Bu yazıyı okuduktan sonra 5 dakka da olsa kapatın gözlerinizi ve şuan için öldüğünüzü düşünün (rabıta-i mevd ) o zaman bu yazıda ,geçirdiğiniz zamanda daha anlamlı olacaktır... Hayatın devam etmektedir her zamanki monoton akışıyla. Kafanda hep aynı düşünceler vardır. Derslerin,okulun,arkadaşların,geleceğin,ailen,akşamki maç programı,hafta sonu gideceğin sinema.. Gece birden boğazına birden bir şey düğümlenir,nefes alamazsın... çünkü yutaktan aşağıya gitmesi gereken tükürük,soluk

Bu konu 1812 kez görüntülendi 1 yorum aldı ...
FARZET Kİ ÖLDÜN 1812 Reviews

    Konuyu değerlendir: FARZET Kİ ÖLDÜN

    5 üzerinden | Toplam: 0 kişi oyladı ve 1812 kez incelendi.

  1. #1
    Vuslata Hasret - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik Tarihi
    12.10.2009
    Mesajlar
    8.961
    Konular
    4260
    Beğendikleri
    0
    Beğenileri
    0
    Tecrübe Puanı
    757
    @Vuslata Hasret

    Standart FARZET Kİ ÖLDÜN

    Bu yazıyı okuduktan sonra 5 dakka da olsa kapatın gözlerinizi ve şuan için öldüğünüzü düşünün (rabıta-i mevd ) o zaman bu yazıda ,geçirdiğiniz zamanda daha anlamlı olacaktır...





    Hayatın devam etmektedir her zamanki monoton akışıyla. Kafanda hep aynı düşünceler vardır. Derslerin,okulun,arkadaşların,geleceğin,ailen,akşa mki maç programı,hafta sonu gideceğin sinema..

    Gece birden boğazına birden bir şey düğümlenir,nefes alamazsın... çünkü yutaktan aşağıya gitmesi gereken tükürük,soluk borusuna gitmiştir. Bilinçli yaşayacağın süre ortalama bir buçuk iki dakika. Bilinçsiz fakat biyolojik olarak yaşamının devam ettiği süre beş dakikadır.

    O bir dakika içerisinde nefes alamadığın için beynine oksijen gitmediğinden dolayı bir yandan ızdırap çekerken bir yandan da hayatının bütün sahneleri bir film şeridi gibi geçmektedir gözünün önünden..Ç

    Çocukluğun büyüklüğün öğrenim hayatın anne babanın hali arkadaşların ilk sevgilin, kırdığın kalpler,

    Söylediğin yalanlar, Yaptığın gıybetler, ettiğin yeminler...

    Eyvah! Dersin şimdine olacak? Ölümün eşiğindeyken, çırpınırken, sana kimsenin yardım edemeyeceği pozisyonda,hatıralar canlanır bir bir. sen öldükten sonra onların hallerini düşünürsün, kim bilir nasıl üzülürler...?

    Beklenen olur hayata gözlerini yumarsın sevenlerini arkada bırakarak. Sen öldükten sonra ayakların bağlanır, kıyafetlerin çıkarılır,temizliği simgeleyen kefen giydirilir.. ertesi sabah sizin oraya en yakın caminin minaresinden semayı kaplayan sela sesleri yükselir, bu okunanda senin selandır. Ve kapıya bir cenaze arabası gelir seni yıkamak için alır götürürler, Vücudunda kuru yer kalmamacasına kaynar denecek kadar sıcak suyla yıkanırsın ve tekrar kefenlenirsin. Yıkanma işlemin bittikten sonrada tabuta konulursun.

    Cenaze namazının kılınacağı camiye götürülür adına dünyada iken aşk şarkıları yazılan musalla taşına yatırılırsın. Vakit namazından sonra cenaze namazın kılınacaktır. Başında bir kişi bekler yaşlı gözlerle.

    Annen baban senin öldüğüne bir türlü inanmak istemezler inanamazlar. Hıçkırıkları yürek yaralayıcı,sineleri derinden derine neşterle yaracasına acı vericidir, arkadaşlarında oradadır,hiçbirisinde derman yoktur, hepsi dünyada iken kardeşim diye hitap ettikleri arkadaşlarının cansız bedeninin musalla taşı üzerinde bir tabutun içerisinde yatmakta olduğunu, ağlamaktan kan çanağına dönmüş gözleriyle seyrederler. Ortalıkta hep şu sözler vardır ‘ALLAH rahmet eylesin, başınız sağolsun, ALLAH sabır versin’..

    Ve İmam gelir er yada hatun kişi niyetine deyip namazını kıldırır. Cemaatten haklarını helal etmelerini ister.

    İşte senin dünyadan görüp göreceğin budur.!

    Seni sırtlarına alırlar ve mezarlığa doğru yavaş adımlarla götürürler.Taşımak için tabutun kollarına kah baban geçer kah arkadaşların.. Mezarlığın başına kadar getirilirsin, bakarlar ki senin mezarın açılmış durumda , mezarın hemen yanında kazma kürekler durmaktadır. Mezarın başına kadar götürülürün,yavaşça yere bırakılırsın.tabutun kapağını açarlar önce, sonra bir kişi mezarın içine girer, iki kişide senin cansız bedenini kucaklar mezarın içinde durana baş kısmın uzatılır. Ve diğer kişide mezarın içine girerek mezara güzelce yerleştirilirsin. Yüzün kıbleye doğru çevrilir, sonra özel olarak yaptırılan tahtalar üzerine çaprazlama yerleştirilir. Sen cansız bedeninle orada yatmakta olursun fakat olan her olaya vakıfsındır. Görürsün dokunamazsın işitirsin konuşamazsın..

    Hemen sonra üzerini toprakla örtmeye başlarlar. Kürekteki eller yer değiştirir. Arkadaşların alır,dostların alır ama bir tane kürek vardır. O küreği tutan babandır be küreği kimseye vermez. İşte üzerin toprakla tamamen örtülmüştür. Zürriyetin olan hz.adem’in yaratılış maddesine dönmüşsündür. Başında bulunanlar Kuran-ı kerim den sureler okurlar dualar ederler ve oradan ayrılırlar en nihayetinde.

    Sen artık yalnızsındır o kara toprağın altında...

    Toprağın buz gibi soğukluğunu hissedersin... Peygamberinin ‘kabir cennet bahçelerinden bir bahçe yada cehennem çukurlarından bir çukurdur’ hadisi şerifini hatırlarsın...

    Belkide vücudunun çeşitli haşarat tarafından yenildiğini seyredersin...

    Az sonra kabir meleklerinin gelip ‘Rabbin kim?,Dinin ne’ gibi sorular soracağını bilirsin,akıbetini merak ediyorsundur, korkuların d oruk noktasına ulaşmıştır...

    Ve işte! Daha önce hiç duymadığn kadar korkutucu bir sesle kabir melekleri gelir, hesabın başlamıştır...

    O dakikaları anlatmada kelimelerin yetersiz olucağını bilirsin,dünyaya geri dönmek istersin ama nafiledir.

    İş işten geçmiştir artık...

    ‘İnna lillahi ve inna ileyhi raciun’ sırrına vakıfsındır tamamen...



    Onun için ölüm gelmeden önce öl!,her günün değerini bil, Ferdi muhasebeni bir kez daha yap..!





    Ölüm Sekeratı

    Düşün bir kere! Sen can çekişmektesin. Ölümün sıkın*tısı, acısı, sarhoşluğu, gam ve ıstırabıyla boğuşmaktasın. Ölüm meleği aya*ğından itibaren ruhunu çekmeye başla*mış. Bu çekişin acısını ayağının ta ucundan hisset*mektesin. Sonra bu çekiş aralıksız devam eder. Can çekişme kızışır. Ruh aşağıdan yukarya olmak üzere bütün bedeninden çekilir. Acı doruğa ulaşmıştır. Ölümün sıkıntıları bütün be*denine yayılmıştır. Kalbin, ürperti ve üzüntü içindedir. Rabbinden gazab veya hoşnutluk müjdesini gözleyip bek*lemektedir. Canını al*makla görevli melekten bu iki haber*den birini almaktan başka bir ihtimal olmadığını an-lamışsındır.

    Ölüm Meleğinin Görünüşü

    İşte sen böyle gam, tasa, ölüm acısı ve şid*detli üzüntü içerisinde Rabbinden iki müjde*den birini beklerken, birden bire ölüm meleği*nin çehresiyle yüz yüze gelirsin. Bu çehre ya en güzel veya en çirkin bir manzara arzetmektedir.

    Bedeninden ruhunu çekip çıkarmak üzere elini ağzına doğru uzatırken ona bakıyorsun. Bu hâle düşmekten ve ölüm meleğinin yüzünü görmekten dolayı nefsin zillete bürünmüştür. Ondan nasıl bir müjdeyle ansızın karşılaşaca*ğını merak edip duruyorsun. Birden bire onun sesini duyu*yorsun. Sana: “ALLAH’ın rıza ve mükâfatıyla sevin, ey ALLAH’ın dostu!” veya “O’nun gazab ve azabıyla sevin (!) ey ALLAH’ın düşmanı!” haberini alıyorsun.

    İşte o anda ya kurtuluş ve başarına kesin kanaat getirir ve ruhun ALLAH ile huzur bulur veya mahv ve helak oldu*ğuna kani olur, kalbin ümitsizlikle dolar, ALLAH’tan ümit ve emelin kopar. Dünyadaki müddetinin bittiği, iz ve eserinin silindiği ve senden önce geçip giden*lerin yurduna taşındı*ğın o anda gönlüne son derece keder ve hüzün veya neşe ve sevinç ha*kim olur.

    Kabir ve Sorgusu

    Gönlünün sevinç ve neşeden uçar gibi oldu*ğu veya hüzün ve ibretle dolduğu o anda ken*dini bir düşün! Kabri ve onun dehşetli man*zarasını, oradaki iki meleği ve Rabbine olan imana ilişkin sorularını bir tasavvur et! Ya Rabbinden gelen kesin söz (Kelime-i Şehadet) ile destek*lendiğinden sebatlı ve kararlı veya yardımsız, şaşkın ve ürkeksin. O iki meleğin sorgulamak üzere tutup seni oturt*mak için ça*ğırdıkları anki seslerini düşün! O daracık me*zar çukurunda oturuşunu göz önüne getir. Ke*fenlerin iki yanına düşmüş, gözünün üzerine konulmuş pamuklar yer*lerinden ayrılıp ayağı*nın yanına kaymıştır. Bunları düşün, sonra da onların şekline ve vücutlarının büyüklüğüne gö*zünü dikişini bir tahayyül et! Eğer onları güzel şekilleriyle görürsen, kalbin başarı ve kurtuluşa erdiğini kesin olarak anlar. Eğer kö*tü manzaralarıyla görürsen, gönlün mahv ve helakine kanaat getirir. Düşün onların nağme ve sorularıyla ses ve sözlerini; sonra da eğer sebat lütfetmişse ALLAH’ın desteğini veya seni yalnız başına yardımsız terketmişse şa*şırt*masını!



    Kabrin Cennet ve Cehenneme Açılması

    Ya kesin veya şaşkın ve şüpheli cevabını düşün! Şanı yüce ALLAH sana sebat ihsan et*mişse o iki meleğin sevinçle sana yöneldikle*rini, Cehenneme kapı açmak için ayakla*rıyla kabrin yanlarına vurduklarını bir düşün! Son*ra Ce*hennemin, ateşiyle kızışıp kaynayışını, o anda meleklerin seninle olan konuşmalarını göz önüne getir. Cenab-ı Hakk’ın seni korudu*ğu bu manzaraya bakıp duruyorsun. Bundan dolayı gönlünün neşe ve sevinci bir kat daha artar. Acz ve zaafına rağmen nasıl bir ateşten kurtulduğunu gözle*rinle görüp inanırsın.

    Sonra o iki meleğin, ayaklarıyla kabrinin yanlarına ye*niden vurduklarını, mezarının, ziynet ve nimetleriyle Cen*nete açılışını ve meleklerin şu sözlerini bir tahayyül et: “Ey ALLAH’ın kulu! Cenab-ı Hakk’ın senin için hazırladıklarına bak! Bu senin makamın ve ka*vuşacak yerindir!” Bu Cennet nimetlerini ve saltanatının gözalıcılığını ve bu müşahede et*tiğin nimetlerle parlak güzelliklere bir gün ka*vuşacağını görmekten gönlünün sevinç ve ne*şesini düşün!

    Eğer böyle değilsen, bütün bunların tersini; azarlanı*şını, Cenneti görüp de meleklerin sana söyleyecekleri, “Aziz ve Celil olan ALLAH’ın seni mahrum bıraktığına bak!”; Cehhenemi gö*rüp de sana yöneltecekleri, “ALLAH’ın senin için hazırladıklarına bak! Bu senin yurdun ve vara*cak ye*rindir!” şeklindeki sözlerini düşün! Bu ne büyük tehlike!

    Bu iki hâlden hangisinin kabirde senin hâlin olacağını öğreninceye kadar, dünyada sana ne büyük gam ve üzüntü vardır! Sonra yokluk ve peşinden de imtihan! Nihayet ek*lemlerin par*çalanacak, kemiklerin mahvolacak, vücudun da çürüyüp dağılacak. Fakat, ölüm meleğinin verdiği müj*denin hüzün veya sevinci ruhundan hiç geçmeyecek. Ca*nın, sürekli olarak yeniden diriliş anında karşılaşacağı Al*lah’ın gazab ve azabının veya O’nun rıza ve mükâfatının bek*leyişi içinde bulunacaktır.

    Sen bunu bekleyip dururken ruhun Cen*netteki maka*mına veya Cehennemdeki yerine arzedilecektir. Ruhunun hasret ve üzüntüleri ya da neşe ve sevinci ne büyük olacak! Niha*yet ölülerin bekleme süresi tamamlanacak. Yer ve gök, sakinlerinden boş kalacak. Hepsi bir zamanlar canlı ve ha*reketliyken sönüp kala*caklar. Artık ne duyulan bir ses, ne de görülen bir karartı vardır. Sadece O En Yüce Cebbar olan ALLAH Tealâ kalmıştır. Tıpkı azamet ve yüceliğiyle tek ve yalnız olarak ezelde olduğu gibi!

    alıntı


    Konu Bilgileri       Kaynak: www.azeribalasi.com

          Konu: FARZET Kİ ÖLDÜN

          Kategori: İslamiyete Dair Herşey

          Konuyu Baslatan: Vuslata Hasret

          Cevaplar: 1

          Görüntüleme: 1812


  2. #2
    Nazlımcan - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik Tarihi
    26.11.2009
    Mesajlar
    1.908
    Konular
    111
    Beğendikleri
    0
    Beğenileri
    0
    Tecrübe Puanı
    596
    @Nazlımcan

    Standart


    Kimse farz etmek nedir bilmiyor bile

    Farzetmeler olsaydı dünya daha bir güzel olurdu.

    Teşekkürler ahmet abim hatırlatmalarınız ve o güzel - değerli paylaşımlarınız için

Etiketler

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajinizi Degistirme Yetkiniz Yok
  •  

Giriş

Giriş