TASAVVUF PSİKOLOJİSİ:
Ruhun Bilimi
TPD Hakkında
Tasavvuf Psikolojisi
Tasavvuf Psikoterapisi
Temerküz
Konferanslar
İnzivalar
TSP Dergisi
Tasavvuf: Ruhun Bilimi
Tasavvufta temel düşünce, bir tohumun bütün ağaç olma bilgisini içerdiği gibi, her bir varlık varlığıyla ilgi bütün bilgileri kendi içinde taşır. Her varlık komplike bir kitaptır ve bu kitap ancak bu varlığın kendisi tarafından okunabilir. Bu bilgiye ulaşmak, yani bu kitabı okumak, Tasavvufun amacıdır. Hepimiz, farkında olalım ya da olmayalım, bu kitabı açıp kendi deruni bilgimize ulaşmaya çalışırız. Bazen sessiz sedasız bazen beklenmedik olaylar yoluyla hepimiz bunu yapmaya davet edilriz. Hazreti Pir, bu durumu İnsalığın Sırı adlı yapıtının girişinde bu durumu şöyle ifade eder:
Açık ve içten bir zihinle herkes Ariflerin(Sufi Üstadların) öüreti ve onların bilgiyi arama sonucunda elde ettiklerine yönelmesi durumunda, Arifler zaman ve mekanı aşan bir gerçeğe insanları davet ettikleri açıkça ortaya çıkar. Yani Arifler bize, bizi doğa ve fiziksel varoluşun bağlarından kurtaracak gerçeğe yönelmemiz için gereken yolu gösterirler. Dolayısıyla Arfilere ait mesajın özü, her insanın şahsi tecrube ve deruni keşifle kendi varlığının gerçeğini tanıma ve onu oluşturma kudretine sahiptir. Peygamber Hazreti Muhammed'in söylediği gibi "Kendi öz benliğini tanıyan Allah'ı tanımış olur."
Professör Angha, nihai amacı Allah'ın tanınması ve gerçek benlik olan "ben" olarak ifade edilen sürekli var olan, ilahi ve müşfik olan varlığı dışında herşeyin ordan kaldırılması olarak ifade eder.
Ben sürekli ve değişmeyendir. "Ben" bağımlı veya değişime ya da mekana bağlı değildir. Her benlik "Ben" benin kısa süreli de olsa dışa vurumuna şahit olur. Her bir kişinin kişiliği "Ben" içinde yönünü bulur ve ne zaman ki kişi bu tanıma yayılır o zaman kişi benlik konusundaki gerçek bilgiye ulaşır ve ölüm karşısında barınak bulmuş olur. "Ben" Allah'ın Adem'e can vermek için ona üflediği ilahi ilham dolu nefesin ta kendisidir. Bu ruhani ilham bir kere sadece olup bitmez aksine "benliğin" ilahi durumda yaşayabilmesi bedende yaşam olağı sağlayan sürekli ve aralıksızdır.
Tasavvuf psikolojisi işte bu "ben"in keşfi ve onun gelişimi üzerinde durur.
Sembolik olarak, "Ben"in keşfi amacı şiirsel bir biçimde güvenin alev içinde yok olması, ilahi sevgili ile birliktelik, ya da bir damlanın denizin var oluşu içinde bir damla olması gibi çeşitli formlarda dile getirilmiştir. Amaç "ölüm" gibi gürülebilir. Ancak bu fiziksel ölümden tamamıyla farklıdır. Güve alev ile tamamiyle yekpare olur. Aşık maşukla birlikteliği içinde yok olur. Damla okyanusun derinliklerinde artık kendi sınırlarını kaybeder.
Küçük bir damlanın denizin ucsuz buçaksız hacmiyle bir olması Tasavvuf edebiyatında sürekli tekrar edilen bir benzetmedir. Rumi'nin deyişiyle "Damlanın dünya gürüşü ne olursa olsun deniz deniz olarak kalacaktır." Bu ifade Tasavvuf Psikolojinin amacı güçlü bir biçimde sembolize eder. Gerçekten bireyin özgür olmasının tek yolu bütün dünyevi bağlardan kendini azat etmesinde yatar. Yalnızca benliği eriterek kişi gerçek benlik olan "Ben"i keşfeder.
Zikirde -- Tasavvuf alanında Hazreti Şah Maksud, söyle yazar:
Damla denizin varoluşu içinde varlığı sona erdiğinde damla kaybolur,
ancak deniz olarak var olmaya devam eder
Yok olduğundaö artık edebiyete kadar var olmaya devam eder.
Okyanusun derinliklerinde yoktur artık damlanın hiçbir sonırı.
Ayrılma bilinmez orda, dostum,
Dön sırtını sınırlı benlikten.
Deniz sınırsız sayıdaki damladan oluşur,
Damla ve deniz, su olarak adlandırıldığı gibi
Öyleyse fark et varoluşun sırrını.