08 Ekim 2010 Cuma 00:35 Peygamber Efendimiz (s.a.s) her yemekten sonra bu duayı okumayı ihmal etmemişti. Allah'a kullukla gönlü coşan bir insan, ruhen doygunluğa erişir. İç dünyasında derin bir huzur ve tarifi imkansız hazlar yaşar. Böyle bir insan, almış olduğu manevi lezzetler sayesinde günlük hayatında önüne çıkan her türlü zorluklar karşısında sarsılmadan durabilir. İnsan, ibadet sayesinde huzur bulur

Bu konu 1118 kez görüntülendi 0 yorum aldı ...
Peygamberimizin (sav) ihmal etmediği dua 1118 Reviews

    Konuyu değerlendir: Peygamberimizin (sav) ihmal etmediği dua

    5 üzerinden | Toplam: 0 kişi oyladı ve 1118 kez incelendi.

  1. #1
    Vuslata Hasret - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik Tarihi
    12.10.2009
    Mesajlar
    8.961
    Konular
    4260
    Beğendikleri
    0
    Beğenileri
    0
    Tecrübe Puanı
    753
    @Vuslata Hasret

    Standart Peygamberimizin (sav) ihmal etmediği dua

    08 Ekim 2010 Cuma 00:35
    Peygamber Efendimiz (s.a.s) her yemekten sonra bu duayı okumayı ihmal etmemişti.

    Allah'a kullukla gönlü coşan bir insan, ruhen doygunluğa erişir. İç dünyasında derin bir huzur ve tarifi imkansız hazlar yaşar. Böyle bir insan, almış olduğu manevi lezzetler sayesinde günlük hayatında önüne çıkan her türlü zorluklar karşısında sarsılmadan durabilir.




    İnsan, ibadet sayesinde huzur bulur




    İnsanın kendisi ibâdet etmeye muhtaçtır. İnsan hastalandığı zaman doktora gider. Doktor da o insanın hastalığını teşhis ettikten sonra tedavisi için bir takım ilaçlar verir. Ardından ilaçları kullanması için ısrar eder. Aynen bunun gibi ibâdetler de insanın manevî yara ve hastalıklarını tedavisi için Allah tarafından yazılmış reçete gibidir. İnsanoğlunun huzur ve mutluğu ibadetlerini yerine getirmesiyle mümkündür.




    Allah'a kullukla gönlü coşan bir insan, ruhen doygunluğa erişir. Allah'ın razı olacağı bir kulluk performansına yükseldiği müddetçe de o, iç dünyasında en derin mutluluk ve tarifi imkânsız hazlar yaşar. Böyle bir insan, almış olduğu manevi lezzetler sayesinde günlük hayatında önünü kesen her türlü zorluklar karşısında sarsılmadan durabilir.




    Çünkü o, eşya ve hadiselerin tek yaratıcısı Yüce Allah'a dayanmış ve O'na güvenmiştir. Bu güven elbette ki onu yalnız bırakmayacaktır. Bir kul olarak bizim için en büyük nimet, Rabb'imize karşı kulluk vazifemizi yerine getirebilme gayretimizdir. Böyle bir gayret, neticede hem kişinin kendisine, hem de çevresine huzur getirir.




    ALLAH İLE KUL ARASINDAKİ BAĞ




    Bir Hak dostunun ifadesiyle insan, cismen küçük, zayıf ve âciz olmakla beraber, hayvanlardan sayıldığı halde, pek yüksek bir ruhu taşır. Pek büyük bir kabiliyete mâliktir. Sınırlandırılamayacak derecede meyilleri vardır. Sonsuz emel ve arzular sahibidir. Sayılamayacak kadar çok fikirleri vardır. Sınır kabul etmez şehevî ve gazabî hisleri vardır ve öyle harika bir yaratılışı vardır ki, sanki bütün nevilere ve âlemlere fihrist olarak yaratılmıştır.




    İbadet insanın ruhuna genişlik verir. Kabiliyetlerini inkişaf ettirir. Meyil ve arzularını kötü olanlarından ayırıp seçer, tertemiz hale getirir. Emel ve isteklerini gerçekleştirir. Fikirlerini genişletip intizam altına alır. Şehevî ve gazabî duygularını kontrol altına alıp taşkınlık ve kötülüklerden korur. Kemâl ve olgunluğun zirvesine yükseltir. Kul ile Allah arasında en yüksek ve güzel alâka ve bağ ibadettir.




    CENNET BİZİ BEKLİYOR




    Cennet, Allah'ın âhirette müminlere, bu dünyada iken iman edip salih amel işlemelerine karşılık lütfundan bahşettiği saadet diyarının adıdır. Cennet, bu dünyaya imtihan edilmek üzere gönderilen insanların, kıyamet kopup, hesaplar görüldükten sonra, içlerinden bu dünyada iken Allah'a, ahiret gününe ve Allah'ın elçileri vasıtasıyla gönderdiği bütün mesajlara inanan, elinden geldiği kadar kulluk ve tâatte bulunan müttakî ve temiz olanlarının gideceği ebedî huzur ve saadet yurdudur.




    İbadet edenlerin cennete kavuşacağını anlatan pek çok ayet bulunmaktadır: "İman edip makbul ve güzel işler yapanları müjdele: Onlara içinden ırmaklar akan cennetler vardır." (Bakara, 2/25) "Rabbiniz tarafından mağfirete, genişliği göklerle yer kadar ve müttakiler için hazırlanmış bir cennete doğru yarışırcasına koşuşun!" (Âl-i İmrân, 3/133)




    Görüldüğü üzere ayetlerde cennete hep takva sahiplerinin ve salih amel işleyenlerin gireceği belirtilmektedir. O halde cennete ehil hale gelebilmek için de ibadet etmeliyiz.




    Bu dünyada kulluk görevlerini yerine getiren insan yapmış olduğu amellerle kendi cennetini inşa etmektedir. Kulluk görevlerini yerine getirmeyen insanı ise ahirette çok zor bir hayat beklemektedir.



    Konu Bilgileri       Kaynak: www.azeribalasi.com

          Konu: Peygamberimizin (sav) ihmal etmediği dua

          Kategori: Peygamber Efendimiz (S.A.V.)

          Konuyu Baslatan: Vuslata Hasret

          Cevaplar: 0

          Görüntüleme: 1118


Etiketler

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajinizi Degistirme Yetkiniz Yok
  •  

Giriş

Giriş