Türkiye’de dağlar çok geniş bir alan kaplar. Dağ; çevresine göre 500m. Ve daha yüksek kabarıklıklardır. Bazıları tek bulunurken bazıları da sıradağlar şeklindedir. Oluşumlarına göre dağlar ikiye ayrılır. 1-Orojenik Hareketlerle Oluşan Dağlar: Orojenez dağ oluşumu demektir. Yan basınçla sıkışan yerkabuğu plakaları kıvrılarak yada kırılarak engebe kazanır ve sıradağlar oluşur. Ülkemizde orojenez iki şekilde görülür. A) Kıvrılma ile B) Kırılma ile a) Kıvrım Dağları: Orojenez sonucu esnek

Bu konu 3958 kez görüntülendi 13 yorum aldı ...
Türkiye'deki Dağlar 3958 Reviews

    Konuyu değerlendir: Türkiye'deki Dağlar

    5 üzerinden | Toplam: 0 kişi oyladı ve 3958 kez incelendi.

  1. #1
    İstanbullu - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik Tarihi
    02.11.2010
    Mesajlar
    495
    Konular
    160
    Beğendikleri
    0
    Beğenileri
    0
    Tecrübe Puanı
    495
    @İstanbullu

    Standart Türkiye'deki Dağlar

    Türkiye’de dağlar çok geniş bir alan kaplar. Dağ; çevresine göre 500m. Ve daha yüksek kabarıklıklardır. Bazıları tek bulunurken bazıları da sıradağlar şeklindedir.
    Oluşumlarına göre dağlar ikiye ayrılır.

    1-Orojenik Hareketlerle Oluşan Dağlar:
    Orojenez dağ oluşumu demektir. Yan basınçla sıkışan yerkabuğu plakaları kıvrılarak yada kırılarak engebe kazanır ve sıradağlar oluşur. Ülkemizde orojenez iki şekilde görülür. A) Kıvrılma ile B) Kırılma ile

    a) Kıvrım Dağları: Orojenez sonucu esnek tabakalar kıvrılarak yükselir ve sıradağlar oluşturur. Ülkemizdeki dağlar Alp-Himalaya orojenezi sonucu oluşmuştur. Kuzey Anadolu ve Toros Dağları bu şekilde oluşmuştur.
    Kıvrılma sonucu yüksekte kalan kubbemsi kısımlara Antiklinal, alçakta kalan çanaksı yapıya ise Senklinal denir. Bu oluşumda da bazen kırılmalar dolayısıyla senklinaller boyunca fay hatları oluşabilir. Ülkemizi K.Anadolu

    b) Kırık Dağları: Orojenez sonucu sert tabakalar kıvrılmaz kırılır. Böylece yükselen kısımlar (Horst) sıradağları oluştururken, Alçalan kısımlar Çöküntü ovalarını (Graben) oluştururlar. Horst ve Grabenler arasında ise kırıklar (Fay Hatları) bulunur. Bu yüzden buralar hem deprem alanlarıdır hem de kaplıca kaynaklarının sık görüldüğü yerlerdir. Ege bölgesinde kıyıya dik uzanan dağlar bu şekilde oluşmuşlardır.

    2- Volkanizma ile Oluşan Dağlar:
    Yerin derinliklerindeki mağmanın yerkabuğunun zayıf ve çatlak kısımlarından yer üstüne çıkmasıyla oluşan genelde tek dağlardan ibaret olan dağlardır.
    Not: Volkanik sahalar mineralce zengindir. O yüzden tarım arazileri de çok verimlidir. Ayrıca maden bakımından da zengin alanlardır.

    Türkiyedeki volkanik dağlar;
    Marmara Bölgesi : Uludağ

    G.Doğu Anadolu Bölgesi : Karacadağ
    Karadeniz Bölgesi : Köroğlu Dağları
    Akdeniz Bölgesi : Hassa Bölgesi (Hatay)
    Ege Bölgesi : Kula Tepeleri (En genç)
    Doğu Anadolu Bölgesi : Ağrı ,Tendürek, Nemrut, Süphan Dağları
    İç Anadolu Bölgesi : Erciyes, Melendiz, Hasandağ, Karadağ, Karacadağ.

    TÜRKİYE'DEKİ DAĞLARIN DAĞILIŞI

    Kuzey Anadolu Dağları: Karadeniz kıyısı boyunca uzanan sıradağların kapladığı alana Kuzey Anadolu Dağları denir. Doğuda Rize Dağları (Kaçkar Tepesi 3937m) ortada Canik dağları, batıda İsfendiyar Dağları vardır. 2.sırada yçne doğudan, Mescid, Kop, Ilgaz ve Köroğlu dağları bulunur.Alp-Himalaya sisteminin kuzey kanadını oluşturur. Kocaeli Yarımadasından Gürcistan’a kadar uzanır. Bu uzanış boyunca dağlar Batı Karadeniz’de yükselir Orta Karadeniz’de 1000m. lere alçalır D.Karadeniz’de ise tekrar yükselerek 3000 m. nin üstüne çıkar.

    . Güney Anadolu Dağları: Alp sisteminin güney koludur. Toros Dağları da denir. Girit ve Rodos Adalarından başlar İran’a kadar uzanır. Batı, Orta ve Güneydoğu Toroslar olarak üç bölüme ayrılırlar. Batı Toroslar Antalya Körfezi'nin iki yanında uzanırlar. Göller Bölgesi'ni içine alırlar. Orta Toroslar ise Adana yöresini batı, kuzey ve doğudan çevirirler. Güneydoğu Toroslar da İskenderun Körfezi'nden başlar bir yay çizerek Van Gölü'nün güneyinden Hakkari'ye ulaşırlar. Bu dağlar özellikle Taşeli Yarımadası karstik arazilerden oluşmuştur. Bir sürü karstik şekle rastlanır.
    Batı Anadolu Dağları: Kıyılarda ve iç batı kısımda olarak iki bölümde ele alabiliriz. Madra, Yunt, Aydın, Menteşe dağları kıyıda, Türkmen ve Emir dağları, Murat Dağ iç kısımlardadır. Marmara Bölgesi'nde dağlar azdır. Daha çok verimli ovalar vardır. Kaz dağları, Uludağ, Yıldız dağları ve Tekirdağ en bilinenleridir.
    Kırıklı yapıda olduklarından horstlar şeklinde oluşmuşlardır. Aralarında ise Grabenler yani çöküntü ovaları uzanır. Denize dik uzandıkları için;
    ·İç kısımlara ulaşımı zorlaştırmazlar.
    ·Kıyıların çok girintili çıkıntılı olmasını sağlamıştır.
    ·İklimin iç kısımlara kadar girebilmesini sağlamış. Bu da tarımı olumlu etkilemiştir.

    İç Anadolu Dağları: İç kısımlar daha çok yüksek yaylalarla çevrilidir. Burada tek dağlar, volkanlar ve yüksek ovalar vardır.
    Elmadağ, Akdağlar, Tecer, Erciyas, Karacadağ, en belli başlılarıdır. Cihanbeyli, Bozok, Obruk, Uzunyayla İç Anadolu'nun büyük platolarıdır.
    Doğu Anadolu Dağları:Burası yurdumuzun en yüksek ve engebeli bölgesidir. ortalama yükseklik 2000 metreyi geçer. Tekdağlar, sıradağlar, sönmüş volkanlar ve yüksek ovalar vardır.
    Munzur Dağları, Palandöken ve Bingöl Dağları, allahüekber dağları, Erzurum-Kars platosu bölgeyi kaplar. Türkiye'nin en yüksek dağı olan Ağrı ve Küçük Ağrı buradadır. Yükseklikleri 5137-5165 metreyi bulur. Tendürek, Süphan Nemrut ünlü sönmüş volkanlardır.
    Dağların Ekonomiye Etkileri

    Olumlu Etkileri
    Kıyı kesimleri iç bölgelerden ayırarak kıyıların yağışlı iç kısımları karasal olmasını sağlamış Bu durum mevsim çeşitliliğine neden olmuştur. Bu durumda tarımsal ürün çeşitliliğine imkan sağlar.
    K.A.D.’da gür ormanlar oluşmuştur.
    Dağlar akarsuların su deposudur.
    Yaban hayatının yaşama alanlarıdır.
    Yer altı kaynaklarının temel depo alanlarıdır.
    Avcılık,Dağ Sporları ve Kış Turizmine imkan sağlarlar.
    Yaylacılık faaliyetleri ile hayvancılığı destekler.
    Olumsuz Etkileri
    Ulaşımı zorlaştırır. Yol yapım maliyetlerini arttırır.
    Heyelanların fazla olduğu yerlerde can ve mal kayıplarına neden olurlar.
    Tarım ve Yerleşme alanlarının sınırlanmasına neden olur


    Konu Bilgileri       Kaynak: www.azeribalasi.com

          Konu: Türkiye'deki Dağlar

          Kategori: Coğrafya

          Konuyu Baslatan: İstanbullu

          Cevaplar: 13

          Görüntüleme: 3958

    "Tarihi 'İsimler' değil 'zamanlar' belirler!

    Ve zamanlar hep Atatürk'ü haklı çıkartıyor."

    Ahmet Taner Kışlalı

  2. #2
    İstanbullu - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik Tarihi
    02.11.2010
    Mesajlar
    495
    Konular
    160
    Beğendikleri
    0
    Beğenileri
    0
    Tecrübe Puanı
    495
    @İstanbullu

    Standart

    Aladağlar

    Kayseri - Niğde - Adana illeri arasında bulunan Aladağlar, bitki örtüsü ve hayvan çeşitleri bakımından zengin bir çeşitliliğe sahiptir. Bu nedenle dağın 54.524 hektarlık bir bölümü 1995 yılında Milli park ilan edilmiştir.

    Dağcılık faaliyetleri

    En yüksek doruğu 3756 m olan Aladağlar'da, tırmanışlar için 3700 metre üzerinde üç doruğun yanısıra 3000 metrenin üzerinde çok sayıda doruk vardır. Bu doruklar Niğde il sınırları içinde devam eden Toros dağ kıvrımlarının (Orta Toroslar) en yüksek doruklarıdır. İlk baharda eriyen karlardan dolayı Aladağlar'da birçok göl oluşur, ama kurak yaz mevsiminde bu göllerden çoğu buharlaşıp yok olur. Yalnızca yer altı suları ile de beslenen birkaç göl kalır. Aladağlar içinde birçok gölün bulunduğu genişçe bir kazanı andırır.
    En uygun tırmanış zamanı Haziran, Temmuz, Ağustos ve Eylül aylarıdır. Kalker kayalardan oluşan Aladağlar'da Emli ve Barasama vadileri dışında ormanlık alan görülmez. Dağda alpin bitki toplulukları gelişmiştir.

    Demirkazık Tırmanışı:
    Aladağların en yüksek zirvesi olan Demirkazık (3756 m.) tırmanışı için Çukurbağ köyünden yaya olarak 1,5 saat uzaklıktaki Sokullupınar kamp yeri olarak seçilir. Kamp yerinden doruğa tırmanış ve dönüş normal olarak 10-12 saat sürer. Aladağlara çok sayıda tırmanış yapacaklar Yedigöller Vadisini kamp yeri olarak seçmelidirler. Çukurbağ köyü-Yedigöller yaya 10-12 saattir. Yedigöllerden Emler Zirvesi, (3723 m) Kızılkaya (3723 m), Direktaş (3470 m) doruklarına çeşitli çıkış yollarından ulaşılır. Demirkazık Köyünde özel idarece yaptırılmış olan 100 yataklı yeni ve modern bir dağ evi bulunmaktadır. Burada yemek ve duş imkanı olduğu gibi, bir kütüphane ve dinlenme salonları da mevcuttur. Dağ evinden hareket edilerek Demirkazık ve Küçük Demirkazık (3425 m) zirvelerine tırmanmak mümkündür.
    Ayrıca Çukurbağ köyünden hareketle 1,5-2 saatlik bir yürüyüş sonunda Emli vadisine varılır. Buradan da Kaldı (3734 m), Güzeller (3461 m) ve Alaca (3588 m) zirvelerine tırmanmak mümkündür.
    "Tarihi 'İsimler' değil 'zamanlar' belirler!

    Ve zamanlar hep Atatürk'ü haklı çıkartıyor."

    Ahmet Taner Kışlalı

  3. #3
    İstanbullu - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik Tarihi
    02.11.2010
    Mesajlar
    495
    Konular
    160
    Beğendikleri
    0
    Beğenileri
    0
    Tecrübe Puanı
    495
    @İstanbullu

    Standart

    Erciyes Dağı

    İç Anadolunun en yüksek dağı. Erciyes Dağı Kayseri il merkezinin 25 km. güneybatısından ovaların yanından birdenbire yükselen bir dağ kütlesidir. Zirvesi uzaktan bir kubbeye benzer. İki zirve vardır. Büyük Erciyes (kuzu yatağı) zirvesi 3917 metredir. Küçük Erciyes zirvesi 3770 metredir. Erciyes kütlesinin çapı 72 km ve 3800 km²lik bir alanı kaplar.
    Erciyes Dağı üzerinde 1800-3000 m. yükseklikte Erciyes Kayak Merkezi bulunmaktadır.
    "Tarihi 'İsimler' değil 'zamanlar' belirler!

    Ve zamanlar hep Atatürk'ü haklı çıkartıyor."

    Ahmet Taner Kışlalı

  4. #4
    İstanbullu - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik Tarihi
    02.11.2010
    Mesajlar
    495
    Konular
    160
    Beğendikleri
    0
    Beğenileri
    0
    Tecrübe Puanı
    495
    @İstanbullu

    Standart

    Canik Dağları

    Orta Karadeniz bölgesinde yer alır. Batıda Kızılırmak vadisi, doğuda Melet Irmağı güneyde Kelkit çukuru boyunca uzanır. Uzunluğu yaklaşık 180 km’dir. Genişliği ortalama 60 km kadardır. Kelkit vadisine inen yamaçları oldukça diktir. Doğuya gidildikçe yüksekliği artar.
    Karadeniz yamaçları çok fazla yağış alır. Bu nedenle geniş ormanlık alanlarla kaplıdır. Kuzey yamaçları meşe, gürgen ve kayın ağaçlarıyla kaplıdır. Güneyinde yağışların seyrekleşmesinden dolayı soğuğa dayanıklı sarıçam, karaçam ve meşe ağaçları görülür.

    Canik dağları, Kızılırmak ve Yeşilırmak tarafından derin vadilerle yarılmıştır. Ama bu kesimler ulaşım için çok elverişli değildir. En önemli yol, Samsun’dan denize dökülen kavak vadisini izleyen Karadağ Geçidi’nden geçen yoldur. Bu tarihî yol Orta Karadeniz’i İç Anadolu’ya bağlayan yoldur.
    "Tarihi 'İsimler' değil 'zamanlar' belirler!

    Ve zamanlar hep Atatürk'ü haklı çıkartıyor."

    Ahmet Taner Kışlalı

  5. #5
    İstanbullu - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik Tarihi
    02.11.2010
    Mesajlar
    495
    Konular
    160
    Beğendikleri
    0
    Beğenileri
    0
    Tecrübe Puanı
    495
    @İstanbullu

    Standart

    Ağrı Dağı

    (Selçuklular döneminde; Eğri Dağ, resmi adıyla Büyük Ağrı Dağı), Türkiye'nin en yüksek dağıdır. Zirvesi 4 mevsim boyunca erimeyen kar ve takke buzulu ile kaplı volkanik bir dağ olan Ağrı Dağı, Türkiye'nin doğu ucunda, Ağrı ilinin sınırları içerisinde yer almaktadır. Dağ, İran'ın 16 km batısında ve Ermenistan'ın 32 km güneyindedir. Dağın %65'lik bir kesimi Iğdır ilinde, kalan %35'lik kesimi ise Ağrı ili sınırları içerisindedir
    Ağrı dağı 5165 metrelik rakımıyla, Anadolu Yarımadasının en yüksek doruğudur. 4000 metreye kadar bazalt daha sonra sonraki yükseklikte andezit lavlarından oluşarak volkanik bir dağ özellikleri gösterir. Dağın doruğunda bir örtü buzulu vardır. Doğu yüzünde Serdarbulak yaylası ve 3896 m. yükseklikteki Küçük Ağrı Dağı yer alır.
    Bir inanışa göre, Eski Ahit'teki Tekvin babında Nuh'un gemisi nin karaya oturduğu dağ bu dağdır. Fakat, Kuran'ı Kerim'de Nuhun gemisinin "Cudi'ye oturduğu" belirtilmektedir. 1950'li yıllarda, havadan çekilen fotoğraflardaki gemiye benzeyen şekiller Nuh'un gemisinin bulunduğu yönünde yorumlandı, ancak daha sonra bu iddiaların asılsız olduğu ortaya çıktı.

    Türkiye'nin en büyük dağı olan Ağrı Dağı jeolojik konumu ve Büyük Tufan dan sonra Nuh'un gemisi ne ev sahipliği yapması dolayısıyla efsanevi özelliği olan bir dağdır. Kutsal kitaplarda da adı geçen Ağrı Dağının farklı dillerde birçok ismi vardır. Başlıcaları, Ararat, Kuh - i Nuh, Cebel ül Haris'tir.
    Marco Polo'nun hiçbir zaman çıkılamayacak dediği dağa ilk tırmanış, kayıtlara göre 9 Ekim1829'da Prof. Frederik Von Parat tarafından gerçekleştirildi. İlk kış solo tırmanışı ise 21 Şubat1970'te Dağcılık Federasyonu eski başkanlarından Dr. Bozkurt Ergör tarafından gerçekleştirildi. 1980'li yıllarda binlerce dağcı Ağrı Dağı'nı ziyaret etti. Ağrı'ya tırmanış 1990 yılında yasaklandı. 1998'de Dağcılık Federasyonu'nun bir grup dağcıya izin vermesiyle bu yasak kaldırıldı.
    "Tarihi 'İsimler' değil 'zamanlar' belirler!

    Ve zamanlar hep Atatürk'ü haklı çıkartıyor."

    Ahmet Taner Kışlalı

  6. #6
    İstanbullu - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik Tarihi
    02.11.2010
    Mesajlar
    495
    Konular
    160
    Beğendikleri
    0
    Beğenileri
    0
    Tecrübe Puanı
    495
    @İstanbullu

    Standart

    ULUDAĞ

    Uludağ ya da Olimpos Dağı, Bursa ili sınırları içinde, 2.543 m yüksekliği ile Türkiye'nin en büyük kış ve doğa sporları merkezi olan dağ.
    Antik çağın ilk tarihçilerinden Heredot (İ.Ö 490-420) yazdığı Heredot Tarihi isimli kitabında Uludağ, Olympos olarak geçer ve Olympos'ta Lydia kralı Kroisos'un oğlu Atys'in yaşadığı trajediyi anlatır. Heredot'tan 400 yıl sonra Amasya doğumlu coğrafyacı Strabon (İ.Ö 64-İ.S 21) yazdığı 17 kitaptan oluşan Coğrafya isimli kitabında Uludağ, Olympos ve Mysia Olympos'u olarak geçer. Strabon; Mysia isminin aslının Lydia'lılarda gürgen ağacı anlamına gelmektedir. Roma İmparatorluğu'nda resmi din hıristiyanlık olduktan sonra Uludağ'da 3. yüzyıldan sonra keşişlerin yaşadığı ilk manastırlar kurulmaya başlanmış ve manastırlar 8. yüzyılda sayıca en üst seviyeye çıkmıştır. Uludağ'da Nilüfer nehri ile Deliçay arasındaki vadi ve tepelerde 28 manastır kurulmuştur. Orhangazi Bursa'yı uzun bir kuşatmadan sonra teslim almış ve dağdaki keşişlerin yaşadığı manastırların bir kısmı terk edilirken, bazılarının yerlerine Doğlu Baba, Geyikli Baba, Abdal Murat gibi müslüman dervişlerin inziva yerleri olmuştur. Orhangazi Bursa'yı teslim aldıktan sonra Türkler dağa Keşiş Dağı ismini vermişlerdir. 16. yüzyılda Bursa'ya gelen Alman seyyah Reinhold Lubenau Uludağ'ın Türklerin eline geçtikten sonra keşişlerin sadece gündüzleri ibadet için dağa çıktıkları ve manastırların harç kullanılmadan taş duvarlarla yapıldığını belirtir.
    Marmara Bölgesinin en yüksek dağı. Kuzeybatı-güneydoğu doğrultusunda uzanan Uludağ'ın uzunluğu 40 km'yi bulur. Genişliği ise 15-20 km'dir. Toplu ve heybetli bir görünüşe sahip olan bu dağın Bursa'ya bakan yamaçları kademeli, güneye Orhaneli'ne bakan tarafları ise düz ve daha diktir. En yüksek noktası Uludağ Tepe'de 2.543 m'dir. Dağın kuzey tarafında Sarıalan, Kirazlı, Kadı, Sobra yaylaları vardır.
    Uludağ'ın yüksek yerlerinde eski buzullara ait izlere raslanmaktadır. Karatepe'nin kuzeyindeki Aynalıgöl, Karagöl ve Kilimligöl buzul gölleri bu izlerin en önemlileridir. Bu göllerin mavi berrak suları, hemen aşağısında başlayan yemyeşil çam ormanları, yükseklerdeki beyaz kar yığınları buraların güzelliğine güzellik katmaktadır.
    Etrafındaki çöküntü sahalarının cevresinde yükselen Uludağ'da tabakalar arasında yer yer maden ve maden damar yataklarına rastlanmaktadır. Türkiye'nin önemli volfram yatakları buradadır. İklimi, yüksek dağ özelliğindedir. Yükseklere çıkıldıkça kar yağışı ve miktarı fazlalaşır. Yüksekliğe bağlı olarak da ısı azalır. Dağın doruk noktasındaki karlar yaz kış erimez. Bazı yerlerde kar kalınlığı iki metrenin üzerine çıkmaktadır. Uludağ'dan kaynaklanan derin vadiler içindeki pekçok dere, Nilüfer Çayı ile Göksu'ya ulaşırlar.
    Uludağ modern dağ tesisleri, teleferiği Bursa'nın hemen yanında olması ile dağ ve kış turizminin merkezi olmuştur.Türkiyenin en büyük kayak merkezidir.Yol durumunun uygunluğu, her mevsim kar bulunması, eşsiz manzaraları buraya turist çekmektedir. Dağın doruk noktasından açık havada İstanbul, Marmara ve civar yakın yerlerin görünmesi buraya ayrı bir özellik vermektedir. Doğu, kuzey eteklerinin Bursa Ovasına yakın yerlerinde sıcak su kaynaklarının bulunmasından burada kaplıcalar meydana gelmiştir. Bursa'nın Çekirge semtindeki bu kaplıcalar pekçok hastalığa şifa olmaktadır.
    "Tarihi 'İsimler' değil 'zamanlar' belirler!

    Ve zamanlar hep Atatürk'ü haklı çıkartıyor."

    Ahmet Taner Kışlalı

  7. #7
    İstanbullu - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik Tarihi
    02.11.2010
    Mesajlar
    495
    Konular
    160
    Beğendikleri
    0
    Beğenileri
    0
    Tecrübe Puanı
    495
    @İstanbullu

    Standart

    Ilgaz Dağları

    Konumu Batı Karadeniz Bölgesinde bulunan yüksek ve devamlı bir dağ sıraları olan Ilgaz Dağları kuzeyde Gök ırmak ve Araç Çayı, güneyde ise Devrez Çayı ile sınırlanmıştır. Ilgaz Dağı, zengin orman örtüsünün meydana getirdiği eşsiz doğal güzelliklere sahiptir. Ankara-Çankırı-Kastamonu devlet karayolu ile Ankara'ya 200 km, Kastamonu'ya 45 km, Ilgaz ilçe merkezine ise 25 km uzaklıktadır.Milli Park Arazi Yapısı ve Bitki Örtüsü Genellikle serpantinler, şistler ve volkanik kayaçlardan oluşur. Dağ oluşum hareketleri yönünden ilginç örnekler bulunmaktadır. Yöre değişik karakterde vadiler, sırtlar ve doruklardan oluşur. Üstün değerde peyjaz güzellikleri sunan bir jeomorfolojik yapıya sahiptir. Ilgaz Dağları eteklerinden doruklarına doğru değişen, çok değişik görünümlü ve çekici güzellikte sarıçam, karaçam ve köknarın hakim olduğu ağaç
    türleri ile kaplı sık orman örtüsüne sahiptir. Bu orman örtüsü ve saha zengin bir orman altı bitki topluluğu ile desteklenmektedir. Bu bitki topluluğu içerisinde özellikle orkidelere çok sık rastlanmaktadır.

    Orkide Yurdumuz orkide bakımından Avrupa ve Ortadoğu'nun en zengin ülkelerinden biridir. Türkiye'de 24 cinse ait orkide bulunmaktadır. Bunların çoğu mevsiminde gezildiğinde Ilgaz Dağlarında görülebilir. Orkidenin yumrularından salep elde edilmektedir. Her yıl salep elde edilmek üzere aşırı derecede ve bilinçsizce orkide toplanması bu güzel bitkilerin varlığını sona erdirmek üzeredir. İyi bir koruma ile son derece güzel ve gösterişli bu bitkiler gelecek nesillere ve araştırma kurumlarına açık bir inceleme alanı olacaktır.

    Kış Sporları Milli parkın bir önemli kaynağı da kış sporlarıdır. Ilgaz Dağı kış sporları açısından ülke düzeyinde önem taşıyan bir kaynak niteliğindedir. Ilgaz Dağı kayak merkezinde 900 metre uzunluğunda çift sandalyeli telesiyej, 2 km uzunluğunda bir teleski ile 250 metre uzunluğunda da bir baby liftten oluşan mekanik tesisler yanı sıra 100 yatak kapasiteli Köy Hizmetleri Tesisleri, 115 yatak kapasiteli Dağ Başı Otel mevcuttur. Ayrıca devre mülk şeklinde yapılan Ilgaz Mountain resort Ilgaz Dağı Milli Parkı sınırları içerisindedir.

    "Tarihi 'İsimler' değil 'zamanlar' belirler!

    Ve zamanlar hep Atatürk'ü haklı çıkartıyor."

    Ahmet Taner Kışlalı

  8. #8
    İstanbullu - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik Tarihi
    02.11.2010
    Mesajlar
    495
    Konular
    160
    Beğendikleri
    0
    Beğenileri
    0
    Tecrübe Puanı
    495
    @İstanbullu

    Standart

    Süphan Dağı

    Yükseklik: 4058 m.
    Konumu: Doğu Anadolu'da Van gölünün kuzeyinde Adilcevaz - Erciş ve Patnos arasında yükselir.
    Tırmanış Zamanı: Tırmanış için en uygun zaman Haziran, Temmuz, Ağustos, Eylül aylarıdır.
    Özellikleri: Sönmüş bir volkan olan Süphan dağı, Anadolu'nun üçüncü yüksek doruğudur. Doruk bir örtü buzulu ile kaplıdır.
    Dağcılık : Süphan dağına genellikle doğu yüzünden tırmanış yapılır. Tırmanış sırasında Van gölü her an birbirinden değişik ve güzel görüntüler sunar. Doruk tırmanışına Aydınlar köyünden başlanır. Buraya 6-7 km. uzaklıkta ve 2500 m. yükseklikte Şekerpınarı ya da Süphan yaylasında kamp kurulur; kamp yerinden doruğa tırmanış ve dönüş, 8-10 saatlik bir zaman alır.

    Ülkemizde Büyük Ağrı (5137 m) ve Cilo (4168 m) dağından sonra en yüksek üçüncü dağımız olan Süphan dağı, Van gölünün kuzeyinde Adilcevaz - Erciş ve Patnos arasında yükselir, en yüksek zirvesi 4058 m’dir. Bu dağın zirve kesiminde 1 km çapında bir lav tıkacı ve genişçe bir de kalderası bulunmaktadır. Doruk bir örtü buzulu ile kaplıdır. Son püskürmesini tarihi dönemde yapmıştır.

    Süphan Dağı Efsanesi
    Süphan Dağı'nın zirvesinde Kırklar olarak bilinen 40 ad. Şehit Mezarı bulunmaktadır. Ayrıca zirvede Peygamber Mezarının da olduğu rivayetler arasında yer almaktadır.
    Hace ile Siyabent adından 2 Sevgilinin Efsanevi Aşk yaşadıkları Siyabent Sevgilisi Hace'yi kaçırarak Karnalık denilen Süphan Dağı eteğindeki uçurumun tepesine götürür. Günlerce orada kalan Dillere Destan 2 Sevgili evlenecekleri günü hayal ederlerken Siyabent başını Hace'nin dizine koyup derin bir uyku çekmek ister. O sırada bir geyik sürüsünün geçmesiyle sürünün Liderliğini yapan erkek geyik dişi geyiğe diğer geyiklerin yaklaşmamasını sağlarken manzarayı gören Hace duygulanıyor. O sırada gözlerinden damlayan yaş sevgilisinin yüzüne düşer. Uyanan sevgili Hace'ye niçin ağladığını sorar?

    Seni ağlatan o lider geyiğin ciğerini söküp sana getireceğim. Sevgili Lider Geyiği vurur keseceği an geyiğin ayaklarını çırpmasıyla Siyabent uçurumdan aşağıya düşer. Hace düşen Sevgiliye Ben Ne Yapayım diye seslenirken O da Hace'ye Ben artık faydasızım diye cevap verir. Hace'de kendini uçurumdan aşağıya atarak Efsane bir Aşk Efsanesi olarak ölümsüzleşir ve günümüze kadar yansır. İki Sevgilinin düştüğü yerler arasında heryıl kendiliğinden 2 gül yeşerir.
    "Tarihi 'İsimler' değil 'zamanlar' belirler!

    Ve zamanlar hep Atatürk'ü haklı çıkartıyor."

    Ahmet Taner Kışlalı

  9. #9
    İstanbullu - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik Tarihi
    02.11.2010
    Mesajlar
    495
    Konular
    160
    Beğendikleri
    0
    Beğenileri
    0
    Tecrübe Puanı
    495
    @İstanbullu

    Standart

    Nemrut Dağı

    Nemrut Dagı Guneydogu Anadolu Bolgesinde bulunan Adiyaman ilimizin Kahta ilcesi sinirlari icinde yeralan 2150 metre yuksekligindeki Dogu Toros sira daglari(ankar) massifi uzerinde,Firat Nehri gecitlerine ve Ovalarina Hakim bir tepe uzerinde KOMMAGENE krali 1.Antiochos tarafindan yaptirilan Dogu tarafinin yuksekligi 49.80 metre Bati Tarafinin Yuksekligi ise 39.45 metre olan yaklasik 150 metre capinda kirma taslardan yapili bir Tumulus ve etrafinda devasa Tanri, Kral Heykelleri,Dunyanin ilk horoskopu ve Ates Sunaklari bulunan,dunyanin sekizinci harikasi sayilan bir kult (Tapinma yeri)Yeri dir

    Tumulus bir ana kaya duzlestirilerek uzerine yerlestirilmis olup,dogu bati ve kuzeyinde de ayni islemler gerceklestirilerek teraslar olusturulmustur.Dogu ve bati teraslarda devasa kloksal Greko-Pers tarzi blok kayadan tanri ve kral heykelleri yontulmus, kuzeyde ve her iki terasta bunlarin yaninda kum taslrindan bloklara atalari resmeden steller oturtulmustur.
    Dogu teras:Taht uzerinde siralar halinde oturtulmus tanrilarin her iki yaninda kartal ve aslan heykelleri vardir. Heykeller sirasi ile 1.Antiochos,Fortuna-Kommagene,Zeus-oramastes,Apollon-Mithras,Herakles-Artagnes dir ayrica bu terasta dikdortgen seklinde ates sunagi ve bunun yaninda Aslan heykeli bulunur.Terasin kuzey ve guneyinde ise atalari tasvir eden steller bulunmakta imis ancak bunlar gunumuzde maalesef kayiptir sadece stel kaideleri mevcuttur.
    Kuzey teras:Burada dogu ile bati teraslarini birlestiren 180 metre uzunlugunda bir toren yolu bulunmakta ayrica 80 metre uzunlugunda bazisi tamamlanmis cogu tamamlanmamis steller ve kaideleri bulunmaktadir.Burada daha cok torenler icin hazirlanan yemeklerin ve saraplarin koyulacagi yerler vardir bunlarda kum tasindan oyulmadir.

    TUMULUS
    Kilometrelerce uzaktan daglarin üzerine binmis bir dag yada kulah gibi gozukur tumulus,kilometrelerce uzaktan kendine hayran birakir Yaklastikca hayranliginizi arttirir cezbeder sizi, bir an once kavusmak istediginiz sevgili gibi beyninizi kaplar hukmetmeye baslar.Ozel idare tesislerine gelip Arabada gecirdiginiz zorlu virajli yollarin yorgunlugunu atmak icin iceceginiz serinlik bile size tumuluse ulasmak icin onunuzde gozuken zorlu yaklasik 30 dk lik tirmanis bile ona varmak icin icinizde duydugunuz sabirsizligi geciremez.
    Dagin ve tumulusun muhtesem manzarası yanında dev boyutlu heykeller Aklinizi basinizdan alir.Herseyden once bu tumulusun ve heykellerin nasil yapildigi sorusu kafanizi kurcalamaya baslar. Bu arada eger gunesin dogusunu seyretmeye ciktiysaniz Havadan fotografini gordugunuz tumulus kaya bir olusumun uzerine kirma taslar yigilarak yapilmistir. Tumulusun capi yaklasik 150 metre olup doguda yuksekligi 49.80 metre batida ise 39.45 metredir. Kommagene krali 1. Antiochos ulkesini ve halkini refaha kavusturunca kralliginin yaninda tanriligini da ilan etmis halkina tapinilabilecek bir yer insa etmek ve tanri arkadaslari ile birlikte gunesin dogusunu ve batisini ilelebet sonsuza kadar seyretmek icin bu kultu yaptirmistir.


    Tumulsteki kirma tas yuksekliginin hacmi ilk arastirmacilar olan Human ve Puchstein tarafindan 264 750 metrekup hesap edilmis ancak daha sonra bunun bu kadar olmadigi Frderich Karl DORNER tarafindan Ana kaya uzerine yigildigi ve altta yuksek bir monoblok kaya oldugu gosterilmistir
    "Tarihi 'İsimler' değil 'zamanlar' belirler!

    Ve zamanlar hep Atatürk'ü haklı çıkartıyor."

    Ahmet Taner Kışlalı

  10. #10
    İstanbullu - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik Tarihi
    02.11.2010
    Mesajlar
    495
    Konular
    160
    Beğendikleri
    0
    Beğenileri
    0
    Tecrübe Puanı
    495
    @İstanbullu

    Standart

    Palandöken Dağı

    Palandöken Dağı, Erzurum'da bulunan, 3271 metre rakımlı, tektonik bir dağdır. Başköy mevkiinde bir kayak merkezi bulunur.
    Erzurum şehrinin 10 km kadar güneyinde bulunan zirvesiyle çevrenin en yüksek noktasıdır. Erzurum şehir merkezinin 1950 metreyi bulan yüksekliğinden ve kütle olarak bir sıradağ olmasından dolayı ülkemizin 3000 metrenin üzerindeki diğer dağları gibi heybetli görünmez. Ancak mitolojide bilhassa da Anadolu'da ki birçok efsânede ismi geçer.
    Palandöken, kış mevsiminde kuzey yamacında barındırdığı kar miktarı, kalitesi ve Türkiye'nin en uzun pistine sahip olan kayak merkezi ile en gözde kayak merkezi unvanına sahiptir. Dağın ismi hakkında pek çok rivayet vardır. Bunlardan en kabul göreni, pala deviren, dayandırmayan anlamında paladöken isminin zaman içinde Palandöken'e dönüşmesiyle meydana gelmiş olanıdır.
    Teknik tırmanış açısından herhangi bir zorluğa sahip olmamasına rağmen kış mevsiminde diğer 3000'liklerde de olduğu gibi her türlü olasılık göz önünde bulundurularak, o şekilde teknik malzeme ile tırmanılmalıdır. Dağın bazı dik parkurları, yöresel olarak kışların aşırı sert geçmesinden dolayı tehlikeli olabilir. Erzurum şehir merkezinden 3271 m'lik zirveye giden en iyi ve en rahat yol kayak merkezinden geçer.

    Erzurum şehir merkezine yaklaşık 4 km uzaklıkta olan 2100 m râkımdaki oteller mevkiinde her türlü ihtiyaç giderilebilecek imkânlar bulunmaktadır. Güvenlik açısından jandarma 24 saat görev yapmaktadır. Kamp için de bu mevkii idealdir. Devam eden karayolu ile daha yukarıda bulunan oteller mevkiine ulaşılır. Burası ise 2450 m yüksekliktedir ve bu seviyeden sonra telesiyej hattı tâkip edilerek sırt üzerinden zirveye ulaşılır. Diğer yol ise dağın güney yamacında bulunan Başköy köyünden zirveye ulaşılan yoldur. Bu rota da teknik bir tırmanış zorluğu içermez.
    Palandöken Dağları'nın en yüksek noktası Büyükejder Tepesi olarak isimlendirilir. Burada, iletişim vericileri ve özel bir işletmeye ait kafeterya bulunmaktadır ve kayak sezonunda telesiyej vâsıtasıyla da zirveye ulaşılabilmektedir. Zirveden inen hat üzerinde, 2500 metre irtifâda Ejder Lifti'nin bitiminde de özel bir kafeterya bulunmaktadır.
    Bunun yanında Palandöken Dağı 2011 Dünya Üniversitelerarası Kış Oyunları'na ev sahipliği yapacaktır.
    "Tarihi 'İsimler' değil 'zamanlar' belirler!

    Ve zamanlar hep Atatürk'ü haklı çıkartıyor."

    Ahmet Taner Kışlalı

Etiketler

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajinizi Degistirme Yetkiniz Yok
  •  

Giriş

Giriş