Tanık İfadeleri Elleri bir ağaca arkadan bağlanan hamile bir kadının başına dikilmiş olan iki Ermeni yazı tura atıyordu. Bu kanlı kumarı yaklaşık 100 yıl önce Anadolu toprağında Kars’ta Ağrı’da Van’da Erzurum’da da ataları oynamıştı.Onlardan duymuşlardı. Karnı burnunda çaresiz bir Azeri kadının doğumu oldukça yakın

Bu konu 1603 kez görüntülendi 0 yorum aldı ...
Hocalı Katliamının tanıkları anlatıyor 1603 Reviews

    Konuyu değerlendir: Hocalı Katliamının tanıkları anlatıyor

    5 üzerinden | Toplam: 0 kişi oyladı ve 1603 kez incelendi.

  1. #1
    Tanrikurt - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik Tarihi
    21.08.2010
    Mesajlar
    20
    Konular
    20
    Beğendikleri
    0
    Beğenileri
    0
    Tecrübe Puanı
    0
    @Tanrikurt

    Standart Hocalı Katliamının tanıkları anlatıyor

    Tanık İfadeleri


    Elleri bir ağaca arkadan bağlanan hamile bir kadının başına dikilmiş olan

    iki Ermeni yazı tura atıyordu.

    Bu kanlı kumarı yaklaşık 100 yıl önce Anadolu
    toprağında Kars’ta Ağrı’da Van’da Erzurum’da da ataları oynamıştı.Onlardan
    duymuşlardı. Karnı burnunda çaresiz bir Azeri kadının doğumu oldukça yakın
    görünüyordu. Çaresiz kadın bir hazan yaprağı gibi titriyordu. Elbiseleri
    yırtık, ayakları çıplaktı…Ermenilerin uzun boylu olanı elindeki AK-47
    model Rus yapımı otomatik tüfeğinin namlusuna monte edilen seyyar kasaturayı
    çıkartırken, diğeri elindeki demir parayı havaya attı

    :-Akçik, manç?..
    (Kızmı, oğlan mı?)

    -Akçik…
    (Kız)

    Bu cevap üzerine ‘oğlan’ diyerek bahse giren Ermeni, elindeki kasatura ile
    hamile kadının karnını bir hamlede yarıp çocuğu çıkarttı.Kan b! ürülügözleri
    bebeğin kasıklarına kilitlendi.

    -Tun şahetsar,ınger…
    (Sen kazandın, yoldaş)

    -Yes şahetsapayts ays bubrikı inç bes bidigişdana…
    (Ben kazandım ama bu bebek nasıl beslenecek?)

    -Mayrigı bedge gişdatsine.
    (Annesi besleyecek elbette)

    Bunun üzerine daha kısa boylu olan Ermeni, bir hamlede kasaturaya geçirdiği
    bebeği annesinin göğsüne yapıştırdı:

    -Mayrig yerahayin zizdur.
    (Çocuğa meme ver)






    Aynı dakikalarda Hocalı’nın başka bir semtinde tek kale futbol maçı
    hazırlığı vardı. İki kesik Azeri kadın başını kale direği yapmışlar, top
    arayışına girmişlerdi.Başı tıraşlı bir çocuk bulup getirdiklerinde ise
    Ermeni çeteci sevinçle bağırdı:

    -Asixn ma/,çimi yev bızdıge, aveg gındırnadabidi. Gıdıresek…
    (Bu hem saçsız hem de küçük, iyi yuvarlanır. Kopartın…)

    Aynı anda çocuğun gövdesi bir tarafa,başı da orta yere düşmüştü…

    Ermeniler zafer naraları! atarak, kanlı postalları ile kesik çocuk başına
    vurarak kanlı bir kaleye gol atmaya çalışıyordu.

    Bu iki olay Hocalı’da bundan çok değil yalnızca 14 yıl önce yaşandı. Her iki
    olay da ermeni çetecilerin katliamlarına bizzat şahit olan görgü
    tanıklarının anlatımlarıdır.

    Ne yazık ki 26 Şubat 1992 günü binlerce Azeri türlü yöntemlerle vahşice
    katledilmiştir. Ajanslar,katliam haberini bütün dünyaya hızla geçerken, arşı
    titreten ağır bir vahşet yaşanan Hocalı halkından geri kalanlar ise
    çaresizlik içinde kıvranıyordu.

    Türkiye’de büyük bir dehşet uyandıran katliama ilişkin ilk görüntüler ise
    TRT aracılığı ile duyurulmuştu. Bütün olanları batılı gazeteciler, özellikle
    de New York Times belgeledi.

    26 Şubat’ta güçlü silahlarla donatılmış Ermenistan silahlı kuvvetleri ile
    Hankendi’nde konuşlanmış bulunan Albay Zarvigarov komutasındaki 366′ncı Rus
    Motorize Alayı, Hocalı’ya saldırarak tarihin en vahşî katliamlarından birini
    yaptılar.

    26 Şubat! gecesi Rus motorize alayının tanklarından açılan top ve roket
    saldırıları ile Hocalı Havaalanı kullanılamaz hâle getirilerek kentin dış
    dünya ile ilişkisi de tamamen kesildi.

    Savunmasız kalan kente giren Rus destekli Ermeni askerleri, çocuk, yaşlı,
    kadın, bebek demeden birçok insanımızı vahşîce katlettiler. ermenilerin
    işgal ettikleri Hocalı’da dehşet verici olaylar yaşandı.

    Canlı canlı insanların kafa derilerini yüzdüler,

    Sağ olarak ele geçirdiklerini ise sistematik bir işkenceye ve tıbbî
    deneylere tâbi tutarak, insanlık dışı muamelelere maruz bıraktılar.

    Hızar ve testereler ile diri diri insanların kol ve bacaklarını kestiler.

    Genç kızların önce saçlarını,sonra da kafa derilerini yüzdüler.

    Babanın gözü önünde evladını, evladın gözü önünde babayı kurşunlara
    dizdiler.

    Kesik kafaları sepetlere doldurdular.

    Peki neydi bu düşmanlık?

    Ermenistan’daki okul duvarlarında asılan haritalarda Türkiye’nin 12 ili yer
    almaktayken, Ermenistan’ın bayrağında Türkiye hudutları içindeki Ağrı
    Dağı’nın resmi varken, Ermenistan Millî Marşı’nda ‘Topraklarımız işgal
    altında, bu toprakları azat etmek için ölün,öldürün’ denmekteyken, başkaca
    bir neden aramaya zaten gerek yok sanırım.

    Dağlık Karabağ Bölgesi’nde bulunan Hocalı’ya, eski Sovyet İttifakı Silahlı
    kuvvetleri’ne ait 366.Alay’ın desteği ile Ermeni Sılahlı Kuvvetleri
    tarafından düzenlenen saldırılar sonucu 613 Azerbaycan Türk’ünün hayatını
    kaybettiği resmî olarak açıklandı. Ancak kayıp sayısının bu rakamların çok
    çok üstünde olduğu bilinmektedir.

    56 hamile kadın karnı yarılmış durumda bulunmuştur.

    Bu alçak saldırıda 487 kişi ağır yaralanırken, 1275 kişi ise rehin
    alınmış,geri kalan nüfus da bin bir zorlukla canını kurtarmış ancak bu
    olayın tahribatından ruhları ve hafızaları asla bir daha kurtulamamıştır.

    Şahitlerin anlattıklarını dinleyenler önce kulaklarına inanamadı.!

    Fakat katliam sonrası Hocalı’ya girdiklerinde ise, görgü tanıklarının
    abartmadığını kısa sürede anladılar. Hocalı’da katliam bölgesini gezen
    Fransız gazeteci Jean-Yves Junet’nin gördükleri karşısında söyledikleri,
    katliamın boyutunu da anlatıyordu:

    ‘Pek çok savaş hikâyesi dinledim. Faşistlerin zulmünü işittim,ama
    Hocalı’daki gibi bir vahşete umarım kimse tanık olmaz’ Peki 26 Şubat 1992
    günü yaşanan bu katliamın emrini kim vermişti; Ermenistan Devlet Başkanı
    sıfatını taşıyan Robert Koçaryan denilen kirli katilden başkası değildi.
    Yaptığı terör faaliyetlerinin oranı nispetinde terfi eden Taşnaksutyun
    örgütü liderlerinden Robert Koçaryan, 20 Mart 1996′da Ermenistan Başbakanı
    oldu.

    Karabağ’da barış istediği için aşırı milliyetçilerin tepkisine daha fazla
    direnemeyen Levon Ter Petrosyan istifa edince de 30 Mart 1998 yılında ondan
    boşalan Devlet Başkanlığı koltuğuna,’Hocalı Katlia! mı’ baş sorumlusu olan
    azılı terörist Robert Koçaryan oturdu.

    Ermeniler Türk hamile kadınlarına tecavüz edip karnını hamile olduğu halde
    taş ile doldurup öldürmüşler ve küçük Türk kızlarına tecavüz edip
    öldürmüşlerdi.





    Cemil Cümşüdoglu Memmedov:
    Nehçivanik koyüne gidip Ermenilere torunuma acımalarını söyledim. Bana hakaret edip komutana verdiler. O da bizi hapsetmelerini emretti. Burada çok sayıda kadın-kız, çocuk vardı. Sonra bizi Askeran'a getirdiler. Karım, kızım, eniştem oradaydı. Tırnaklarımızı çektiler. Zenciler havaya sıçrayıp, yüzüme tekme atıyorlardı. Çok işkenceden sonra beni Ermeniler ile değiştirdiler. Karım, kızım ve torunumdan hiç haber alamadım.
    Seriye Talibova:
    Gözümün önünde 4 Mesket Türk'ünün, 3 komşumuzun başını Ermeni askerinin mezarı başında kestiler. Ermeniler, anne babalarının önünde çocuklarına işkence yapıp öldürdüler. Sonra cesetleri buldozerlerle dereye döktüler.
    Cemal Allahverdioglu Orucov:
    16 yaşındaki oğlumu kurşunladılar. 23 yaşındaki kızımı iki ikiz oğlu ve 18 yaşındaki hamile kızımı elimizden aldılar.





    Hatice Abdullayeva:
    Bir süre yalın ayak ormanda kaldıktan sonra babam, annem ve 16 yaşındaki kız kardeşim soğuğa dayanamadılar. Esir düştüm, taşnak esirlerle değiştirildim. Şimdi iki ayağımdan da mahrumum.
    Mirza Allahverdiyev:
    Ermenilerin saldırısından sonra ormana kaçtık. Burada 3 gün aç-susuz kaldık. 28 Şubat akşamı bizi kuşattılar. Bizi Askeran'da ölüm hücresine aldılar. Her gün birkaç adamı götürüp öldürüyorlardı. Altın dişlerimi kelpetenle çıkardılar. Babamı, iki kardeşimi, kardeşimin oğlunu öldürdüler.
    Nesibe Aliyeva:
    Ormandan çıkar çıkmaz Ermeniler ateş açtılar. 40 kişiydik. 26 kişiyi aralarında oğlumu ve eşimi de öldürdüler.
    Hatice Orucova:
    8 yaşındaydım. Gözümün önünde babamı, annemi, 6 yaşındaki kız kardeşimi Ermeniler kurşunlayıp öldürdüler. Kurşun bana da geldi.
    Muhammed Orucov:
    Ermeniler esirler arasında 10-13-15 yaşlarında kızları ayırarak götürdüler.
    Cemil Memmedov:
    Şehre giren tanklar ve zırhlı taşıyıcılar evleri yıkıyor ve insanları eziyordu.
    Talibov Samed:
    Yapılan işkenceler karşısında seslerini çıkaranları hemen öldürüyorlardı. Esirlikte gördüğüm dehşeti hiç unutamayacağım.


    Konu Bilgileri       Kaynak: www.azeribalasi.com

          Konu: Hocalı Katliamının tanıkları anlatıyor

          Kategori: Türk Soykırımı

          Konuyu Baslatan: Tanrikurt

          Cevaplar: 0

          Görüntüleme: 1603


Etiketler

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajinizi Degistirme Yetkiniz Yok
  •  

Giriş

Giriş