Ibrâhim aleyhisselâm , Bâbil’den hicret ederken Nemrûd’a ve putperest Keldâni kavmine;
„Ben, Rabbimin bana emrettiği yere hicret ediyorum. Rabbim beni doğru yola ulaştırır." (Sâffât
sûresi: 99) diyerek oradan ayrılmıştı. Bu hicretinde Allahü teâlâya niyâzda bulunarak kendisine
salih bir evlâd ihsân etmesini istemişti. Bu duası üzerine Allahü teâlâ ona, evlâd olarak, İsmâil
aleyhisselâmı verdi. Bu hususda Kur'ân-ı kerimde meâlen şöyle buyruldu: "(İbrahim
aleyhisselâm); ey Rabbim! Bana sâlihlerden bir oğul bağışla ki dâvet ve tâatte yardımcım ve
gurbette mûnisim olsun (diye duâ etti). Biz de ona (küçüklüğünde âlim , büyüklüğünde)
hâlim bir oğul müjdeledik. Vaktâ ki o çocuk Ibrâhim'in yanında koşmak çağına yetişti. (Yâni
yedi veya on üç yaşına bastı.) Ibrâhim (a.s.) ona dedi ki: "Oğulcuğum! Ben rüyâmda seni
boğazladığımı gördüm. Bu hususda re'yin, kanâatin nedir?" Oğlu ona şöyle dedi:
Babacığım! Sana ne emrediliyorsa yap! Inşâallah beni (emrolunduğun şeye)
sabredenlerden bulacaksın. Vaktâ ki, bu sûretle ikisi de, (baba-oğul) Allahü teâlânın emrine
teslim oldular. Ibrâhim, çocuğu yüz üstü yatırdı. Biz ona şöyle nidâ ettik; "Ey Ibrahim! Gerçekten
rüyâna sadâkat gösterdin. Şüphe yok ki biz (İbrâhim'i, oğluna kurban etmekten muaf tutup ve
bol mükâfât verdiğimiz gibi) ihsân sahiplerini de ihsânları sebebiyle işte böyle mükâfâtlandırırız.
Muhakkak ki bu (muhlis ile muhlis olmayanı ayıran) açık bir imtihandı. Ve ona (Ibrâhim'e) bir büyük
kurbanlık (semiz koç) bedel verdik. Yine ona, sonradan gelenlerin Ibrâhim'e selâm
etmeleri olan güzel bir senâyı, övgüyü bıraktık. ihsân sahiplerini işte böyle mükâfâtlandırırız." (Sâffât
sûresi: 100-110)
A)Kurban ve Önemi
Kurban, ibadet niyeti ile belirli vakitte kurbanl
ık hayvanı kesmektir. Kurban kesmek mal ile
yapılan bir ibadettir ve vacibdir. Hicretin ikinci yılında emredilmiştir. Kurban, Allah yolunda
gösterilen bir fedakârlık, O'nun verdiği nimetlere karşı şükran borcunu yerine getirmektir.
Zenginlerin, kestikleri kurban etlerinden fakirleri yararlandırması, müslümanlar arasında sevgi ve
kardeşlik duygularını güçlendirir. Varlıklı insanlarla birlikte yoksullar da sevinir. Kurbanla gelen
bu sevinç toplumun huzur ve mutluluğunu artırır.
Sevgili peygamberimiz: «Kim (mal) genişliği bulur da kurban kesmezse bizim mescidimize
yaklaşmasın.» (57) buyurarak kurban kesmenin zenginler için önemli bir görev olduğunu
belirtmiştir.
B)Kimler Kurban Keser
A
şağıdaki şartları taşıyan kimselerin kurban kesmesi vaciptir:
1) Müslüman olmak,
2) Akıllı olmak,
3) Erginlik çağına gelmiş olmak,
4) Hür olmak,
5) Mukim olmak (Yani misafir olmamak),
6) Nisab miktarı mal veya paraya sahip olmak. (Kurban nisabında mal ve paranın üzerinden bir
senenin geçmesi şart değildir.)
Zilhicce ayı HACC ve KURBAN ayıdır.
Terviye Günü:
Zilhicce’nin onuncu, onbirinci, onikinci günleri kurban kesilir. Bu günler Kurban
Bayram günleridir. Zilhicce ayının 8’inci gününe yevm-i terviye denir. Arefeden bir önceki
gündür.
Terviye:
a - İyiden iyiye derin düşünmek;
b – Suya kandırmak..... gibi mânâlara gelir.
Hz. İbrahim (a.s) oğlu Hz. İsmail (a.s.) ı kurban etmesi hakkında rüyaların ilkini 7/8 Zilhicce
gecesi görmüş ve bugün bu rüya hakkında derin derin düşünmüştür. Terviye günü mübârek
günlerdendir. Oruç tutulması çok sevaptır.