Devlet nedir?

[NAZLICAN]

DEVLET


Devlet nedir? Hükümet demek mi? Ordu demek mi? Millet demek mi? Yoksa milli değerlere sahip, milli refleksleri olan, ortak bir amaç için bir arada yaşayan bir milletin huzurlu, güvenli ve bağımsız bir şekilde yaşaması için kurulmuş sistemli bir yapımı?

Elbet de sistemli bir yapı. Bu yapının her bir parçası binlerce yıllık Türk tarihinin içinden süzülerek bu günlere gelmiştir. ATATÜRK ‘ün zihninde hayat bulmuş ve TÜRKİYE CUMHURİYETİ DEVLETİ olarak ebediyen yaşamaya var olmaya hazır bir hale getirilmiştir.
Ölümsüz olarak yaşayacak olan sonsuza kadar var olacak olan canlar verilerek kurulan TAM BAĞIMSIZ TÜRKİYE CUMHURİYETİDİR.
TÜRKİYE CUMHURİYETİ büyük bir devlettir. Dünü vardır, bugünü yaşanmaktadır ve YÜCE ALLAH’ ın izniyle de yarını da olacak bir devlettir. Bize düşen geçmişimizi bugünlere taşıyanlara saygı duymakla beraber neler yaptıklarını iyi irdelemektir. Tarihimizi bizzat kendi elimizle, kendi aklımızla anlamalıyız…
Eğer ki tarih sayfalarını tarafsız bir şekilde okursanız TÜRK MİLLETİ’ nin sonsuza denk yaşayacağını anlarsınız.

Dünyanın çağdaşlaşmasından, modernleşmesinden bahsedenler TÜRK MİLLET’ ni görmezden gelmeleri de çok saçma ve haksızlıktır. Reform hareketlerine yer verenler 2 çağ açmış 2 çağ kapamış TÜRK MİLLETİ’ ne hak ettiği değeri vermelidir.
Viyana kapılarına niye dayandınız diyenlerin bunun faturasını ödüyorsunuz diyenlerin, bunun aslında haçlı seferlerinin iadeyi ziyareti olduğunu bilmeleri lazım. Türk milletine barbar diyenlerin 2 dünya savaşını kimlerin çıkardığını ve para için çıktığını iyi bilmeleri l gerekir…
Peki ama bu ve bunun gibi bir sürü konu neden bizim istediğimiz gibi değil de onların istediği gibi yorumlanıyor ve öğreniliyor.
Bunun tek bir sebebi var GÜÇ daha doğrusu kullanabildiğiniz, gösterebildiğiniz kadar GÜÇ.
O halde bizim gücümüz ne? Çok mu güçlüyüz, az mı güçlüyüz? Ya da birilerinin bize verdiği imkan kadar mı güçlüyüz?

Türkiye’nin son dönemdeki bölge siyasetine bakarsanız okyanus ötesinden gelenler Türkiye’yi iyi bir joker gibi görüyorlar. Bizim içimizden de bunu bizim gücümüzü analdılar diye yorumlayanlar çıkıyor ve milleti de pof pofluyorlar.
Enerji ihalelerinde Türkiye üzerinden boru hatlarının geçirilmesi de onlara göre Türkiye’nin güçlü olmasının bir sonucu. Ama ne hikmetse kışın soğukta doğal gazımız kesiliveriyor… O zamanda çok mu güçsüz oluyoruz acaba diyesi geliyor insanın.
Anlaşma imzalamaya gelen başkanlarını dostum arkadaşım diye sınıflamak ise bir devlet adamına yakışmamaktadır. Devlet adamı olmak şahsı tanışıklıklara prim vermemektir. Devletin çıkarları doğrultusunda hiç sevmediğiniz bir devlet adamı ile oturabilirsiniz. Mesela Davosda ki olaya kadar kim derdi SN. BŞABAKANLA İsrail’in arası kötü? Ama şu da unutulamasın devlet yönetmek ahbap çavuş ilişkisi ile olmaz.
İçerde aslan dışarıda kedi olmak ise ayrı bir ayıp tabi. Bir milletin acısını kanayan yarasını, başka milletlerin hesapları için gerekli olduğu için çözmeye çalışmak da yine büyük bir gaflettir.



25 yılını dolduran PKK’yı Kürt sorunu diye lanse etmek, Ortadoğu da var olan, Irakta, Suriye de, İran da, Türkiye deki bütün Kürtleri bunun içine katmaktan başka nedir? O zaman PKK’yı bu ülkeler mi besledi? Eğer besledilerse bu samimiyet bizi rahtsız ediyor. Biz boşuna İran’ı vurmayın diyoruz. Biz boşuna Suriye için İsrail’le konuşuyoruz. Boşuna ırak için uğraşıyoruz o zaman.
PKK Türkiye Cumhuriyeti’ ne karşı kurulmuş bir terör örgütüdür. Asala temelli olup ortak paydası TÜRK MİLLETİ düşmanlığı olan herkesin çatısı haline gelmiştir.
Destekçileri arasında milletvekilleri, bakanlar, avukatlar, doktorlar, öğretmenler, vip salonlarını kullanan iş adamları ve devlet kademesinde görevli bürokrat yok demesin kimse. Bütün bunlar varsa ortada bir ayrımcılık yok sadece TÜRK MİLLETİNE beslenen kin ve nefret vardır. Bu kin ve nefreti körükleyen ise TAYYİP beyin dediği gibi uygulanan yanlış politikalardır. Ama Tayyip bey politika yanlış diyor da bu yanlış politikacılar kimler hiç ışık vermiyor. Ama biz şöyle PKK’nın doğuşuyla mezuniyetine kadar geçen sürede en tepede kimler varmış bir bakalım. Kimler olduğunu görünce Tayyip beyin neden isim vermediğini daha iyi anlarsınız.

Yıl 1983 PKK ilk kanlı eylemini yapıyor ve deyim yerindeyse doğuyor. Yol kesmeler, köy baskınları, karakol baskınları ve bir sürü şehit Hükümet aradan yıllar geçiyor olayları çözemiyor. Ve PKK ile ateşkes anlaşması yapılıyor. PKK’lı teröristler ölmesin diye helikopterlerden un, yağ, şeker atılıyor. Peki kim o zaman iktidar. Tayyip beyin bilbordlarda yan yana durduğu Turgut ÖZAL yani anavatan partisi hem de tek başına gelmiş durumda iktidara. Aşağı yukarı PKK’nın 10 yılı en acımasız yıllar ve APO itinin adının bebek katiline çıktığı yıllar anavatan partisi ve Turgut Özal ile geçmiş. Ve PKK’nın biten son 7 yılı mezuniyete uzanan yıllar tekrardan diriliş kimin zamanına denk gelmiş, bütün Türkiye akan kanlardan kıpkırmızı olurken AK bir şekilde kalan AKP’ ye yani TAYYİP ERDOĞAN dönemine.

25 yılın 17 yılı böyle geçmiş, aradaki yıllar ise REFAH, ANAP, DSP, DYP, MHP partilerinin koalisyonlarıyla geçmiş. Konuşmalarına baktığımızda sanki dün direksiyon başına geçmiş sanacağınız TAYYİP beyin 7 yıldır yönettiği ülkeyi uçuruma doğru götürmesi büyük bir hatadır.
Ağzını her açmasında cumhuriyet kazanımlarını bir kenara bırakıp her şeyi ben yaptım diyen, TAYYİP bey, PKK konusunda siz yaptınız ben düzeltiyorum diyor. Keşke 7 yıldır ABD’nin Ortadoğu politikalarında boy göstereceğinize kendi içimizdeki sorunlara yönelseydiniz.
Ama her şeye rağmen senide anlamak istiyorum. Ne demişler doğduğun yer mi, doyduğun yer mi? SENDE HAKLISIN SENİ ANLAYAMADIK…


Ahmet YILMAZ.