İslamiyet Etkisindeki Türk Edebiyatı Türkler İslam diniyle ilk kez 8. yüzyılda tanıştılar. 10.yüzyılda da İslamiyeti kabul ettiler. 8.yüzyıldan 10.yüzyıla kadar yaşanan süreçte göçebe yaşam tarzı yerini giderek yerleşik yaşam biçimi bırakmaya başladı. 10.yüzyılla birlikte Türkler Asya’nın batısına kaydılar ve bu yeni coğrafyada yeni bir ekonomik yapıyla, toplumsal düzenle ve dinsel dünya görü*şüyle karşılaştılar. Geniş halk kitleler İslam dinini kabul etmekle birlikte yerleşik yaşama

Bu konu 1204 kez görüntülendi 0 yorum aldı ...
İslamiyet Etkisindeki Türk Edebiyatı 1204 Reviews

    Konuyu değerlendir: İslamiyet Etkisindeki Türk Edebiyatı

    5 üzerinden | Toplam: 0 kişi oyladı ve 1204 kez incelendi.

  1. #1
    Aylin's - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik Tarihi
    24.03.2009
    Mesajlar
    3.559
    Konular
    3321
    Beğendikleri
    0
    Beğenileri
    1
    Tecrübe Puanı
    1050
    @Aylin's

    Standart İslamiyet Etkisindeki Türk Edebiyatı

    İslamiyet Etkisindeki Türk Edebiyatı

    Türkler İslam diniyle ilk kez 8. yüzyılda tanıştılar. 10.yüzyılda da İslamiyeti kabul ettiler. 8.yüzyıldan 10.yüzyıla kadar yaşanan süreçte göçebe yaşam tarzı yerini giderek yerleşik yaşam biçimi bırakmaya başladı. 10.yüzyılla birlikte Türkler Asya’nın batısına kaydılar ve bu yeni coğrafyada yeni bir ekonomik yapıyla, toplumsal düzenle ve dinsel dünya görü*şüyle karşılaştılar. Geniş halk kitleler İslam dinini kabul etmekle birlikte yerleşik yaşama bütünüyle geçmediklerinden geleneksel yaşama biçimini sür*dürme eğiliminde oldular. Üst kesimlerse, Arap ve İran uygarlıklarının etkilerini halktan ayrılacak ölçü*de yansıttılar.Türklerin İslam dinini kabul edişlerinde yalnızca kılıç zoru belirleyici değildir. Arap tüccarlarının Türk boyfarıyla kurdukları ticari ilişkiler, yeni iran ve Arap yönetimlerinin yaklaşımları Türklerin İslamiyeti kabul edişlerinde etkili olmuştur.
    İsiamiyetle birlikte geien yeni üretim ilişkileri.. “töre”nin yerini “hukuk”un almasını da sağlamıştır. Bu dönemde toplumsal ve ekonomik sınıflaşma belli bir aşamaya gelmiş bulunuyordu.
    Yaşanan süreçte egemen çevrelerde Arapça bi*lim dili. Farsça da sanat - edebiyat diü olarak önem kazandı. Saray ve çevresinde Arap ve iran kültürü, estetik anlayışı etkili olmaya başladı. Halk ise önce*ki ulusal geleneklerini sürdürdü Dil, halkın konuşma dilinden uzaklaşmadı.Bu ikili gidiş 13.yüzyıldan sonra edebiyat-mızın Halk edebiyatı ve Divan Edebiyatı olarak ayrılması*na neden oldu.
    Islamiyetin kabulünden sonra Türkler, iki lehçe ile eserler ortaya koymuşlardır.

    Doğu Lehçesi (Hakaniye Türkçesi)

    İlk Müslüman Türk devleti olan Karahanlı lehçesine Hakaniye Lehçesi denilmektedir. Bu lehçe gerçekte Uygurcanın devamıdır. 14. Yüzyıldan sonra Çağa*tayca adını almıştır. İslam etkisindeki ilk ürünler bu lehçeyle verilmiştir. Bugünkü Özbekçenin kaynağını bu lehçe oluşturur.
    Hakaniye Türkçesi olarak adlandırılan bu Türk şivesi, teşekkül eden yeni kültür merkezlerinde birçok eserler meydana getirmiştir. Asıl olarak Kutadgu Bilig ile başlayan bu döneme, ortaya çıkan kültür merkezlerine göre üç gruba ayrılırsa da onları Müşterek Orta Asya Türkçesi eserleri olarak adlandırmak gerekmektedir. Şive bakımından bu bölgeler Kaşgar şîvesindeyseler de arada bazı farklar da görülmektedir. Müşterek Orta Asya Türkçesi’nin doğu kolu olan Kaşgar veya Hakaniye (Karahanlı) şivesi, gerçekte Doğu Türkçesi‘ni oluşturmuştur.

    Batı lehçesi (Oğuzca)

    Batı lehçesi (Oğuzca) Göktürkçenin devamıdır. Oğuzlar. II.yüzyılda Karahanlıiarın egemenliğinden kurtularak Selçuklu İmparatorluğunu kurdular. 14 Yüzyıldan sonra Oğuz Lehçesi, Azeri ve Anadolu Türkçesi olarak iki kola ayrıldı.
    Batı Lehçesi’ne ait diller toplam 115 milyona kişi tarafından konuşulmaktadır.Batı Lehçesi‘ne ait en büyük diller Azerbaycan Lehçesi ve Türkiye Türkçesi’ dir.
    Günümüzde konuşulan Oğuz Lehçeleri şunlardır:Türkmence, Türkiye Türkçesi, Gagavuzca, Azerîce Horasan Türkçesi Kaşgayca Aynalu Afşarca Salarca

    İslam Etkisiyle Oluşturulmuş Eserler

    Bu yapıtlar Doğu Lehçesi ( Hakaniye Lehçesi) ile oluşturulmuştur. Başlıcaları şunlardır:

    - Kutadgu Bilgi



    Adı “mutluluk veren bilgi” anl***** gelen yapıtı 1070′te ( 11.yüzyıl ) Yusuf Has Hacip yazmış ve dönemin Karahaniı hükümdarına sunmuştur. Edebiyatımızın ilk mesnevi örneği olan Kutadgu Bilig, 6645 beyitten oluşmuştur. Ayrıca aruz ölçüsüyle oluşturulmuş ilk yapıttır. Siyasetname türünün de ilk örneklerinden sayılır. Bu yapıtta Arapça - Farsça sözcükler de kulla*nılmıştır. Yapıt didaktiktir. Her İki dünyada da mutlu olma*nın yollarını öğretir. Bilginin değerinden, iyi ahlaktan söz eder. Yapıtta iyi, ideal bir devlet yönetiminin nasıl ol*ması gerektiği sembollerle anlatılır. Yöneten ve yönetilenlerin görevleri belirtilir.
    Kutadgu Bilig‘de konuşturulan simgesel kişilik*lerden “Gündoğdu” adlı hükümdar, adaleti; “Aytoldı” adlı vezir, mutluluğu; vezirin “Öğütülmüş” adlı oğlu, aklı; “Odgurmuş” adlı bir dindar da yaşamın sonu*nu, yani akibeti temsil eder.


    -Divan-ı Lügatit-Türk

    Türk dilinin toplu sözlüğü anl***** gelen bu ya*pıtı, 1072-1074 yılları arasında ( 11.yüzyıl j Kaşgarlı Mahmut yazmıştır. Yapıtın yazılış amacı Araplara Türkçeyi öğret*mek ve Türkçenin edebiyat dili olarak Arapçadan üstün bir dil olduğunu kanıtlamaktadır. Arapça olarak yazılmış, 7500 Türk*çe sözcüğün açıklaması yapılmıştır. Bir anlamda yapıt Türkçenin ilk dilbilgisi kitabı olma özelliği taşır.
    Yapıtın bizim için halkbilimsel (folklorik) değeri de önemlidir. İçinde nazım parçaları, düzyazı cüm*leleri ve atasözleri vardır. İslamiyet öncesi Türk edebiyatına ait bu örneklerin yanında bu örneklere ilişkin bilgiler de vardır.
    Yapıtta değişik Türk boylarının yaşam biçimleri ve yaşadıkları coğrafyanın özelliklerine ilişkin bilgi*ler de vardır. Türkçe sözcüklerin anlamları verilmekle yetinilmeyip o sözcüklerin değişik Türk boylarındaki kullanımları, sözcük türleri ve sözcük yapısıyla ilgili bilgiler de veril*miştir.

    -Atabetül Hakayık



    Yapıt 12.yüzyılın başlarında Edip Ahmet Yükneki tarafın*dan yazılmıştır. Yapıtın adı “gerçeklerin eşiği” an*l***** gelir. Aruz ölçüsü kullanılmış, mesnevi düzenine göre yazılmıştır. Ayet ve hadislerden yola çıkarak İslam ahlakını öğretmeye çalışan didaktik bir yapıttır. Dindarlığın erdemleri, temel mutluluk yolunun bilim olduğu, ahlakın yararları, yapıtın başlıca konularıdır. Giriş (Allah’ın Peygamberin övüldüğü bölüm) kaside biçiminde uyaklanmıştır. Asıl bölümse mani biçiminde uyaklıdır.



    -Divan-ı Hikmet

    12.yüzyılda Türkistanlı Hoca Ahmet Yesevi tara*fından yazılan yapıt, Türk tasavvuf edebiyatının ilk örneğidir. Yapıtta din ve tasavvuf konuları didaktik bir yaklaşımla işlenmiştir. Nazım biçimlerinden koşma nazım biçimiyle ve >hece ölçüsüyle yazılan Divan-ı Hikmet‘te Arapça ve Farsça sözcükler azdır.Ahmet Yesevi, dörtlüklerde daha çok yarım kafiye kullanılmıştır.
    Divan-ı Hikmet, 13.yüzyılda gelişecek olan Tasavvuf edebiyatı akımı sanatçılarını, başta Yunus Emre olmak üzere önemli derecede etkilemiştir.


    Konu Bilgileri       Kaynak: www.azeribalasi.com

          Konu: İslamiyet Etkisindeki Türk Edebiyatı

          Kategori: Edebiyat

          Konuyu Baslatan: Aylin's

          Cevaplar: 0

          Görüntüleme: 1204

    HÜZÜNLER KALDI BENDE...

Etiketler

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajinizi Degistirme Yetkiniz Yok
  •  

Giriş

Giriş