Tohum toprakta, sevgi yürekte. Toprağın kucağında büyür, filiz olur çiçekler. Sonra; aşkın, sevginin, paylaşımın, dolu dolu yaşanan duyguların sembolü olur mis kokuları ile. Bazen elden ele sıcacık bir dokunuşla sunulur çiçekler. Bazen de gönülden gönüle açar, açar, açar. Sevgiyi çoğaltır, aşkı anlatır çiçekler.Türkülere söz, gözlere tatlı yaş olur. Bahar olur bir kadının saçlarında kimi zaman. Kimi zamansa, bir ressamın fırçasında dans eder, bir sevgiliye sunulmak üzere.
Aşkı, sevgiyi,saflığı yani ölümsüz duyguları insana yaşatan,söylerken bile insana huzur veren iki kelime. Çiçek ve kadın. Kırmızı bir güle doğru uzanan zarif kadın elleri. Hangi düşlerde kaybeder kendini bir bilseniz. Yumuşacık gül yapraklarına dokunduğunda ruhunun bir kadife gibi okşandığını hisseder. Mutluluğun kokusunu çeker içine, sindire sindire. Kadının dişiliğinde, kendisine bambaşka bir güzellik veren masumiyeti gizlidir aslında. Çiçeklerin anası olan toprağın yapısındaki doğallık gibi, duru bir su gibi.
Kadın bir çiçektir. Papatya kadar saf, gül kadar kokulu, menekşe kadar renkli. Hatırlanmak ister kadın. Değerli olduğunu bilmek, sevildiğini hissedebilmek için.İçten bir öpücük, tatlı bir çift söz, ya da sıcacık bir dokunuşla. Ama inanın (!) hiçbiri yürekten yüreğe sevgiyle sunulan tek bir çiçeğin yerini tutamaz. Duyguları çiçeklerle anlatmak: coşmakla, ağlamak arasında gizli bir duygudur kadında.Gözbebeklerinin mutluluktan kocaman olduğu ve gülümsemenin kendisine en çok yakıştığı andır bu an. İncelik bir kadınla yaşanır, çiçekte ise doya doya izlenir. Masumdur kadın beyaz bir gül gibi. Saf renginde bebek kokusuyla, katmer katmerdir şevkati yapraklarında. Henüz keşfedilmemiş, beyaz bir gül kadar masum kadın; aşk denilen tatlı belaya yakalandığı anda, kırmızı bir gül olur adeta.Ateşli bir sevdanın pençesinde, baş döndürücü kokusu ile açtıkça açar.Hep kırmızı bir gül
olarak kalacağını ümit ederek..Mor leylaklarda başka güzeldir kadın.Sevgisi ve anıları ile baş başa.Yorgun ama hala gözkamaştırıcı.
Kadın doğurgandır. Çiçek üretken. Doğurkanlık her kadının tatmak istediği özel bir duygudur.Çiçeğin temel görevi olan üretkenlik gibi.Yeni doğan bir bebek, dağlarda baharı müjdeleyen pembe beyaz çiğdemler gibidir.Çiçeklerin bal özünden bal yapan arılar, aşklarına şerbet tadı vermek isteyen,narin kadın edasındaki çiçeklerle nasıl sevişirler bir bilseniz.Kuşlar şahittir kelebeklerin baştan çıkmasına. Yıllanmış bir kadeh kırmızı şarabın içinde kokar ! kadın ve çiçek.Yudum yudum aldanırsınız tadına, rengine ve kokusuna.Her yudum içinizi yakar.Kokusunda ise, kara sevdanın tuzakları..Sürükler sizi uslu gecelere yavaşça.Büyülü bir aşkın içinde erirsiniz.Kadın; sevdiğiniz kadar kadın, koklayıp, koruduğunuz kadar çiçektir