selamünaleyküm; Doğan Cüceloğlu’nun eğitimindeki katılımcılarla bir konuşmasından:

Bu konu 1189 kez görüntülendi 1 yorum aldı ...
çok güzel bir ders 1189 Reviews

    Konuyu değerlendir: çok güzel bir ders

    5 üzerinden | Toplam: 0 kişi oyladı ve 1189 kez incelendi.

  1. #1
    Enes_ - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik Tarihi
    16.08.2008
    Mesajlar
    493
    Konular
    192
    Beğendikleri
    0
    Beğenileri
    0
    Tecrübe Puanı
    583
    @Enes_

    Standart çok güzel bir ders




    selamünaleyküm;



    Doğan Cüceloğlu’nun

    eğitimindeki katılımcılarla

    bir konuşmasından:



    Doğan Cüceloğlu:

    Arkadaşlar,

    aranızda ölümcül hastalığı olan var mı?



    Bir katılımcı:

    Allah’a şükür,

    hocam, bildiğimiz kadarıyla yok.



    Cüceloğlu:

    Ne güzel!

    Peki,

    bana, istisnasız tüm insanların,

    yani altı milyar insanın da başına geleceği garanti

    bir şey söyler misiniz?



    Cevap neredeyse otomatik olarak çıkar:

    Ölüm.



    Cüceloğlu:

    Gerçekten de ölüm

    tüm insanların başına geleceği kaçınılmaz olan tek şeydir.

    Doğum da tüm insanların başına kesinlikle gelmiştir,

    ama bundan sonra başa gelmesi kesin olan tek şey ölümdür.

    Başka hiçbir şey insanların tümünün başına gelmeyecektir.

    Peki,

    madem öleceğimiz garanti,

    bu benim ölümcül bir hastalığım olduğunu göstermez mi?



    Katılımcılar burada sessizce,

    başlarıyla onaylamaya başlar.

    Öleceğim belli ise

    benim ölümcül bir hastalığım olduğu da açıktır...



    Cüceloğlu:

    Peki,

    ne zaman öleceğimizi biliyor muyuz?



    Katılımcılar:

    Hayır



    Cüceloğlu:

    Bu saniye içinde olma olasılığı var mı?



    Bir katılımcı:

    Var.



    Cüceloğlu:

    Yarın?



    Bir katılımcı:

    Evet.



    Cüceloğlu:

    30 yıl sonra?



    Bir katılımcı:

    Olabilir.



    Cüceloğlu:

    Peki

    bunlardan hangisinin sizin başınıza geleceğini biliyor musunuz?

    Mesela

    bu akşam eve sağ salim varacağınızı nereden biliyorsunuz?

    Sınıf sessizce dinlemeye devam eder.

    Çünkü

    genellikle yaşama böyle bakmamışlardır.



    Cüceloğlu:

    Peki

    bir de tersini düşünelim,

    bu akşam eve döndüğünüzde,

    bu sabah evden çıkarken sağ salim bıraktıklarınızı sağ bulma garantiniz nedir? Var mıdır böyle bir garanti?



    Bir katılımcı:

    Yoktur Hocam.



    Cüceloğlu:

    Peki

    nereden biliyoruz az sonra telefonun çalmayacağını

    ve evdekilerden birinin az önce öldüğünün bize söylenmeyeceğini?



    Katılımcılar burada rahatsız olmaya başlar.



    Bir katılımcı:

    Hocam

    konuyu değiştirsek?



    Cüceloğlu:

    Ama

    en yalın ve açık gerçek üzerine konuşuyoruz,

    biraz daha devam edelim bence.



    Peki,

    acaba bunu dün gece bilseydiniz,

    yani

    evde akşam birlikte olduğunuz kişilerden birinin

    yarın ölüm günü olduğunu bilseydiniz,

    o zamanı

    aynı dün gece olduğu biçimde mi geçirirdiniz?



    Yoksa

    farklı şeyler mi yapardınız?



    Bir katılımcı:

    Kesinlikle çok farklı geçerdi Hocam.



    Cüceloğlu:

    Şimdi sizden rica ediyorum,

    lütfen bir an arkanıza yaslanın,

    gözlerinizi kapatın

    ve bu sabah evden çıkarken

    evde bıraktıklarınızdan birinin

    gerçekten öleceğini düşünün,

    dün akşamınızı

    nasıl geçirirdiniz?



    Aynı iletişim mi olurdu?

    Onunla

    aynı konuları mı konuşurdunuz?



    Aynı konular,

    tartışma

    ya da gerginlik yaratır mıydı?



    Yoksa

    önemsiz hale mi gelirdi?



    Bu sabah evden çıkarken,

    bu son görüşünüzde

    ona ne derdiniz?



    Onun boynuna sarılmakta

    tereddüt eder miydiniz?



    Çok sıkı sarılmaya mı,

    aynaya mı

    vakit ayırırdınız?



    Ona,

    yüreğinizin derininden gelen bir

    "Seni gerçekten çok seviyorum"

    demeye

    ne gerek var

    diye

    düşünür müydünüz?



    Onun ölecek olması

    sizin ona duyduğunuz sevgiyi

    yoğunlaştırmaz mıydı?



    Burada

    bazı katılımcılar

    ağlıyordur.



    Belli ki

    dün akşam yaptıklarından

    bir kısmının

    ne kadar anlamsız olduğunu

    şimdi fark etmişlerdir.



    Cüceloğlu:

    Şimdi gözlerinizi açabilirsiniz,

    acaba

    kaç tartışmamızı

    bu kadar gereksiz biçimlerde yapıyoruz,

    kaçı

    gerçekten yaşamda karşımızdakinin varlığından daha önemli,

    hangilerinde

    "Şimdi kalbini kırdım,

    ama

    zaman içinde ben ondan özür dilemesini bilirim"

    diye

    kendi kabuğumuza çekilip

    tartışmaları donduruyoruz.



    Yarattığımız kırgınlıkları tamir etme olanağımız

    gerçekten var mı?



    Buna zamanımız

    gerçekten kaldı mı?









    Konu Bilgileri       Kaynak: www.azeribalasi.com

          Konu: çok güzel bir ders

          Kategori: Atış Serbest

          Konuyu Baslatan: Enes_

          Cevaplar: 1

          Görüntüleme: 1189








    Bin sene de okusam ne biliyorsun diye sorsalar bana ?
    HADDİMİ BİLİRİM derim

    yaşamak için doğdum ölmek için yaşıyorum;gün gelecek yaşamak için ölecegim






  2. #2
    llalezar - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik Tarihi
    04.08.2008
    Mesajlar
    112
    Konular
    1
    Beğendikleri
    0
    Beğenileri
    0
    Tecrübe Puanı
    576
    @llalezar

    Standart

    ölum gercektir.bence hiç birsey ertelenmemeli zaman varken,yanındayken,degerliyse ve değerliysen.. esen kalı

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajinizi Degistirme Yetkiniz Yok
  •  

Giriş

Giriş