İzmir'in Kurtuluşu, Kurtuluş Savaşı'nın sonlarında Türk ordusunun Yunan işgali altındaki İzmir'e girmesini belirten tarih terimidir. 26 Ağustos 1922'de başlatılan Büyük Taarruz sonucunda Yunan ordusunu dağıtan Türk ordusu, peşine düştüğü Yunanlıları kovalayarak 9 Eylül 1922 sabahı kente girdi ve 3 yılı aşkın süredir işgal altında olan İzmir'i kurtardı. böylece Türk ordusu Yunan ordularını yurttan atmış oldu.Sonradan 9 Eylül günü, "İzmir'in Kurtuluş Bayramı" ilan edildi. Kurtuluş

Bu konu 2255 kez görüntülendi 0 yorum aldı ...
İzmir'in Kurtuluşu 2255 Reviews

    Konuyu değerlendir: İzmir'in Kurtuluşu

    5 üzerinden | Toplam: 0 kişi oyladı ve 2255 kez incelendi.

  1. #1
    GARAGIZ - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik Tarihi
    31.07.2008
    Mesajlar
    2.041
    Konular
    545
    Beğendikleri
    0
    Beğenileri
    0
    Tecrübe Puanı
    674
    @GARAGIZ

    Standart İzmir'in Kurtuluşu

    İzmir'in Kurtuluşu,

    Kurtuluş Savaşı'nın sonlarında Türk ordusunun Yunan işgali altındaki İzmir'e girmesini belirten tarih terimidir.

    26 Ağustos 1922'de başlatılan Büyük Taarruz sonucunda Yunan ordusunu dağıtan Türk ordusu, peşine düştüğü Yunanlıları kovalayarak 9 Eylül 1922 sabahı kente girdi ve 3 yılı aşkın süredir işgal altında olan İzmir'i kurtardı. böylece Türk ordusu Yunan ordularını yurttan atmış oldu.Sonradan 9 Eylül günü, "İzmir'in Kurtuluş Bayramı" ilan edildi.

    Kurtuluş Savaşı ve Büyük Taarruz [değiştir]I. Dünya Savaşı sonunda, İtilâf Devletleri, Osmanlı Devleti ile 30 Ekim 1918'de Mondros Ateşkes Antlaşması'nı imzaladılar ve bu anlaşmaya dayanarak Anadolu'yu işgale başladılar. Türk milleti işgal hareketleri karşısında vatanını kurtarmak için 1919 yılında yer yer direniş hareketlerini başlattı. Bu hareketler, 19 Mayıs 1919 tarihinde Mustafa Kemal Paşa’nın Samsun’a ayak basmasıyla kısa sürede merkezi bir nitelik kazandı.

    Bu süreçte arka arkaya kazanılan 1. İnönü Muharebesi, 2. İnönü Muharebesi, Dumlupınar Muharebesi ve Sakarya Meydan Muharebesi ile Türk yurdunun kurtarılması yolunda önemli adımlar atıldı. 26 Ağustos 1922 sabahı dikkat ve titizlikle hazırlanan taarruz planı uygulamaya konuldu. 26-30 Ağustos 1922’de yapılan Büyük Taarruz, Kurtuluş Savaşı'nın son safhasıdır. 30 Ağustos “Başkomutanlık Meydan Muharebesi” nde bir gün içinde Yunan ordusunun en önemli bölümü etkisiz hale getirildi. Böylece kesin sonuç beş gün içinde elde edilmiş ve hazırlanan plan tam bir başarıyla uygulanmış oldu.

    Yunanlılar'ın İzmir'e Çekilişi [değiştir]31 Ağustos günü Başkomutan Mustafa Kemal Paşa, Genelkurmay Başkanı Fevzi Çakmak, Batı Cephesi Komutanı İsmet İnönü ordu komutanları Yakup Şevki Subaşı ve Sakallı Nurettin Paşaları karargahını kurduğu Çalköy’ünde toplayarak, kaçabilen Yunan kuvvetlerinin hızla takip edilmesini ve İzmir ile dolaylarındaki kuvvetleriyle birleşmemesi için üç koldan Ege’ye doğru ilerlenmesini doğru bulduğunu belirtti.

    Türk Orduları'nın İzmir'e Girişi [değiştir]1 Eylül’de Başkomutan Mustafa Kemal Paşa ordulara bir bildiri yayımlayarak şu tarihi emrini verdi: “Bütün arkadaşlarımın Anadolu'da daha başka meydan muharebeleri verileceğini göz önüne alarak ilerlemesini ve herkesin akıl gücünü, yiğitlik ve yurtseverlik kaynaklarını yarışırcasına esirgemeden vermeye devam eylemesini isterim. Ordular ilk hedefiniz Akdeniz'dir. İleri!”. Böylece Yunan ordularının akıbeti de belirlenmiş oldu. Çalköy’de verilen bu tarihi emir üzerine İzmir’de “Akdeniz”i, Mudanya’da “Marmara” yı görmek için 8-9 günlük bir zaman kâfi gelecekti.

    31 Ağustos’ta başlayan amansız takip sonunda Türk kuvvetleri 2 Eylül’de yıkıntılar haline gelmiş Uşak’a girdi. Burada Yunan Ordusu Başkomutanı General Trikopis tutsak edildi.

    Takip Harekâtı insan üstü bir hızla ilerledi. Türk askeri dinlenmek ve uyumak istemiyordu. Çünkü kurtardığı her kasabanın, köyün, şehrin Yunanlılar tarafından yakıldığını, bölgedeki Türklerin de acımasızca katledildiğini görmekteydi.


    9 Eylül 1922 Günü İzmir Vilayet Konağı Balkonundaki Direğe Türk Bayrağı’nın Çekilişi9 Eylül günü 1 nci Kolordu Kemalpaşa’ya, 2 nci Kolordu Manisa’ya, 4 ncü Kolordu Turgutlu’ya ulaştı. Kuzeyde Kazancıbayırı’nda Yunan mevzilerine taarruz eden 3 ncü Kolordu ise Yunan ordusunu püskürterek Bursa’ya ilerledi.

    Mirliva Mürsel Bakü Paşa komutasındaki Birinci Süvari Tümeni, üç yılı aşkın süredir yas çeken İzmir halkının sevinç göz yaşları arasında 9 Eylül 1922 sabahı İzmir’e girdi.

    Süvariler, İzmir’e girerken birkaç yerde hafif ateşle karşılaşmaktan başka bir olay olmadı, Kordonboyu’ndan geçerken bir İngiliz müfrezesi tarafından selamlandı. 15 Eylül 1918'de Bakü'de Osmanlı sancağını göndere çeken Mürsel Bakü Paşa, 4 sene sonra İzmir'de Türk bayrağını Hükümet Konağına ve Kadifekale’ye çekti.

    Bir hafta önce Dumlupınar Meydan Muharebesindeki başarısından dolayı TBMM tarafından Mirliva rütbesi verilen Birinci Süvari Tümeni Komutanı Mürsel Bakü Paşa bir Fransız harp gemisi telsizi vasıtasıyla, İzmir’e girildiğini Ankara’da TBMM riyasetine bildirdi. İzmir’de Türk halkının sevinci o denli büyüktü ki askerler çiçek yağmuru altında kaldı.

    Mustafa Kemal Atatürk'ün ordulara mesajı [değiştir]Başkomutan İzmir’in alınışı dolayısıyla ordulara şu tarihi mesajını yayınladı:

    ...“İlk verdiğim Akdeniz hedefine varmakta orduların gösterdiği gayret ve fedakarlığı hürmet ve takdirle anarım. Elde edilen büyük muzafferiyetin yapıcısı olan kıymetli arkadaşlarıma en içten teşekkür ve tebriklerimi bildiririm. Orduların bundan sonra verilecek hedeflerin alınmasında da aynı fedakârlık yarışmasını göstereceklerine inancım vardır ve hep tam olacaktır”.








    Başkomutan Mustafa Kemal Paşa, yanında Genelkurmay Başkanı Fevzi Çakmak ve Yaveri Salih Bozok ile birlikte İzmir’e geliyor. (10 Eylül 1922)
    9 Eylül günü 3 ncü Kolordumuz Bursa’yı savunan Yunan birliklerini geri atarak şehri kurtardı. Türk Ordusu’nun İzmir ve Bursa’yı alması üzerine Mustafa Kemal Paşa, millete bir beyanname yayınladı. Torbalı ve Menderes Vadisi’nden çekilen Yunan birlikleri, Seydiköy civarında kısa bir çarpışmadan sonra süvarilerimiz tarafından esir alındı. 9 Eylül günü; Menemen yakılmadan kurtarıldı, Seydiköy Türk kuvvetlerinin eline geçti. Akıl almaz bir hızla ilerleyen piyade birlikleri de bir gün sonra Başkomutan ile birlikte İzmir’e gelmişti.

    İzmir'in Kurtuluşundan sonrası [değiştir]18 Eylül 1922 tarihine kadar yapılan Takip Harekâtı ile bütün Batı Anadolu’daki Yunan askerleri sınırların dışına çıkarıldı.

    15 Mayıs 1919’da İzmir’e çıkıp, Anadolu’nun hemen yarısını istila ederek, burada Yunan Asya İmparatorluğu’nu kurmak rüyasıyla üç seneyi aşkın bir süre içinde Türk topraklarına saldıran Yunan orduları, nihayet 18 Eylül 1922 gününde tek bir er kalmamak suretiyle ülkenin bu bölgesinden tamamen temizlenmiş oldu.

    Takip harekâtının başarı ile sonuçlanması yalnız Batı Anadolu’yu Yunanlılardan temizlemekten ibaret değildir. Türk ordusunun yaptığı bu harekât ile, İzmit bölgesinden İstanbul Boğazı’na, Balıkesir bölgesinden Çanakkale Boğazı’na kadar hayati önem taşıyan diğer stratejik hedefler de büyük bir ustalıkla İtilaf Devletleri’nin işgalinden, olaysız olarak ve barış yoluyla kurtarıldı.

    Türk Ordusunun kazandığı bu zafer, Mudanya Ateşkes Antlaşması’na giden süreci başlattı. Türkiye, Mudanya Ateşkes Antlaşması’ndan sonra 24 Temmuz 1923’te Lozan Barış Antlaşması’nı imzaladı. Böylece Türk milleti, varlığını bütün dünyaya kabul ettirmiş, Türk devleti de tam bağımsızlığını kazanmış oldu.

    İzmir'de düşman bayrağına saygı [değiştir]Mustafa Kemal, aynı gün öğleden sonra bir atın kuyruğuna bağlanmış yerde sürüyen Yunan bayrağını görünce "Bayrağı ters taşıyabilirler fakat; yerde süründürmesinler, bu bizim adetlerimize yakışmaz" diye haber gönderir ve bayrak atın kuyruğundan kaldırılır.

    Daha sonra Mustafa Kemal yanına yazar Ruşen Eşref'i ve yaverlerini alarak otomobiline biner, biri otomobilinin önünde diğeri arkasında yer alan iki kısraklı süvari bölüğünün arasında, Konak Meydanı'ndan Karşıyaka'da onu konuk etmek için hazırlanmış eve gitmek üzere ayrılır.

    Karşıyaka'daki kalacağı eve geldiğinde evin mermer taraçasına çıktıktan sonra kapının önüne ipek bir Yunan bayrağı serilmiştir. Üzerine basılacak bir yol halısı gibi yayılmıştır. Kadın ve erkek orada bulunan İzmirliler:

    "Buyurunuz geçiniz.... Bizim öcümüzü yerine getiriniz. Yabancı kral bu evden içeri, bizim bayrağımıza basarak girmişti. Siz lütfedin, bu karşılıkla o lekeyi silin! Burası sizin şehrinizdir. Bu ev sizin evinizdir. Bu hak sizindir"diye yalvarıyorlardı. Mustafa Kemal yerde serili bayrağın önünde durur, ağlayarak yalvaran kadın ve erkeklere tatlılıkla bakarak;

    "O geçmişte kötü etmiş. Bir milletin istiklalini temsil eden bayrak çiğnenmez. Ben onun hatasını tekrar edemem"der. Bayrağı kaldırtır ve bembeyaz mermerlere basarak içeri girer. Ruşen Eşref Ünaydın "İşte sen İzmir'e ilk gün zaferinle böyle girdin"der.


    Konu Bilgileri       Kaynak: www.azeribalasi.com

          Konu: İzmir'in Kurtuluşu

          Kategori: Tarih

          Konuyu Baslatan: GARAGIZ

          Cevaplar: 0

          Görüntüleme: 2255


Etiketler

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajinizi Degistirme Yetkiniz Yok
  •  

Giriş

Giriş