Kürt komünist canavarlar, ona en iğrenç işkenceyi, acıyı gösterdiler. Onu kışlanın önünde bulunan bir ağaca bağladıktan sonra, diri diri etlerini keserek, "Türklerin-Türkmenlerin lideri Ata Hayrullah'ın etinin kilosu 10 Filis. Yok mu alan?" diye bağırdılar. Ve etlerini etrafta olan hayvanların önüne atmaya başladılar.
Hangi millet bunu yapmıştır, hangi insanlık bunu kabul eder, insanın eti kesilip, parçalanarak satılır mı? Hayvanata atılır mı? Bu kadar acımasız olunur mu? Bu kadar zalim canavar olunur mu acaba?
Katiller bu defa aynı işkenceyi, kardeşi Yarbay Doktor İhsan Hayrullah'a da uyguladılar. O da bu işkence ile şehit oldu. Kardeşinin önünde işkence yapılarak...
Kendisi, yüreği insan sevgisi ile dolu, kendisine işkence eden bu cellatları defalarca bedava olarak tedavi etmiş, ilaçlar vererek evinde yaşatmıştı. Onlara yemek, su vermişti...
Ona kıyanlar, onun iş yerinde evinde yaşadılar. Yiyip, içtiler. Çocuklarını büyüttüler. Kendilerine yardım eden bir doktoru işkenceyle öldürdüler. Şehit ettiler.
14 Temmuz 1959 günü canına kıydılar, kanını döktüler, sürüklediler onu. İnsanlık dışı işkence yaptılar iki kardeşe. Bunlara insan denir mi?
Türkmenlerin dillerinde Allah vardı, Peygamber vardı. Kâfir komünist kürtler, baskı ve zulümlerinde o kadar ileri gitmişlerdi ki, "ALLAH YOK, İZİNE GİTMİŞ! PEYGAMBER SİHİRBAZ. BÜYÜCÜYDÜ. Sizi kimse kurtaramaz, sevdiğiniz Türkiye gelsin, Mustafa Kemal, Atatürk'te öldü, kim kurtaracak sizleri Kürtlerden, Kerkük'te Başka bir kimse yaşayamaz, Çünkü Kerkük bir Kürt şehridir' diyorlardı.
Kerkük katliamında soydaşlarımız, kürtler tarafından topluca şehit edilmişler, bu işkence ve katliama Irak hükümetinin ikinci ordu birlikleri de destek çıkmıştı...
ALINTI