Ölüm bana yakışır mı? http://img1.blogcu.com/images/a/h/m/ahmetcan89/yalnzlkkl8.jpg Uzun zaman oldu, kendimle yazışmayalı. Kendimi okudum, kendimi güldürdüm bazen, hatta ağlattığımda oldu son günlerde. Ama hiç yazmadım bana. Ve ben beni yetim bıraktım zaman zaman. Oysa benim, benden başka kimim var dı ki... Düşündüm de az önce, ölümü düşledim. Ölümü bir gün ansızın isteyeceğimi hissettim. Bugün, bir gün yada herhangi bir zaman diliminde, yıllar sonra....… Ölümün bana yakışacağını

Bu konu 1585 kez görüntülendi 0 yorum aldı ...
Ölüm bana yakışır mı? 1585 Reviews

    Konuyu değerlendir: Ölüm bana yakışır mı?

    5 üzerinden | Toplam: 0 kişi oyladı ve 1585 kez incelendi.

  1. #1
    Kader - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik Tarihi
    30.08.2008
    Mesajlar
    1.653
    Konular
    1155
    Beğendikleri
    0
    Beğenileri
    2
    Tecrübe Puanı
    1169
    @Kader

    Standart Ölüm bana yakışır mı?

    Ölüm bana yakışır mı?





    Uzun zaman oldu, kendimle yazışmayalı. Kendimi okudum, kendimi güldürdüm bazen, hatta ağlattığımda oldu son günlerde. Ama hiç yazmadım bana. Ve ben beni yetim bıraktım zaman zaman. Oysa benim, benden başka kimim var dı ki... Düşündüm de az önce, ölümü düşledim. Ölümü bir gün ansızın isteyeceğimi hissettim. Bugün, bir gün yada herhangi bir zaman diliminde, yıllar sonra....…
    Ölümün bana yakışacağını fark ettim. Ölüm herkese yakışmazdı. Ölümünde kendine göre bir yakışığı vardı.…
    Ve yine düşlediğim düşümde; ölümüme yetişemedi hiç kimse. Yani haBer vermek işe yaramıyordu. En yakınımdaki, canıma can dediklerimin gelmesi gün değil belki ama saatler sürebilirdi. Ve ben o an anladım ki, yine bana benden daha yakın hiç kimse yoktu bu dünyada.
    İlk ölümümü istediğimde, yani düşündüğümde ağlamıştım. İnsan kendi ölümünü düşünüp ağlar mı? Bilmem, ama ben ağlamıştım. Kendime değil, benim için ağlayacağını düşündüğüm insanlar için göz yaşı dökmüştüm. Sonra fark ettim ki, dünyamda da, sağlığımda da hep başkaları için ağlıyordum ben yada başkaları için gülüyordum. Öldüğümde bile kendimi bırakıp bir köşeye, başka insanların üzüntülerine üzülüyordum. Oysa benden daha kötü durumda olan biri yoktu, düşümdeki cenaze töreninde. Ellerini kollarını kıpırdatamadan orada yatan bendim. Herkes arkasını dönüp gittiğinde yerinden kalkamayan, bağırıp çağırdığında sesini duyuramayan da bendim. Bazen dünyamda da olduğu gibi...…
    Ve ben o durumdayken bile kendimi bırakıp, sevdiğim insanların göz yaşlarına kıyamıyor onlar için, kendi yatağımda, kendi düşümde, için için ağlıyordum.
    Ben insanları çok sevdim. Belki insanlarda beni çok sevdi. Ama benim gibi değil.…
    Kimse ölümüne değil, herkes yaşamına sevdi.…
    Düşündüm öldüğümü, en fazla üç gün umurunda oldum bazılarının. Bazıları aynı gün aynı saat gülebildiler. Ben yokken bile yeMek yemeğe devam edebildiler.
    Düşümde ki ölüm; benden başka herkese kolay geliyordu. Ölüm bir tek bana gelmez sanılıyordu. Ölüm herkese geliyor, kimse ölümünü sağlığında düşleyemiyordu.
    Ve ben, işte ben, kendi dünyamın prensesi, kendi cumhuriyetimin kurucusuyken, belki bir iki gazetenin, bir iki satırıyla arşivleniyordum.
    En çok sevmeler, en çok nefret etmeler ve yaşama dair en diyebildiğin, en diye nitelendirdiğin her ne varsa, anlamını yitiriyordu, ölüm ilerledikçe hayalimde. Yavaş yavaş anılarım siliniyor, ben yok oluyordum. Ötesini düşümde de düşleyemediğimden, bir karanlığın içine giderek daha çok batıyordum.
    Rüya değil di, son verebilirdim. Kendi zihnim de yarattığım bir düştü, bitirebilirdim. Acı veriyordu, gördüklerim. Ama ilginç olan şuydu; kendi isteğimle kendi ölümüme yol alırken adım adım, bilmediğim bir yolda ilk kez yürüyordum. Oysa kim bilir bu yaşıma kadar kaç kez, ölüm kelimesini duymuştum. Birçok ölümden bahsedilmiş, birçok kereler yaşam denen kavramın önemini anlatmak için kullanılmıştı. Ben o ana kadar, yani kendimi o tahta parçasının içinde hayal edene kadar, hiç hissetmemiştim ölümün böyle bir şey olabileceğini. Oradan bakınca yaşam nasılda güzel görünüyordu gözlerime ve sanki o an ne isteseler verebilirdim, bir tek canımı bağışlamaları pahasına...…
    Ölümü sevdim. Bir nevi yok oluştu. Bitişti. Sonuydu yani her şeyin. En kötünün kötüsüydü. Ölümden öte köy mü vardı. Haklılıklar ve haksızlıklar anlamını kaybediyor, suçlar neredeyse komikleşiyordu gözümde. Üzülüp ağladığım, kahır ettiğim şeyler ucuzluyor, kaçırdığım şeyler, en basiti bir ekmeği banmak yumurtanın sarısına gülerek, ne de pahalı oluyordu.
    Yani anladım ki; hayat bizi kandırıyor aldatıyor dedikleri şey, kötüleri iyi, iyileri kötü gösteriyor olmasıymış. Yani yaşamda iyi bildiğim ne varsa kötü, göz yaşı döktüğüm ne varsa komikmiş…
    Meğer yaşamak benim sandığım gibi bir şey değilmiş.…
    Öldüm. Düşümde.


    Konu Bilgileri       Kaynak: www.azeribalasi.com

          Konu: Ölüm bana yakışır mı?

          Kategori: Güzel Sözler ve SMS Mesajları

          Konuyu Baslatan: Kader

          Cevaplar: 0

          Görüntüleme: 1585


Etiketler

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajinizi Degistirme Yetkiniz Yok
  •  

Giriş

Giriş