkatini derin düşünceler taşıyan ve sanat bakımından çok ince olan Exuperi'nin "Küçük Prens" eserinin üzerine çekti. Fransız yazarın söz konusu eseri felsefi anlamı ve duygusal inceliği bakımından Fransız edebiyat eserlerine ilgi gösteren Ferhang Hüseyinov'un iç dünyasına daha yakındı. Bu opera hiçbir yerde sergilenmedi, ama kuşkusuz bestecinin sanat hayatını derinden etkiledi.