selamünaleyküm; Küçük Bir Çocuk Olan BAĞDATLI ÖMER’in, Amerika’ya Mektubu: Merhaba Sam Amca! Selamün Aleyküm! Ben Basra’dan Ömer! Belki haberin yoktur diye yazıyorum Sam Amca!

Bu konu 1048 kez görüntülendi 0 yorum aldı ...
bağdattan mektup var 1048 Reviews

    Konuyu değerlendir: bağdattan mektup var

    5 üzerinden | Toplam: 0 kişi oyladı ve 1048 kez incelendi.

  1. #1
    Enes_ - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik Tarihi
    16.08.2008
    Mesajlar
    493
    Konular
    192
    Beğendikleri
    0
    Beğenileri
    0
    Tecrübe Puanı
    587
    @Enes_

    Standart bağdattan mektup var




    selamünaleyküm;






    Küçük Bir Çocuk Olan BAĞDATLI ÖMER’in, Amerika’ya Mektubu:
    Merhaba Sam Amca! Selamün Aleyküm!
    Ben Basra’dan Ömer! Belki haberin yoktur diye yazıyorum Sam Amca!
    Bir mektup yazmak istedim Sana, bir veda hatta bir vasiyet de diyebilirsin buna.
    Sam Amca, sen nerelisin? Nerede doğdun? Ve benim mahallemde işin ne? Ben bunu bilmiyorum, bi anlatsana bana. Kimsiniz siz?...
    Müslüman olarak doğmuşum anamdan 9 yıl önce. Suç muymuş neymiş bu! Sonra, daha adımı bilmeden zulümle tanıştım ben. Saddam denen bir adam vardı ülkemde. Vuruyor kırıyor iyiyi güzeli sevmiyor. Yıllarca O’nun zulmüyle, eziyetiyle yaşadım hep… Sen hiç Sam Amca, bir çocuğun bilyesi olmaması ne demektir, bir top oynayamaması ve hatta bir çizgi filim izleyememesi nedir bilir misin?
    Çocukluğumu yaşamadım. Sonra?.. Bir gün siz çıkıp geldiniz. Hem de davetsizce. Kim çağırdı sizi? Niye geldiniz ki?.. Saddam’dan kurtulduk derken, size çattık. Misafir zannettik sizi. Bombalarla, toplarla misafir.
    İnsan hakları diye gelmişsiniz bizim köye. Demokrasi getirmişsiniz güya...
    Babamı demokrasi alıp gitti iki ay önce. Vücudunda 18 adet insan hakları saymışlar. Ve en son gördüğümde taş yığını gibiydi babam ve çırıl çıplaktı öylece yatıyordu. Yüzü maskeli adamlar vardı etrafında. İnan Sam Amca daha önce babamı eşofmanla bile görmemiştim edepten dolayı…
    Teyzemin acısı var, ninemin acısı var içimde. İlaç yokluğundan ölmüş meğer. Ambargo falan dediler ya anlamadım, çocukluk aklı işte.
    Sen daha iyi bilirsin… sizde de barış böyle midir Sam Amca? İnsan hakları çocukları yetim bırakır mı orada da? ya demokrasi? Güpe gündüz pazara düşer mi? Ve kuşlar gökyüzünü terk eder mi dersin?
    Babamla söylediğim son dua dilimde.
    Ve ben; bir çift ayakkabı var elimde. Giymeyi bile kıyamadığım kahverengi pabuçlarım. Şimdi elimde işte. Giyemiyorum, çünkü ayaklarımı demokrasi aldı götürdü. Çocuğun var mı Sam Amca? Al O’na ver bari. Bana yar olmadı O’na olsun. Ama çocuğunu görünce beni hatırla…
    Burada çocuklar ölüyor Sam Amca, hem de yağlı kurşunlarla. Ve tankların altında eziliyor. Senin askerinin bira içmiş kahkahaları arasında eziyor tanklar Ömerleri, Hasanları…
    Marlbora sigarasıyla yanmış kızların kollarını, bağırlarını, göğüslerini görüyorum hastanede. Hepsinde sessiz birer hıçkırık. Boyunlarını bükmüşler. Boğazları düğümlenmiş öylece ağlıyor. Çünkü bağırarak ağlasa bile duymuyor hür dünya. Sağır olmuş vicdanlar. Söylemeye utanıyorum ama Sam Amca, bizi görünce çocukların geliyor mu aklına? Ya da o iğrenç emellerini yerine getirirken, o iğrenç uçkurunu çözerken anan geliyor mu, kızın geliyor mu aklına?.. Anamın feryadı hala kulaklarımda Sam Amca. Namusu için direndi. Direndi, bağırdı feryad etti de –süngü- denilen demokrasi giriverdi karnına yirmi gün önce…
    Yalnızım ben dünyada. Bir dindaşım bile yok bana arka çıkacak. Veya hiç değilse dua edecek. Eğer etselerdi duayı böyle mi olurdum ben? Kardeşlerim sahip çıksa, sen bana dokunabilir miydin acaba?
    Sam Amca! Biliyor musun, çok acıyor be bacağım. Hele, başımı okşayacak bir elin olmaması, inan bitirdi beni... Bu yaşta neler öğrendim, neler gördüm bir bilsen…
    Dikkat ediyor musun Sam Amca; Dünyada hep Müslümanlar çekiyor eziyeti, zulmü. Filistinli İbrahim aradı beni telefonla. Buradan pek farkı yokmuş oranın da. Orda da insan hakları varmış. Demokrasi düşüyormuş evlerin çatısına. ..
    Sizi seviyorum Sam Amca! İnancınızı yerine getirdiğiniz için seviyorum sizleri, Haçlı Ruhunu sürdüğünüz için seviyorum ve biz Müslümanları tek tek yuttuğunuz için...
    Sana bir teklifim var Sam Amca; petroller senin olsun! Saddamlar senin olsun! Irak bile senin olsun! Al senin olsun! Ben de senin olayım! Fakat, babamı ver bana, anamı ver bana ve hatta giymeyi beklediğim bağcıklı pabuçlarımı…Dokunma camime, dokunma dinime ve dokunma ne olur namusuma! Bir kadın ağlıyor Bağdat’ta; bana namusumu geri verin! Bir çocuk ağlıyor Felluce’de, babamı geri verin diye!..
    Hoşça kal Sam Amca! Gidiyorum ben anneme, gidiyorum babama. Ayaklarımdan kangren oldu vücudum. İnsan hakları diyerek vermediğiniz ilaçlar yüzünden ölüyorum. Allah’tan dileğim, başka Ömerler ölmesin, Hasanlar ezilmesin tanklarda. Ve İbrahimler…
    Hoşça kal dünya! Hoşça kalın Müslümanlar! Ve hoşça kalın insan hakları ve de demokrasi! Bir daha dönmemek üzre gidiyorum ben! Hoşçakalın. Bir sözüm de kardeşlerime Sam amca, iletiver bi zahmet:
    Bağdat’lı ÖMER
    VE SEN MUHAMMED ÜMMETİ!
    Ezanlar sustu Bağdat’ta; sen yoksun. Felluce’de çocuklar ölüyor; sen yoksun. Kızlarımız Conilerin koynunda; sen yoksun! Peki Müslüman; sen ne zaman uyanacaksın? Bir dua etmeye de mi yetmez gücün?
    Hür dünya susuyor! İnsanlık susuyor! Allah aşkına, Kur’an aşkına ve Resul Muhammed aşkına sen bari susma!.. Ve sen; Ayağa Kalk Müslüman!.. İmam Abdullah Harun






    Konu Bilgileri       Kaynak: www.azeribalasi.com

          Konu: bağdattan mektup var

          Kategori: Atış Serbest

          Konuyu Baslatan: Enes_

          Cevaplar: 0

          Görüntüleme: 1048








    Bin sene de okusam ne biliyorsun diye sorsalar bana ?
    HADDİMİ BİLİRİM derim

    yaşamak için doğdum ölmek için yaşıyorum;gün gelecek yaşamak için ölecegim






Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajinizi Degistirme Yetkiniz Yok
  •  

Giriş

Giriş