Zira küfür ve günahtan başka bir bela yoktur ki , onda hayır olması mümkün olmasın. Sana hayırlıdır, fakat sen bilmiyorsun Allah bilir. Hatta her belada beş türlü şükür lazımdır:
1-Vaki olan musibetin dünya hususunda olup din hususunda olmadığına şükretmelidir.
Bir kimse Sehli Tüsteri’ye: “Evine hırsız girip bütün eşyamı çaldı.” Dedi. Sekl, “Eğer şeytan kalbine girip imanını alsaydı, ne yapardın? ” dedi.
2-Hiçbir bela yoktur ki daha beteri olmasın. O halde daha beteri olmadığına şükretmelidir. ...
Büyük zatlardan birinin başına bir leğen kül döktüler. Buna şükretti. “Ateşe müstehak idim, kül ile sulhettiler. Bu tam bir nimettir.” Dedi.
3-Dünya cezalarından ağır olmayan hiç bir ahiret cezası yoktur. O halde dünyada ceza çektiğine şükretmelidir. Çünkü dünyada çektiği ceza ile kıyametin daha ağır cezalarından kurtulmuştur.
Resulüllah buyurur ki: “Dünyada cezalandırılan kimse, ahırette cezalandırılmaz.” Zira bela günahlara keffaret olur. Bela çekmekle günahlardan temizlenince öbür dünyada cezalandırılmaz. O halde sana acı şurup veren ve senden kan alan doktora teşekkür etmelisin. Zira bununla gerçi zahmet çekersin, fakat bu zahmetle bundan daha büyük zahmetlerden kurtulursun.
4-Bu musibet Levh-i Mahfuz’da senin için yazılmıştı; o halde şüphesiz yoluna çıkacaktı. Yolda bertaraf olup ondan kurtulunca , şükretmek yeri olur.
Şeyh Ebu Sait Ebu’l-Hayr bir defa merkepten düşünce “Elhamdülillah” dedi. Niçin hamdediyorsun ? dediler. Dedi ki merkepten düşmek yolumuzda idi ondan kurtulduk. Yani ezelde böyle olacağı takdir edilmişti. O halde muhakkak olacaktı. Olunca atlatılmış oldu.
5-Dünya musibeti iki yönden ahıret sevabına sebep olur: Biri şudur ki, dünya musibetinin sevabı büyüktür, nitekim hadiste geçmiştir. Diğeri bütün günahların başı dünya ile yakınlık ve sevgi kurmaktır. ...Dünyada kim belalara düçar olursa kalbi dünyadan nefret eder. Her bela Allah Teala tarafındankula gönderilen bir terbiyecidir. Çocuk tam aklını aldığı zaman , kendisine verilen terbiyenin faydalarını anlar.
Hadiste “Allah Teala kendi dostlarının hatırını bela ile sorar. Tıpkı siz hastalarınızın hatırını yemek ve içmekle sorduğunuz gibi.”
Bir kimse Resulallah’a “Benim malımı aldılar.” Dedi. Resulallah :
" Malı zayi olmayan, bedeni hastalanmayan kimsede hayır yoktur. Zira Allah Teala kulunu sevdiği zaman, onun üzerine bela yağdırır.” Buyurdu.
Yine buyurdu ki : “Cennette çok dereceler vardır ki kul kendi çalışmasıyla onlara erişemez. Allah Teala ona bir bela musibet edip öylece onu o dereceye eriştirir.”