http://img17.imageshack.us/img17/2354/suveydam1249615785.jpg Rabbini bilen Züleyha ilk dua olarak hemen oracıkta, Rabbim, gözlerimden bu acıyı kim silecek benim? Kim yıkayacak gözlerimin içini? Kim yıkayacak acılarla dolan kalbimi Hemen arkasından da, olsun,dedi. Rabbim, her şeye razıyım.

Bu konu 2886 kez görüntülendi 4 yorum aldı ...
AŞK-I HÜZÜN(Yusuf Ile Züleyha) 2886 Reviews

    Konuyu değerlendir: AŞK-I HÜZÜN(Yusuf Ile Züleyha)

    5 üzerinden | Toplam: 0 kişi oyladı ve 2886 kez incelendi.

  1. #1
    Züleyha" - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik Tarihi
    12.09.2009
    Mesajlar
    112
    Konular
    50
    Beğendikleri
    0
    Beğenileri
    0
    Tecrübe Puanı
    538
    @Züleyha"

    Standart AŞK-I HÜZÜN(Yusuf Ile Züleyha)



    Rabbini bilen Züleyha ilk dua olarak hemen oracıkta, Rabbim, gözlerimden bu acıyı kim silecek benim?

    Kim yıkayacak gözlerimin içini? Kim yıkayacak acılarla dolan kalbimi

    Hemen arkasından da, olsun,dedi.

    Rabbim, her şeye razıyım.

    Hepsine razıyım.


    Yeter ki aşktan azad etme kalbimi.

    Yeter ki göz yaşlarımın serininde yıka içimi.

    Göz yaşlarımı ve aşkımı alma, onlar bende kalsın.Bedel olsun.

    Ödül olsun.

    Bağış olsun.

    Yoksulluğum zenginliğim olsun.

    Aşkım yeter, muhabbet denizinin kıyıları ne denli sınırsızmış göreyim.

    Aşkım yeter varlığımın anlamı neymiş, çözeyim.

    Yeter aşkım,

    yeter ki aşkımın kalbime düştüğü yere kadar yükseleyim.

    Aşkım yeter, tenimin kafesiyle düştüğüm kuyudan aşkımın tüyleriyle yükseleyim.

    Aşkım yeter,tenimin beni hapsettiği zindandan aşkımın kanatlarıyla geçip gideyim.

    Aşkla var olduğum yerde yine aşkla yok olayım.

    Rabbim,acıya razıyım ama gözyaşım bende kalsın.Razıyım yoklukta var olayım.

    Yitirdikçe bulayım. Öldükçe doğayım.

    Canım çekildikçe aradan saf aşktan ibaret kalayım.

    Rabbim, çıkar aradan takılıp kaldığım tenimi,kaldır aradan saf aşkla aramdaki perdeleri.
    alinti


    Konu Bilgileri       Kaynak: www.azeribalasi.com

          Konu: AŞK-I HÜZÜN(Yusuf Ile Züleyha)

          Kategori: Makaleler,Köşe Yazıları

          Konuyu Baslatan: Züleyha"

          Cevaplar: 4

          Görüntüleme: 2886



    Çok zordu Yusuf'u görmeyen gözün Züleyha'yı anlaması. Çok kolaydı Yusuf'u görmeyen gözün Züleyha'yı kınaması

  2. #2
    Züleyha" - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik Tarihi
    12.09.2009
    Mesajlar
    112
    Konular
    50
    Beğendikleri
    0
    Beğenileri
    0
    Tecrübe Puanı
    538
    @Züleyha"

    Standart Züleyha'nın Yusufluğu

    Züleyha'nın Yusufluğu

    Kollukçular Yusuf'u alıp götürdükten ve hüzünlü gece Nil'in üzerinde bir ürperti gibi asılı kaldıktan sonra hiç uyumadan ertesi sabahı buldu

    Züleyha ama, hayatı her zamanki tadında bulmadı. İçten içe derin bir öfke önce, sonra nedeni belirsiz bir kendinden hoşnutsuzluk hali. Her zaman doğruyu gösteren yürekte istikamet tayini. Aşkını düşündü Züleyha, şimdiye kadar hiç düşünemediği hallerdeydi.

    Tapınaklarda genç rahiplerin buhur yakma görevini yerine getirmesinden bile erken saatte Züleyha ırmağa bakarak düşünmeye başladı. İlk kez Nil'in güllerinden yapılmaz tacını başına, yasemenden bileziğini ayağına takmamıştı. Züleyha ilk kez gece kadar sade sabah kadar yalındı.



    Yusuf,dedi Züleyha, sen benim, evvel düşen şehrimsin, ahir düşen şehrimsin. Ezel düşen şehrimsin, ebed düşen şehrimsin.

    Yusuf,dedi Züleyha; kalbim sen, benimsin yalnız benimsin,kalbin ben,seninim yalnızca seninim.

    Yusuf, dedi Züleyha, sen masumsun, sen de bilirsin, ben de bilirim. Şu dört duvar, şu sıkı sıkı kapalı kapı,döşemenin üzerinde ezilen sarı gülün yaprakları tanık ki suçun yok senin.

    Fakat güzelsin. Güzelliğin yoruyor beni, çünkü mümkünü var, suret kasrında bir suret değilsin.

    Suçlu değilsen de bana, beni suçlu kılacak kadar güzelsin. Mümkünü olan bir güzelliğin sahibiysen Yusuf, ve bu güzellik yoruyorsa beni, sen dünyanın en masum mücrimisin. Suçlu,suçunu her zaman bilerek işlemez Yusuf ve güzellik bazen suça dönüşür.

    Yaratılmışların en güzeli karşısında,ruhum kadar bedenim,kalbim kadar kalbimden çıkıp da bütün bedenimi deveran eden kanım ve damarlarım,ve bütün zerrelerim akıyorsa sana, ben de dünyanın en mücrim masumu değil miyim?

    Çünkü, dedi Züleyha, güzelliğin bir derin kuyu senin. Bir düşenin kurtuluşu kolay olmaz.Ne mutlu kalbine sen düşene,ve ne mutlu senin kalbine düşene.

    Tufandan kurtulmak için kendi derinliğine akan bir ırmak gibi; akmasam sana ölürdüm Yusuf, aktım, yine öldüm. Kendi ölümümün şeklini seçmem özgürlüğümse susarak ölmeyi değil,söyleyerek ölmeyi seçtim. Tortulanarak ve bulanarak değil,taşarak ve coşarak ölmeyi istedim. Hükmümün Yusuf olduğu yerde ölümlü olduğumu bildim.

    Ve yine dirilecek olmamın emniyetiyle ölümlü oluşumu çok sevdim.

    Yusuf,dedi Züleyha, bütün bir hayat, kınanma, horlanma, yitirme,her şey kalbimin üzerinden geçecek ve ben kalbimin altında kalacağım.

    Bana dair ve bana rağmen var olan bir dünyada büyüklüğü,yitirdiklerinin çokluğuyla ölçülen bir Züleyha kalbi olacağım.
    Senin zindan karanlığın benim özgür aydınlığıma denk düşecek, o kadar ki karanlık olacağım Sancıyla elimi attığım fundalıklar mavi çiçeklere dönüşmedi henüz, ama aslolan kalp olacak ve hayatı sonradan bulacağım.


    Yusuf,dedi Züleyha, aşk zorlu bir sınav,ben bu sınavı en baştan ve gönüllü mü kaybettim?

    Hayır işte!

    Yitirmiş görünsem de kazancımsın sen benim. Ve şer gibi görünsem de göreceksin,yitirdiğin ne varsa benim sana açtığım kuyuda,hayrın olacağım sonunda.

    Yusuf,dedi Züleyha, sana, gel kaderim ol, demem. O kadar ki, güldeki sevda, çöldeki ateş, denizdeki su kadar kadersin bana.

    Bak alnına, iki kaşının ortasına. Orada benim mührüm var. Alnımın yazısı olduğun kadar, alnına da yazıyım.

    Değil mi ki sen Yusuf güzelisin, gömleğin çoktan yırtık senin.

    Ve değil mi ki ben tecelli etmesem eksik kalır sana dair kader.

    "Senin kaderin benim tecellim.", kaderimde zindan varsa,

    Yusufluğum su götürmez benim.
    alinti


    Çok zordu Yusuf'u görmeyen gözün Züleyha'yı anlaması. Çok kolaydı Yusuf'u görmeyen gözün Züleyha'yı kınaması

  3. #3
    Züleyha" - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik Tarihi
    12.09.2009
    Mesajlar
    112
    Konular
    50
    Beğendikleri
    0
    Beğenileri
    0
    Tecrübe Puanı
    538
    @Züleyha"

    Standart Elest meclisinde allaha söz veren ruhlara ..

    ELEST MECLİSİNDE ALLAHA SÖZ VEREN RUHLARA ...


    Züleyha, kalbi acının anlamına dair sınırlarda dolaşmaya başlayınca Yusuf’a bir mektup yazmaya karar verdi. içindeki hallere tercüman olacak sözcükleri bulup da yusuf’ a göstermek istedi. Dedi, her vasfın karşılığı bir sözcük var nasılsa. Bende halimi arz edeyim sözcüklerle Yusuf’uma.
    Papirüsten ezilmiş kağıdı, sivri kalemi aldı eline.
    Yusuf diye yazdı, namenin en başına, sayfanın tam ortasına.
    İçinden binlerce Yusuf ses verdi.
    Ey içimdeki yıldızlar mütercimi, ölü olmayan kuşlarım benim
    Mısır’ın ruhuna mürekkebinin kokusunu uçuran Yusuf’um.
    Nil sularına dökülmüş kandillerin aydınlığı
    Gizli bahçelerden geçen yeşillerin ıslak çoğulluğu.
    Konuşan ağacım bana, konuşan ırmağım benim.
    Işıklı yağmurum.
    Gözlerimle gören ey, gözleriyle gördüğüm.
    alinti



    Çok zordu Yusuf'u görmeyen gözün Züleyha'yı anlaması. Çok kolaydı Yusuf'u görmeyen gözün Züleyha'yı kınaması

  4. #4
    Züleyha" - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik Tarihi
    12.09.2009
    Mesajlar
    112
    Konular
    50
    Beğendikleri
    0
    Beğenileri
    0
    Tecrübe Puanı
    538
    @Züleyha"

    Standart Ask-i Hüzün

    Uyan kursağından Yusuf;uyan…
    Geçmiş bimarım, rahnem uyan…
    Çığlıksız şaha vuran,düşlerimden nehlendiremediğim…
    Dilimde patlıyor narın,yan…
    Yusuf dedi züleyha, namenin tam ortasına, sayfanın başına.


    İçinden bin Yusuf daha ses verdi.
    En derin kuyusunda kaybolduğum ey,
    Nil’in sesi geliyor, gelsin, sesim nil’e gitmiyor gitmesin.
    Sesi bana gelmeyen, sesim ona gitmeyen ey.


    Ukba zamanlardan inme az’ında telaşlı ısmarlanırım Yusuf yanıma…
    Her yanım biraz…Her yanım birazar sus kadar…
    Hoyrat kaderin kederinde kulaçlanırım…
    Dönüpte yüz döktüğüm kuyularına, sahra yanımla kundaklandım…




    Züleyha sayfanın ortasından devam etti, Yusuf, dedi.
    Ey kalbimle seven
    Ey kalbiyle sevdiğim.
    Muhabbeti kolay giyilir libas olmayan,
    Vahayı terk edip çölün rahmetine düşen defterim,
    Yitik tahtına gönlünce kurulan çöl misillemesi sevdiceğim,
    Dağ lalesi,Çöl çiçeği
    Ah benim yitik ezel gülü vasfınca sahiplendiğim, ah beni ezel gülü vasfınca sahiplenip de sahiplendiğini henüz bilmeyen sevgilim,


    Ey nur kokulu sevgili…!
    Eylül çölüne soyundu baskın avazlarım…
    Az’ınlık yanıma dayatırım, yaşam arası gevelenen mülteci Yusuf savaşımı…
    Kuyularda leyl esen Yusuf yüzüne açtım pencerelerimi…
    Zihnimin kursağına açık bırakırım, çekilmiş soluğumu…
    Kabzeliğine cür’etim içimin şulesinden…
    Kuyularına yedi-i idam perdedar eyler semm övgüleri…
    Gözlerin feri kurban ağıtlara…
    Dönüpde kuyulara bir dem vurdum yüzümü…İmge lal eserim esaretliğime…


    Ah benim! Ah benim!
    Ey adı gelecek zamanların ve mekanların insanlarına adımla bile kalacak olan,
    Ey adım adıyla bile yazılacak olan
    Sularıma dökülen karanlık, yoklarımı örten aydınlık
    Tezatlarım benim , benim tekrirlerim
    Ama muhabbetinden asla rücu etmediğim
    Gün geçtikçe çoğalan benzetmelerim,
    Sözcüklerim, lügatim, lisan hacmimce vasıflandırdığım vasfım
    Yusuf dedi Züleyha, sayfanın ortasına. Hala hitaptaydı kalemi, bir satır ileri geçemedi.



    Leyl-i gecelere kuyu uğultusunda esen terk-i yar Yusuf…
    Uğultularına Züleyha avazı varırımMusalla taşına ağır yatar ruhum…
    Akşam alacasına çengellenir, çarmığa gerilen kangren başım…
    Dönüpte kalma Yusuf, dönüpte kalma içine bükülen Züleyha alacasında…
    Söylemlerim paslı pranga dilime…
    Bakıpta, susupta görme kıble sabahlara açan yediverenlerimin devrilişini…
    Us’uma sekr’i koyulur göçüm…
    Leyl_i yanım;uzak dur keskinliği rahne virajlardan…
    Kahbe suallerin dinmeyen serzenişlerinde tutuşan hasretler,
    yazgımın bitim fermanına felç indiriyor…
    Yakup figanında sarıyorum…
    Kuyu diplerinde içimin dokunulmazlına uzlet kılınan devirlerimi…
    Gittim kaldığım yerlerde anımsanarak…
    Kaldım gittiğin kadar azımsanarak…
    Penceremin nispet-i in’kas yüz’üme Yusuf düşen leyl-i yar…



    Bir satır ileri geçsem hitaptan, dedi, yanacağım. Ses verdi içinden bir ses: yan o zaman, yan o zaman!
    Züleyha devam etti:

    Ah benim yusuf’ um , ah benim, ahsenim, dedi, başka bir şey diyemedi.


    Sus Yusuf bakışlım sus…Pustum Yakup karanlığına…
    Züleyha olmak yetmedi özüme, Yakup sardım ben’liğime…
    Elest meclisinde söz verdim…Yusuf’luğuma astım ruhumu…
    O vakte kadar susacak özüm…
    Gönül derler ser-i kuyunda bir divanemiz kaldı…Yusuf…


    Züleyha Yusuf’a bir mektup yazmaya başlayınca. Yusuf diye başladı, Yusuf diye bitirdi.gördü ki hitaptan öteye geçemedi. Anladı ki aşkın namesinde ser-nameden öte kelam yok.ve züleyha’ nın lügatinde Yusuf’tan öte sözcük yok.
    Yusuf, dedi, kelamım artık sende hükümsüz. Ama kelamımın hükümsüz kaldığı bu yerde beni küçümseme. Bil ki kelamdan da ötede sadece ah var, ah ki dünya onun üzerine durur, gök kubbe onun hararetiyle döner.

    -alnımın yazısı olduğun kadar alnının da yazısıyım
    alinti




    Çok zordu Yusuf'u görmeyen gözün Züleyha'yı anlaması. Çok kolaydı Yusuf'u görmeyen gözün Züleyha'yı kınaması

  5. #5
    Kader - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik Tarihi
    30.08.2008
    Mesajlar
    1.653
    Konular
    1155
    Beğendikleri
    0
    Beğenileri
    2
    Tecrübe Puanı
    1171
    @Kader

    Standart

    Cok güzel ve degerli bir paylasim,Züleyhanin lugatinda Yusuf diye baslayip yusuf ile noktalanan bir ask ve ilahi aska götüren bir yol misali... emegine saglik Züleyha

Etiketler

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajinizi Degistirme Yetkiniz Yok
  •  

Giriş

Giriş