TEREKEME TERİMİNİN AÇIKLAMASI
Terekeme teriminin kökeni konusunda farklı görüşler ve rivayetler vardır. Bilim adamlarının büyük çoğunluğu bu terimin Türkmen sözcüğünün Arapça’daki çoğulu olan Terakime’den geldiğini düşünmektedirler. Fakat halk arasındaki rivayetlere baktığımızda bu terimin ‘terk etmek’ manasına geldiğini görüyoruz. Yani ‘mekânı terk eden ve göçmüş olan’ anlamında yorumlanmaktadır. Bu ifade de bize bugün Türkiye ve Kafkasya’da yaşayan Karapapakların veya Terekemelerin, SSCB’nin yıkılmasıyla Özbekistan içerisinde kalan Karakalpakistan Özerk Cumhuriyeti’nde yaşayan Türkistanlı Karakalpaklarla olan akrabalıklarını ve bağlantılarını gündeme getirmektedir. Çünkü Türkistanlı Karakalpakların kendi rivayetlerine göre, Nogaylardan kopmadırlar ve kendilerince malûm olan en eski vatanları İtil Nehri’nin sağ tarafı yani Kazan ile Astrahan hanlıkları arasıdır. Bunlar uzun yıllardır buralarda yaşarlarken bazı sebeplerden dolayı yurtlarını terk etmek zorunda kalmışlardır. Eski vatanlarını terk etmeğe sebep bir rivayete göre, Emîr Timur’un Bulgar şehrini harap etmesidir. Diğer bir rivayete göre Karakalpakların buraları terk etmesine sebep Rusların Kazan şehrini gasp etmeleri dolayısıyla vuku bulan hadiselerdir. Diğer bir rivayete göre de Karakalpakların ataları Kazan şehrini kurmuşlar ve sonraları buralarda meydana gelen kargaşalıklarda bu vatanlarını terk etmeğe mecbur kalmışlardır. Böylece İtil’in sol sahili, yani Buhara’ya geçerek rivayete göre Aral Gölü’ne doğru ilerlemişler ve bu gölün kuzeyinden geçerek Sırderya Nehri’nin aşağı taraflarına yerleşmişler, Karakalpak adını burada almışlardır. Bu rivayete dayanarak bu Kıpçak-Tatar gruplarından bazı kolların Kafkasya üzerinden Gürcistan’a oradan da Türkiye’ye girdiklerini düşünebiliriz. Bazı âlimler Türkistanlı Karakalpaklar arasında, Karakalpak teriminin oluşumu ile ilgili şöyle yazarlar: Karakalpakların vatanlarını kaybettikleri için yas tutmak amacıyla siyah şapka giydikleri konusunda rivayet vardır. Hammer, Türkistanlı Karakalpakların oluşumu ile ilgili şunları yazıyor:“Bu kavim topraklarından kovulmaları dolayısıyla yas tutmak amacıyla siyah şapka giymeye başladı. Siyah şapkalılar terimi bu olay yüzünden onlara isim olarak verildi.” Bütün bu örneklere bağlı olarak Türklerde yas tutmak amacıyla siyah şapka giyme geleneği olduğu gibi bugünkü Terekeme teriminin ‘terk etmek’ terimi ile alâkasının olduğunu düşünmemiz yanlış olmayacaktır. Zaten Terekemelerin kendi aralarındaki rivayetlere göre de bu ismi eski vatanlarını terk ettikleri için almışlardır. Eskiden Terekemelerin atalarının Kuzey Kafkasya’da bulunan Terek Irmağı çevresinde yaşadıkları bilinmektedir. Buna bağlı olarak Terekeme terimi ile Terek Irmağı arasında da bir bağ kurabiliriz. Buna göre Terekemelerin ataları Terek Irmağı çevresinde yaşarlarken bazı sebeplerden dolayı buraları terk etmişler ve Gürcistan ile Türkiye’ye yerleşmişlerdir. Gürcistan ve Türkiye’ye geldiklerinde diğer yerli toplumlar onları Terekeme olarak adlandırmışlardır. Yani Terekeme terimini “yurtlarını terk edenler” anlamında kullanmışlardır.
Terekeme terimine benzer bir isim ise bugün Kafkasya’da yaşayan Kumuklar için kullanılmıştır. Tarihte Kumuk Türklerinden hayvancılıkla uğraşan göçebelere ‘Terkeme’ denilmiştir. Bu ismin zamanla Terekeme’ye dönüşmesi muhtemeldir. Ayrıca Celaleddin Harzemşah ile Cengiz Han arasındaki savaşta Celaleddin Harzemşah’a yardım eden Kafkas Türk kavimlerine ‘Teraküm’ denilmiştir. Bu terim; yığılma, birikme anlamında kullanılmıştır. Teraküm ifadesi daha sonraları yardıma koşan Kafkasya Türklerine isim olmuş ve yığılanlar birikenler anlamında Terekeme’ye dönüşmüştür. Bütün bunlar varsayım ve rivayetlerdir. Fakat gerçeklik paylarının olduğu da unutulmamalıdır.
Osmanlılar döneminde, devlet adamları ve yöneticiler bu kavim için ‘Türük’ kelimesini kullanmışlardır. Türük kelimesi konar-göçer köylü halk anlamına gelmektedir. Yine halk arasındaki rivayetlere göre güya bu kavim bir zamanlar Mekke yakınlarında yaşarken dinsel konularda Araplarla anlaşmazlığa düştüğü için Mekke’yi terk etmiştir. Bu nedenle bu kavmin ismi ‘Terk-i Mekke’ ifadesinin değişime uğramış şekli olan Terekeme olarak kalmıştır. Bu rivayetin halk arasında yayılmasının en önemli nedeni de tarihe dayanmaktadır. Arap-İslam ordularının Dört Halife döneminde Kafkasya, Azerbaycan ve İran’da hâkimiyetlerini kabul ettirmeleriyle bazı Arap aileler ve soylar da buralarda yerleşmeye başladılar. Araplar, Kafkaslarda görülmelerinden bir süre sonra göç politikası uygulamışlardır. Arap Yarımadası’ndan Kafkaslara göç ettirilenler fetih evlatları olarak adlandırılmıştır. Gürcistan sınırlarına o dönemde oldukça fazla Arap aile göç ettirilmiştir. Bu aileler sayesinde Kafkaslarda İslamiyet kısa sürede yayılmaya başladı. İslamiyet’in yayılmasıyla Arap aileler bu bölgede yaşayan Kafkas kavimleri ve Hazarlar arasında büyük bir saygı ile ağırlanmaya ve karşılanmaya başladı. Buralara getirilenlerin bir kısmı da Mekke’den Medine’ye göç eden Arap aileleriydi. Bu ailelere ‘muhacir’ denmekteydi. Ayrıca Terk-i Mekke yani Mekke’yi terk edenler ifadesi de o dönemde kullanılmaya başlandı. Karapapak (Terekeme) Türkleri için kullanılan Mekke’yi terk edenler ifadesi de buradan gelmektedir. Çünkü Arap ve Hazar Türklerinin zamanla birleşerek Türkleşmesi sonucu bugünkü Karapapak (Terekeme) Türklerinin oluştuğu düşünülmektedir. Karapapak (Terekeme) Türklerinin Hazarlardan geldiğinin düşünülmesi de Hazarların Kafkaslardaki hâkimiyetleri ve büyük bir Hazar grubunun Azerbaycan ve Gürcistan’a göç ederek buralarda kalması ve belli bir zaman sonra da tamamen Hazar ifadesinin bunlar arasında kaybolmasıyla alâkalıdır.
Sonuç olarak Karapapak ve Terekeme kelimelerini değerlendirdiğimizde bu kavmin neden bu isimle adlandırıldığı konusunda iki görüş ön plana çıkmıştır. Birincisi bu kavim Karapapak ismini giydikleri kara şapkalarından dolayı almıştır. Diğeri ise büyük ihtimalle yıllardır oturdukları vatanlarını herhangi bir sebeple terk etmeleri dolayısıyla yeni vatanlarına geldiklerinde Terekeme olarak adlandırılmışlardır.
Kaynak : Dr. Salih YILMAZ - Türkiye’de ve Kafkasya’da Yaşayan Karapapak-Terekeme Türkleri Tarihi ve Kültürü