Atatürk İlkeleri, çağdaşlaşma yönünü belirleyen ve Atatürk Devrimleri'ne temel teşkil eden fikir ve düşüncelerdir. Atatürkçü Düşünce Sistemi içinde birbirine bağlı bir bütün oluşturan Atatürk İlke ve Devrimleri, Türkiye'yi çağdaş uygarlık düzeyine ulaştirabilmek için bilimsel düşünceyi esas alan aklın ve mantığın çizdiği yollardır. Bu nedenle Atatürk ilke ve devrimlerinin felsefesinde yapıcılık, en doğruya, yararlıya yöneliş yatar. Atatürk İlkeleri, başlangıcından beri Türk Devrimi içinden

Bu konu 1869 kez görüntülendi 0 yorum aldı ...
Atatürk İlkeleri 1869 Reviews

    Konuyu değerlendir: Atatürk İlkeleri

    5 üzerinden | Toplam: 0 kişi oyladı ve 1869 kez incelendi.

  1. #1
    Aylin's - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik Tarihi
    24.03.2009
    Mesajlar
    3.559
    Konular
    3321
    Beğendikleri
    0
    Beğenileri
    1
    Tecrübe Puanı
    1050
    @Aylin's

    Standart Atatürk İlkeleri

    Atatürk İlkeleri, çağdaşlaşma yönünü belirleyen ve Atatürk Devrimleri'ne temel teşkil eden fikir ve düşüncelerdir. Atatürkçü Düşünce Sistemi içinde birbirine bağlı bir bütün oluşturan Atatürk İlke ve Devrimleri, Türkiye'yi çağdaş uygarlık düzeyine ulaştirabilmek için bilimsel düşünceyi esas alan aklın ve mantığın çizdiği yollardır. Bu nedenle Atatürk ilke ve devrimlerinin felsefesinde yapıcılık, en doğruya, yararlıya yöneliş yatar.

    Atatürk İlkeleri, başlangıcından beri Türk Devrimi içinden doğmuş ve onun uygulamalarına yön vermiştir. Atatürkçülük konularını araştıran bilim adamları bu ilkeleri Temel İlkeler ve Bütünleyici İlkeler olarak iki başlıkta toplarlar.

    Bu ilkeler, Atatürk’ün devlet anlayışına hakim olan ulusal devlet, tam bağımsızlık, ulusal egemenlik ve çağdaşlaşma hedefinden kaynaklanmaktadır.

    Atatürk İlkeleri, önce dönemin tek partisi olan Cumhuriyet Halk Fırkası’nın program ilkeleri olarak benimsenmiştir. 1937’de çıkarılan bir kanunla 1924 Anayasası’na eklenen ilkeler, bu uygulama ile hukuken Türk ulusuna mâl edilmiştir.

    Temel İlkeler
    Cumhuriyetçilik

    Atatürk’ün Cumhuriyetçilik ilkesi bir yönetim ve rejim biçimidir.
    Milliyetçilik

    Atatürk’e göre millet; geçmişte bir arada yaşamış, bir arada yaşayan, gelecekte de bir arada yaşama inancında ve kararında olan, aynı vatana sahip, aralarında dil, kültür ve duygu birliği, olan insanlar topluluğudur.
    Halkçılık

    Halkçılık ilkesi, ulusal egemenliği ön planda tutar ve demokrasiyi benimser. Devlet, vatandaşın refah ve mutluluğunu amaçlar. Vatandaşlar arasında iş bölümü ve dayanışmayı öngörür. Ulusun devlet hizmetlerinden eşit bir şekilde yararlanmasını sağlar. Atatürk’ün halkçılık ilkesinden anlaşılan; toplumda hiçbir kimseye, zümreye ya da herhangi bir sınıfa ayrıcalık tanınmamasıdır. Bütün herkes kanun önünde eşittir. Halkçılık ilkesine göre; hiçbir kimse başkalarına karşı din, mezhep veya ekonomik açıdan üstünlük sağlayamaz.
    Devletçilik

    Devletçilik ilkesi, devletin gerekli gördüğü alanlarda devletin gelişmesi ve yücelmesi için yapılan çalışmalardır. Atatürk’ün devletçilik ilkesi; Türk toplumun ulaşmak istediği çağdaş ve modern bir düzen için gerekli olan ekonominin güçlendirilmesi ve ulusallaştırılmasıdır. Devletçilik ilkesine göre, devlet ekonomiyle ilgili olarak doğrudan doğruya müdahale yapabilir.
    Laiklik

    Laiklik, din ve devlet işlerinin ayrılması demektir. Diğer bir tanımlamayla da devlet düzeninin, eğitim kurumlarının ve hukuk kurallarının dine değil akla ve bilime dayandırılmasıdır. Ayrıca din işleri kişinin vicdanına bırakılarak din özgürlüğü sağlanmıştır. Laikleşme Aşamaları:

    * Saltanatın Kaldırılması (1922)
    * Halifeliğin Kaldırılması (1924)
    * Tekke ve Zaviyelerin Kapatılması(1925)
    * “Devletin dini İslam’dır” ibaresinin Anayasa’dan Çıkarılması(1928)

    Devrimcilik

    Devrimcilik, Türk ulusunun çağdaşlaşması yolunda yapılan Atatürk devrimlerinin benimsenmesi, geliştirilmesi ve her türlü tehlikelere karşı korunmasıdır.
    Bütünleyici ilkeler
    Ulusal bağımsızlık

    Tam bağımsızlık denildiği zaman, elbette siyasi, mali, iktisadi, adli, askeri, kültürel ve benzeri her hususta tam bağımsızlık ve tam serbestlik demektir. Bu saydıklarımın herhangi birinde bağımsızlıktan mahrumiyet, millet ve memleketin gerçek anlamıyla bütün bağımsızlığından mahrumiyeti demektir. (1921)

    Türkiye devletinin bağımsızlığı mukaddestir. O ebediyen sağlanmış ve korunmuş olmalıdır. (1923)

    Ulusal birlik, beraberlik ve ülke bütünlüğü

    Millet ve biz yok, birlik halinde millet var. Biz ve millet ayrı ayrı şeyler değiliz. (1919)

    Biz milli varlığın temelini, milli şuurda ve milli birlikte görmekteyiz. (1936)

    Toplu bir milleti istila etmek, daima dağınık bir milleti istila etmek gibi kolay değildir. (1919)

    Türkiye Cumhuriyeti’nin en esaslı prensiplerinden biri olan yurtta sulh, cihanda sulh gayesi, insaniyetin ve medeniyetin refah ve terakisinde en esaslı amil olsa gerekir. (1919)

    Sulh milletleri refah ve saadete eriştiren en iyi yoldur. (1938)

    Çağdaşlık

    Milletimizi en kısa yoldan medeniyetin nimetlerine kavuşturmaya, mesut ve müreffeh kılmaya çalışacağız ve bunu yapmaya mecburuz. (1925)

    Biz batı medeniyetini bir taklitçilik yapalım diye almıyoruz. Onda iyi olarak gördüklerimizi, kendi bünyemize uygun bulduğumuz için, dünya medeniyet seviyesi içinde benimsiyoruz. (1926)

    İnsan ve İnsanlık sevgisi

    İnsanları mesut edeceğim diye onları birbirine boğazlatmak insanlıktan uzak ve son derece üzülünecek bir sistemdir. İnsanları mesut edecek yegane vasıta, onları birbirlerine yaklaştırarak, onlara birbirlerini sevdirerek, karşılıklı maddi ve manevi ihtiyaçlarını temine yarayan hareket ve enerjidir. (1931)

    Biz kimsenin düşmanı değiliz. Yalnız insanlığın düşmanı olanların düşmanıyız. (1936)

    Akılcılık, bilimcilik, gerçekçilik

    a) Bilimsellik:

    Dünyada her şey için, medeniyet için, hayat için, başarı için en gerçek yol gösterici ilimdir, fendir. (1924)

    Türk milletinin yürümekte olduğu ilerleme ve medeniyet yolunda, elinde ve kafasında tuttuğu meşale, müspet bilimdir. (1933)

    b) Akılcılık:

    Bizim, akıl, mantık, zekayla hareket etmek en belirgin özelliğimizdir. (1925)

    Bu dünyada her şey insan kafasından çıkar. (1926)

    Ulusal Egemenlik

    Yeni Türkiye devletinin yapısının ruhu milli egemenliktir; milletin kayıtsız şartsız egemenliğidir. Toplumda en yüksek hürriyetin, en yüksek eşitliğin ve adaletin sağlanması, istikrarı ve korunması ancak ve ancak tam ve kesin anlamıyla milli egemenliği sağlamış bulunmasıyla devamlılık kazanır. Bundan dolayı hürriyetin de, eşitliğin de, adaletin de dayanak noktası milli egemenliktir. (1923)


    Konu Bilgileri       Kaynak: www.azeribalasi.com

          Konu: Atatürk İlkeleri

          Kategori: Atatürk'ün Ilkeleri

          Konuyu Baslatan: Aylin's

          Cevaplar: 0

          Görüntüleme: 1869

    HÜZÜNLER KALDI BENDE...

Etiketler

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajinizi Degistirme Yetkiniz Yok
  •  

Giriş

Giriş