Prof. Dr. Ali Özeren ve inanılmaz dramı.. Çukurova Üniversitesi (ÇÜ) Tıp Fakültesi Nöroloji Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ali Özeren, erken tanıda geç kaldığı bir hastalık yüzünden iki yıldır yoğun bakımda yaşam savaşı veriyor. Prof. Dr. Özeren, zaman zaman nükseden şiddetli baş ağrılarına rağmen 18 yıl aralıksız görev yaptığı üniversite hastanesinde MR bile çektirmedi. Özeren, 1 Mayıs 2008'de hastanedeki meslektaşlarına “Öyle başım ağrıyor ki bugüne kadarkilere hiç

Bu konu 1362 kez görüntülendi 0 yorum aldı ...
Özeren ve inanılmaz dramı.. 1362 Reviews

    Konuyu değerlendir: Özeren ve inanılmaz dramı..

    5 üzerinden | Toplam: 0 kişi oyladı ve 1362 kez incelendi.

  1. #1
    AyMaRaLCaN - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik Tarihi
    24.08.2008
    Mesajlar
    11.371
    Konular
    5172
    Beğendikleri
    0
    Beğenileri
    2
    Tecrübe Puanı
    100
    @AyMaRaLCaN

    Standart Özeren ve inanılmaz dramı..

    Prof. Dr. Ali Özeren ve inanılmaz dramı..


    Çukurova Üniversitesi (ÇÜ) Tıp Fakültesi Nöroloji Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ali Özeren, erken tanıda geç kaldığı bir hastalık yüzünden iki yıldır yoğun bakımda yaşam savaşı veriyor.

    Prof. Dr. Özeren, zaman zaman nükseden şiddetli baş ağrılarına rağmen 18 yıl aralıksız görev yaptığı üniversite hastanesinde MR bile çektirmedi.

    Özeren, 1 Mayıs 2008'de hastanedeki meslektaşlarına “Öyle başım ağrıyor ki bugüne kadarkilere hiç benzemiyor” dedi. Bunun üzerine meslektaşları Özeren'in ailesindeki genetik geçişi hatırlatarak, tetkik yaptırması için ısrar etti. Güçlükle ikna edilen Özeren'in beyin MR'ı çekildi.

    Özeren'in asistanı, film sonuçlarını eline aldığında şok yaşadı, hocasına filmi elleri titreyerek uzattı. Özeren, filmi incelediğinde kendi teşhisini koydu. Hastalığı, halk arasında “beyinde baloncuk” olarak bilinen “anevrizma” idi.

    ÖZEREN BEYİN FİLMİNİ GÖRÜNCE İNANAMADI

    Asistanına dönüp “Bu benim beyin filmim mi?” diye ısrarla sordu. Asistanın “evet” cevabıyla adeta şok yaşayan Özeren'in çevresindeki mesai arkadaşları tedavinin derhal başlaması için seferber oldu. Hacettepe Üniversitesinden ABD'deki ünlü hastanelere kadar Özeren'in tüm meslektaşları arandı, ameliyatın en geç bir hafta içinde yapılmasına karar verildi.

    Derslerde öğrencilerine, sağlık konferanslarında halka erken teşhisin önemini anlatmasına ve nörolojik hastalıkların en üst düzeyinde aldığı eğitime rağmen hastalığı kendine konduramayan Özeren, öğrenmeyi hiç istemediği, öğrenmekten sürekli kaçtığı hastalığıyla yüz yüze gelmişti.

    Aynı gün aynı bölümde görev yaptığı profesör arkadaşıyla yemek yiyen Özeren, daha sonra, moralinin bozuk olduğunu, başının da ağrıdığını söyleyerek evine gitti, kısa bir süre sonra eşi üniversite hastanesini arayarak Ali Özeren'in birdenbire yere yığıldığını söyleyerek yardım istedi.

    TEŞHİSTE GEÇ KALINDI

    Hastanede acil müdahale yapılmasına rağmen Ali Özeren bir daha yerinden kalkamadı. Artık ameliyat yapılmasına da gerek kalmamıştı. Çünkü beyin damarlarının zayıf noktalarında oluşan bir nevi baloncuk olan ve beyin kanamalarının da en önemli nedenini oluşturan anevrizmanın yırtılmadan önce fark edilmesi gerekiyordu. Oysa Ali Özeren için artık yapılacak bir şey kalmamıştı.

    Ali Özeren, 1 Mayıs 2010'da ikinci yılını dolduracağı, halk arasında “baloncuk” adıyla bilinen, tıp çevrelerinde ise hastaya yaşattığı hayati tehlike nedeniyle “pimi çekilmemiş el bombası” olarak tanımladığı, büyük bölümü doğumsal kaynaklı olan anevrizma (beyin damarlarının zayıf noktasında oluşan bir nevi baloncuk) teşhisiyle yattığı yoğun bakımda, midesine takılan PEG cihazı sayesinde ancak “mama” ile beslenebiliyor.

    GÜNDE 3 PAKET SİGARA İÇİYORDU

    Üniversite hastanesinde, kurulması için büyük emek verdiği yoğun bakım servisinde şifa arayan, evli ve bir çocuk babası 52 yaşındaki profesör, meslektaşlarına göre, uzmanlık alanına giren bu hastalığa erken teşhis koyabilseydi bugün sağlıklı olacaktı. Ancak o, hastalığı hiçbir zaman kendisine yakıştırmadı. Üstelik annesi nörolojik bir rahatsızlık, amcası ve ağabeyi ise beyin kanaması nedeniyle hayatını kaybetmişti. Ayrıca, bu hastalığın genetik geçişinin de olduğunu kendisi çok iyi biliyordu. Bu da yetmez gibi hastalığın tetiklenmesinde önemli bir faktör olan sigara içme alışkanlığı da en üst seviyedeydi. Ali Özeren, meslektaşlarının uyarısına rağmen günde 3 paket sigara içiyordu.

    100'DEN FAZLA BİLİMSEL YAYINI VAR

    Prof. Dr. Ali Özeren, 1982 yılında İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesinden mezun oldu. İhtisas çalışmasını 1984-1988 yıllarında Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Nöroloji Ana Bilim Dalı'nda yapan Özeren, 1990 yılında Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Nöroloji Ana Bilim Dalı'nda yardımcı doçent olarak çalışmaya başladı...........Alintidir


    Konu Bilgileri       Kaynak: www.azeribalasi.com

          Konu: Özeren ve inanılmaz dramı..

          Kategori: Hikayeler

          Konuyu Baslatan: AyMaRaLCaN

          Cevaplar: 0

          Görüntüleme: 1362

    Sinemde yanar dağlar bahçeler bağlar yetim
    Sensizken canım ağlar bensizken memleketim
    Özüme bir kez dokun gör nasıl birisiyim
    Aşka aşıkken bile memleket delisiyim

Etiketler

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajinizi Degistirme Yetkiniz Yok
  •  

Giriş

Giriş