Ay Yılı Takvimini Güneş Takvimini İlk Kimler Kullandı Hicri Takvimle Miladi Takvim Arasındaki Fark nedir Takvimin icadı Takvimi kim buldu

Bu konu 7542 kez görüntülendi 0 yorum aldı ...
Ay Yılı Takvimini ve Güneş Takvimini İlk Kimler Kullandı 7542 Reviews

    Konuyu değerlendir: Ay Yılı Takvimini ve Güneş Takvimini İlk Kimler Kullandı

    5 üzerinden | Toplam: 0 kişi oyladı ve 7542 kez incelendi.

  1. #1
    Dygsuz - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik Tarihi
    30.07.2008
    Mesajlar
    10.793
    Konular
    3263
    Beğendikleri
    0
    Beğenileri
    3
    Tecrübe Puanı
    1050
    @Dygsuz

    Standart Ay Yılı Takvimini ve Güneş Takvimini İlk Kimler Kullandı


    Ay Yılı Takvimini

    Güneş Takvimini İlk Kimler Kullandı

    Hicri Takvimle Miladi Takvim Arasındaki Fark nedir

    Takvimin icadı

    Takvimi kim buldu


    Tarih boyunca, ya güneşin hareketleri, ya ayın hareketleri veya her ikisinin hareketlerine göre senenin tesbit olunduğu takvimler yapılmıştır. Şemsî sene, güneş senesi olup, yerkürenin güneş etrafında bir devir yaptığı zamanı ifade eder. 365,242 vasatî güneş günüdür. Kamerî sene; ay küresinin, yerküresi etrafında 12 kerre döndüğü zaman olup, 354,367 vasatî güneş günüdür. Güneş yılı, kamerî yıldan 10,875 gün daha uzundur. Tarih boyunca, bazı takvimler güneşin, bazı takvimler ayın, bazı takvimler de her ikisinin hareketleri esas alınarak hazırlanmıştır.

    Hayatı ziraat üzerine kurulmuş bulunan Eski Mısır'da, bir yılı 12 ay ve 365 gün olan güneş takvimi kullanılırdı. Aylar 30 gün idi ve sonuncusuna 5 gün eklenirdi. Her gün de 12'şer saatlik iki kısma ayrılmıştı. Astronomide çok ileri olan Mezopotamya'da da ay-güneş takvimi kullanılırdı. 12 aydan müteşekkil 354 günlük yıla onbir günlük kısa bir ay eklenirdi. Bâbil'de ise üç yılda 33 günlük bir ay eklenerek yılbaşının hep 1 Nisan olması temin edilirdi. Bugün Türkiye ve Ortadoğu'da kullanılan güneş takvimi aylarının isimleri (Nisan, Temmuz, Teşrin, Şubat gibi) hep Bâbillilerden alınmıştır. Eski Türkler ve Çinliler ile Aztekler ay-güneş takvimini kullanırlardı. Her yıla bir hayvan ismi verilmişti. 12 yılda bir bu yıllar devir yapardı. Böylece yaşları ve tarihî hâdiseleri hatırlamak daha kolay olurdu. Süryânîler, Selefkos takvimi denilen ve dört yılda bir artıklanan güneş takvimini kullanırdı. Yunanlıların takviminin devamı olan bu takvimin başlangıcı, İskender'in generali Selefkos'un Bâbil'e giriş tarihi olan Mîlâddan Önce 312 yılı idi. Eski Roma'da 12 ay ve 354 günlük kamerî takvim kullanılır; mevsimlere göre kaymasını önlemek için iki yılda bir 22 veya 23 gün eklenirdi. Yılın ilk ayı Mart idi. Yahûdîler, insanlığın yaradılışı kabul ettikleri M. Ö. 3761 tarihini başlangıç tarihi alan bir güneş-ay takvimi kullanırlar. Yılın esası kamerî olmakla beraber, güneş yılı arasındaki farkı gidermek için yıllara her üç yılda bir ay eklenir.

    Romalılar Roma'nın kuruluşu olan M. Ö. 312'yi başlangıç alan güneş takvimi kullanırdı. Roma'da kullanılan takvim üzerinde Julius Caesar'ın emriyle M. Ö. 46'da bir takım düzeltmeler yapılmış ve bu takvim Julyen Takvimi olarak tanınmıştır. Bir yıl, 365,25 gün olup, Mart ayından itibaren aylar dönüşümlü olarak 31 veya 30 gün sayılmış; son ay Şubat üç yıl 28, dördüncü yıl (kebîse=artık yıl) 29 sayılmıştır. Yılbaşı 1 Ocak idi. 532 senesinde Papa Dionysus, Hıristiyan âleminde bu takvimin esas alınmasını ruhânî konsile kabul ettirmiştir. Dionysus, Hazret-i Îsâ'nın doğum yılını (mîlâd) 753. Roma yılı olarak tesbit etmiş; takvimin başlangıcı bu tarih olmuştur. Bu takvime İslâm âleminde Mîlâdî Takvim denir.

    Yıl uzunluğundaki küçük mikdar farkları, zamanla büyük fark meydana getirmiştir. Papa XIII. Gregorius zamanında bu fark 14 güne ulaşmıştır. 1582'de bu papanın emriyle yapılan düzeltme ile takvim 10 gün ilerletilmiş; o sene 4 Ekimin ertesi gün, 15 Ekim olarak ilan olunmuştur. Yılbaşı da 1 Ocak'a alınmıştır. (Fransa'da, yılbaşı 1563 senesinde kral X. Charles'ın emriyle 1 Nisan'dan 1 Ocak'a alınmıştı.) 400'e bölünebilen yıllar artık yıl kabul edilmiştir. böylece XX. asırda iki takvim arasındaki fark 13 günü bulmuştur. Bu değişiklik önce İtalya, Portekiz, İspanya ve Almanya'da kabul görmüş; İngiltere 1752, İsveç 1753, Japonya 1873, Çin 1912, Rusya ve Balkan ülkeleri 1918, Yunanistan 1923, Türkiye 1926'da Gregoryen Takvimi denilen bu takvimi kabul etmiştir.

    İslâm dünyasında kullanılan takvim, öteden beri Arabistan'da kullanılan ay takvimidir (kamerî takvim). Kamerî esasa göre tesbit edilen bu takvimde, ay'ın dünya etrafındaki bir dönüşü ile bir ay sâbit olur ki bu da 29.53 gündür. Dolayısıyla bu takvimde aylar 29 veya 30 gün çeker. On iki ay bir hicrî seneyi teşkil eder. Yeni hilâlin görünmesiyle yeni ay başlar; görünmezse önceki ay 30 güne tamamlanır. Bunu kâdı şâhidlerin beyanına dayanarak ilân ederdi. Hakikatte ayın doğması ile görünmesi arasında bir gün oynayabileceğinden, hesabla bulunan tarih ile tatbikattaki değişebilirdi. Kamerî takvim, şemsî takvimden daha doğru ve hassastır. Artık gün ve yıl gibi bir mesele doğurmaz. Güneş ve ay tutulması günleri ile mehtablı geceler kolayca tesbit olunduğundan tarihî hâdiselerin tayini kolaylaşır; yine bu sebeplerle seyyahlar ve denizciler için çok elverişlidir. Ayrıca Ramazan ve Bayram günleri de, her sene güneş takvimine göre 11 gün evvel olduğundan, hep aynı mevsime rast gelmez. 33 senede bir kamerî takvim ile şemsî takvim aynı günde buluşur. Bu takvimde aylar, Muharrem (M), Safer (S), Rebiülevvel (Ra), Rebiülâhir (R), Cemâzilevvel (Ca), Cemâzilâhir (C), Receb (B), Şa'ban (Ş), Ramazan (N), Şevval (L), Zilka'de (Za), Zilhicce (Z) aylarıdır. Parantez içindeki harfler, Osmanlı vesikalarında bu ayları gösteren rümuzlardır. Gurre ayın ilk günü, selh son gününü ifade eder. Evâil, evâsıt ve evâhir ayın ilk, orta ve son on gününü gösterir.

    Müslümanlar arasında sene tarihleri, halîfe Hazret-i Ömer'in emri ile hicretin 17. senesinde başlamıştır. Tarih başlangıcının, Hazret-i Peygamber'in Mekke'den Medine'ye hicret ettiği ve Medine devletinin kurulduğu senenin Muharrem ayının birinci günü olması, Sahâbe'nin söz birliği ile kabul edildi. Bu da, efrencî 622 yılının 16 Temmuz günü idi. İslâm dininde oruç, namaz, zekât, hac gibi ibâdetler ve ıddet gibi hukukî bütün muameleler, bu takvim esasına göre tesbit edilir. Tarih boyunca bütün İslâm devletleri bu takvimi kullanmışlardır.

    İran'da İslâmiyet'ten evvel güneş takvimi (şemsî takvim) kullanılmaktaydı. Takvim 30 günlük 12 aydan teşekkül ederdi. 5 gün fazlalık sekizinci aya eklenirdi. Aylar burçların başına göre başlardı. Nevruz da denilen 20 Mart yılbaşı idi. Ayın her gününün ayrı bir ismi vardı. Yıl tam 365.25 gün çekmediği için, 120 yılda bir ayarlama yapılırdı. Bu sebeple Julyen takvimi kadar kullanışlı değildi. Selçuklu Sultanı Celâleddin Melikşah bunu ıslah ettirerek, güneş hesabına dayalı, ancak başlangıç yılı hicrete göre tesbit olunan bir takvim hazırlatmıştır. Buna hicrî şemsî takvim veya Celâlî Takvim denir. Bu takvimde 120 yılda bir ay değil, dört yılda bir gün artıklama yapılırdı. Böylece Celâlî Takvim, 3770 yılda bir gün hatâ verir. Gregoryen Takvimi'nde bu hatâ daha fazla olup 3330 yılda bir gündür. Dolayısıyla Celâlî Takvim, Gregoryen Takvimi'nden daha hassastır. Celâlî Takvimi üzerinde Türkistan şahı Uluğ Bey, İlhanlı hükümdarı Gazan Han, İran şahı Nâdir ve Hindistan şahı Ekber tarafından bir takım ıslâhat yapılmış olup, bugün İran, Hindistan ve Afganistan'da kullanılmaktadır. Nevruz 21 mart (şimdi 3 nisan) yılbaşıdır. Ay isimleri şöyledir: Ferverdin (30 gün), Ordibeheşt (31), Tir (30), Hordad (30), Şehriver (31), Mordad (30), Aban (31), Azer (30), Dey (31), Behmen (30), Esfend (31). Gün isimleri de şöyledir: Yekşenbe (Pazar), Düşenbe, Seşenbe, Ceharşenbe, Pençşenbe, Cuma, Şenbe.

    Osmanlılar da önceki İslâm devletleri gibi hicrî kamerî takvimi kullandılar. Hicrî kamerî sene mevsimlere göre tayin olunmadığı için, vâridâtı ve askerî düzeni toprak hâsılâtına sıkı sıkıya bağlı bulunan Osmanlı Devleti'nde bazı sıkıntılara sebebiyet veriyordu. Çünki toprak mahsûlleri şemsî takvim esasına göre elde ediliyor; kamerî takvim ile arada 11 günlük bir fark bulunduğu için beytülmâl-i müslimîn (devlet hazînesi) zarara uğruyordu. Bunun üzerine 1089/1678 senesinden itibaren sadece malî hususlarda malî sene adıyla halkın Romalılardan alındığı için rûmî takvim dediği Julien takvimi kabul edilmiş; ancak yıllar yine hicret esasına göre hesab edilmiştir. 1205/1790 ve 1256/1840 tarihlerinden itibaren malî senenin kullanılma sahası genişletilerek bütün resmî evraklarda bu takvim kullanılmaya başlanılmış; hicrî takvim de bunun yanısıra kullanılmaya devam etmiştir. 1120 senesinden itibaren 33 senede bir yıl siviş yılı sayılarak atlanmış, 1120 rumî senesini 1122 rumî senesi takib etmiş, böylece her iki takvimde de yıllar aynı olmuştur. 1287/1870 yılında bu yapılmamış, böylece iki takvim arasında yıl farkı doğmuş ve bu fark giderek artmıştır. Osmanlılarda takvimle alâkalı işleri tesbit etmek üzere müneccimbaşı ve maiyeti vazife yapardı. Ayrıca büyük câmilerde muvakkithâne ve burada çalışan muvakkitler bulunur; ibâdet vakitlerini tayin ve ilan ederdi. Gün, 12 saatlik iki eşit kısma ayrılır; akşam güneşin batması ile saat her zaman 12 olup, gerekirse ileri veya geri alınırdı. Ayrıca Osmanlı ülkesindeki Yahûdî ve Ermenîlerin kendi aralarında kullandıkları hususî takvimleri vardı.

    Osmanlı Devleti'nde, Gregoryen takvimini kullanan Avrupa ülkeleriyle aradaki 13 günlük farkı kaldırmak için 16 Şubat 1332 (29 Şubat 1917) rûmî gününü takib eden gün 1 Mart 1333 olarak tesbit olunmuştur. 1926 yılında resmî işlerde hicrî takvim bütünüyle kaldırılmış; mâlî (rûmî) takvim ise, yılı Avrupa ile aynı hâle getirilerek varlığını devam ettirmiştir. 1341 rûmî senesinin 10. ayı olan Kânunevvel (Aralık) ayının 31. gününü, 1 Kânunsâni (Ocak) 1926 gününün takip etmesi kararlaştırılmıştır. Böylece yılbaşı da mâlî işler hâriç olmak üzere, 1 Mart'tan 1 Ocak'a alınmıştır. Rûmî takvimdeki ay isimleri aynen muhafaza edilmişse de, 1944 yılında Teşrinievvel (İlkteşrin), Teşrinisani (İkinciteşrin), Kânunıevvel (İlkkânun), Kânunısâni (İkincikânun) isimleri, Ekim, Kasım, Aralık ve Ocak olarak değiştirilmiştir. Milâdî seneden 584 çıkarılırsa rûmî seneyi; rûmî seneye 584 eklenirse milâdî seneyi verir. Hicrî senelerin milâdî karşılıklarını bulmak biraz karmaşık hesapları gerektirmekte olup, bu hususta hazırlanmış cedvellere mürâcaat etmek iyi olur.


    Konu Bilgileri       Kaynak: www.azeribalasi.com

          Konu: Ay Yılı Takvimini ve Güneş Takvimini İlk Kimler Kullandı

          Kategori: Tarih

          Konuyu Baslatan: Dygsuz

          Cevaplar: 0

          Görüntüleme: 7542


Etiketler

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajinizi Degistirme Yetkiniz Yok
  •  

Giriş

Giriş