Sokrates’in sonunu biliyor musunuz? Belki de düşüncesi nedeniyle ölüme giden ilk düşünce suçlularından biriydi Sokrates. M.Ö. 399 yılında “devletin tanrılarını tanımadığı “ ve “gençlerin düşüncelerini bozduğu” için ölüme mahkum edildi. Bir kupa baldıran zehiri içti ve öldü. Mahkemede yaptığı savunma, "Sokrates'in Savunması" adıyla öğrencisi Platon'un diyaloglarından birini oluşturdu

Bu konu 1060 kez görüntülendi 0 yorum aldı ...
klasik felsefe1 1060 Reviews

    Konuyu değerlendir: klasik felsefe1

    5 üzerinden | Toplam: 0 kişi oyladı ve 1060 kez incelendi.

  1. #1
    Aylin's - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik Tarihi
    24.03.2009
    Mesajlar
    3.559
    Konular
    3321
    Beğendikleri
    0
    Beğenileri
    1
    Tecrübe Puanı
    1053
    @Aylin's

    Standart klasik felsefe1

    Sokrates’in sonunu biliyor musunuz?

    Belki de düşüncesi nedeniyle ölüme giden ilk düşünce suçlularından biriydi Sokrates.

    M.Ö. 399 yılında “devletin tanrılarını tanımadığı “ ve “gençlerin düşüncelerini bozduğu” için ölüme mahkum edildi.

    Bir kupa baldıran zehiri içti ve öldü.

    Mahkemede yaptığı savunma, "Sokrates'in Savunması" adıyla öğrencisi Platon'un diyaloglarından birini oluşturdu


    Sokrates’in izleyicileri oldu mu?

    Kısaca bakalım.

    Kynikler; (Anthistenes) Sokrates’in erdem kavramı üzerinde durdular.

    Erdemin, her şeyden daha üstün ve değerli olduğunu savundular. Onlar dünya nimetlerinden uzakta çile çekerek yaşamayı seçtiler.

    Kyrene Okulu; Sokrates’in sözünü ettiği mutluluğu, “tat almada” “haz” da bulmuştu.

    İki seçenekten günümüz insanlarının hangisine yöneleceğini tahmin etmek zor değil.

    Bu iki felsefe okulu, karşıtlıklarına rağmen, kişinin mutluluğunu amaç olarak görmeleri bakımından, bir noktada birleşiyorlardı yine de.


    Sokrates’in görüşlerini günümüze taşıyan Platon kimdi?
    Şimdi biraz duralım. Platon, ilk büyük dizgesel yaklaşımı olan, bir dizge kuran, büyük bir filozoftu.

    Çağdaş felsefe yapıtlarında da onun adına rastlamak olası.

    İsterseniz biraz özel yaşamına değinelim.

    M.Ö. 427 de doğduğu söylenir. Köklü bir aileden geliyordu. Soylu bir aileden geldiği için titizlikle yetiştirildi

    Sokrates ile tanışması 20 yaşına doğrudur. Bu karşılaşma onu tamamen felsefeye yöneltti

    Sokrates’in ölümünden sonra, uzun bir seyahate çıktı. Mısır’a Kyrene’ye ve İtalya’ya gitti.

    Atina’ya dönüşte Akedemos denilen yerde kurduğu okulu, AKEDEMİA adıyla anıldı. Üniversitelerin ilk örneği olan Akademi’de aritmetik, geometri, astronomi, armoni öğretiliyordu.


    Platon'u bu kadar ünlü yapan görüşleri nelerdi?

    Platon’dan günümüze çok sayıda diyalog ulaştı. İleride bunları bir arada göreceğiz.

    Platon’un “idea” kavramı üzerinde durmalıyız. Anımsıyorsunuzdur. Empedokles ve Demokritos, doğadaki her şey “akar” demekle beraber, hiçbir zaman değişmeyen bir şeyler de (4 ana madde ve atomlar) olması gerektiğini söylüyordu.

    Platon ise, doğadaki her şeyin “değişken” olduğunu ileri sürüyordu. “Duyular dünyası”na ait olan her şey, zamanın yok edeceği maddelerden oluşmuştur. Ama her şey, aynı zamanda “mutlak” ve “değişmez” bir biçimden doğmuştur.

    Platon örneğin “at” genel adının, belli bir at’a değil, bütün atlara gönderme yaptığını söylüyordu.

    Ona göre “genel bir at biçimi” vardı. Bu biçimlere “idealar” adını veriyordu.

    Sonuçta, Platon “duyular dünyası”nın arkasında bir başka gerçeklik olması gerektiğine inanıyordu. Bu gerçekliği “idealar dünyası” olarak tanımladı.


    Platon deyince “mağara benzetmesi"ne değinmeliyiz.

    Mağara benzetmesini, idealar kuramını daha iyi açıklamak için tasarlamıştı.

    Şöyle diyordu:

    -İnsanlar bir mağarada zincirlenmişlerdir. Yalnızca mağara duvarına vuran gölgeleri görür ve bunları gerçek zanneder.

    -Aralarında biri zincirlerinden kurtulmayı başarır. Mağaranın dışına çıkıp gerçek dünyayı görür.

    -Geri döndüğünde, ışıktan gözleri kamaştığı için, eskisinden daha aptal gözükmektedir.

    Sanırım tahmin ettiniz, bizler dünyada bir mağarada gibiyiz. Şeylerin gerçeğini değil ancak gölgelerini görebiliyoruz.



    Onun için önemli soru: Bilgi nedir? sorusuydu.
    Bilgi duyuların algısı ile mi edinilir?

    Yanıtı “hayır” dı.

    Bilgi “idealar” dünyasından derlenirdi.

    Ama idealar “duyu” larla kavranamazdı. İdeaları akıl yoluyla, akıl gözüyle görüp bilgilerini edinebilirdik.

    Bunu için de mağaradan kurtulmak gerekiyordu.

    Gördüğünüz gibi gerçeklik bilgisini aramak her zaman insanın sorunu olmuş. Hala da sorun olmaya devam ediyor...

    İdeaların özelliklerinden biri de; cisimsel ve maddesel olmayışları; zaman ve uzay ile ilintilerinin olmayışı idi.

    Şimdi düşünce tarihinin temel akımlarından “idealizm” kavramına bir anlam yükleyebiliriz:

    “Maddesel gerçeklere oranla maddesel olmayan ilkelerin (tanrı,ruh, düşünce) daha sağlam ve köklü bir varlığı olduğunu söyleyen ve maddesel varlıkların bu ideal (düşünsel) varlıklardan türediğini ileri süren felsefe görüşüne “idealizm” denir.”

    Yine mi tanım! demeyin lütfen. Felsefece düşünmek, zaman içinde anlamları değişen tanımlar ve kavramların yardımıyla oluyor.

    Oyun kurallarını bilmeden, (ki felsefede bu kurallar bir çok tanım ve kavramı da barındırıyor) oyuna katılamamak gibi bir durum.

    Ruh ve madde.
    Platon ruh konusunda ne düşünüyordu?

    Ruh, maddeye oranla daha temel ve önemli bir varlıktır. Daha önce idealar dünyasında bulunan ruh, tanrısal bir nitelik taşır ona göre.

    Sonradan yeryüzüne sürüklenmiş, kökünden ayrı düşmüş ve bir bedenin içinde hapsedilmek zorunda kalarak alçalmıştır.


    Ahlak Felsefesi,
    Platon sadece tek insanın mutluluğunu değil, insan türünün ahlaklı ve mutlu yaşamasının koşullarının neler olduğunu aramıştı.

    Hala da bunu aramıyor muyuz?

    Kyniklerin ve Kyrene Okulunun bireysel ahlakına karşı, toplumsal ahlak anlayışını geliştirmeye çalışan Platon, bunun için araç olarak gördüğü “devlet “ üzerine de düşündü.



    Platon’un Devlet anlayışı ne idi?

    Çağının Atina’sı belirledi görüşlerini. O doğduğunda Atina demokrasisi sona ermek üzereydi. Site (Kent devlet) uygarlığı yıkılıyordu. Felsefenin doğadan insan ve topluma yönelmesinin bir sebebi de buydu. Toplum ve insanın sorunları öne çıkmıştı.

    Her felsefi düşüncenin anlaşılması için tarihsel arka planını da dikkate almakta yarar var.

    Platon’un ideal devletini;

    -Besleyenler (halk)

    -Koruyanlar (savaşçılar)

    -Öğretenler (yönetenler) oluşuyordu.

    O devleti yönetenlerin filozof olması gerektiğini düşünüyordu.

    Adaletli ve mutlu bir toplumda, yönetilenler, yöneticilerin buyruğuna baş eğmelidirler.

    Güçlü devlet yanlıları Platon’u günümüzde de anımsatırlar. Platon’un adaletli ve doğru devletinin, eşitlik ve özgürlük kavramına yer vermeyen totaliter bir devlet olduğunu söylemek yanlış olmaz.

    Yine de, Platon’un; insanı mutlu ve erdemli bir yaşama kavuşturacak olan “ideal devlet” in, bilgi ve doğru ile beslenen aklın çabasıyla kurulabileceğini öne sürmesi önemlidir.



    laton gerçekten her konuda düşünce üretmiş. Başka alanlara da değinmiş mi?

    Evet. Platon’un “güzellik” üzerine de öne sürümleri var.

    Onun estetiği de, idealar kuramına dayanır. Daha önce de değindik.

    İdealar; değişmeyen, öncesiz sonrasız varlıklardır. Güzel sanatların da onlar gibi değişmez gerçekler olması zorunludur. Böyle düşünüyordu kısaca


    Yorumcular, Platon’un en önemli yanının, doğrunun araştırılmasında biricik kılavuz olarak “akıl”ı kabul etmesi olduğunu belirtiyorlar.

    Gördüğünüz gibi Platon gerçekten girişte de söylediğimiz gibi ilk sistem kuran filozof olmuştur.

    Bugün felsefenin ana alanları olan; Siyaset, Estetik, Bilgi, Etik(Ahlak), Metafizik’te görüşler öne sürdü.

    Platon’un İslam düşüncesine de etkisi oldu. İskenderiye okulundan Platinos’un yapıtları önce Suryanice’ye sonra da bu dilden Arapça’ya çevrildi. İslam Dünyası’nda o, “Eflatun” adıyla tanındı. Bu konuya ileride tekrar değineceğiz.


    Platon’un bir öğrencisi vardı ki, en az onun kadar ünlü oldu. Aristoteles’ten söz ediyoruz.Aristoteles, Platon’un akademisinde 20 yıl öğrenciliğini yaptı.

    Atina’lı değil Makedonyalı idi. Bir çok konuda hocasından farklı düşünüyordu.

    Gerçekleri, idealar dünyasında değil, yaşadığı, elle tutulup, gözle görünen dünyada aradı. Bunun için de balıkları, kurbağaları inceledi.

    O da Platon gibi tüm felsefe alanlarında düşündü.



    Aristoteles’in amacı neydi?

    Aristoteles, yalnızca akla dayanan, mantıklı ve bilimsel bir sistem kurmak istedi; yaşadığı çağda edinilmiş bilgilerin tümünü bir bütün içinde toplayarak evrene ilişkin bir açıklama çerçevesi koymaya çalıştı.

    Zamanındaki koşullar düşünüldüğünde çok iddialı bir proje. Ancak Aristoteles bu çerçeveyi çizdi yine de.

    Bir bilim dalına''fizik''adını verdi; bitkiler bilimi anlamına ilk ''botanik''i o yazdı;düşüncenin kanunları üzerine ilk kitaplar onun kaleminden çıkmadır ve sofistlerin denemelerinden yararlanarak ''mantık'' denen önemli bilimi kurdu. Ayrıca politika, etik, retorik, poetik ve başka konularda da yazdı.


    Aristo "akıl" konusunda ne düşünüyordu?
    Aristoteles de insanların doğuştan akıl sahibi olduklarını yadsımıyordu. Akla çok önem veriyordu. Ancak duyularımız olmadan akıl “boş” kalırdı.

    Madde ve form kuramını, varlıkların değişme ve oluşunu açıklamak için “akıl yürüterek” öne sürmüştü zaten. İkinci dersimizde “varlık” konusunun ilk filozofların en çok düşündüğü kavramlardan biri olduğuna değinmiştik.

    Aristoteles de bu konuyu daha dinamik bir şekilde açıklamayı denedi.

    -Formun, maddede kendini gerçekleştirmesi harekettir.

    -Oluşun gerçekleşmesinde “dört neden” etkili olur.

    -1.Maddesel 2.Formel 3.Hareket ettirici 4. Ereksel(amaçsal) nedenler.

    Şimdi Platon’un ideaları açıklamakta yararlandığı mağara benzetmesi gibi, Aristoteles’in de kullandığı “heykel” benzetmesine geçebiliriz.


    Konu Bilgileri       Kaynak: www.azeribalasi.com

          Konu: klasik felsefe1

          Kategori: Felsefe

          Konuyu Baslatan: Aylin's

          Cevaplar: 0

          Görüntüleme: 1060

    HÜZÜNLER KALDI BENDE...

Etiketler

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajinizi Degistirme Yetkiniz Yok
  •  

Giriş

Giriş