hüzünlü bir veda mektubu Kategori: Aşk Mektupları ......................... Bir veda mektubu “Şiir yazmak benim için her geçen gün zorlaşıyor” diyordu 1956′da Nâzım Hikmet “Moskovalı Dostlara” başlıklı makalesinde: “İlham mı gelmiyor yoksa yaşlılık belirtisi mi? Kim bilir belki de söyleyecek şeyim kalmadı. Halkımla bağımı yitirmiş olmamdan kaynaklanabilir mi? Bence neden bu değil. Peki öyleyse?”

Bu konu 1659 kez görüntülendi 0 yorum aldı ...
hüzünlü bir veda mektubu 1659 Reviews

    Konuyu değerlendir: hüzünlü bir veda mektubu

    5 üzerinden | Toplam: 0 kişi oyladı ve 1659 kez incelendi.

  1. #1
    ZEHLEKAR - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik Tarihi
    03.08.2008
    Yaş;
    32
    Mesajlar
    720
    Konular
    234
    Beğendikleri
    0
    Beğenileri
    0
    Tecrübe Puanı
    656
    @ZEHLEKAR

    Standart hüzünlü bir veda mektubu

    hüzünlü bir veda mektubu
    Kategori: Aşk Mektupları
    .........................

    Bir veda mektubu
    “Şiir yazmak benim için her geçen gün zorlaşıyor” diyordu 1956′da Nâzım Hikmet
    “Moskovalı Dostlara” başlıklı makalesinde:
    “İlham mı gelmiyor yoksa yaşlılık belirtisi mi? Kim bilir belki de söyleyecek şeyim
    kalmadı. Halkımla bağımı yitirmiş olmamdan kaynaklanabilir mi? Bence neden bu değil.
    Peki öyleyse?”
    Ona göre bu “ifade arayışı”ydı.
    Oysa beklenen ilham çok yakında gelecek ve yine gürül gürül yazmaya başlayacaktı.
    O halde niye yazamıyordu 1956′da?..
    Cevabı kendisi de biliyordu aslında:
    Âşık değildi.
    ***
    Doktoru Galina Kolesnikova ile birlikte yaşıyordu Nâzım…
    Galina’nın (ya da kısaca “Galya”nın) anıları “Nâzım’la 7 Yıl” geçen hafta
    Halkevleri Yayınları tarafından yayımlandı.
    Usta şairin mahrem bir sandığının daha kapağı aralandı.
    Nâzım eşi Münevver’le oğlu Memet’i Türkiye’de bırakıp Moskova’ya kaçmıştı. Galina
    onun sadece doktoru değil hemşiresi sekreteri tercümanı mihmandarı aşçısı
    şoförü muhasebecisiydi. Kendisini 4 kez Azrail’in elinden almıştı.
    Peki sevdiği kadın mıydı?
    Sanmıyorum.
    Bunu iki şeyden anlıyoruz:
    Ona hiç şiir yazmamasından…
    Ve bu kitapta ilk kez yayımlanan mektuplardaki hitaplarından:
    “Galuşka” “Hazin hazin öten kanaryam” “Güllü Hanım a benim canım sultanım
    güzelim şekerim”…vs…
    Sevdiğiniz sizden “O çok iyi bir insandır” “Bende yeri başkadır” diye söz etmeye
    başladıysa dikkatli olun.
    Nâzım çok değil birkaç yıl sonra âşık olduğunda sevdiği kadına şöyle hitap edecektir:
    “Seviyorum seni
    ekmeği tuza banıp yer gibi/
    geceleyin ateşler içinde uyanarak/
    ağzımı dayayıp musluğa su içer gibi…”
    ***
    Nâzım 55 yaşındayken 23′lük bir kıza sevdalanmıştı.
    “Buna kalbin dayanmaz. 3 yılda ölürsün” demişti doktorlar.
    Şair dostu Voznesenski’ye “Aşksız 10 yıl mı yaşayayım aşkla 3 yıl mı?” diye sormuştu.
    Cevabı kendisi vermişti bile:
    “Aşkla 3 yıl yaşa”yacaktı.
    Galina’ya şu mektubu bıraktı:
    “Galya merhaba. Bugün gidiyorum. Sağlığım fena sayılmaz. Çalışıyorum. Şiir yazdım.
    Münevver’e para gönderdiğin için teşekkür ederim. Ben senin sadık bir dostunum. Sen
    de benim kızımsın. Öpüyorum. Annene selam söyle. Güzel süveter için teşekkür ederim.
    Nâzım Hikmet.”
    ***
    Galina’nın anılarında ilk kez yayımlanan bu kısa mektuptaki hissiz cümleler her
    kadın için yaralayıcı olsa gerek:
    “Bugün gidiyorum”daki soğukluk…
    “Şiir yazdım”daki keskin ima…
    “Münevver’e para gönderme” teşekkürü…
    “Kızımsın” itirafı…
    Ve asıl beni vuran o “güzel süveter…”
    Nâzım birlikte yaşadıkları evden pijama-terlik kaçtıktan sonra Galina o süveteri
    Şair’in özel şoförü ve arabasıyla birlikte yollamıştı ardı sıra; üşütüp hasta
    olmasın diye… İlaç para portakal limon ve tıbbı talimatlarla birlikte…
    Belki de bu şefkat yüzden Nâzım’ın Galina’ya “Beni affet” dediği son mektubu şu
    hitapla başlıyordu:
    “Canım kızım anam yoldaşım bacım Memet’im Münevver’im Galyam!”
    “Her şeyim” anlamı taşır gibi görünse de bu hitap aslında Nâzım’ın “terk ettiği her
    şey”in listesidir. Listeye son eklenen “Galya” olmuştur.
    Nâzım şefkate sırt çevirip aşkın peşine koşmuştur.
    Sonrası malum: Sevdayla birlikte şiire sonra Galina’nın yasakladığı sigaraya
    içkiye uzun seyahatlere başladı Nâzım; Küba’ya Tanganika’ya uçtu.
    Ve doktorların tahmin ettiği gibi 3 yıl sonra öldü.
    ***
    Galina’nın anılarının sonunda birbiri peşi sıra terk edilmiş iki kadının buluşma
    sahnesi var.
    Nâzım’ı gömdükten sonra Galina Münevver’le buluşuyor. Ona eski eşinin
    vasiyetnamesini teslim ediyor.
    Gerisini Galina’dan okuyalım:
    “Onun bütün bu yıllar zarfında çektiği sıkıntıları bildiğimi söyledim. ‘Nâzım bana
    sizin ve Memet’in mektuplarını okurdu’ dedim. Kır evine sizin ve oğlunuzun
    fotoğraflarını birlikte asmıştık. Çalışma masasında sizin fotoğraflarınız ve renkli
    İstanbul kartpostalları dururdu. Nâzım’ın ricasıyla size bizzat ben para
    gönderiyordum. Nâzım’la birlikte size elbise Memet’e de bisiklet ve oyuncaklar
    almıştık.’”
    ***
    Birlikte yaşadığı kadına karısının adıyla seslenen bir erkek… O erkeğin karısına
    hediye alan para yollayan bir kadın…
    “Nâzım’la 7 Yıl” sadece bir şairin iç dünyasına değil kadın-erkek ilişkisinin
    karanlık mağaralarına da ışık tutan bir fener:
    Hem şaşırtıcı hem öğretici…


    Konu Bilgileri       Kaynak: www.azeribalasi.com

          Konu: hüzünlü bir veda mektubu

          Kategori: Aşk Hikayeler

          Konuyu Baslatan: ZEHLEKAR

          Cevaplar: 0

          Görüntüleme: 1659

    www.azeribalasi.com


    Aykut KILIçLAR

Etiketler

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajinizi Degistirme Yetkiniz Yok
  •  

Giriş

Giriş