sen yıldızları severdin,aslında her yıldız sendin.sana sarılırdım,bütün
yıldızları kucaklardım.sana dokunmak,
evreni avuçlarımın arasına almak gibi bir şeydi.
yokluğun canımı acıtırdı,paramparça olurdu yüreğim.kalbimin küçük
parçalarını toplamaya çalışırdım yerden..
içimde kopan fırtınaları sayamazdım.sessizleşirdim.saatlerce ayakta,yalnız
başıma,öylece bakar dururdum seni götüren yollara..
kimseye fark ettirmezdim savaşımı.yokluğunla savaşmak,görünmeyen bir düşmana
karşı kılıç sallamak demekti.
yorulurdum,dizlerim titrerdi.düşerdim,kalkardım,ama sensizliği yenmeyi hiç
başaramazdım..
en büyük korkumdu sensizlik.bir kez kabullensem yokluğunu,sanki o an çıkıp
gideceksin gibi gelirdi yüreğimden..
oysa olmasan bile seni yüreğimde taşırdım.orada yüreğimde olduğunu
bilmek,bana yaşama gücü verirdi.
korkumla yüzleştiğim anda o gücü kaybedeceğimi sanırdım.
gece uykularım kaçar,yalnızlığa isyan ederek dört duvar odayı adımlardım
sabaha kadar.
bakamadığım aynalar kırılır,binlerce cam parçası bedenime batardı.bir sigara
bir sigara daha..
dumanını savuştururken tavana, duvarlar üzerime yıkılırdı..
sonra hayaller gelip çöreklenirdi üzerime.gözlerimi kapatıp dalardım.sonsuz
bir yeşilliğin ortasında,
baharı yaşarken bulurdum kendimi.çiçek çiçek açardın,kokun başımı
döndürürdü.bir gül yaprağı gibi ipeksiydi tenin..
öperdim seni,soluğum kesilirdi.bir hafif yağmur başlardı.her damlası başka
bir sevdadan süzülen o yağmurda ıslanmaktan inanılmaz bir haz alırdık.
bir hayalden bir hayale geçerken sabahı karşılardım.güneş pencereden içeri
girer,gecenin kasvetini bitirirdi.
yıldızlar bir sonraki geceye kadar çekilirdi gökyüzünden.ama içimdeki
karanlığın tek ışığı sendin.
sen olmadan ben aydınlanamazdım.güneş olsa da olmasa da o gün sensiz
yaşanacaktı çünkü...
VE BEN SENSİZLİĞİ YAŞARKEN HİÇ AĞLAMAZDIM ....SADECE YILDIZLAR DÜŞERDİ
GÖZLERİMDEN....