http://www.biyotarih.com/wp-content/uploads/2008/04/turk_bayragi.jpg Türklerin ilk kullandıkları bayrağın rengi ve sekli hakkında kesin bir malumat yoktur. Ancak Orta Asya tarihi hakkındaki bilgilere dayanarak İslamiyet’ten önceki Türklerde Tuğ adı verilen bayrak veya sembollerin kullanıldığı bir gerçektir. Siyahtan kırmızıya kadar; mavi, sarı, yeşil, beyaz gibi çeşitli renklerde semboller kullanmış olan eski Türkler, bir mızrağın ucuna bağladıkları, umumiyetle ipekten yapılmış bu alametlere

Bu konu 11332 kez görüntülendi 7 yorum aldı ...
Tarihteki Türk Devletleri Türk Bayrakları 11332 Reviews

    Konuyu değerlendir: Tarihteki Türk Devletleri Türk Bayrakları

    5 üzerinden | Toplam: 0 kişi oyladı ve 11332 kez incelendi.

  1. #1
    Dygsuz - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik Tarihi
    30.07.2008
    Mesajlar
    10.793
    Konular
    3263
    Beğendikleri
    0
    Beğenileri
    3
    Tecrübe Puanı
    1050
    @Dygsuz

    Standart Tarihteki Türk Devletleri Türk Bayrakları

    Türklerin ilk kullandıkları bayrağın rengi ve sekli hakkında kesin bir malumat yoktur. Ancak Orta Asya tarihi hakkındaki bilgilere dayanarak İslamiyet’ten önceki Türklerde Tuğ adı verilen bayrak veya sembollerin kullanıldığı bir gerçektir. Siyahtan kırmızıya kadar; mavi, sarı, yeşil, beyaz gibi çeşitli renklerde semboller kullanmış olan eski Türkler, bir mızrağın ucuna bağladıkları, umumiyetle ipekten yapılmış bu alametlere batrak, badruk, bayrak gibi isimler verdiler. Dokuzuncu asırdan itibaren kitleler halinde Müslümanlığı kabul eden Türkler de çeşitli bayraklar kullandılar. Bu bayraktaki en büyük özellik, İslami motif ve unsurların ön plana geçmesiyle birlikte, milli motif ve sembollere de yer verilmesi idi. İlk Müslüman Türk devletlerinden olan Gazneliler’in bayraklarında, yeşil zemin üzerinde beyaz hilal ve kuş resimleri vardı. Karahanlılar’ın bayraklarında al renk üzerinde dokuz tuğ resmi bulunuyordu. Diğer Müslüman Türk devletleri de çeşitli renk ve şekilde bayraklar kullandılar. Büyük Selçuklu Devleti’nin ilk yıllarında mavi zemin üstüne beyaz çift kartal sembolü ve siyah çizgili gerilmiş yay ve ok resimleri varken, daha sonra siyah renkli bayrak kullandılar. Bu bayrak Anadolu Selçukluları tarafından da benimsenmişti. Selçuklularda hanedan rengi olarak kabul edilen al renkli bayraklar da vardı. Haçlı seferlerine göğüs geren Selahaddîn-I Eyyübi’nin bayrağı sarı renkli olup, üzerinde hilal bulunuyordu. Bu şekil hem bu devletin bayrağı, hem de Avrupalılar tarafından İslamiyet’in sembolü olarak kabul edilmiştir.

    Osmanlılar zamanında da çeşitli renk ve şekillerde bayraklar kullanıldı. Osmanlılarda bayrak; padişahı, dolayısıyla devleti temsil ederdi. Zira padişah, devleti temsil etmekteydi. Padişah bayrak ve sancaklarını, Emir-i Âlem denilen pasa ile bunun maiyetindeki saltanat sancaklarıyla mehterhane takımını ihtiva eden bölükler taşırdı. Ayrıca her ocağın, her birliğin hatta her ortanın (taburun) ayrı sancağı vardı. Sancaklar da çeşitli renklerde kullanılmıştır. Yeşil ve kırmızı renklerin hakim olduğu bayrak ve sancaklarda, Osmanoğullarının hanedan rengi kırmızı daha doğrusu al idi. Al renk, doğrudan doğruya Osmanoğullarını işaret ederdi. Sultanlar yani padişah kızları bile beyaz renkte değil al renkte gelinlik giyerlerdi. Padişahın yorganı, çarşafı, yastığı al renkteydi. Al renk esasında Selçuklularda da hanedan rengi olarak kabul ediliyordu. Osmanoğulları, Selçukoğullarının meşru varisleri olarak bu rengi devralmışlardır. Bu husus al renge tamamen bir milli karakter vermiştir ki, bugün de devam etmektedir. Selçuklularda bu rengi selefleri olan Karahanlılardan almışlardı. Kırmızıyı süsleyen ayin menşei ise destanlar dönemine kadar dayanır. Yıldız ise daha sonraki devirlerde konulmuştur.

    Osmanlıların ilk bayrağı, Anadolu Selçuklu hükümdarı Gıyaseddin Mes’üd tarafından Osman Bey’e gönderilen hediyeler arasındaki beyaz renkli bayrak idi. On dördüncü asırdan itibaren çeşitli renk ve şekilde bayraklar kullanıldı. Kamüs-ül-a’lam’da bildirildiğine göre, Osmanlı sancağının rengini ve (bugünkü ayyildızlı Türk bayrağının) seklini tayin eden, sultan birinci Murad ve Yıldırım Bayezîd devirlerinde yaşayan Tîmürtas Paşa’dır. Bu asırda Osmanlı donanmasında ve azap kıtalarında kırmızı; yeniçeri kıt’alarında beyaz bayraklar kullanıldığı, Fatih Sultan Mehmet’in muasırı olan tarihçi Türsün Bey’in ifadelerinden anlaşılmaktadır. On beşinci asırda Osmanlıların kırmızı bayraklar kullandıkları, Asıkpasazade’nin Alaşehir’de dokunan bir nevi al kumaştan bayrak ve hil’at yapıldığı hakkındaki kaydında yer almaktadır. Muhtelif kaynakların incelenmesinden anlaşıldığına göre, Osmanlılar kuruluştan İtibaren diğer İslam ve Türk devletlerinde olduğu gibi, çeşitli bayraklar kullandılar. On beşinci asırda padişaha ait sancaklardan başka çeşitli askeri birliklere ve büyük devlet adamlarına, beylerbeyi, sancakbeyi, donanma kumandanı ve reisleriyle azap ocaklarına ve ticaret gemilerine mahsus türlü renklerde bayrak ve sancaklar vardı. Bu bayrakların ve sancakların üzerinde muhtelif sekil ve yazılar bulunurdu. Yeniçeri ocağının muhtelif ortalarının (tabur) kendileri ne mahsus nişanları vardı. Kışlaların kapılarına asılan ortaların bayraklarına bu alametler nakşedilirdi. Bu asırda yeniçerilere ak, sipahilere kırmızı, silahdar bölüğüne san, orta ve aşağı bölüklere alaca renkli olarak verilen bayraklar bu birliklere verilen sancak mahiyetinde idi. Çünkü Osman Gazi’den İtibaren Kanuni Devri de dahil olmak üzere padişahlara mahsus olan bayrak beyaz renkli idi. Yavuz Sultan Selim’in Çaldıran ve Mısır seferlerinde, otağının önüne hakimiyet alameti olan beyaz ve kırmızı renkli bayraklar dikilmişti. Ayrıca Yavuz Sultan Selim zamanında, bugün Topkapı Sarayı mukaddes emanetler dairesinde bulunan, Peygamber Efendimize ait olan Sancak-ı Şerif Osmanlılara geçti. Asırlardır muhafaza edilen Sancak-i Şerif kılıf içinde bulundurulur, asla açılmazdı. Sefer-i hümayunlarda padişahlar beraberlerinde götürürlerdi. Halifelik alametlerinden biri olan Sancak-ı Şerif, devleti son derece tehdit eden hallerde ve isyanlarda padişahîn emriyle çıkarılır, millet, asilere karşı Sancak-ı Şerif’in altında toplanmaya çağrılırdı. Bu suretle millet birlik içinde hareket ederek isyanı bastırırdı.

    Yavuz Sultan Selim zamanında Çaldıran seferinde ilk defa olarak kullanılan yeşil renkli bayrak, bu devirden sonra da hemen her zaman sık sık kullanılmıştır. Osmanlılar; hilafete de sahip olduklarını göstermek için kullandıkları yeşil renkli sancak, Barbaros Hayreddîn Pasa ve Utul Ali Reis’in donanmalarında da kullanıldı Sultan I. Mahmut devrinde donanma bayrağı olarak kabul edildi.

    Kanuni Sultan Süleyman devrinde de beyaz, alaca, kırmızı ve san bayraklara siyah ve yeşil renkliler ilave edildi. Doğrudan doğruya padişahın hassa kuvvetini teşkil eden kapıkulu ocaklarının taşıdıkları bayraklar, umumiyetle saltanat sancakları sayılırdı. Macaristan seferine çıkan ve orduya kumandan tayin edilen Sadrazam İbrahim Paşa’ya; beyaz, yeşil ve sarı renkte üç sancakla iki kırmızı, iki de alaca bayrak verilmesi bu hususu ispat etmektedir. Topraklı süvarinin yukarısı yeşil, aşağısı kırmızı renkte olmak üzere iki renkli bayrağı vardı.

    Osmanlı ordusunda olduğu gibi, donanmasında da türlü renk ve şekillerde bayraklar kullanıldı. On besinci asırda genellikle kırmızı renkli bayraklar kullanıldığı halde on altıncı asırda kumandana mahsus bayrağın yeşil, derya beylerinin ise beyaz, kırmızı, sarı, sarı kırmızı, ufki çizgili alaca bayraklar kullandıkları görülmektedir. Bu asırda ticaret gemilerinin beyaz bayraklar taşıdıkları da bazı kaynaklardan anlaşılmaktadır. Daha sonraki asırlarda da kaptan paşalara mahsus olan bayrak yeşil idi. Gemi sancaklarında en ziyade kırmızı renk kullanılmakla beraber, yeşil bayraklar da kullanılmıştır. Bunların kimlere ait olduğu üzerlerindeki şekillerden anlaşılırdı. Sultan I. Mahmut devrinden sonra donanmada daha çok yeşil sancaklar kullanılmaya başlandı.

    Kalyonların kıç sancakları yeşil olduğu gibi, amirallere mahsus forslar da yeşil zemin üzerinde Zülfikar ve hilal şekillerini ihtiva ederdi. Sultan III. Selim zamanında ordu ve donanmada yapılan yeni düzenlemeler esnasında bayraklar üzerindeki hilal şekline, sekiz köseli yıldız ilave edildi. Bayrak meselesinin belirli esaslara bağlandığı bu devirde, büyük gemilerin muhtelif direklerine çekilecek bayraklar tespit edildi. Padişaha mahsus gemiye (taht gemisi) çekilecek kırmızı sancağın üstünde Sultan III. Selim’in tuğrası vardı. Ticaret gemilerinin taşıdığı bayrakların renk ve şekillerinin tespit edildiği bu dönemde, Cezayir Beylerbeyi’nin, üst köşesinde beyaz renkte sarıklı bir insan başı bulunan kırmızı bayrağı vardı. Bu dönemde kumandan forsları yeşil olup, beylerbeyliğe ait ticaret gemilerinin bayrağı; yeşil, beyaz, kırmızı üç ufki parçadan meydana gelmişti. Tunus ve Cezayir ticaret gemileri ortası yeşil olmak üzere iki mavi, iki kırmızı, beş ufki parçadan meydana gelen bayraklar taşıyordu, Trablus Beylerbeyi ile İstanbul limanına mahsus sancak, üç hilalli olup yeşildi. Sultan III. Selim devrinde kurulan Nizam-i Cedîd Ordusu kıta’ları için ortasına sarı sırma ile bir hilal yahut ortadaki hilalden başka dört kösesine de hilaller islenmiş kırmızı veya fes rengi bayraklar kullanıldı.

    Sultan II. Mahmut zamanında da bayrak şekilleri hemen hemen aynı devam etti. Ancak bu devirde kalelere ve hükümet binalarına ayyıldızlı al sancak çekildiği görülmektedir. Yeniçeri ocağının kaldırılması üzerine bunlara ait hususi bayrakların kullanılmasına son verildi. Yeniçeriler arasında çok yayılmış olan yeniçeriliği ve Bektaşiliği hatırlatan bir takım kelimelerle birlikte bayrak kelimesinin kullanılması da yasak edildi. Bunun yerine sancak kelimesinin kullanılması için her tarafa emirler verildi.

    Yeniçerilerin son zamanlarında genellikle kırmızı renkte, üzerinde beyaz bir pençe, bir Zülfikar ve bir daire sekli bulunan çatal uçlu bayraktar kullanıldı.

    Sultan II. Mahmut tarafından kurulan Asakır-i Mansüre-i Muhammediyye’ye mahsus olarak üzerinde kelime-i şahadet veya fetih ayetleri bulunan siyah bayraklar yapıldı. Siyah rengin tercihi Peygamber Efendimizin Ukab adli meşhur siyah sancağının rengini taklit etmek maksadıyladır.

    İkinci meşrutiyetin ilanına kadar orduda üzerinde ayetler yazılı ve hükümdarların ortası tuğralı armalarını taşıyan sırma saçaklı çeşitli alay sancaktan kullanıldı ve ondan sonra da bu adet devam etti. Bu sancakların rengi umumiyetle kırmızı idi.

    Kırmızı zemin üzerine hilal ve yıldız bulunan bayrak, Osmanlılarda İlk defa 1793′de devletin resmi bayrağı olarak kabul edildi. Ancak bu bayraktaki yıldız, sekiz köseli idi. Bu bayrak Osmanlı Devleti’nin resmi ve umumi sembolü olarak kullanıldı. Sultan I. Abdülmecit zamanında 1842′de yıldızın beş köseli olması kararlaştırıldı ve Osmanlı bayrağının şekli kesinleşti. Bu devirde padişaha ait tuğralı sancaktan başka hükümdarın gemileri ziyaretinde kullanılan, ortasında güneş ve dört kösesinde de şualar bulunan bir sancak daha vardı. Kaptan paşaya mahsus sancakta; bir hilal ile sekiz köseli yıldız mevcuttu. Osmanlı hâkimiyetinde bulunan, Tunus, Eflak, Boğdan beyleri ile Sırp prensliğinin özet bayraklarında; Osmanlı bayrağının kırmızı rengiyle birlikte mavi, beyaz, san gibi mahalli renkler de kullanılırdı. Tunus beyinin sancağının, ortasında kırmızı zemin üzerindeki bir beyaz daire içinde kırmızı hilal ve yıldız sekli mevcuttu. Sırp, Eflak ve Boğdan beylerbeyleriyle Sisam adasına ait hususi bayrakların üst köselerinde, Osmanlı hâkimiyetinin sembolü olmak üzere, kırmızı zemin üzerinde beyaz üç yıldız bulunan sarı, Eflak bayrağı İle mavi Boğdan bayrağında, birincisinde çifte kartal, ikincisinde de bir öküz başı mevcuttu.

    Sultan Abdülaziz zamanından başlayarak, padişahlara mahsus kırmızı renkli bayrakların ortasındaki tuğraların beyaz renkte sekiz suali bir güneş içinde alınması adet oldu. Sonradan bu bayrağın rengi vişneçürüğü olarak değiştirildi ve saltanat sancağı kabul edilen bu bayrak, saltanatın kaldırılmasına kadar devam etti.

    Sultan II. Abdülhamit zamanında Cuma namazı münasebetiyle yapılan selamlık resminde hilafete mahsus bir bayrak kullanılırdı. Bu, kırmızı atlas zemin üzerine etrafı beyaz ile işlenmiş dört köşe bir çerçeve içinde; bir tarafında Fetih süresi, diğer tarafta ise güneş resmi bulunan sırma saçaklı ve ucu hilalli bir sancaklı.

    1922′de Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından saltanatın kaldırılması üzerine halifeye mahsus olarak, yeşil zemin ortasında sekiz suali beyaz bir güneş içindeki kırmızı zeminde beyaz ay yıldızı ihtiva eden bir sancak kabul edildi ve saltanata mahsus bayrak kaldırıldı. Lakin daha önceki milli bayrak muhafaza edildi. Cumhuriyet idaresinin kurulmasından ve halifeliğin kaldırılmasından sonra 25 Teşrin-i Evvel 1925′de bir sancak talimatnamesi çıkarılarak, harp ve ticaret gemileri hakkında muayyen esaslar kabul olundu. 29 Mayıs 1936 tarih ve 2994 sayılı Kanunla Türk Bayrağı’nın şekli ve ölçüleri kesin bir şekilde tespit edildi. 28 Temmuz 1937 tarih ve 2/7175 sayılı Kararnameye ilişik 45 maddelik bir tüzük ( Türk Bayrağı Nizamnamesi ) ile de Türk Bayrağı’nın kullanılışı kural altına alındı.

    TARİHTEKİ BÜYÜK TÜRK DEVLETLERİ TÜRK BAYRAKLARI











    Konu Bilgileri       Kaynak: www.azeribalasi.com

          Konu: Tarihteki Türk Devletleri Türk Bayrakları

          Kategori: Türk Tarihi

          Konuyu Baslatan: Dygsuz

          Cevaplar: 7

          Görüntüleme: 11332


  2. #2
    aZaT07 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik Tarihi
    27.04.2009
    Mesajlar
    1.746
    Konular
    156
    Beğendikleri
    0
    Beğenileri
    0
    Tecrübe Puanı
    819
    @aZaT07

    Standart

    TARİHTEKİ TÜRK DEVLETLERİ

    17 Büyük Türk Devletleri / İmparatorlukları

    M.Ö. 204 - M.S. 216 -> Büyük Hun İmparatorluğu
    48 - 216 -> Batı Hun İmparatorluğu
    375 - 454 -> Avrupa Hun İmparatorluğu
    420 - 562 -> Ak Hun İmparatorluğu
    552 - 743 -> Göktürk İmparatorluğu
    565 - 803 -> Avar İmparatorluğu
    651 - 983 -> Hazar İmparatorluğu
    744 - 1335 -> Uygur Devleti
    940 - 1040 -> Karahanlılar Devleti
    963 - 1183 -> Gazneliler Devleti
    1040 - 1157 -> Büyük Selçuklu İmparatorluğu
    1157 - 1231 -> Harizmşahlar Devleti
    1236 - 1502 -> Altınordu Devleti
    1368 - 1501 -> Büyük Timur İmparatorluğu
    1526 - 1856 -> Babür İmparatorluğu
    1299 - 1922 -> Osmanlı İmparatorluğu
    1923 - -> Türkiye Cumhuriyeti Devleti


    Türk Devletleri

    1. Kuzey Hun Devleti 48-156
    2. Güney Hun Devleti 48-216
    3. Birinci Chao Hun Devleti/304-329
    4. İkinci Chao Hun Devleti/328-352
    5. Hsia Hun Devleti/407-431
    6. Kuzey Liang Hun Devleti/401-439
    7. Lov-lan Hun Devleti/442-460
    8. Tabgaç Devleti/386-557
    9. Doğu Tabgaç Devleti/534-557
    10. Batı Tabgaç Devleti/534-557
    11. Doğu Türkistan Uygur Devleti/911-1368
    12. Liang Şa-t'o Türk Devleti/907-923
    13. Tana Şa-t'o Türk Devleti/923-936
    14. Tsin Şa-t'o Türk Devleti/937-946
    15. Kan-çou Uygur Devleti/905-1226
    16. Türgiş Devleti 717-766
    17. Karluk Devleti 766-1215
    18. Kırgız Devleti/840-1207
    19. Sabar Devleti/5. asır - 7. asır arası
    20. Dokuz Oğuz Devleti/5. asır sonu - 6. asır sonu
    21. Otuz Oğuz Devleti/5. asır sonu - 6. asır sonu
    22. Basar-Alan Türk Devleti/1380-?
    23. Doğu Karahanlı Devleti/1042-1211
    24. Batı Karahanlı Devleti/1042-1212
    25. Fergana Karahanlı Devleti/1042-1212
    26. Oğuz-Yabgu Devleti/10. asrın ilk yarısı - 1000
    27. Suriye Selçuklu Devleti/1092-1117
    28. Kirman Selçuklu Devleti/1092-1307
    29. Türkiye Selçuklu Devleti 1092-1307
    30. Irak Selçuklu Devleti/1157-1194
    31. Eyyubîler Devleti 1171-1348
    32. Delhi Türk Sultanlığı/1206-1413
    33. Mısır Memlük Devleti 1250-1517
    34. Karakoyunlu Devleti 1380-1469
    35. Akkoyunlu Devleti 1350-1502


    Beylikler

    1. Tulûnlular/868-905
    2. İhşidîler/935-969
    3. İzmir Beyliği/1081-1098
    4. Dilmaçoğulları Beyliği/1085-1192
    5. Danişmendli Beyliği 1092-1178
    6. Saltuklu Beyliği 1092-1202
    7. Ahlatşahlar Beyliği/1100-1207
    8. Artuklu Beyliği/1102-1408
    9. İnaloğulları Beyliği/1098-1183
    10. Mengüçlü Beyliği/1072-1277
    11. Erbil Beyliği/1146-1232
    12. Çobanoğulları Beyliği/1227-1309
    13. Karamanoğulları Beyliği 1256-1483
    14. İnançoğulları Beyliği/1261-1368
    15. Sâhib Atâoğulları Beyliği/1275-1342
    16. Pervâneoğulları Beyliği/1277-1322
    17. Menteşeoğulları Beyliği 1280-1424
    18. Candaroğulları Beyliği 1299-1462
    19. Karesioğulları Beyliği 1297-1360
    20. Germiyanoğulları Beyliği 1300-1423
    21. Hamidoğulları Beyliği 1301-1423
    22. Saruhanoğulları Beyliği 1302-1410
    23. Aydınoğulları Beyliği 1308-1426
    24. Tekeoğulları Beyliği 1321-1390
    25. Eretna Beyliği 1335-1381
    26. Dulkadıroğulları Beyliği 1339-1521
    27. Ramazanoğulları Beyliği 1325-1608
    28. Doburca Türk Beyliği/1354-1417
    29. Kadı Burhaneddin Devleti 1381-1398
    30. Eşrefoğulları Beyliği 13. asır ortaları - 1326
    31. Berçemeoğulları Beyliği/12. asır
    32. Yarluklular Beyliği/12. asır



    Atabeylikler

    1. Böriler/1117-1154
    2. Zengîler 1127-1259
    3. İl-Denizliler/1146-1225
    4. Salgurlular 1147-1284


    Hanlıklar

    1. Büyük Bulgarya Hanlığı/630-665
    2. İtil Bulgar Hanlığı/665-1391
    3. Tuna Bulgar Hanlığı/981-864
    4. Peçenek Hanlığı/860-1091
    5. Uz Hanlığı/860-1068
    6. Kuman-Kıpçak Hanlığı/9. asır - 13. asır
    7. Özbek Hanlığı 1428-1599
    8. Kazan Hanlığı 1437-1552
    9. Kırım Hanlığı 1440-1475
    10. Kasım Hanlığı/1445-1552
    11. Astrahan Hanlığı 1466-1554
    12. Hive Hanlığı/1512-1920
    13. Sibir Hanlığı/1556-1600
    14. Buhara Hanlığı/1599-1785
    15. Kaşgar-Tufan Hanlığı/15. asır başları - 1877
    16. Hokand Hanlığı/1710-1876
    17. Türkmenistan Hanlığı/1860-1885


    Cumhuriyetler

    1. Azerbaycan Cumhuriyeti 1918-1920 1991-....
    2. Batı Trakya Türk Cumhuriyeti 31 Ağustos 1913 - 1923
    3. Türkiye Cumhuriyeti 1923-...
    4. Hatay Cumhuriyeti 1938-1939
    5. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti 1983-...
    6. Azerbaycan Cumhuriyeti 1991-...
    7. Kazakistan Cumhuriyeti 1991-...
    8. Kırgızistan Cumhuriyeti 1991-...
    9. Tacikistan Cumhuriyeti 1991-...
    10. Özbekistan Cumhuriyeti 1991-...
    11. Türkmenistan Cumhuriyeti 1991-...




    * T.C. Cumhurbaşkanlığı forsundaki 16 yıldız; Tarihteki 16 büyük Türk İmparatorluğunu, ortadaki güneş ise Türkiye Cumhuriyeti Devletini simgeler.







    İSLAMİYETTEN ÖNCE TÜRK DEVLETLERİ

    TÜRKLERİN ANAYURDU:

    Türklerin tarih sahnesine çıkışları Orta Asya'dır. Orta Asya'nın sınırları; Doğuda Kingan Dağları,
    Batıda Hazar Denizi, Güneyde Himalaya Dağları, Kuzeyde Sibirya'dır.

    GÖÇLERİN SEBEPLERİ:

    1)- Nüfus artışı ve toprakların yetersiz kalışı,
    2)- Olumsuz iklim şartları(Kuraklık, şiddetli kışlar)
    3)- Kendi aralarında ve diğer kavimlerle olan mücadeleler
    4)- Salgın hastalıklar
    5)- Türklerin Cihan hakimiyeti düşüncesi(Güneşin doğduğu yerden, battığı yere kadar her yeri fethetme arzusu)

    GÖÇ YÖNLERİ:
    Kuzeye Gidenler; Sibirya'ya
    Doğuya Gidenler; Çin ve Uzakdoğu ülkelerine
    Güneye Gidenler; Hindistan, Afganistan ve Çin'e
    Batıya Gidenler; İki yol izlememişlerdir. Bir kısmı Hazar Denizinin kuzeyinden Karadeniz'in
    kuzeyine ve Avrupa'ya; Diğer kısmı ise Hazar Denizinin güneyinden İran,
    Irak, Suriye, Mısır ve Anadolu'ya göç etmişlerdir.

    GÖÇLERİN SONUÇLARI:
    1)- Orta Asya kültür ve Medeniyeti dünyanın değişik bölgelerine taşınmıştır.
    2)- Göç etmeyip, Orta Asya'da kalan Türkler, ilk Türk Devleti olan "Asya Hun Devleti" ni
    kurmuşlardır.
    3)- Göç eden Türk boyları gittikleri yerlerde yeni Türk Devletleri kurarlarken, oralardaki bazı
    devletleri de yıktılar.

    TÜRK ADININ ANLAMI VE KÖKENİ:
    1)- Ziya Gökalp'e göre; Töre kelimesinden gelir. Buna göre Türk demek "Türeli=Nizamlı,geleneklerine
    bağlı" demektir.
    2)- Danimarkalı Bilgin WAMBERY'e göre Türemekten(Türük) gelir. Buna göre :Türk demek TÜREMİŞ,ÇOĞALMIŞ demektir.
    3)- Kaşgarlı Mahmut'un "Divan-ı Lügatıt Türk" adlı eserinde Türk demek "OLGUNLUK ÇAĞI" demektir.
    4)- Genel olarak Türk demek, GÜÇLÜ,KUVVETLİ manasında kabul edilir.

    ASYA HUN DEVLETİ (BÜYÜK HUN DEVLETİ) (MÖ. 220-MS.300)



    * Kurulduğu tarih kesin olarak bilinmemektedir. Tarihte bilinen İLK TÜRK DEVLETİ'dir.
    * Bilinen ilk hükümdarı TUMAN(Teoman)'dır. Teoman'dan sonra yerine oğlu METE HAN geçmiştir.
    * Asya Hun devleti METE HAN zamanında en geniş sınırlarına ulaşmıştır.
    * Çinliler Türk akınlarına karşı koymak için ÇİN SEDDİ'ni yaptılar.

    NOT: Tarihte ilk defa bütün Türkleri tek bayrak altında toplayan Türk Devleti Asya Hun devletidir.

    * Büyük Hun Devleti VERASET SİSTEMİ ve ÇİN SİYASETİ nedeniyle Doğu ve Batı Hun Devleti diye ikiye
    ayrıldı.
    Batı Hunları ARAL GÖLÜ civarına göç etmek zorunda kaldılar. Doğu Hunları ise Kuzey ve Güney
    olarak ikiye ayrıldı. Ve daha sonra Çinliler tarafından ortadan kaldırıldı.

    TÜRKLERDE VERASET SİSTEMİ NASILDI?
    Türklerde devlet hükümdar ailesinin ortak malı sayılırdı. Ve ülke hükümdarın sağlığında oğulları
    arasında paylaştırılırdı. Her prensin(TEKİN) hükümdar olma hakkı vardı.

    NOT: Bu anlayış Türk devletlerinde sık sık taht kavgalarının çıkmasına ve Türk devletlerinin
    parçalanmasına sebep olmuştur.

    TÜRKLERE KARŞI ÇİN SİYASETİ(POLİTİKASI) NASILDI?Çin bozkır göçebe hayatı yaşayan ve savaşçılıkları gelişmiş olan Türk Ordusu karşısında çaresiz
    kalıyordu. Hatta Türk Akınlarını durdurmak için ÇİN SEDDİ'ni yaptırmıştı. Buna rağmen Türkleri
    durduramamıştı. Bu durum karşısında çaresiz kalan Çin şu siyaseti takip etti:
    1- Çin prenslerini Hun Hakanlarıyla evlendirerek, prensesin yanında Hun sarayına çok sayıda hizmetkar
    gönderdiler. Bu hizmetkarlar casusluk faaliyetinde bulunarak,Türkler hakkında bilgi topladılar.
    2- Türk Beylerine hediyeler göndererek, onları kendilerine bağlamaya ve ekonomik olarak Çin'e bağımlı
    yaşamaya alıştırdılar.
    3- Hediyeleri ve ekonomik yardımları birden keserek, Türkleri itaat altına almaya çalıştılar.
    4- Türk Beylerini birbirlerine karşı kışkırtarak, Türk devletinin parçalanmasını sağladılar.

    ÖRNEK:
    Bu konuda en iyi örneklerden biri, Asya Hun Devleti'nin Batı ve Doğu Hun Devleti diye ikiye ayrılması
    olayıdır.
    Bu dönemde Hun Devletinin başına geçen HUANYEH, Çin'in ekonomik yardımları kesmesi üzerine, kurultayı
    toplayarak, Çin'e bağlanmayı teklif etti. Ancak kardeşi ÇİÇİ "Bağımsızlığımız herşeyden önce gelir."
    diyerek, Huanyeh'e karşı çıktı. Böylece Hunlar ikiye ayrıldı. Çin ile birleşen Huanyeh, kardeşi Batı
    Hun Hakanı Çiçi üzerine giderek, Batı Hun Devletini ortadan kaldırdı. Batı Hun Halkı Aral gölü
    çevresine göç etmek zorunda kaldı.


    AVRUPA(BATI) HUNLARI VE KAVİMLER GÖÇÜ




    KAVİMLER GÖÇÜ(375):
    Çiçi'ye bağlı Batı Hunları Çin'in ve Doğu Hunları'nın baskısıyla Aral Gölü civarına göç etmişlerdi.
    Burada 200 sene hayatlarını sürdüren Batı Hunlarının nüfusları arttı. Toprakları yetersiz kalmaya
    başladı. Ve başka Türk Boylarının katılmasıyla güçlendiler. MS. 374 yılında VOLGA (İTİL) nehrini aşarak
    Batı'ya (Avrupa'ya) doğru ilerlemeye başladılar. Türklerin bu ilerlemeleri karşısında önlerinde bulunan
    Vizigot, Ostrogot, Vandal, Sakson, Frank, Germen gibi bir çok kavim hareketlenerek Türklerden kaçmaya
    başladılar.
    Böylece Batı Hun Türklerinin, sebep olduğu bu olaya tarihte KAVİMLER GÖÇÜ adı verilir.(375)

    KAVİMLER GÖÇÜNÜN SONUÇLARI:
    1)- Roma İmparatorluğu; Doğu ve Batı Roma İmparatorluğu olmak üzere ikiye ayrıldı.(395). Batı Roma
    İmparatorluğu 476 yılında bu Germen kavimleri tarafından yıkıldı.
    2)- Avrupa'nın ETNİK yapısı değişti. (Germen kavimlerinin Avrupa'daki yerli kavimlerle karışması
    sonucu yeni milletler ortaya çıktı.)
    3)- Türkler Avrupa'da BATI HUN DEVLETİ'ni(AVRUPA HUN) kurdular.
    4)- İngiltere, Fransa gibi Avrupa devletlerinin temeli atıldı.
    5)- Avrupa'da FEODALİTE (DEREBEYLİK) rejimi ortaya çıktı.
    6)- İlk çağ kapandı, Ortaçağ başladı.


    AVRUPA HUN (BATI HUN) DEVLETİ



    Kavimler göçünü başlatan Batı Hunları tarafından kurulmuştur. İlk hükümdarları BALAMİR, en önemli hükümdarları ATTİLA'dır.

    NOT: Anadolu'ya ilk Türk akınları Avrupa Hunları tarafından yapılmıştır.

    ULDIZ'IN ROMA SİYASETİ: Balamirden sonra Batı Hunlarının başına geçen Uldız, Roma İmparatorluğuna
    karşı akılcı bir siyaset izlemiştir. Hunların düşmanları Germen Kavimleri ile savaştığından, Batı
    Roma İmparatorluğu ile iyi geçinmiş, Doğu Roma'yı(Bizans) ise baskı altına almaya çalışmıştır.

    ATTİLA DÖNEMİAttila başlangıçta ULDIZ'ın siyasetini takip etmiş ve Bizans'ı baskı altına almak üzere Balkan seferleri düzenlemiştir. Bizans'ı MARGUS ve ANATOLYUS antlaşmaları ile ağır ve vergilere bağlamıştır. Bizans'ı dize getiren Atilla daha sonra Batı Roma üzerine yönelmiştir.
    ATTİLLA'NIN BATI ROMA SEFERLERİ:

    1)- Galya Seferi: Batı Roma Ordusuyla KATALON savaşını yaptı. Kesin sonuç alınamadı.(451)
    2)- İtalya Seferi: Bir yıl sonra 452'de Attila ikinci sefere çıktı. Bu defa Roma ordusu Attila'nın
    karşısına çıkmaya cesaret edemedi. Romalılar Papayı Attila'ya elçi olarak gönderdiler.
    Papayla görüşen Attila Roma'ya girmekten vazgeçerek geri döndü.

    Attila'nın ölümünden sonra Avrupa Hun Devleti eski gücünü koruyamayarak dağıldı.



    I. GÖKTÜRK DEVLETİ



    552 yılında BUMİN KAĞAN tarafından Orta Asya'daki AVAR hakimiyetine son verilerek kuruldu. Başkenti ÖTÜGEN'dir. Bumin KAĞAN kardeşi İSTEMİ YABGU'yu ülkenin batı topraklarına gönderdi.
    İSTEMİ YABGU'NUN BATI SİYASETİ:
    İstemi Yabgu İpek yolunu kontrol etmek amacıyla AKHUNLARA karşı İran'daki SASANİ devletiyle işbirliği yaptı. Bu işbirliği sonucu Akhun Devletinin toprakları Sasaniler ve Göktürkler tarafından paylaşıldı.
    İstemi Yabgu; bu defa Sasanilere karşı BİZANS ile işbirliği yaparak, Sasani devletinin zayıflamasını sağladı. Göktürk Devleti

    NOT: Göktürk- Bizans işbirliğinin Sasanileri zayıflatması, Hz. Ömer Devrinde İslam Ordularının
    Sasanileri yenmesini kolaylaştırmıştır.

    GÖKTÜRK DEVLETİ'NİN İKİYE AYRILMASI VE YIKILMASI:
    Bumin Kağan'dan sonra yerine sırasıyla oğlu Ko-Lo, Mukan(En parlak devir), Tapo ve İşbara geçti. Bu
    süre içinde Batı Yabgusu İstemi Yabgu daima doğudaki hakana bağlı kaldı. Ancak İstemi Yabgu'nun
    ölümünden sonra yerine geçen oğlu TARDU aynı itaati göstermedi. Çin'in kışkırması ile I. Göktürk Devleti
    Batı ve Doğu Göktürk Devleti olarak ikiye ayrıldı. Her ikisine de daha sonra Çinliler son verdi.

    II. GÖKTÜRK DEVLETİ(KUTLUK DEVLETİ)
    (682-744)
    I. Göktürk devletinin parçalanıp yıkılmasıyla, Çinin egemenliğinde yaşayan Türkler, 50 yıl süren bir
    esaret dönemi yaşadılar. Bu süre içinde defalarca Çine karşı ayaklandılar. Ancak başarılı olamadılar.
    682 Yılında KUTLUK KAĞAN'ın başlattığı ayaklanma başarılı oldu. Türkler Çinlileri topraklarından atarak
    yeniden bağımsızlıklarına kavuştular.(682). II. Göktürk Devleti'ne kurucusundan dolayı KUTLUK DEVLETİ de denir.
    NOT: Kutluk Kağan Çine karşı "Ulusal Kurtuluş Savaşına" girişerek II. Göktürk devletini kurmuştur. Bu
    özelliği ile Kutluk Kağan Türkiye Cumhuriyeti'ni kuran M.Kemal Atatürk'e benzer.

    II. Göktürk Devleti en parlak devrini BİLGE KAĞAN zamanında yaşamıştır. Bilge Kağan ülkeyi kardeşi
    KÜLTİGİN ve veziri TONYUKUK ile yönetmiştir. Bilge Kağan'dan sonra zayıflayan Devlet; Karluk, Basmil
    ve UYGUR Türkleri tarafından 744 yılında yıkılmıştır.

    GÖKTÜRK DEVLETİ'NİN TÜRK TARİHİNDEKİ ÖNEMİ:
    1)- Tarihte ilk defa Türk adıyla kurulan devlet, Göktürk Devleti'dir.
    2)- Orhun Anıtlarını dikerek (II.Göktürk zamanında) Türk tarihi ve Türk edebiyatının ilk yazılı
    kaynaklarını oluşturmuşlardır.
    3)- Milliyetçilik duygusu, Fransız ihtilalinden 1000 yıl önce Göktürkler döneminde en yüksek seviyede
    yaşanmıştır.
    4)- Asya Hun Devleti'nden sonra Türkleri tarihte ikinci defa tek bayrak altında toplamayı
    başarmışlardır.

    UYGUR DEVLETİ (Orhun uygur devleti)


    | |
    Turfan(Doğu Türkistan) Kansu(Sarı Uygur) Devleti Uygur Devleti

    ORHUN UYGUR DEVLETİ:
    Karluk ve Basmiller'le birleşerek II. Göktürk Devletini yıkan UYGURLAR Orhun bölgesinde UYGUR DEVLETİ'ni kurdular.(745)
    Kurucuları KUTLUK BİLGE KÜL KAĞAN, merkezleri Ordubalık (Karabalsagun)'dur.

    NOT: Kutluk Bilge Kül Kağan Türklerin şehir kuran ilk hükümdarıdır. İlk Türk şehri Ordubalıkdır.

    Bilge Kül Kağan'dan sonra MOYENÇUR başa geçmiş, onun döneminde Müslüman Araplar(Abbasiler) ile
    Çinliler arasında Talas Savaşı yaşandığından, Abbasilere yenilen Çinliler güç kaybına uğramışlardı. Bu
    durumdan yararlanan Uygurlar Çinin TARIM havzasını ele geçirdiler.Moyençur'dan sonra başa BÖGÜ KAĞAN geçti.

    BÖGÜ KAĞAN DEVRİ: Bu devirde Uygur Türkleri ile çin arasında iyi ilişkiler kuruldu, ticaret gelişti.
    Bögü Kağan Çine yardım amacıyla "Tibet Seferine" çıktı.

    Tibet Seferi ve Sonuçları:
    Bögü Kağan tibet seferi sırasında iki MANİ(MANİHEİZM) rahibini yanına alarak ülkesine geri
    döndü. Bu rahipler Uygur Türkleri arasında Mani dininin yayılmasına sebep oldular. Ayrıca
    Türkler arasında Budizm'de yayılmaya başladı.

    Mani Dininin Özelliği: Avlanmayı, et yemeyi ve savaşmayı yasaklayan bir dindir.

    Mani Dininin Uygurlar üzerindeki Etkileri:
    1- Uygurlar Savaşçılıklarını kaybettiler.
    2- Yerleşik hayata geçtiler. (Türklerde ilk defa yerleşik hayata Uygurlar geçmiştir.)
    3- Yerleşik hayata geçmeleriyle Uygurlar ticaret,bilim, sanat ve edebiyat gibi bir çok alanda geliştiler.

    UYGUR DEVLETİ'NİN (ORHUN BÖLGESİ) YIKILIŞI:
    840 yılında bir başka Türk kavmi olan KIRGIZLAR Uygur Devletine son verdiler. Kırgızlar'ın Orhun Bölgesinden kovmalarıyla Uygurlar, Kansu ve Turfan bölgelerine göç etmek zorunda kaldılar.

    NOT: Kırgızlar; Orhun Bölgesinden Uygurları kovarak, buradaki Türk nüfusunun azalmasına sebep
    olmuşlardır. Bu yüzden bu en eski Türk Yurdu, daha sonra Kırgızları yenen Moğolların eline geçerek
    kolayca Moğollaşmış, MOĞOLİSTAN olarak anılmıştır. ¦

    TURFAN( DOĞU TÜRKİSTAN) UYGUR DEVLETİ:
    Kırgızlar tarafından kovulan Uygurların bir kısmı Turfan Bölgesi'ne gelerek, burada yeni bir devlet
    kurdular. Bu devletleri de Moğollar tarafından 1207'de yıkıldı. Uygurlar günümüzde Doğu Türkistan diye
    anılan bu bölgede Çin'e bağlı özerk bir devlet olarak yaşamaktadır.

    KANSU(SARI UYGUR) DEVLETİ:
    Kırgızlardan kaçarak Kansu Bölgesi'ne gelen Uygurlar tarafından kurulan bu devlete Sarı Uygur Devleti
    de denilmektedir. 1209'da Moğolların hakimiyetine girmiştir.

    UYGURLARLA İLGİLİ DİĞER ÖNEMLİ HUSUSLAR:
    * 18 harfli Uygur Alfabesini hazırladılar.
    * Cengiz Han'ın egemenliğine girmelerine rağmen medeniyette geliştiklerinden Moğollar'ı devlet
    teşkilatı, ticaret, bilim, sanat, alfabe gibi konularda etkilediler.
    * Moğolların Türkleşmesinde önemli bir rol oynadılar. (Özbek ve Çağatay Türkleri)
    * İlk Müslüman Türk Devleti Karahanlılar'la savaştılar.(Sebep Uygurların Budizmi, Karahanlıların
    İslamiyeti yaymak istemeleri.)
    * Tahta harflerden MATBAA'yı oluşturdular, pamuktan KAĞIT yaptılar.
    * Uygurlar Yerleşik hayata geçen ilk Türk topluluğudur.

    DİĞER TÜRK DEVLETLERİ VE TOPLULUKLARI

    1)- İSKİTLER(SAKALAR): MÖ. VII. yüzyılda batıya doğru göç ederek Karadeniz'in kuzeyinden Tuna nehrine kadar uzanan topraklara yerleştiler. Batı kaynakları bu topluluğa İskitler, İranlılar ise
    Sakalar adını vermişlerdir. Medler, Persler, Asurlular ve Urartularla savaşmışlardır. Anadolu, Suriye
    ve Mısır'a kadar akınlarda bulunmuşlardır. İskitlerin yönetici kesimi Türklerden meydana
    geliyordu. Yaşayış ve inanışları Türklerle aynıydı. En önemli edebiyat eserleri ALPER TUNGA
    DESTANI'dır.

    2)- AKHUNLAR (EFTALİT) DEVLETİ:



    Hun soyundan gelmektedirler. Afganistan'ın batısında MS.350
    yıllarında kurulan bu Türk Devleti HEFTAL isimli hükümdarından dolayı EFTALİT DEVLETİ diye de anılır.
    * Akhunlar Sasani Devletinde başlayan MAZDEK İSYANI'nı bastırmakta etkili oldular.
    MAZDEK: Sasani Devletinde yaşayan Mazdek,kadın ve servetin ortak olması durumunda
    her türlü huzursuzluğun ortadan kalkacağını savunan bir kişiydi.
    * Göktürk Devleti'nin Batı Bölgelerini idare eden İSTEMİ YABGU ipek yoluna egemen olmak için,
    Sasanilerle ortak hareket ederek Akhun Devleti'nin yıkılmasını sağladı. Akhun Devleti'nin
    toprakları Sasani ve Göktürk devleti arasında paylaşıldı.

    3)- BAŞKIRTLAR(BAŞKURTLAR): X. yüzyılda İtil(Volga) nehri civarında oturmakta idiler. Moğol istilası
    sırasında Moğol egemenliğine girdiler.

    4)- SABARLAR (SİBİRLER=SABİRLER): Önceleri Hun devletinin egemenliğinde yaşayan Sibirler,
    VI. yüzyıl başlarında Avarların baskısıyla batıya göç ederek Ural dağlarının güney doğusuna yerleştiler.
    * Sasanilerle anlaşarak, Bizans'a karşı savaştılar. Anadolu'ya akınlar yaptılar.

    NOT: Anadolu'ya ilk Türk akınları Avrupa Hunları tarafından, ikinci akın Sibirler tarafından yapılmıştır.

    * Bugünkü SİBİRYA adı Sibir Türklerinden gelir.
    * Avarlara yenilince Hazar Türklerine karıştılar. Hazar Devletinin asıl kitlesini oluşturdular.

    5)- TÜRGEŞ DEVLETİ: I. Göktürk Devletine bağlı olan Türgişler 630 yılında Göktürk devletinin yıkılmasıyla serbest kaldılar. BAGA TARKAN Türgiş Devleti'ni kurdu. Kendi adına para bastı.
    II. Göktürk devletinin kurulmasıyla yeniden Göktürk egemenliğine girdiler. II. Göktürklerin son dönemlerinde yeniden serbest kalan Türgişlerin başına SU-LU KAĞAN geçti. Su-lu Kağan Emevilere karşı mücadele etti.

    NOT: Türgişler Emevi ordularını durdurarak, Orta Asyanın Araplaşmasını önlediler.

    766 yılında Türgiş Devletine Karluklar son verdi.

    6)- KARLUKLAR: II. Göktürk Devletinin yıkılmasında Basmil ve Uygurlar'la birleşerek rol oynadılar.
    * Talas savaşında Çin'e karşı Arapları destekleyerek Orta Asyanın Çinlileşmesini ve İslamiyetin
    yayılmasını kolaylaştırdılar.
    * İslamiyeti kabul eden ilk Türk boylarındandırlar. (İlk boy Kıpçaklar'dır.)
    * İlk Müslüman Türk Devleti olan KARAHANLILAR'ın kurulmasında etkili oldular.


    7)- KIRGIZLAR:
    * 840 Yılında Ötügen'i alarak Uygur Devletine son verdiler.

    NOT: Kırgızlar; Orhun Bölgesinden Uygurları kovarak, buradaki Türk nüfusunun azalmasına sebep
    olmuşlardır. Bu yüzden bu en eski Türk Yurdu, daha sonra Kırgızları yenen Moğolların eline geçerek
    kolayca Moğollaşacak ve MOĞOLİSTAN olarak anılacaktır.

    * 1207 yılında Cengiz Han tarafından yıkılmıştır.

    NOT: Kırgızlar, Cengiz Han'a bağlanan ilk Türk Kavmidir.

    * Daha sonra Rusların egemenliğine girmişlerdir.
    * 1916'da Ruslara karşı MİLLİ İSYAN adı verilen bir ayaklanma başlatmışlar, ancak Rus Çarı tarafından
    ağır bir şekilde cezalandırılmışlardır.
    * 1936'da Sovyetler birliğinin 15 Cumhuriyetinden biri olmuşlar, 1991'de Sovyet Rusya'nın
    dağılmasıyla Bağımsız KIRGIZISTAN DEVLETİ kurulmuştur. Başkenti BİŞKEK'dir.

    8)- KİMEKLER: Batı Göktürk topluluklarındandır. İrtiş ırmağı civarında yaşıyorlardı. XI. yüzyıla doğru diğer Türk topluluklarıyla kaynaşarak, yok oldular.


    KARADENİZ'İN KUZEYİNDE KURULAN VE AVRUPA'YA YÜRÜYEN TÜRK TOPLULUK VE DEVLETLERİ

    Bunlar Avrupa Hunları, Sabirler, Avarlar, Bulgarlar, Hazarlar, Macarlar, Peçenekler,
    Kumanlar(Kıpçaklar) ve Oğuzlar(Uzlar)'dır.

    1)- AVARLAR:


    552 yılında Orta Asya'daki Avar İmparatorluğuna Göktürkler son verince, batıya doğru ilerleyerek
    Romanya'ya giren AVARLAR merkezi MACARİSTAN olan yeni devletlerini kurdular.
    * Çin kaynakları Avarlara JUAN- JUAN demektedir.
    * 619 yılında tek başına, 629 yılında da Sasanilerle ortaklaşa İstanbul'u kuşattılar.

    NOT: İlk defa İstanbulu kuşatan Türkler, Avarlardır.

    * Slav topluluklarının göç etmesine neden olarak, bunların doğu Avrupa ve Balkanlara inmesini
    sağladılar. Böylece Balkanların Slavlaşmasında etkili oldular.
    * 805 yılında Franklar tarafından yıkıldılar.

    2)- BULGARLAR:
    Batı Hunları ve Ogur Türklerinin karışmasıyla ortaya çıkan Türk topluluğuna BULGAR denir. (Bulgar
    kelimesi karışmak anlamındadır.)

    BÜYÜK BULGARYA DEVLETİ| |
    Tuna Bulgar Kama(Volga=İtil)
    Devleti Bulgar Devleti

    * Karadeniz'in kuzeyinde Göktürk Devletinin yıkılmasıyla "Büyük Bulgarya Devleti" kuruldu. Ancak kurucusu KUBRAT'ın ölümüyle Hazarlar tarafından yıkıldı. Bulgarların bir kısmı Tuna nehri, bir kısmı da Volga nehri kıyılarına göç etmek zorunda kaldı.

    Tuna Bulgar Devleti: Büyük Bulgarya Devleti'nin yıkılmasından sonra Tuna boylarına (Bugünkü Bulgaristan) göç eden Bulgar Türkleri burada Tuna Bulgar Devletini kurdular.
    * KURUM HAN zamanında Bizans'ı kuşattılar. (Avarlardan sonra Bizans'ı kuşatan
    2. türk kavmidir.)

    * Bu bölgedeki halkın çoğu Slav olduğu için Türkler zamanla Slavlaşmaya
    başladılar. Boris Han zamanında Hırıstiyanlığı kabul ettiler.
    * Daha sonra ortaya çıkan bugünkü Bulgaristan Devleti Türk değil Slav
    devletidir.
    * Bugünkü Bulgaristan'da yaşayan Türkler, Osmanlılar zamanında balkanlara
    yerleştirilen Türklerdir.
    Kama Bulgar Devleti: Büyük Bulgarya Devletinin yıkılmasından sonra Volga=İtil kıyılarına giden
    Bulgarlar burada Kama Bulgar Devletini kurdular.
    * Hükümdarları Almış Han zamanında(X. yüzyıl) müslüman oldular.
    * 1236'da Moğolların egemenliğine girdiler. Altınorda Devletinin
    parçalanmasıyla kurulan KAZAN HANLIĞInın esas kitlesini oluşturdular.
    (Kama Bulgarlarına bugün KAZAN TÜRKLERİ denilir.)
    NOT: İtil(Kama) ulgarları benliklerini bugün de koruyarak varlıklarını sürdürmüşlerdir. Ancak
    Tuna Bulgarları Slavlar arasında yok olup gitmişlerdir. Bunda İtil Bulgarlarının
    İslamiyeti, Tuna Bulgarlarının ise hırıstiyanlığı kabul etmesinin payı büyüktür.

    3)- HAZARLAR:



    Kuzey Karadeniz ve Kafkaslar arasındaki bölgede Göktürk Devletinin yıkılmasıyla HAZAR KAĞANLIĞI
    kuruldu.
    * Ticarette geliştiler.
    * Hazar yöneticileri Museviliği benimsediler. Halk arasında Hırıstiyanlık ve müslümanlık yayılmıştı.
    * Hazarlar ülkelerinde farklı dinleri içinde bulundurduklarından yüksek bir HOŞGÖRÜ vardı.

    4)- MACARLAR:
    * Fin Ugor kavmi ile OGUR Türklerinin karışmasıyla MACAR kavmi ortaya çıkmıştır.
    * 896 yılında kendi adlarını verdikleri MACARİSTAN'a gelerek devletlerini kurdular.
    * X. yüzyılda Hırıstiyanlığın Katolik mezhebini benimsediler. (Bundan sonra Türklük özelliklerini
    kaybetmeye başladılar.)
    * Almanların (Germenlerin) doğuya doğru yayılmasını engelleyerek, Balkan topluluklarının(Slavların)
    Germenleşmesini önlediler.

    5)- PEÇENEKLER:
    * Karadeniz'in kuzeyinde Don ve Dinyesper nehirleri arasındaki bölgeye yerleştiler.
    * Kiev Prensliğini yenerek, Rusların Karadeniz'e inmelerini engellediler.
    * 1071 Malazgirt Savaşına Bizans ordusu içinde ücretli asker olarak katıldılar. Ancak Selçukluların
    kendileri gibi Türk olduklarını anlayınca Selçuklu ordusu saflarına katıldılar.
    * Edirne ve Trakya'nın Marmara kıyılarına kadar olan toprakları Bizans'tan aldılar.
    * İzmir Beyi ÇAKA BEY Peçeneklerle temas kurdu. Buna göre Çaka Bey Peçeneklerle birlik olarak Anadolu
    ve Rumeli'den İstanbul'u kuşatmak istiyordu. Ancak Bizans kurnaz bir politikayla, yine bir Türk topluluğu olan KUMANLAR'ı Peçenekler üzerine saldırtarak, Peçeneklerin dağılmasına sebep olmuştur.

    6)- KUMANLAR (KIPÇAKLAR):
    * Volga'yı aşarak Avrupa'ya ve Balkanlara girmişlerdir.
    * Kıpçakların Karadeniz'in kuzeyinde hakim oldukları topraklara "KIPÇAK BOZKIRLARI" denilmektedir.
    * Macaristan'a giden Kıpçaklar ROMEN devletinin kurulmasında etkili olmuşlardır.
    * Kıpçakların Oğuz Türkleriyle yaptığı mücadeleler DEDE KORKUT HİKAYELERİ'nin ortaya çıkmasına sebep
    olmuştur.
    * CODEX CUMANİCUS(Kodeks Kumanikus); Kıpçak Türk şivesi ile yazılan Latin, Fars ve Kuman dilleri üzerine yazılmış bir sözlüktür.

    7)- UZLAR (OĞUZLAR):
    * Tarihte türk Milletinin siyasi, kültür ve medeniyet alanında en büyük rolü oynayan koludur.
    * Oğuzlara; Bizanslılar UZ, Ruslar TORKİ veya TORK, Araplar GUZ demişlerdir.
    * 24 Oğuz Boyu vardır.
    * Hazar denizinin kuzeyinden bir kolu "UZ" adı ile Avrupa ve Balkanlara göç etti.
    * Balkanlara gelen UZLAR Bizans ordusunu ve Bulgarları yendi. Ancak Peçenek akınları, soğuklar,
    salgın hastalıklar yüzünden dağılıp yok oldular.
    * Uzların bir kısmı Malazgirt Savaşı sırasında Bizans Ordusu saflarından, Selçuklu Ordusuna geçtiler.

    KARADENİZ'İN KUZEYİNDEN AVRUPAYA YAPILAN TÜRK GÖÇLERİNİN SONUÇLARI:

    Avrupa Hunları, Bulgar, Avar, Macar, Peçenek, Kuman ve Uz Türklerinin Avrupa'ya yaptığı göçler olumlu
    sonuçlar getirmedi. Bu Türkler Avrupa'daki diğer halklar arasında silinip gittiler.
    SEBEPLER:
    1)- Hırıstiyanlık dinine girmeleri, onları Türklük özelliklerinden ayırdı.
    2)- Anayurttan gelen göçlerle beslenemediler, bu yüzden kalabalık Slav toplulukları içinde milli
    benliklerini kaybederek eridiler.

    NOT:Türklerin Avrupa'da kurduğu yukarda saydığımız devletler, Avrupada sonradan
    meydana gelen bir çok olayı sebep ve sonuçlarıyla etkilemişlerdir. Bugünkü
    Avrupa'nın siyasi ve etnik yapısını büyük ölçüde bu Türk Devletleri etkilemişlerdir.

    = HARZEMŞAHLAR
    = GAZNELİLER
    = SELÇUKLU
    = ALTINORDU
    = BÜYÜKTİMUR
    = BABUR
    = OSMANLI

    İLK TÜRK DEVLETLERİNDE KÜLTÜR VE MEDENİYET

    1)- DEVLET YÖNETİMİ
    A) DEVLET: İslamiyetten önce Türkler devlete İL veya EL demişlerdir.
    Hükümdarların Ünvanları: Türkler Hükümdarlarına Şanyü,Tanhu, Hakan, Han, Yabgu, İlteber, İdi-kut,
    Erkin gibi ünvanlar vermişledir.

    Türk Hükümdarlarının Tahta Çıkışı Tarih Boyunca Kaç Değişik Şekilde Meydana Gelmiştir?
    1- Hanedan üyeleri arasında siyasi ve askeri mücadeleyi kazanan hükümdar olarak tahta
    çıkıyordu. (En sık rastlanan durum)
    2- Hükümdarın rakipsiz aday olması(Bu durumda taht kavgası olmadan başa geçiyordu.)
    3- Seçim Usulü (Kengeş, toy veya kurultay denilen devletin ileri gelenlerinden oluşan meclisin toplanarak hanedan üyelerinden birini tahta geçirmesi.
    4)-Ekber ve Erşed(En yaşlı ve Olgun) olanın başa geçmesi. (Bu yöntem III. Ahmet zamanından itibaren sadece Osmanlı Devletinde uygulanmıştır.
    Kimler Türk Devletlerinde Hükümdar Olabilirdi? Hanedandan olan bütün erkeklerin hükümdar olma hakları vardı. (Kardeşler, kardeş çocukları, amca, amca çocukları ve diğer hanedan üyeleri.)

    Kut Anlayışı Nedir?
    Türkler devleti yönetme yetkisinin TANRI tarafından verildiğine inanıyorlardı. Tanrı tarafından verilen bu yönetme hakkına KUT diyorlardı.KUT'un kan yoluyla hükümdarın tüm erkek çocuklarına geçtiğine inanıyorlardı.

    Kut Anlayışı Türk Devletlerini Nasıl Etkilemiştir?
    Bütün hanedan üyelerinde KUT olduğundan kendine siyasi ve askeri bakımdan güvenen kişi TAHT KAVGASINA girebiliyordu. Bu durum Türk devletlerini ya iç savaş sonucu istkrarsızlığa, yada bölünmeye götürüyordu.

    NOT: Türk töresinde ana-babaya itaat esas olmasına rağmen, hükümdar bunun dışında tutulmuştur.
    Devletin devamı için baba-oğul veya kardeşlerin birbirleriyle mücadelesi normal karşılanmıştır.
    Çünkü bu sayede en güçlü ve en yetenekli kişi devletin başına geçecektir.

    İkili Yönetim(Çifte Krallık) Nedir?
    Türk Devletlerinde hükümdar yönetimi kolaylaştırmak için ülkeyi SOL(Doğu) ve SAĞ(Batı) olmak
    üzere ikiye ayırırdı. Ortada (Merkezde) ise asıl hükümdar bulunurdu. Sağ ve Solda ise Hanedan üyelerinden YABGU'lar bulunurdu.

    B) MECLİS VE HÜKÜMET: Türk Meclislerine TOY, KURULTAY veya KENGEŞ denilirdi.
    Kurultay'da devletin ana meseleleri görüşülür, hükümdarın ölümü, savaş veya milli felaketlerde
    kurultay toplanırdı.
    AYGUCI : Hükümet başkanı(başbakan)
    BUYRUK : Bakan
    TAMGACI: Dış siyaset işlerini yürüten görevliler
    Eski Türk Devletlerinde diğer devlet görevlileri şunlardı:
    TİGİN: Hükümdar çocukları (Tekin)
    ŞAD : Diğer Hanedan mensupları
    Bunların dışında İnal, inanç, tarkan, bağa, tudun, çor, külüğ, apa, ataman gibi devlet görevlileri de vardı.

    2)- TOPLUM TAPISI:
    Türk toplumu; Oguş : Aile
    Urug oy=Aileler birliği
    Bod(Boy) abileler
    Budun : Millet denilen birimlerden oluşuyordu.
    Boyların başında bulunan BEY'ler, töreye göre boyu idare ederlerdi. Boyların bir araya gelmesiyle
    Devlet(İL) kurulurdu.

    Türk Toplumunun Özellikleri:
    Halk hürdü. Herkes aynı işi yaptığından(hayvancılık) aralarında kesin
    olarak SINIF'ların ortaya çıkması imkansızdı. Yaşam biçimleri GÖÇEBE
    olduğundan savaşta elde ettikleri esirleri çalıştırmaya elverişli değildi.
    Bu yüzden Türk toplumunda KÖLE sınıfı yoktu. Din adamları
    diğer toplumlarda olduğu gibi imtiyazlı değillerdi.

    3)- ORDU:
    Türk Ordusunun başlıca özellikleri şunlardı:
    a)- Türk ordusu ücretli değildi.
    b)- Türk Ordusu daimiydi. (Kadın-erkek her an savaşa hazırdı.)
    c)- Türk Ordusunun temeli ATLI askerlerden meydana geliyordu.

    NOT: Türk ordu teşkilatını ilk kuran METE HAN olmuştur. Mete Orduyu 10'luk sisteme göre
    teşkilatlandırmıştı. Onluk sistem daha sonra tüm Türk devletlerinde kullanılmıştır.
    (Türk ordusu; Çin, Roma,Bizans, Rus ve Moğol Ordu teşkilatı üzerinde etkili olmuştur.)

    Türk Ordusunu Silahları: Ok, yay, kement, kılıç, kargı, süngü, kalkan vb...

    4)- HUKUK:
    Türklerde yazılı olmamakla beraber, gelişmiş bir hukuk anlayışı vardı. Bu hukuk kurallarına
    TÖRE(Türe) denilirdi.
    Hükümdarın başkanlık ettiği ve siyasi suçlara bakan yüksek mahkemeye YARGU adı verilirdi.
    YARGANLAR(Yargucu) idaresindeki mahkemeler ise adi suçlara bakarlardı.

    5)- DİN VE İNANIŞ:
    İslam öncesi Türklerin din ve inanışlarını şu 4 grupta toplayabiliriz:
    1- Tabiat Kuvvetlerine İnanma: Dağ,ağaç, göl, kaya gibi varlıkların gizi güçlere sahip olduklarına inanırlardı.
    2- Atalar Kültü: Ölmüş büyüklere ve atalara ait hatıralar kutsal sayılır ve saygı gösterilirdi.
    3- Şamanizm: Kam veya Şaman adı verilen kişilerin, kötü veya iyi ruhlarla temas sağladıklarını inanılarak, bunların büyücülük ve sihir özelliklerine başvururlardı. Şaman inançları Anadolu'da hala varlığını sürdürmektedir. Örneğin; Gelinlerin üzerine buğday veya para atmak, Eşikten atlamanın uğursuz kabul edilmesi, kurşun dökmek gibi...
    4- Göktanrı Dini: Türklerin İslamiyetten önceki dini Göktanrı diniydi. Bu dine göre Türkler;
    * Tek bir Tanrının evreni yarattığına ve gökte oturduğuna inanıyorlardı.
    * Öldükten sonra dirileceklerine inandıklarından, ölülerini atı,eşyaları ve silahıyla birlikte
    gömüyorlardı.
    * Cennet'e UÇMAĞ, cehenneme ise TAMU diyorlardı.
    * Mezarlara ölünün,sağlığında öldürdüğü düşman sayısı kadar BALBAL adı verilen küçük heykeller
    dikerlerdi. İnanışa göre, yeniden dirilecek kişi atıyla cennete gidecek, ve öldürdüğü
    düşmanlar sonraki yaşamında ona hizmet edeceklerdir.
    * Ölüleri içöin YOĞ adı verilen cenaze törenleri yapar, ve ardından yas tutarlardı.

    Türkler arasında ayrıca Maniheizm(Mani dini), Budizm, Musevilik, Hırıstiyanlık gibi dinlerde
    yayılmıştı.


    6)- EKONOMİK HAYAT:
    Göçebe bir hayat yaşayan Türkler belirli iki merkez arasında (yaylak-kışlak)
    hayatlarını sürdürürlerdi.
    * Hayvancılık temel geçim kaynağıydı. Koyun, keçi, at en çok beslenen hayvanlardı. Bunun dışında sığır, katır ve deve de yetiştirilirdi. Beslenme ve giyimde hayvan ürünlerinden yararlanır ve bunları satarak geçimlerini sağlarlardı.
    * Tarım da gelişmişti. Arpa, buğday, darı gibi tahılları yetiştiriyorlardı.
    * Savaşlarda elde edilen ganimetler ve devletlerden alınan vergiler gelir kaynaklarıydı.
    * Ticaret önemli bir gelir kaynağıydı. Türk ülkeleri İPEK YOLU üzerindeydi.

    NOT: Çin-Türk mücadelesinin temel nedeni İpek Yoluna hakim olmaktı.

    * Ayrıca Hazar ve Bulgar ülkelerinden başlayıp, Ural, Sibirya ve Altaylar üzerinden Çin'e giden yola
    KÜRK YOLU deniliyordu. Türkler bu yolun üzerinde de olduklarından sanar, samur, kunduz, vaşak gibi av hayvanlarının kürklerinin ticaretini yapıyorlardı.

    7)- YAZI, DİL VE EDEBİYAT:
    Türkler tarih boyunca Göktürk, Uygur, Soğd, Brahmi, Süryani, Arap, Kiril ve Latin alfabelerini kullanmışlardır.
    Göktürk (Orhun) Alfabesi: 38 harften meydana gelir. Göktürk yazısına ilk defa Orhun Nehri
    kıyısındaki kitabelerde rastlandığı için ORHUN ALFABESİ de denir.
    Uygur Alfabesi: 18 harften meydana gelir. Uygurlar bu alfabeyi Soğd alfabesinden yararlanarak hazırlamışlardır.
    Başlıca Türk Destanları:
    Hunların(Oğuzların)--> Oğuz Kağan Destanı
    İskitlerin (Saka)------> Alper Tunga DestanıGöktürklerin----------> Ergenekon Destanı
    Uygurların------------> Göç ve Türeyiş DestanlarıKırgızların-------------> Manas Destanı

    Orhun Yazıtları (Göktürk Kitabeleri):

    Türklerin en eski kitabeleri VI. yüzyıla ait YENİSEY kitabeleri ile, VIII. yüzyıla ait ORHUN
    KİTABELERİ'dir.
    Yenisey kitabeleri Kırgızlar'ın mezar taşlarına yazdıkları yazılardı. Orhun Kitabeleri II. Göktürk Devleti zamanında Bilge Kağan, Kültigin ve vezir Tonyukuk adlarına dikilmişlerdir. YOLLUĞ TİGİN isimli bir Türk prensi tarafından yazılmışlardır. Bu yazılar 1893 yılında Danimarkalı Bilgin THOMSEN tarafından okunmuştur.
    Orhun Yazıtlarının Önemi:
    a)- Türk Tarihinin ve Türk Edebiyatının ilk yazılı belgeleri olmaları bakımından önemlidir.
    b)- Bu kitabelerden Türklerin o günkü yaşayışlarını, inançlarını öğreniyoruz. Ayrıca kitabeler
    gelecekteki Türk Milleti içinde çarpıcı öğütler vermesi bakımından önemlidirler.
    8)- BİLİM VE SANAT:
    * Türkler 1 yılı 365 gün 6 saat olarak hesaplayarak, 12 hayvanlı Türk Takvimini oluşturmuşlardır.
    * Uygurlar tahta harflerden matbaayı ve pamuktan kağıdı yapmışlardır.
    * Madencilikte özellikle de demircilikte ileri gitmişlerdir. (Kazakistan'ın başkenti Alma Ata
    yakınlarında bir kurgandan çıkarılan "Altın Adam Heykeli" Türk maden sanatının ne kadar
    geliştiğini gösterir.)
    * Eşya ve binalarda HAYVAN USLUBÜ denilen, hayvan figürlerini kullanmışlardır.
    * HALI Türklerin Dünya medeniyetine bir katkısıdır. (Altaylarda Pazırık Kurganı'nda bulunan halı dünyanın en eski halısıdır.)

    TÜRK KÜLTÜRÜNÜN ÇEVRE KÜLTÜRLERLE MÜNASEBETLERİ:
    1)- Türklerin Çin Kültürüne Katkıları:
    a)- Askerlik alanında
    b)- Devlet Teşkilatında
    c)- At kültüründe(Atı evcilleştirmede)
    d)- Gök Tanrı inancıyla... Çinlileri etkilemişlerdir.
    2)- Çinlilerin Türkleri Etkilediği Alanlar:
    a)- Tarım ve yerleşik kültür
    b)- Felsefe( Taoizm, Konfiçyüs ve Budizm)
    c)- Giyim ... konularında Çinliler Türkleri etkilemişlerdir.
    3)- Türklerin Moğol Kültürüne Katkıları:
    Askerlik alanında, Devlet teşkilatında , Dil ve Alfabede (Uygurca ve Uygur Alfabesini
    kullandılar.), Kımız yapmayı öğrettiler, Türk Töresi ve geleneklerinden, Göktanrı dininden....
    etkilendiler.
    Konu aZaT07 tarafından (11.10.2009 Saat 19:40 ) değiş;tirilmiş;tir.
    DeĞeR VeRDiĞiN iNSaN SeNiN DeĞeRiNi BiLMiYoRSa;
    BıRaK KeNDi DeĞeRi iLe KaLSıN !!!!!!!!!!

  3. #3
    Bahar - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik Tarihi
    07.08.2008
    Yaş;
    40
    Mesajlar
    1.858
    Konular
    81
    Beğendikleri
    0
    Beğenileri
    0
    Tecrübe Puanı
    633
    @Bahar

    Standart

    bunlar harika bilgiler ellerinize saglik
    Ben bir TÜRK'üm!
    Orta Asya'da türeyen,
    Anadoluda büyüyen,
    Avrupa iclerine yürüyen TÜRK'üm!
    Daglarda gemi gezdiren,
    Taslara destanlar kazdiran,
    Tarihi bastan yazdiran,
    Kilicini üc kitada gezdiren TÜRK'üm!
    TÜRK'üm!

  4. #4
    Dygsuz - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik Tarihi
    30.07.2008
    Mesajlar
    10.793
    Konular
    3263
    Beğendikleri
    0
    Beğenileri
    3
    Tecrübe Puanı
    1050
    @Dygsuz

    Standart

    Azat vaktimin darlığı nedeni ile tamamlayamadığım konuyu tamamladığın için çok teşekkürler,sağol varol.

  5. #5
    kafkas22 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik Tarihi
    16.10.2009
    Mesajlar
    1
    Konular
    0
    Beğendikleri
    0
    Beğenileri
    0
    Tecrübe Puanı
    0
    @kafkas22

    Standart

    hakkaten ellerinize sağlık.üye olalı henüz 5 dakika olmadı ancak gördüğüm kadarıyla tam da aradığım bir site.sağolun..

  6. #6
    Azeribalasi - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik Tarihi
    30.07.2008
    Mesajlar
    9.712
    Konular
    3529
    Beğendikleri
    131
    Beğenileri
    32
    Tecrübe Puanı
    100
    @Azeribalasi

    Standart

    Ellerinize saqlik, Harika bilgiler.Kafkas22 Sende xos gelipsen
    [Linkleri Görebilmek İçin Üye Olmanız Gerekmektedir. Üye Olmak İçin Tıklayın...]
    Ailesine
    ...

    Dünyanin En Büyük Azeri Mp3 Arsivi. www.azeribalasi.com

  7. #7
    Emine - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik Tarihi
    14.08.2008
    Mesajlar
    20.276
    Konular
    10681
    Beğendikleri
    0
    Beğenileri
    13
    Tecrübe Puanı
    100
    @Emine

    Standart

    Alıntı kafkas22 Rumuzlu Üyeden Alıntı
    hakkaten ellerinize sağlık.üye olalı henüz 5 dakika olmadı ancak gördüğüm kadarıyla tam da aradığım bir site.sağolun..
    aramiza hosgeldin kafkas
    guzel sozler icin tskler
    sitemiz harikadir saolasin

  8. #8
    Emine - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik Tarihi
    14.08.2008
    Mesajlar
    20.276
    Konular
    10681
    Beğendikleri
    0
    Beğenileri
    13
    Tecrübe Puanı
    100
    @Emine

    Standart

    azat abim ve ablacim cok guzel paylasim ellerinize saglik

Giriş

Giriş